'Almanya'

Yabancılar Suç Oranlarını Artırıyor mu?

Almanya'da yabancılar, polis suç istatistiklerinde (PKS) nüfus içindeki oranlarına kıyasla aşırı temsil edildiği görülüyor. Bu durum, yabancılar arasında suç işleme eğiliminin daha yüksek olması nedeniyle göçün güvenliği tehlikeye attığı yönündeki endişeleri körüklüyor. Peki göç gerçekten suç oranını artırıyor mu?

15 Nisan 2025 eyilmaz
Fotoğraf: Shutterstock.com

Almanya’da yaklaşık iki ay önce yayınlanan polis suç istatistikleri (Alm. Polizeiliche Kriminalstatistik, PKS), yabancı kökenli suç şüphelilerin istatistiklerde nüfus içindeki oranlarına kıyasla fazlasıyla yer aldığını gösteriyor. Verilere göre, 2023 yılında her 1.000 yabancı kökenli başına 57 yabancı kökenli suç şüphelisi (sadece Alman vatandaşı olmayan kişilerin işleyebileceği ikamet suçları hariç) düşerken buna karşılık her 1.000 Alman başına sadece 19 Alman suç şüphelisi düşüyor.

Almanya’da ikamet etmeyen şüpheliler düşüldükten sonra dahi, yabancı suç şüphelisi oranı Alman suç şüphelisi oranına kıyasla neredeyse üç kat daha yüksek. Ayrıca bir bölgede yabancı kökenlilerin oranı yüzde bir daha yüksek olması suç oranının yüzde 0,41 daha yüksek olmasıyla sonuçlanıyor. Bu farklılık, suç oranlarındaki genel düşüşe rağmen on yılı aşkın bir süredir gözlemlenmekte.

Daha Fazla Göç Daha Fazla Suç mu Demek?

Bu veriler, yabancılar arasında suç işleme eğiliminin daha yüksek olması nedeniyle göçün genel güvenliği tehlikeye attığı yönündeki endişeleri körüklediği gibi son seçimin galipleri Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ile aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisinin (AfD) göç karşıtı propaganda içeriklerini sanki doğrular nitelikte. Son seçim kampanyasında güvenlik kaygıları göçün sınırlandırılması lehine önemli bir argüman olarak kullanılmıştı.

Örneğin Bavyera Eyaleti Başbakanı Markus Söder (CSU) kış konferansında “göçün sınırlandırılması ve iç güvenliğin iyileştirilmesi gerektiğini” vurgulamış Hristiyan Demokrat Birliğinin (CDU) şansölye adayı Friedrich Merz da göç yoluyla “sorunların ülkeye taşındığını” savunmuş ve suç işleyen göç kökenlilerin Alman vatandaşlığının elinden alınmasına yönelik çağrıda bulunmuştu. Peki bu durumda daha fazla göç daha fazla suç mu demek oluyor? Suç ve etnik köken arasında bir bağlantı var mı?

Ifo Enstitüsü’nün martta yayınlanan “Göç Suçu Artırıyor mu?” başlıklı raporu polis suç istatistiklerindeki verileri mercek altına alarak göç ve suç arasındaki korelasyonu analiz ediyor. Rapora göre, suç oranındaki bölgesel farklılıklar öncelikle nüfus yoğunluğu veya ekonomik durum gibi bölgeye özgü faktörlerle açıklanıyor. Bu faktörler faillerin etnik kökenine bakılmaksızın suç işleme riskini etkiliyor.
Yabancıların suç oranının yüksek olduğu bölgelerde yaşama olasılığı daha muhtemel olduğundan, yabancıların oranı ile yerel suç oranı arasında istatistiksel bir korelasyon olduğu tespit ediliyor. Bu bölgeler, örneğin sahip oldukları altyapıları, ekonomik durumları, polis varlığı veya nüfus yoğunluğu gibi faktörler nedeniyle, bölge sakinlerinin kökenleri ne olursa olsun suç riskini artırmakta.

Demografik Risk Faktörleri: Yaş Ortalaması ve Erkek Nüfus Oranı

Öte yandan, etnik kökenden bağımsız olan genel demografik risk faktörleri (ortalama yaş ve bölgedeki erkek nüfus oranı) suç oranlarındaki bölgesel farklılıkları sadece küçük bir ölçüde açıklasa da uzmanlara göre, köken ve suç kuramında dikkate alınmalı. Bu faktörler genellikle yabancılar arasında daha belirgin olduğu görülüyor: 2018-2023 yıllarına bakıldığında ortalama olarak Almanlar yabancı kökenlilerden 11 yaş daha büyük olduğu gibi yabancı kökenliler arasındaki erkek oranı da Almanlardan daha yüksek olduğu ortaya çıkıyor.

Raporda yabancı şüphelilerin sayısının orantısız bir şekilde yüksek olması, kısmen polisin göç ve yabancı kökenlilere daha sert davranmasıyla da açıklanıyor. Örneğin Entegrasyon ve Göç Uzman Konseyi tarafından yapılan bir ankette, yabancı olarak algılanan vatandaşlar polis tarafından yaklaşık iki kat daha sık durdurulduklarını ve kontrol edildiklerini bildirmişler. Uzmanlar, aynı zamanda mali sebeplerden dolayı polis karakollarının bölgesel olarak azaltılması da yakalanma riskinin daha düşük olduğuna yönelik algıya yol açması nedeniyle suçu arttırdığına işaret ediyor.

Uzmanlara göre, yabancı kökenlilerin Alman vatandaşlığına geçişi de istatistiklerde dikkate alınamaması sebebiyle verileri çarpıtmakta: Daha iyi entegre olmuş ve eğitimli göçmenler daha sık vatandaşlığa kabul ediliyor ve bu da Alman vatandaşlarının suç oranını yabancı kökenlilere kıyasla düşürüyor. Bu tür etkenleri analizlere dahil edebilmek için anonimleştirilmiş verilere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden uzmanlar, bu verilerin şu anda mevcut olmadığını aktarıyor. Bu faktörlerin tamamı dikkate alındıktan sonra, yüksek bir yabancı oranı ile yerel suç oranı arasında bir korelasyon bulunmadığı ortaya çıkıyor.

Göç Meselesindeki Gerçeklik ve Duygular Arasındaki Fark

Raporda, çeşitli ülkelerde yapılan ve göçün sistematik olarak suçu artırmadığını gösteren çalışmalara da atıf yapılıyor. Yakın zamanda yayınlanan 23 Avrupa ülkesine ilişkin bir analiz, göçün 2002-2017 yılları arasında cinayet veya hırsızlık sıklığını etkilemediğini gösteriyor. İsviçre’de yapılan başka bir çalışma ise, kendi ülkelerinde çocukken şiddete maruz kalan sığınmacıların ev sahibi ülkede şiddet suçu işleme olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösterse de bu suçların ağırlıklı olarak kendi nüfus gruplarındaki insanlara yönelik olduğunu ortaya koyuyor. ABD’den örnek bir çalışma konumla ilgili faktörlerin olağanüstü önemini doğruluyor: “Moving to Opportunities” programı ile rastgele seçilen ailelerin yoksulluğun daha az olduğu mahallelere taşınmasına olanak sağlanmış ve bu ailelerdeki gençler daha sonra özellikle şiddet içeren suçlar nedeniyle daha az tutuklanmıştır.

Rapor, göçün sistematik olarak suç artırmadığına dair somut kantılar sunmakla beraber göçle ilgili kamuoyu algısıyla siyasi söylemi de değerlendirmeye alıyor. Göç meselesindeki gerçeklik ve duygular arasındaki farka işaret edilen raporda, yerel halkın göçmenlerin sayısını genellikle abarttığı gibi kültürel ve dini olarak daha uzak olduklarına inandıkları ifade ediliyor. Bununla birlikte, göçmenler ekonomik olarak gerçekte olduklarından daha düşük ve devlet desteğine daha muhtaç olarak görülüyor. Buna ek olarak, göçün ekonomi ve güvenlik açısından sonuçları da olumsuz olarak algılanıyor. Örneğin, yabancı kökenli hapishane mahkumlarının oranı abartılıyor ve göç hakkındaki yanlış algılar sebebiyle evler için koruyucu önlemlere daha fazla yatırım yapılıyor.

Polis Suç İstatistikleri (PKS)

Polis suç istatistikleri, kısaca PKS polise bildirilen suçları ve tespit edilen şüphelileri kaydediyor. Trafik, mali ve vergi suçları ile devlet güvenliği ile ilgili suçlar bu istatistiklere dahil edilmiyor. İstatistiklerden çıkan sonuçları yorumlarken dikkate alınması gereken kısıtlamalar var: Örneğin, suçların yüzde 40’ından biraz fazlasında hiçbir şüpheli tespit edilememiş. Buna ek olarak, PKS şüphelilerin yasal suçluluğu hakkında herhangi bir bilgi vermemiyor. 2022 yılında 2,1 milyon şüpheli kaydedilmiş ve aynı yıl sadece 0,48 milyon kişi cezai suçlardan (trafik suçları hariç) hüküm giymiştir.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler