'Sosyal Medya'

Sosyal Medyada Biri Bizi Gözetliyor mu?

Hayatımızın ayrılmaz bir parçası hâline gelen sosyal medyadaki çevrimiçi faaliyetlerimiz, kimliğimiz ve yaşamımız hakkında birçok mahrem bilgiyi de içeriyor. Özel şirketler tarafından sistematik olarak toplanıp hükûmet kurumlarına satılan verilerimizle ne yapıldığı sorusu ise cevaplanmayı bekliyor.

©Shutterstock.com

George Orwell’in 1984 adlı romanındaki, tele-ekranlar sayesinde halkın her hareketini gözetleyen, insanları tüm yaşam alanlarında kontrol altında tutmaya çalışan “Büyük Birader” ya da İngilizce’deki ifadesiyle “Big Brother” karakterinin geçmişteki totaliter rejimlerle birlikte tarihe karıştığını düşünürüz. Oysa ki Orwell’in kurugusal Okyanusya ülkesinde yaşayan her bireyi sürekli göz hapsinde tutmak için kullanılan tele-ekranların yerini bugün akıllı telefonlar almış gibi görünüyor. Zira telefonlarımız üzerinden yaptığımız her işlemi takip eden ve kayıt altına alan yeni teknolojiler sayesinde bu gözetleme işinin bugün kılıfına uydurularak daha şık bir şekilde ve hissettirmeden yapıldığını söyleyebiliriz.

İfade özgürlüğünü kısıtlayan politikalar, sosyal medya paylaşımları nedeniyle haklarında soruşturma açılan vatandaşlar ve insanların sürekli izlendikleri hissi ile sosyal medya platformlarındaki etkileşimleri konusunda tedirginlik yaşaması bugün geniş bir tartışmanın konusu. Özellikle son dönemde yaşananlar, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik 7 Ekim 2023’te başlattığı ve Uluslararası Adalet Divanında soykırım suçuyla yargılandığı askeri operasyonununa sosyal medya hesapları üzerinden tepki gösteren insanların İsrail’i eleştiren paylaşımları nedeniyle kriminalize edilerek gözaltına alınması, işlerinden atılması veya iş anlaşmalarının iptal edilmesi, birileri tarafından izlendiğimiz ve resmî söyleme ters düşen fikirlerimiz nedeniyle cezalandırıldığımız kanısını güçlendiriyor.

Bugün Facebook, Instagram ya da X sosyal medya platformlarında hesap oluştururken kabul butonuna bastığımızda, aynı zamanda kişisel bilgilerimizin, kim olduğumuz, ne söylediğimiz, ne paylaştığımız, hangi gönderileri beğendiğimiz, arkadaşlarımız ve siyasi görüşlerimizin ne olduğu gibi bilgilerin gözetleme şirketleri tarafından kaydedilip polise, göçmen bürolarına, yerel, eyalet ve federal otoritelere satılabileceğini biliyor muyuz? Örneğin ABD İç Güvenlik Bakanlığı ABD’ye vize başvurusunda bulunanların yanı sıra, ülke içindeki vize sahipleri, göçmenler ve vatandaşlığa kabul edilmiş kişilerin sosyal medya hesaplarını aktif olarak izliyor. Brennan Center tarafından Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası kapsamında açılan dava yoluyla elde edilen 2023 tarihli 3 bin 200 sayfadan oluşan belge, ABD İç Güvenlik Bakanlığının insanlar hakkında bilgi toplamak için rutin olarak sahte sosyal medya hesapları oluşturduğunu da ortaya koyuyor.

Sosyal Medya Gözetleme Şirketleri

2016 yılında Amerika Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU), özel gözetleme şirketlerinin o zamanki adı Facebook ve Twitter olan Meta ve X’i kullanarak Black Lives Matter aktivistlerini hedef almada polise nasıl yardımcı olduğunu ortaya çıkarmıştı. Bunun ardından hem Meta hem de Twitter gözetleme karşıtı politikalarını güçlendirdiklerini ve sosyal medya gözetleme şirketlerinin, kullanıcılarının kişisel bilgilerine erişimini kestiklerini açıklamıştı. Ancak her iki şirketin de kendi gizlilik politikalarına uymadıklarına dair en güçlü kanıtı yine Dataminr, Babel Street, Skopenow, Media Sonar ve ShadowDragon gibi gözetleme şirketlerinin Meta ve X’in verilerine erişimleri olduğuna dair alenen yaptıkları açıklamalar sunuyor. Bu şirketler Meta ve X’ten elde ettikleri verileri son derece kazançlı sözleşmeler yoluyla polise ve diğer devlet kurumlarına satıyor.

Sosyal medya gözetim ürünlerinin ölçeği ve kapsamı ise oldukça korkutucu. Bu ürünler hükûmetlere milyonlarca sosyal medya paylaşımını ve kullanıcı aktivitesini, yani akıl almaz miktarda veriyi derleme ve analiz etme imkanı veriyor. Gözetim şirketleri ise hükûmetlerle yaptıkları sözleşmelerden milyon dolarlar kazanıyor.

Facebook Özel Mesajları Netflix’le Paylaşıyor İddiası

ABD’de iki kişinin Meta grubuna açtığı ve mart ayının sonunda medyaya yansıyan dava belgelerinde, Meta’nın Netflix’e, yaklaşık 10 yıldır Facebook kullanıcılarının özel mesajlarına erişim izni verdiği öne sürüldü. Meta’nın Netflix ile birkaç yüz milyon dolarlık anlaşma yaptığı ifade edilen dava belgelerinin sosyal medyada yayılmasıyla gelen tepkiler üzerine, Meta’nın İletişim Direktörü Andy Stone X’ten yaptığı açıklamada, kullanıcıların özel mesajlarının Netflix ile paylaşılmadığını iddia etti. Stone, Netflix ve Meta arasındaki anlaşmanın, kişilerin izledikleri yapımları Netflix uygulaması üzerinden Facebook arkadaşlarıyla paylaşmasına olanak sağladığını savunarak, bu tür anlaşmaların sektörde yaygın olduğunu ifade etti.

Meta Aleyhine Veri Gizliliğini İhlal Davaları

Meta daha önce de pek çok kez kişisel verilerin ihlali ile ilgili hakkında açılan davalarda yüksek para cezalarına çarptırılmıştı. En son geçtiğimiz yıl mayıs ayında, Meta, Avrupa’daki Facebook kullanıcılarının kişisel verilerini ABD’deki sunuculara aktararak Avrupa Birliği (AB) gizlilik yasalarını ihlal ettiği için AB tarafından bugüne dek kesilen en yüksek ceza olan 1,2 milyar Euro (1,3 milyar dolar) para cezasına çarptırılmıştı. Bu ceza, aynı zamanda kişisel veri gizliliğine dair de bugüne dek verilen en yüklü para cezasıydı.

Avrupa Veri Koruma Kurulu bu cezanın, Meta’nın Avrupa’daki operasyonlarını denetleyen baş düzenleyici İrlanda Veri Koruma Komisyonu’nun Facebook’a yönelik yaptığı bir soruşturmanın ardından geldiğini dile getirmişti. AB düzenleyici kurumu, kişisel verilerin ABD’de işlenmesi ve depolanmasının Avrupa’nın Genel Veri Koruma Yönetmeliği olarak bilinen veri gizliliği yasasına aykırı olduğunu söyledi. Para cezasının yanı sıra Meta’ya ayrıca altı ay içinde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Avrupalı kullanıcıların kişisel verilerinin işlenmesini durdurması da emredilmişti.

Bu rekor cezaya rağmen Meta’nın AB’nin veri koruma düzenlemelerini ihlal etmeye devam ettiğine dair güçlü kanıtlar mevcut. Geçtiğimiz aralık ayında İspanya’da 83 medya kuruluşundan oluşan bir grup Meta’nın yedek reklamlarda üstünlük sağlamak için AB veri koruma düzenlemelerini ihlal ettiği iddiasıyla şirkete 600 milyon dolar tazminat talebi ile dava açmıştı. AB Kişisel Verileri Koruma Yönetmeliği uyarınca, kişisel verileri kullanan tüm platformların bunun için kullanıcıların açık onayını alması gerekiyor. Meta bu yasayı ihlal ederek izinsiz şekilde kullandığı kişisel verilerle kendi pazar hakimiyetini maksimuma çıkarmakla suçlanıyor. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler