'Vatikan'

Katoliklerin Ruhani Lideri ve Papa Franciscus’un Halefi Kim Olacak?

Yeni papa kim olacak? Papa Franciscus’un ardından gözler yeniden Sistina Şapeli’nde: 133 kardinalin katılacağı Konklav haftaya başlıyor. Franciscus'un mirası hakkında farklı görüşlere sahip kardinallerin arasından hangi adaylar öne çıkıyor?

Papa Franciscus için Vatikan'da düzenlenen cenaze töreni, 23 Nisan 2025. Fotoğraf: Marco Iacobucci Epp - Shutterstock.

Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus’un hayatını kaybetmesinin ardından, yeni papanın seçilmesi süreci yakında başlıyor. 7 Mayıs’tan itibaren kardinaller, Sistina Şapeli’nde yapılacak Konklav‘da bir araya gelecek. Yeni papa seçilene kadar sürecek olan bu toplantılar sırasında çeşitli oylama turları gerçekleştirilecek. Oylamaların sonucuna göre Sistina Şapeli’nin çatısına yerleştirilen bacadan siyah ya da beyaz duman yükselecek. Siyah duman, henüz uzlaşma sağlanamadığını; beyaz duman ise yeni papanın seçildiğini simgeleyecek.

Papa Belirleme Süreci Olan Konklav Nasıl İşliyor?

Konklav’a 80 yaşının altındaki 135 kardinalin katılması gerekirken İtalyan basını, bu sayının 133 olabileceğini belirtiyor. Bir kardinalin ağır hasta olduğu, kardinal Giovanni Angelo Becciu’nun da Londra’daki gayrimenkulün satışından zimmete para geçirdiği gerekçesiyle 2023’te ceza alması sebebiyle Konklav’a katılmaktan çekilebileceği ifade ediliyor.

Her kardinal bir kağıda her oy pusulası için bir isim yazıyor, oy sandığına gidiyor, uygun bir aday seçtiğine dair Latince yemin ediyor ve kağıdı sandığa atıyor. Üç veznedarın kontrolünde atılan oylar sayılıyor. Bu süreç, bir aday lehine üçte iki çoğunluk sağlanana kadar tekrarlanıyor. Kilise hukukuna göre Konklav’daki oylamada üçte iki çoğunluğu alan aday, görevi kabul etmesi durumunda 1,4 milyarlık Katolik dünyasının yeni ruhani lideri yani Papa ve Vatikan Devlet Başkanı olacak.

Aday gösterilen kişilerin kardinal unvanına sahip olma şartı bulunmasa da 1378’den beri Kardinaller Meclisi (Lat. Collegium Cardinalium) dışından bir aday bu makama seçilmedi. Konklav’da papanın seçilmesi durumunda ilk olarak Sistina Şapeli’nden beyaz duman çıkması sağlanarak dünyaya yeni papanın belirlendiği mesajı iletilecek. Ardından yeni papa, Aziz Petrus Bazilikası’nın locasından dünyaya takdim edilecek. Oylamanın ne kadar süreceğine dair kesin bir tahminde bulunmak ise zor. Konklav genellikle birkaç gün sürse de geçmişte haftalar ve hatta aylara yayılan -özellikle kardinaller arasında iç çekişme ve güç paylaşımı sorunlarının yaşandığı Orta Çağ döneminde- nadir süreçler yaşandı. X. Gregorius’un seçilmesiyle sonuçlanan 1268-1271 Konklav’ı 33 ay sürmüştü.

20. yüzyılın başından bu yana çoğu Konklav iki ya da üç günde sonuçlandı. Eğer oylamalar uzarsa ve 13 günün sonunda hiçbir aday üçte iki çoğunluğu sağlayamazsa, en çok oyu alan iki adayla yeni bir oylama yapılıyor. İki adaylı bu son turda da bir aday çoğunluğa sahip olamazsa, sonraki aşamada ne olacağı belli değil. 2013’teki son Konklav ise ikinci gününde sonuçlanmış ve Buenos Aires Başpiskoposu Jorge Mario Begoglio seçilmişti.

Papa Seçimi İçin Hangi Kardinaller Öne Çıkıyor?

