Amerikan Üniversitelerinde Yeni Dönem: Filistin Protestolarına Karşı Sert Önlemler
Amerikan üniversitelerindeki Filistin protestolarına karşı cezai yaptırımlar, Trump yönetimiyle birlikte arttı. Columbia Üniversitesinin 400 milyon dolarlık ödeneğinin kesilmesinin ardından Filistinli bir öğrenci sınır dışı edilmek amacıyla tutuklandı. Birçok üniversite, öğrenci protestolarına karşı güvenlik önlemlerini arttırmış durumda.

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) fitili Columbia Üniversitesinde ateşlenen Filistin’e destek mitinglerine katılanlara ceza niteliğinde yaptırımlar uygulamaya devam ediyor. Gerek üniversitenin finansal imkanlarının sınırlandırılması gerekse protestolara katılan öğrencilerin tutuklanması, ABD’nin kampüslerde İsrail çıkarlarını koruduğuna dair eleştirileri yeniden gündeme getirdi.
Filistinli Öğrenci, Vize İptali İçin Tutuklandı
Son olarak 8 Mart Cumartesi günü; ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) yetkilileri, üniversitede geçen yıl İsrail karşıtı protesto gösterilerinde önemli rol oynayan Filistinli yüksek lisans öğrencisi Mahmoud Khalil’i tutukladı. Halil’in vekili Av. Amy Greer, yaptığı açıklamada, Manhattan kampüsü yakınlarında üniversiteye ait bir binadaki dairesinde bulunan Halil’in, ICE yetkililerince tutuklandığını teyit etti.
Greer, tutuklama sırasında görüştüğü ICE yetkilisinin, Halil’in öğrenci vizesinin iptal edilmesini kapsayan ABD Dışişleri Bakanlığı talimatı doğrultusunda hareket ettiğini söylediğini aktardı. Görüşmede, Halil’in “yeşil kartlı daimî ikametgah sahibi” olarak ABD’de bulunduğunu hatırlattığını kaydeden Greer, buna karşın ICE yetkilisinin, bunun da iptal edildiğini bildirdiğini belirtti. Greer, tutuklama işlemi yapan yetkilinin Filistinli öğrenciye “neden tutuklandığını beyan etmeyi” reddettiğini vurgulayarak, olay esnasında Halil’in 8 aylık hamile olan Amerikan vatandaşı karısını da tutuklamakla tehdit ettiklerine işaret etti.
Halil’in New Jersey’deki bir göçmen tutukevi tesisine nakledildiğine yönelik bilgi aldıklarını kaydeden Av. Greer, ancak karısının dün ziyarete gittiğinde Halil’in orada olmadığının anlaşıldığını söyledi. Greer, Filistinli öğrencinin “Louisiana eyaleti kadar uzaktaki bir yere transfer edilmiş olabileceğini” bildirdi. Avukat, “(Halil’in) neden gözaltına alındığına dair daha fazla ayrıntı edinemedik. Bu açık bir gerginlik. (ABD’de) yönetim tehditlerini yerine getiriyor.” sözleriyle 20 Ocak’taki işbaşı yapan Trump yönetminin üniversite politikasının tutuklamanın esas sebebi olabileceğini ifade etti.
Üniversitelerdeki Filistin Protestoları ve Dışişleri Bakanı’nın “Sınır Dışı” Mesajı
Bu yaşananlar üzerine ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, konuya ilişkin X hesabından paylaştığı mesajında, “Amerika’daki Hamas destekçilerinin vizelerini veya yeşil kartlarını iptal edeceğiz, böylece sınır dışı edilebilecekler.” ifadesini kullandı.
Columbia’nın Manhattan’daki ana kampüsü, geçen yıl, ABD’nin İsrail’e verdiği koşulsuz destek ve İsrail ordusunun Gazze’ye saldırılarının yol açtığı insani kriz nedeniyle düzenlenen protestoların merkezinde yer almıştı. Öğrenciler ve akademisyenler, Columbia Üniversitesinde oturma eylemi düzenleyerek yönetimin İsrail’deki üniversitelerle akademik bağlarını kesmesini ve Filistin topraklarının işgalini destekleyen şirketlerin yatırımlarını geri çekmesini talep etmişti. 2024 yazında ülke genelinde üniversitelere yayılan gösteriler sonucu dersler iptal edilmiş, bazı üniversite yöneticileri istifa etmiş, protestolara katılan bazı öğrenciler gözaltına alınmış ve okuldan uzaklaştırma almıştı.
ABD Başkanı Donald Trump, 2024 ilkbaharında ABD’deki üniversite kampüslerinde Gazze’deki katliama karşı düzenlenen protesto gösterilerine katılan uluslararası öğrencileri sınır dışı etme sözü vermişti. Geçtiğimiz günlerde Trump yönetimi, New York’taki Columbia Üniversitesinin federal sözleşmelerini ve hibelerini, antisemitizm iddiaları nedeniyle gözden geçirdiği bildirmişti.
Columbia Üniversitesinin 400 Milyon Dolarlık Ödeneği Kesildi
Trump, Gazze’ye destek gösterilerinin merkez üssü olan Columbia Üniversitesinin 400 milyon dolarlık fonunu, “antisemitizmle mücadelede eksiklik” gösterdiği ve “Yahudi öğrencileri ve personeli koruyamadığı” gerekçesiyle iptal etmişti. ABD Genel Hizmetler İdaresi (GSA), Adalet Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı ile yaptığı ortak açıklamada, Columbia Üniversitesinin federal kurumlarla yapmış olduğu çeşitli kategorilerdeki kontratlarının iptal edildiğini duyurdu.
ABD Sağlık ve Eğitim Bakanlıkları ile Genel Hizmetler İdaresinden yapılan ortak açıklamada, Antisemitizmle Mücadele Görev Gücünün, Columbia Üniversitesi ile federal hükûmet arasında yürürlükte olan 51,4 milyon dolarlık sözleşme için “iş durdurma talimatı verme konusunda” bir değerlendirme süreci başlattığı bilgisi paylaşılmıştı. Açıklamada, “Görev gücü ayrıca, Columbia Üniversitesine yönelik 5 milyar doları aşan federal hibe taahhütlerinin kapsamlı incelemesini yapacak.” ifadesine yer verildi.
Ayrıca, konu hakkında açıklama yapan Eğitim Bakanı Linda McMahon, “Federal fon alan kurumların tüm öğrencileri ayrımcılıktan koruma sorumluluğu vardır.” diyerek Columbia Üniversitesinin bu sorumluluğu yerine getirmedeki başarısızlığının “bariz” olduğunu belirtti.
Columbia Üniversitesi yönetiminin paylaştığı yazılı açıklamada, “Antisemitizmle mücadele için yeni federal yönetimle devam eden çalışmalarımızın sonucunu sabırsızlıkla bekliyoruz. Öğrencilerimizin, öğretim elemanlarımızın ve personelimizin güvenliğini ve refahını sağlamak için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamaya sosyal medyadan tepki gösteren birçok kişi, ülke genelinde üniversite kampüslerine yayılan Gazze’ye destek gösterilerinin başladığı yer olan Columbia Üniversitesinin bu yolla “cezalandırıldığı” yorumunu yaptı. Geçen yılki protestolarda antisemitizm ve Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) iddiaları ortaya atılmış, Columbia Üniversitesi ise antisemitizmle mücadele etmek için ciddi çaba gösterdiğini açıklamıştı.
Filistin Gösterilerini Bastırmak İçin İsrailli Şirketleri Kullanılıyor
Üniversite protestolarına verilen reaksiyonlar arasında dikkat çeken bir diğer gelişme ise İsrail menşeli güvenlik firmalarının sürece dahil olması. 2024’ün aralık ayında ABD ve Kanada’daki üniversitelerin, kampüslerindeki Filistin yanlısı gösterileri bastırmak üzere İsrailli güvenlik şirketleriyle sözleşme imzaladıkları ortaya çıkmıştı. Yedioth Ahronot gazetesinin haberinde, Trump’ın ABD Başkanı seçilmesiyle, “Hamas destekçileri ile mücadele etmeyen akademik kurumlara ceza kesileceğinin” sözünü vermesi üzerine ABD ve Kanada’daki birçok üniversitenin, kampüslerindeki Filistin yanlısı protestoları bastırmak üzere yakın zamanda İsrailli veya İsrail’le bağlantılı güvenlik şirketlerine yöneldiğine işaret edilmişti.
Bunun üzerine, ABD ve Kanada’daki birçok üniversitenin, kampüslerindeki Filistin yanlısı protestoları bastırmak üzere yakın zamanda İsrailli veya İsrail’le bağlantılı güvenlik şirketlerine yöneldiğine işaret edilmişti. Ayrıca, geçen yılın ana protesto merkezlerinden New York Şehir Üniversitesinin (CUNY), son günlerde Strategic Security Corp ile 4 milyon dolarlık güvenlik sözleşmesi imzaladığı bildirildi.
Haberde şirketin sahibinin, İsrail’de mesleki eğitim almış bulunmaktan gurur duyan ve daha önce New York’ta polis memurluğu yapmış olan Joseph Sordi olduğu aktarıldı. Ayrıca, firmanın internet sitesinde firmanın güvenlik yöneticilerinin örgün eğitimlerini İsrail’de aldığının yazıldığı kaydedildi. İsrailli güvenlik şirketlerinin mayısta Los Angeles’taki California Üniversitesinin kampüsünde çıkan şiddetli olaylara müdahil olduğu, gösteriye katılan öğrencilerin İsrail’de askeri geçmişi bulunan Magen Am Şirketi görevlilerinin kendilerine saldırdığını söyledikleri belirtildi.
Habere göre California Üniversitesi, şirketin gösterilerle başa çıkmak için yerel polisle iş birliği içinde çalıştığını ve bu hizmet karşılığında belediye fonlarından bir milyon dolar aldığını itiraf etmişti. Ayrıca İsrail’de özel şubesi bulunan ABD güvenlik şirketi Contemporary Services Corporation ile de üniversite kampüslerinde ve ülkenin her bölgesindeki protesto alanlarında çalışmak üzere sözleşme imzalanmıştı.
Kampüslerde Filistin Protestolarına Karşı Alınan Güvenlik Önlemleri
Güvenlik önlemleri, sadece yeni güvenlik hizmetleri almakla sınırlı kalmadı. 2024’ün nisan ayı ortalarında başlayarak dünya genelindeki birçok üniversiteye yayılan Filistin’e destek gösterilerinin ardından üniversiteler, takip eden eğitim-öğretim yılı için daha sıkı tedbirler almaya başlamıştı. Columbia Üniversitesinin kampüsündeki protesto kamplarının kurulduğu çimlerin etrafı tel örgüyle çevrildi.
Üniversite yönetimi, Temmuz 2024’te, öğrencilere gönderdiği e-postada, kampüs içi faaliyetlere erişim kısıtlamaları getiren “renk kodlu kampüs sistemi” uygulamayı planladığını duyurdu. Ayrıca, üniversite yönetiminin, ağustos başında kampüsteki 290 güvenlik personeline ek olarak gözaltına alma yetkisi de bulunan “barış yetkilileri” getirmeye çalıştığı iddia edilmişti.
Filistin Protestoları Nedeniyle İstifa Eden Üniversite Rektörleri
Trump’tan önceki Biden döneminde de ABD, 7 Ekim olaylarını takip eden aralık ayında üniversitelerdeki İsrail’e karşı tepkilere yaptırımların ilk adımını atmıştı. 5 Aralık 2023’te düzenlenen kongre duruşmasında Harvard, M.I.T ve Pensilvanya Üniversitelerinin rektörleri, kurumlarındaki antisemitizme karşı öğrencilerini koruyamadıkları gerekçesiyle meclis üyelerinin sorularını cevaplamıştı. 12 Aralık’ta yayımlanan duruşma karar metninde Temsilciler Meclisi; Claudine Gay, Elizabeth Magill ve Sally Kornbluth’u Yahudi soykırımı çağrısının üniversite davranış kurallarını ihlal ettiğini açık bir şekilde ifade etmedikleri gerekçesiyle şiddetle kınamıştı. Bunun akabinde baskılar sonucu, kendisi de bir Yahudi olan Elizabeth Magill rektörlük görevinden istifa etmişti.
Columbia Üniversitesinde Filistin destekçisi öğrenciler, 16 Nisan’da okulun, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını ve işgalini destekleyen şirketlere devam eden finansal yatırımlarını protesto amacıyla kampüsün bahçesinde oturma eylemi başlatmıştı. Gazze Dayanışma Kampı adıyla çadır kurulması üzerine Rektör Minouche Shafik, eylemlerin ikinci gününde New York Polis Teşkilatından (NYPD) göstericilerin dağıtılması için yardım talebinde bulunmuş, kampüse giren polis 108 öğrenciyi gözaltına almıştı. Bu sayı, Mayıs ayına gelindiğinde ülke çapında 1500’ü aşmıştı.
En son geçtiğimiz yılın 29 Nisan tarihinde okul yönetimi ile müzakerelerin çıkmaza girmesi üzerine Columbia öğrencileri okulun tarihî Hamilton Hall binasını işgal etmiş, bir gün sonra okul yönetiminin talebi üzerine NYPD’ye bağlı çevik kuvvet ekipleri öğrencilere müdahale ederek binayı boşaltmış, bahçedeki çadır kampını da dağıtmıştı. Rektör Minouche Shafik 17 Nisan’da, “Yahudi öğrencileri antisemitizmden korumadığı” yönündeki iddialar nedeniyle Temsilciler Meclisi Eğitim ve İşgücü Komitesine 5 saat süren bir ifade vermiş, bizzat Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson tarafından istifası istenmişti. Shafik, uzun süre direnmiş ve 2023-2024 eğitim yılını rektör olarak tamamlamıştı. Shafik’in ardından Katrina Armstrong Rektörvekili olarak geçici bir süre için göreve getirilmişti. (AA/P)