'Anket'

“Avrupa’da Genç Seçmenlerin Önceliği Göç Değil, Geçim”

Avrupa'da gençlerin endişeleri ve siyasetten beklentileri neler? Onları hangi konular ilgilendiriyor? Avrupa Birliği (AB) genelinde ve Avusturya'da yapılan anketlerin sonuçlarına göre genç seçmenler, diğer yaş gruplarına kıyasla farklı konulara öncelik veriyor.

Fotoğraf: Alexandros Michailidis / Shutterstock.com

Göç ve iltica politikalarının kamusal tartışmaların ve seçim kampanyalarının odak noktası hâline getirildiği, aşırı sağın güç kazandığı ve siyasette merkezin giderek sağa kaydığı son yıllarda Avrupalı genç seçmenler, hangi endişelere sahip? Gençlerin daha fazla ilgi duyduğu konular neler? Avrupa Birliği (AB) genelindeki genç seçmenlerle yapılan bir anket çalışması ve kısa bir süre önce Avusturya’da yapılan yerel bir araştırma, bu sorulara yanıt arıyor.

Avrupalı Gençlerin Öncelik Sıralaması: Hayat Pahalılığı İlk Sırada

Şubat ayında yayımlanan Avrupa Parlamentosu (AP) Gençlik Anketi (İng. EP Youth Survey 2024), AB genelindeki 16 ila 30 yaş arası gençlerin siyasi öncelikleri, siyasi katılımları, AB’ye yönelik tutumları, öncelikli bilgi kaynakları, maruz kaldıkları dezenformasyon ve 2024 AP Seçimlerindeki oy verme davranışlarını mercek altına alıyor.

Bu ankete göre katılımcıların yüzde 40’ı artan fiyatları AB’nin ele alması gereken önemli konu olduğunu belirtiyor. Bu veri, Avrupa’daki gençlerin en büyük endişesinin hayat pahalılığı kapsamına giren temel yaşam maliyetlerindeki keskin artış olduğunu gösteriyor. Ankete katılan Alman gençler arasında bu oran yüzde 41’e kadar çıkarken, hayat pahalılığını çevre ve iklim krizi (yüzde 33), ekonomik durum ve istihdam artışı (yüzde 31), sosyal güvenlik, refah ve sağlık hizmetlerine erişim (yüzde 29), eğitim ve öğretim (yüzde 27), konut sorunu (yüzde 23) ve AB’nin savunma ve güvenliği (yüzde 21) gibi konular takip ediyor.

Ankette katılımcılar yüzde 45’i insan hakları, demokrasi ve barışın korunması gibi değerlere önem verdiğini ifade ederken yüzde 41’i ifade ve düşünce özgürlüğüne önem veriyor. Yüzde 27’si ise hoşgörü ve toplumdaki çeşitliliğe saygı, yüzde 26’sı cinsiyet eşitliği ve yüzde 24’ü ayrımcılıkla mücadele ve azınlıkların korunması gibi değerlere önem verdiğini belirtiyor.

Gençlerin Endişeleri Arasında Göç Arka Sıralarda Kalıyor

Anket sonuçları ile ilgili açıklama yapan Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola “Gençler artan fiyatlar, iklim krizi, güvenlik ve iyi bir iş bulma konusunda endişe duyuyor. AB bu endişeleri vereceği her kararında ve her yasasında dikkate almalı. Aksi takdirde bütün bir nesli hayal kırıklığına uğratma riskiyle karşı karşıya kalırız.” sözleriyle bulguları değerlendirdi.

Anketin bulguları arasında dikkat çeken en önemli bir hususlardan biri ise, göç meselesinin ankete katılanların sıraladığı öncelikli konular listesinde 8. sırada yer aldı. Bu düşük sıralama göç konusunun mevcut gündeme rağmen gençler için nerdeyse hiçbir öneme sahip olmadığını gösteriyor.

Kamusal tartışmalarda sığınmacıların bütünüyle tehdit unsuru olarak ele alındığı, sınıra kilometrelerce tel örgü çekildiği ve katı bir göç politikasına sahip olan Macaristan’da dahi katılımcıların sadece yüzde 11’i göç meselesini en önemli üç konu arasında görüyor. Ancak bununla birlikte, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın hükûmetinin ve devlet medyasının Avrupa karşıtı tutumu gençlere etki ettiği görülüyor: Macaristan’daki gençler diğer ülkelere kıyasla daha az AB yanlısı.

Katılımcıların yaklaşık 5’te 3’lük çoğunluğu ise genel olarak AB’yi destekliyor. Ancak şunu belirtmek gerekiyor: Bu çoğunluğa AB’yi ve şu anki işleyişini destekleyen yüzde 31’lik bir kesim ile AB’yi destekleyen ancak şu anki işleyişinden memnun olmayan neredeyse eşit yüzde 32’lik bir kesim de dahil. Katılımcıların yüzde 21’si ise AB’ye şüpheyle yaklaştığını ancak çalışma şekli gerçekten değişirse fikirlerini değiştirebileceklerini belirtirken, yüzde 6’sı genel olarak AB fikrine karşı çıktığını ifade ediyor.

Dezenformasyonun En Önemli Kaynağı: Sosyal Medya

Anketin bir diğer önemli bulgusu ise bilgi alma kaynakları hakkında gençlerin neler düşündüğü hakkında: Almanya’daki genç yetişkinlerin yüzde 93’ü son bir hafta içinde dezenformasyona maruz kaldıklarını düşünüyor ve bu oran AB ortalamasından biraz daha yüksek bir seviyede. Ancak ankete katılan Alman gençlerin sadece yüzde 63’ü bu dezenformasyonu fark edebildiklerinden emin. Bu da Almanya’nın diğer AB ülkelerine kıyasla daha kötü bir sonuç elde ettiği anlamına geliyor. Sadece Avusturya’da “uydurma haber” (İng. fake news) konusundaki belirsizlik biraz daha yüksek.

Ankete göre dezenformasyonun en önemli dağıtım kanalı olan sosyal medya aynı zamanda artık genç yetişkinlerin yüzde 40’ından fazlasının siyasi ve sosyal konular hakkında bilgi edindiği yer. 16-30 yaş arası her iki kişiden biri Instagram ve Tiktok’un ana kaynakları olduğunu söylerken kaynaklar listesinde YouTube (yüzde 37) üçüncü sırada yer alıyor. Facebook (yüzde 27), X, eski adıyla Twitter (yüzde 21) ve WhatsApp (yüzde 16) son sıralara yerleşiyor. AP Başkanı Metsola bu verilerden hareketle, internette artan dezenformasyonla mücadele konusunda siyasetçilerin ve sosyal medya platformlarının özel bir sorumluluğu olduğunu vurguluyor.

Gençlere Haziran 2024’te Avrupa Parlamentosu Seçimlerinde oy kullanmama nedenleri sorulduğunda yüzde 16’sı seçim günü başka meşguliyetleri olduğundan seçime gitmediğini ifade ederken yüzde 16’sı seçime gitmek için yeterli bilgiye sahip olmadığını, yüzde 15’i görüşlerini temsil eden bir aday veya siyasi parti bulamadığını ve yüzde 15’i ise genel olarak siyasete ve siyasetçilere karşı güvensizlik veya memnuniyetsizlik sebebiyle oy vermediğini ifade ediyor.

“Avusturya’da Gençler Siyasete Yabancı Kalmış Hissediyor”

Gençlerin siyasetle ilişkisini ve öncelik verdiği konulara yerel bağlamda araştıran bir diğer güncel çalışma ise kısa süre önce Avusturya’da yayımlandı. Sosyal araştırma enstitüsü Foresight Research Hofinger bir araştırmasında, 27 Nisan’da gerçekleşecek olan Viyana Belediye ve İlçe Meclisi Seçimlerinde gençlerin seçim tercihlerini ve endişelerini mercek altına alıyor. 30 yaşın altındaki 283 Viyanalı gençle yapılan ankete ve Avusturya devletinin resmî verilerinin incelenmesine dayanan bu araştırmanın bulgularına göre -1 Ocak 2025 itibarıyla Viyana’da 16-29 yaş arası 213.754 Avusturya vatandaşı oy kullanma hakkına sahip olsa da- gençlerin genellikle okul ya da eğitim gibi sorunlarla meşgul olması ve siyaseti karmaşık bulması sebebiyle siyasete çok az ilgi gösterdiği görülüyor.

Ayrıca Viyana’da 16 yaşın üzerindeki nüfusun 3’te 1’inden fazlası Avusturya pasaportuna sahip olmadığından yaklaşan yerel seçimlerde oy kullanamayacak. Bu durum, araştırmaya göre gençlerde oylarının gerçekte hiçbir önemi olmadığı hissini pekiştiriyor. Sosyolog ve Viyana Üniversitesinde görev yapan Dr. Jörg Flecker, “Burada özellikle gençlerle ilgili büyük bir çelişki var: bir yandan entegre olmaları, örneğin Almanca öğrenmeleri için bir baskı mevcut. Diğer yandan da oy kullanma hakkına sahip olmamaları sebebiyle dışlandıklarını hissediyorlar.” değerlendirmesini yapıyor.

Avusturyalı Gençler Mesleki Geleceği Konusunda Endişeli

Araştırmaya göre günlük yaşamlarını ve geleceklerini etkileyen çok sayıda zorlukla karşı karşıya kalan gençler eğitim ve öğretim, iş gücü piyasası ve iklim krizi gibi konuların özellikle aciliyet arz ettiğini ifade ederken pek çok genç özellikle mesleki geleceği konusunda endişeli. Flecker’a göre bu gençler, okulu bitirdikten sonra güvenli bir iş bulmanın artık doğal bir süreç olmadığının farkında: “Aile bağları ya da maddi desteği olmayanlar genellikle büyük engellerle karşılaşıyor.”

Buna ek olarak; bazı gençlerin kardeşlerine bakmak ya da ebeveynlerine destek olmak gibi yükümlülükleri de olabiliyor. Bu tarz sorumluluklar da boş zaman ve eğitim faaliyetlerine katılmalarını engelliyor. Bu durumdaki gençler, öğrencilik döneminde okulda başarılı olsa da yüksek öğretim kurumlarına erişimde zorlanabiliyor.

Özellikle sosyal açıdan dezavantajlı ailelerden gelen gençler, meslek eğitimi almakta veya eğitimlerine devam etmekte zorlanıyor. Bu gençlere daha iyi fırsatlar sunabilmek için önlemler alınması için çağrıda bulunan Flecker, “Pek çok genç ders çalışırken ya da ödevlerinde evde hiçbir destek alamıyor. Geride kalmamaları için acilen ücretsiz özel derse ihtiyaçları var.” açıklamasında bulunurken, eğitim sisteminin daha kapsayıcı olması ve ayrımcılıkla mücadele için önlemler alınması gerektiğini savunuyor.

Gençlerin kökenleri nedeniyle iş gücü piyasasında sıklıkla dezavantajlı duruma düşebileceklerini vurgulayan Flecker, konut sorununun da gençler için önemli bir konu olduğuna işaret ediyor: “Özellikle şehirlerde kiralar gençler için ödenemeyecek boyutta. Bu da bağımsız bir yaşama giden yolu daha da zorlaştırıyor.”

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler