Komplo Teorisi Sanılan Gerçekler
İlk dile getirildiğinde komplo teorisi olmakla suçlanan ama sonradan doğru olduğu ortaya çıkan iddialar hangileri?
Kimi zaman gerçekler, kurgudan daha garip veya inanılmaz olabilir. İlk öne sürüldüğü zamanlarda komplocu gibi görünen iddiaların gerçekliği sonradan ortaya çıkabilir. Tarihte başta komplo teorisi zannedilen, fakat sonradan gerçek olduğu belirlenen iddialara göz atalım.
“ABD İstihbaratı Bizi İzliyor”
Kaynaklara göre 2013 yılında eski bir Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) çalışanı olan Edward Snowden, Amerikan istihbarat servislerinin gizli izleme ve dinleme faaliyetlerini ortaya koyan belgeleri sızdırıp kamuoyuna açıkladı. Belgeler milyonlarca Amerikalının telefon kayıtlarının toplandığını ve yabancı hükûmetler ve bireyler hakkında casusluk yapıldığını gösteriyordu. Bu olaya ABD tarihindeki en önemli bilgi sızıntısı olarak işaret edilmektedir.
İş Dünyası Komplosu (The Business Plot)
1933 yılında zengin işadamlarının ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’i devirmek ve faşist bir hükûmet kurmak için bir darbe planladıkları iddia edilmiş ve bu siyasi komplo Smedley Butler tarafından ortaya çıkarılmıştı. Kimseye dava açılmamış olmasına rağmen, kongre komitesinin nihai raporunda, “Bu girişimlerin tartışıldığı, planlandığı ve mali destekçilerin uygun görmesi hâlinde uygulamaya konulabileceği konusunda hiçbir şüphe yoktur.” denilmiştir.
“Tütün Şirketleri Sigaranın Ölümcül Olduğunu Biliyordu”
1930’lardan 1950’ye kadar sigaranın ne kadar “iyi” olduğunu dair reklamlar yayınlanıyordu. Bu reklamlarda doktorlar, sigara kullanmanın sağlık açısından endişe doğurmayan bir alışkanlık olduğunu söylüyordu. 1950’lerin başında ise, araştırmalar akciğer kanseri ile sigaranın bağlantılı olduğunu açıkladı. Araştırmalara rağmen, o zamanlar ülkenin en büyük sigara üreticisi olan Philip Morris,1990’ların sonlarına kadar, sigaranın kansere neden olabileceğini kabul etmemiştir.
“Amerikan Hükûmeti İnsanları İçkiden Uzak Tutmak İçin Alkolü Zehirledi”
İddialara göre 1920 ve 1933 yılları arasında ABD hükûmeti, içki yasağı sırasında içki içmenin caydırıcı olması için üreticileri güçlü zehirler kullanmaya zorladı. Bu durum tüketicileri durdurmadı. Yasağın sonuna kadar 10.000’den fazla Amerikalı, bozuk içkiler yüzünden hayatını kaybetti.
“CIA Amerikalılar Üzerinde Halüsinojenik İlaçları Test Ediyor”
MK-ULTRA olarak bilinen proje, 1950’li ve 1960’lı yıllarda insanlar üzerinde zihin kontrolü deneylerini içeren bir CIA projesiydi. Bu proje deneyler, hipnoz, uyuşturucu kullanımı ve farklı psikolojik işkence biçimlerini içeriyordu. Öne sürülen iddialara göre proje başlangıçta CIA tarafından reddedilmiş, ancak daha sonra gizliliği kaldırılan belgelerle doğrulanmıştır.