“Müslümanların Entegre Olmadığı İddiası Komik”

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın (İng: European Union Agency for Fundamental Rights)  Avrupa’da yaşayan Müslümanlarla ilgili Ekim 2015 – Temmuz 2016 döneminde gerçekleştirdiği anket çalışmasının sonuçları yayınlandı. Çalışma kapsamında 10 bini aşkın kişiye ayrımcılık, temel haklar, farkındalık, kurumlara güven gibi konularda çeşitli sorular yöneltildi. Çalışma bulguları konulara ilişkin önemli veriler ortaya koyuyor.

Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 39’u günlük hayatta göçmen kimlikleri sebebiyle ayrımcılığa uğradığını hissediyor. Ev arayanların yüzde 55’i ve iş arayanların yüzde 44’ü göçmen ya da Müslüman kimliklerini çağrıştıran isimleri nedeniyle ayrımcılığa uğradığını düşünüyor. Ancak ayrımcılık, şiddet veya taciz vakalarını ihbar etmek ayrımcılık kadar yaygın değil. Mağdurların sadece yüzde 12’si ihbarda bulunduklarını belirtiyor.

Öte yandan, Müslümanların yüzde 53’ü yaşadıkları ülkenin vatandaşlarıyla aynı haklardan yararlanırken, katılımcıların 76’sı yaşadıkları ülkeye ait hissediyor.

Çalışmanın sonucunda ortaya çıkan bulgular üzerine açıklama yapan AB Temel Haklar Ajansı direktörü Michael O’Flaherty, Müslümanların Avrupalı kurumlara toplumun geneline kıyasla daha çok güvendiğini vurguladı.

“Anketimiz Müslümanların toplumlarımıza entegre olmadığı iddiasının gülünç olduğunu gösteriyor. Tam aksine, demokratik kurumlara olan güvenin toplumun genelinden çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Ne var ki, her bir ayrımcılık ve nefret söylemleri Müslümanların entegrasyonunu sekteye uğratıyor ve istihdamlarını güçleştiriyor. Maruz kaldıkları ayrımcılıklara rağmen, Avrupa’daki Müslüman cemaatlerin kamu kurumlarımıza ve hukukun üstünlüğüne inançlarından ötürü şahsen cesaret buldum.”

Ayrımcılığın üstesinden gelmek için tavsiyelerde de bulunan rapor, ayrımcılığın cezasının artırılmasını ve Müslümanların karar alma süreçlerine daha yüksek oranda katılımının teşvik edilmesini öneriyor.