Bu Konklav’ın yapısının ve katılımcı yelpazesinin Papa Franciscus’un seçildiği 2013 yılındakinden çok daha farklı olacağı ifade ediliyor. Franciscus on iki yıllık döneminde düzinelerce yeni kardinal atadı. Konklav’a katılanların yaklaşık yüzde 80’i, son Papa tarafından atandı. Bir sonraki Papa’yı seçecek kişilerin çoğu Latin Amerika, Asya, Afrika ve Okyanusya’dan olacak ki bu da bazı analistlere göre bir sonraki Papa’nın Avrupalı olmama ihtimalini arttırıyor. Avrupa 53 kardinalle yine en büyük oy bloğunu oluştururken, bu kıtayı 27 kişiyle Asya ve Okyanusya, 21 seçmenle Güney ve Orta Amerika, 18 kişiyle Afrika ve 16 kişiyle Kuzey Amerika takip edecek. Vatikan siyasetine ve Katolik Kilisesine hakim muhabir ve uzmanların bildirdiğine göre 133 kardinal arasından seçilme şansına sahip dokuz kişinin aday gösterilebileceği ifade ediliyor.

Pietro Parolin, 2013’tan bu yana Vatikan Devlet Sekreteri konumunda. Diğer bir deyişle Papa’dan sonraki en yetkili kilise yöneticisi. 70 yaşındaki İtalyan kardinal, Vatikan’ın en üst düzey politikacısı ve diplomatıydı. Parolin için oy vermeyi tercih eden kardinallerin Papa Franciscus’un politikalarının sürmesini isteyenlerin ve liberal ile muhafazakâr kesimler arasında uzlaşı isteyenlerin Parolin için oy verebileceği tahmin ediliyor.

Pierbattista Pizzaballa, 60 yaşında. İtalyan kardinal görece daha genç olsa da bambaşka bir profile sahip. Pizzaballa, Kudüs Patriği ve buradaki görevi itibarıyla dinî cemaatler arabuluculuk görevlerinde uzmanlaşmış bir kilise temsilcisi. Pizzaballa Fransisken tarikatından muhafazakâr bir kardinal. Bu nedenle -Papa Franciscus’tan farklı olarak- eş cinsel çiftlerin kilise ayinlerinde kutsanmasına karşı çıkıyor.

Robert Walter McElroy (71), kısa süre önce Vaşington Başpiskoposu olarak atandı. Amerikalı muhafazakâr Katoliklerin Trump’a desteği nedeniyle ABD’deki kültür savaşının tam ortasında kaldığı ifade ediliyor. Kardinal McElroy’in ise sosyal politikalar açısından liberal görüşlere sahip olduğu ve göçmenler ile LGBT+ bireylere destek veren söylemlere sahip olduğu belirtiliyor.

Luis Antonio Gokim Tagle, (67) eski bir İspanyol ve Amerikan sömürgesi olan Filipinler’den gelen popüler bir kardinal. Daha önce Manila Başpiskoposluğu yapan Tagle, son olarak Vatikan’daki bir bakanlıkta görev yapıyor. Kilisenin eş cinseller, boşanmış insanlar ve bekâr annelere karşı daha merhametli bir tutum benimsemesi gerektiğini savunuyor. Franciscus’un devamcısı olabileceği düşünülen Tagle, eğer seçilirse, ilk Asyalı Papa olabilir.

Reinhard Marx, 71 yaşındaki bir kardinal. Münih ve Freising Başpiskoposu Marx’ın Almanya’daki görece liberal kesimleri temsil ettiği belirtiliyor. Hoşgörülü söylemleriyle tanınan bir teolog ve kilisedeki istismar meseleleriyle başa çıkma konusunda deneyimli bir isim olarak kabul ediliyor. Marx’ın güçlü bir profile sahip olduğu belirtilse de Alman olması nedeniyle büyük ihtimalle seçilemeyeceği düşünülüyor çünkü 2005-2013 döneminde XVI. Benediktus adıyla Papalık yapan Joseph Ratzinger’in üzerinden fazla zaman geçmemiş ve görece hâlâ yakın bir dönem.

Fridolin Ambongo Besungu (65), Katolik cemaatinin giderek büyüdüğü Afrika kıtasını temsil ediyor. Kongo’daki Kinşasa Başpiskoposu, eş cinsellerin kilise tarafından kutsanmasına karşı çıkıyor. Barış çalışmaları kapsamında Kongo’daki çatışmaların çözümüne katkıda bulunuyor.

Jean-Claude Hollerich, Lüksemburg’dan gelen ve liberal olarak görülen bir başpiskoposu. 66 yaşındaki Hollerich, son yıllarda Vatikan’daki büyük dünya sinodunu (dinî meclis) organize etti. Hollerich kadınların rahip olabilmesini ve Katolik rahiplerin de evlenebilmelerini savunuyor.

Jaime Spengler, dünyada en fazla Katoliğin yaşadığı Latin Amerika kıtasından geliyor. Brezilya’daki yedi kardinalden biri olan 64 yaşındaki Spengler, liberal ve muhafazakâr kamplar arasında uzlaşmadan yana. Vatikan’ın başına geçmesi durumunda Franciscus’un mirasını sürdürmek isteyebileceği tahmin ediliyor.

Raymond Leo Burke, 76 yaşında. Amerikalı kardinalın aşırı muhafazakâr kanadın sembolleşmiş isimlerinden biri olarak öne çıktığı düşünülüyor. Burke, Papa Franciscus’un reformlarını şiddetle eleştiren kilise yöneticilerinin başında geliyordu. Bu gerilim nedeniyle Papa Franciscus, Burke’nin Roma’daki lojman hakkını geri çekmişti.

Vatikan, yeni Papa’nın seçileceği Konklav’ın 7 Mayıs’ta başlayacağını açıkladı. Toplantıya Kardinal Jorge Enrique Jimenez Carvajal (solda), Kardinal Luis Rueda Aparicio (sol 2), Kardinal Ruben Salazar Gomez (sağ 2) ve Kardinal Stephen Chow Sau-yan (sağda) da katıldı. (Riccardo De Luca – Anadolu Ajansı)

12 Yıllık Franciscus Dönemi ve Son Günlerindeki Gazze Mesajları

Çocuk istismarına karşı yetersiz mücadele suçlamaları ve mali skandallarla geçen 8 yılın ardından istifa eden XVI. Benediktus’un ardından seçilen ve Papa Franciscus adını alan Arjantinli bir Cizvit rahibi olan Jorge Mario Bergoglio, 76 yaşında göreve başladığında, Latin Amerika’dan bu makama seçilen ilk kişi oldu.

Katolik Kilisesini tevazu, sosyal adalet ve reform odaklı olarak yeniden şekillendirmeyi hedef edinen Franciscus, şeffaflığı ve disiplini geliştirmek için Vatikan bürokrasisini yeniden yapılandırdı, mali reformlar denedi ve yolsuzlukla mücadeleye öncelik verdi. ABD-Küba ilişkilerine aracılık ederek, dinler arası barışı teşvik ederek ve Irak gibi çatışma bölgelerini ziyaret ederek diplomatik çözümlere destek vermeyi denedi. 2015 yılında yayınladığı Laudato Si’ adlı ansiklopedisi iklim değişikliğini ahlaki bir mesele hâline olarak tanımladı. Francis ötekileştirilenlere, göçmenlere ve yoksullara yönelik şefkati vurgulayarak Vatikan’ın söylemlerini yargılayıcı tondan merhamete mesajlarına doğru değiştirdi.

Bununla birlikte; özellikle ayin reformları, LGBT+ kimlikli insanların kilisedeki konumu ve kadınların kilisedeki rolleri konusundaki bazı açılımlar denedi. Bu girişimleri kilisenin muhafazakâr kesimlerinden gelen iç muhalefetle karşılaştı. Franciscus’u eleştirenler, ayrıca, cinsel istismar vakalarını ve din adamlarının hesap verebilirliği konularında tutarsız hareket etmekle suçladı. Selefleri John Paul II’nin karizmatik muhafazakârlığı ve Benedict XVI’nın teolojik titizliği ile karşılaştırıldığında, Franciscus’un daha kapsayıcı bir çizgi benimsediği ve Küresel Güney perspektifini somutlaştıran bir söylem takip ettiği ifade ediliyor.

Papa Franciscus, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’deki Filistinli Hristiyan cemaatiyle gece boyunca yaptığı telefon görüşmelerinin yanı sıra Gazze’deki savaş hakkında da genel kamuoyuna yönelik açıklamalar yaptı ve barış çağrısında bulundu. Kasım 2023’te Francis, Hamas’ın elindeki rehinelerin İsrailli yakınları ve Gazze’de ailesi olan Filistinlilerle ayrı ayrı görüştü ve kısa bir süre sonra takipçilerine çatışmada “her iki tarafın da nasıl acı çektiğini” doğrudan duyduğunu söyledi. 2024 Paskalya mesajında barış çağrısında bulunarak rehinelerin serbest bırakılması, Filistinlilere insani yardım ulaştırılması ve derhal ateşkes yapılması çağrısında bulundu. Aynı yılın kasım ayında, Franciscus İsrail’in Gazze’ye yönelik kara harekâtının bir soykırım olup olmadığının araştırılması çağrısında bulundu. 2025’teki ölümünden önceki son Paskalya mesajında Gazze’de barış için yalvarmış, ateşkes ve sivillere yardım çağrısını son kez yineledi. (AA/P)

Perspektif’le Avrupa gündemini günlük takip etmek ister misiniz? Perspektif bültenine kaydolun, Avrupa'daki gelişmeler e-posta kutunuza gelsin.

 

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler