"GÜNDEM"

Avrupa Ayrımcılıkla Mücadelede İlerleme Kaydetti

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın yayımladığı rapor, AB ülkelerindeki Müslümanlara yönelik ayrımcılıklara ışık tutuyor.

2 Ocak 2018 admin

Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA), AB üyesi ülkelerde yaşayan Müslüman azınlıkların maruz kaldığı ayrımcılıklar üzerine geniş kapsamlı bir rapor yayımladı. Raporda Müslüman azınlıkların yaşadıkları ülkelere karşı aidiyet hissini kuvvetlendirmek için üye ülkelere öneriler sunuluyor.

 

Müslüman azınlığa uygulanan ayrımcılıklar

Avrupa Birliği’nde yaşayan Müslümanlar; çalışma ortamındaki tacizlerde, kamuda hizmet alımına kadar geniş bir alanda ayrımcılığa maruz kalıyor. Bu durumu ortaya koyan FRA raporuna göre Müslümanlar en çok isimleri, ten renkleri, görünür dinî semboller kullanmaları gibi nedenlerle ayrımcılıkla karşılaşıyor.

 

Rapora göre katılımcıların yüzde 25’i etnik köken veya göçmen kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğradı. Katılımcıların yüzde 12.5’u ise son bir yılda beşin üzerinde ayrımcılık vakasıyla karşılaştı. Özellikle iş ve konut başvuruları ile sağlık hizmeti alımında Müslümanların ciddi ayrımcılıklarla karşılaştığı belirtiliyor.  

 

Rapordaki ilginç verilerden biri de ayrımcılığın birinci nesle kıyasla ikinci nesilde daha fazla görülmesi. Avrupa’daki birinci nesil Müslümanların yüzde 22’si nefret suçlarına maruz kalırken ikinci nesilde bu oran artarak yüzde 36’ya çıkıyor. Sosyal katılım ve görünürlülüğün artmasıyla birlikte Müslümanlara karşı uygulanan nefret suçları ve ayrımcılıklarda artış gözlemleniyor.

 

Mağdurlar Ayrımcılıkla Mücadele Yollarını Bilmiyor

Rapora göre, Müslümanların yüzde 33’ü iş arayış sürecinde ayrımcılığa uğruyor. Bu ayrımcılıkların önemli bir kısmı ise kamu hizmet alımı ve çalışma ortamlarında gerçekleşiyor.

 

Katılımcıların yüzde 79’u maruz kaldığı ayrımcılığa karşı kamu kurumlarına ya da STK’lara başvuruda bulunmamış durumda. Ayrımcılıkların büyük bölümü yüzde 39 ile patron ve iş yeri ortamı, yüzde 17’si ise güvenlik güçleri kaynaklı. Katılımcıların sadece yüzde 4’ü ayrımcılıkla mücadele veren STK’lara başvurmuş. Katılımcıların yüzde 72’sinin ülkelerindeki ayrımcılıkla mücadele kurumlarından haberi yok. Bu rakamlar kamuoyunda ayrımcılıkla mücadele konusunda toplumsal farkındalığın özellikle mağdurlar nezdinde eksik olduğunu gösteriyor.

 

Polis Çevirmelerinde Irkçı Fişlemeler

İslami sembol ve kıyafet kullanmayan katılımcılarda polis sorgusu ve çevirmeleri oldukça azalırken, rapora göre dinî-kültürel sembol ve kıyafetler özellikle güvenlik güçleri tarafından ayrımcılık nedeni hâline geliyor. Katılımcıların yüzde 1’i fiziki polis şiddetine maruz kaldığını ve bu şiddetin temelinde etnik köken farklılığının olduğunu düşünüyor. Ayrıca katılımcıların yüzde 8’i polis çevirmelerinde temel etkenin etnik kökenleri olduğunu düşünüyor. Bu katılımcıların önemli bir bölümü ise Sahra altı Afrika kökenli olanlar.  

 

Müslüman Azınlıkların Aidiyet Hissinin Kuvvetlendirilmesi Gerek

Ayrımcılık vakalarındaki yoğunluğa rağmen katılımcıların yüzde 76’sı yaşadıkları ülkeye sıkı sıkıya bağlı. Buna rağmen Avrupa’daki ikinci nesil Müslümanlar birinci nesle kıyasla polis ve adalet sistemine daha az güveniyorlar.

 

Rapor, yeni nesille birlikte azalan aidiyet hissine karşı demokratik ve katılımcı politikalar geliştirilmesini öneriyor. Rapora göre azınlık haklarının geliştirilmesi konusunda “halkın katılımcılığı” teşvik edilmeli. Özellikle ikinci neslin aidiyet problemlerine karşı katılımcı entegrasyon politikalarının hayata geçirilmesi ve var olan entegrasyon politikalarının iyileştirilmesi öneriler arasında.

 

Rapora göre yeni kuşak göçmenlerin vatandaşlık edinimleri kolaylaştırılarak yaşadıkları ülke ile olan organik bağların kuvvetlendirilmesi şart. Organik bağların güçlendirilmesi için okullarda kültürel farklılıkları daha fazla kapsayıcı eğitim programının sunulması da tavsiyelerden biri. (dd)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler