Libya’nın Güneyinde İktidar Mücadelesi
Kaddafi sonrası ortaya çıkan siyasi istikrarsızlık ortamında karşıt gruplar arasındaki iktidar mücadelesi dinmek bilmiyor. General Halife Hafter komutasında ülkenin güneyinde gerçekleştirilen askeri operasyonlar, bu yıl seçimleri gerçekleştirmek üzere BM destekli bir ulusal konferans düzenlenmesi çabalarını da tehdit ediyor.
Ocak ayının ortasından bu yana Libya’nın güneyi, Doğu Libya merkezli ordu komutanı Halife Hafter tarafından komuta edilen sözde Libya Ulusal Ordusu’nun (İng. “Libya National Army” LNA) “teröristleri ve yabancı isyancıları temizleme operasyonu” olarak duyurduğu askerî saldırılara sahne oluyor. Şubat ayının başlarında Libya Ulusal Ordu kuvvetleri tarafından yapılan ülkenin en büyük ve en önemli petrol sahası olan Şerare’nin tamamıyla kontrol altına alındığı açıklaması, ordunun petrol tesislerini ele geçirme amaçlı ülkenin güneyindeki ilerleyişinin ilk kazanımı oldu. Petrol sahası, Libya Ulusal Petrol Şirketi (NOC) tarafından geçtiğimiz aralık ayında tesisin güvenliğinden sorumlu yerel kabilelerin Trablus yönetiminden maaşlarına zam yapmasını talep ederek sahayı ele geçirmeleri üzerine kapatılmıştı.
El Şerare resmî olarak Trablus yönetimine aitti. Ancak Trablus hükûmeti, sahayı güvenlik altına alması için kendi komutanını göndermeye çalışmış olmasına rağmen bölgenin kontrolünü ele geçiremedi. Muhalefetten herhangi bir direnişle karşılaşmayan Libya Ulusal Ordusu ise, ana petrol sahasını tüm tesisleriyle birlikte kontrolü altına aldı.
Atlantik Konseyi Orta Doğu Refik Hariri Merkezi’nde kıdemli üye olan Kerim Mazran LNA’nın güneydeki ilerleyişi hakkında, “Bu, Hafter’in batıya doğru yavaş hareket etme stratejisinin bir parçası. Dışarıdan aldığı destekle, askeri harekatlarla ve kabilelere rüşvet dağıtarak teröristlerle çatışma bahanesiyle askerlerini güneye yolladı” değerlendirmesinde bulundu. Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti (“İng. Government of National Accord”, GNA) Başkanı Fayiz es-Serrac ise, Hafter’in operasyonlarını ‘güç elde etme çabası’ olarak nitelendirerek eleştirdi.
Güney’de İktidar Savaşları
Libya’nın Başkanlık Konseyi, güneydeki askerî silahlanmayı sert dille eleştirerek konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Güney, Libya’nın istikrarı için çok önemli, bu nedenle siyasi güç oyunlarının arka bahçesi haline getirilmemeli.” dedi.
Libya’da, yıllarca iktidarı elinde tutan diktatör Muammer Kaddafi’nin devrildiği 2011 yılından beri siyasi karışıklık ve çatışmalar yaşanıyor. Ülke, birbirine rakip yönetimler ve toprak hakimiyeti için yarışan silahlı gruplar arasında bölünmüş durumda. Trablus’taki BM destekli hükûmet ile Hafter’ın ülkenin doğusundaki Tobruk kentinde bulunan kuvvetlerinin desteklediği rakip yönetim arasındaki bu güç mücadelesi, Cezayir, Nijer, Çad ve Sudan sınırındaki güney çölünü Çadlı isyancılar da dahil olmak üzere silahlı grupların barınağı hâline getirdi.
Kaddafi yönetimi sırasında tamamen ihmal edilen, sahil kentleri ve petrol tesislerinin kontrolü için birbiriyle savaşan sonraki rakip hükûmetlerin ise büyük ölçüde görmezden geldiği Libya’nın güneyi, Libya Ulusal Ordusu’nun ilerleyişiyle bir darbe daha aldı. Bölgede yaşayan Tebu kabilesi, Tuareg ve diğer Sahra kabileleri 2011 isyanı sonrası pek çok haklarını kaybetmişti. Tebu kabilesi, Hafter’in ilerleyişiyle kendilerinin dışlandığını ve adaletsiz muamelelere tabi tutulduklarını ileri sürüyor.
Çatışmalardan Sivil Halkı Etkileniyor
Ayrıca, Libya Ulusal Ordusu’nun ilerleyişinin ağır bir bedeli oldu. Doğu yönetimi tarafından Güney Sudan’a getirilen tartışmalı uçuşa kapalı bölge uygulamasının bölgedeki insani durumu üzerinde de oldukça yıkıcı etkileri oldu. Askerî operasyonların başlamasından bu yana Murzuk kentinde geniş ölçüde yakıt, yiyecek, tıbbi malzeme, bebek maması ve diyabet hastaları için insülin sıkıntısı olduğu bildirildi. Kent yetkilileri Libya Ulusal Mutabakat Hükûmetine ve uluslararası topluma seslenerek güneye acil yardım gönderilmesi talebinde bulundu. Ne var ki Birleşmiş Milletler 2014’ten bu yana operasyonlarını yalnızca Libya kıyı şeridine sınırlandırmış durumda.
Hafter’in askerlerinin taarruzları sonucu verilen sivil kayıplar göz ardı edilemez. Murzuk sakinleri geçtiğimiz ay Hafter’in silahlı gruplarının sivillere yönelik saldırı ve bombalamalarını kınayan bir gösteri düzenledi. Daha önce yaptığı açıklamada Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) da bu konuya değinerek, güneydeki askeri operasyonlarda ekonomik tesislerin hedef alınmaması, ne koşulda olursa olsun sivillere zarar verilmemesi ve uluslararası insancıl hukuk esaslarına kesin bir şekilde uyulması gerektiğinin altını çizmişti. Destek Misyonu ayrıca, askeri operasyonlara yalnızca terör ve organize suçlarla mücadele kapsamında başvurulması çağrısında bulunmuştu.
Libya ve jeopolitika uzmanı Jalel Harchaoui twitter hesabından Güney’deki gelişmeler hakkında yaptığı değerlendirmede Hafter’in Fizan’daki askerî operasyonunun “Libya çatışmasıyla alakalı siyasi diyalogu alt üst ettiğini” belirterek, doğulu komutanın Trablus’taki konumunu güçlendirmek için “bu askerî imkânları” kullanmaya hazır yorumunda bulundu.
Hafter Nüfuz Alanını Genişletiyor
Güney petrol sahasını da ele geçirmesi, kuzeydeki “Petrol Hilali Bölgesi” de dahil olmak üzere büyük petrol sahalarının kontrolünü halihazırda elinde bulunduran Hafter’i daha güçlü bir konuma getirecektir. Sputnik’e konuşan Libya uzmanı, “imaj ve siyasi açıdan başarılı bir askerî operasyon Hafter’in gücünü ulusal düzeyde daha da artıracaktır,” dedi.
Atlantik Konseyi uzman araştırmacısı Kerim Mazran ise, “mutabakat lideri” ya da “köprü kurucu” olmayan Hafter’in siyasi ağırlık kazanmasına dair endişelerini dile getiriyor. Doğu hükûmetine Fransa, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi yabancı güçlerden fiili destek verildiğine işaret eden araştırmacı, Libyalı iki ana tarafın çatışmalara son verecek bir anlaşmaya varmadıkları takdirde, Hafter’in başarısının güneyden kuzeye doğru ilerleyeceği konusunda uyarıda bulunuyor. Fizan Libya Organizasyonuna göre bu askerî operasyonla, doğu hükûmeti adına Halife Hafter güneyin %60’dan fazlasını kontrol ediyor ve devam etmekte olan operasyonlarla güney bölgelerindeki hakimiyetini genişleteceğe benziyor.
Yerel Halktan Destek
Ülkenin en kanunsuz bölgelerinden biri olan Güney Libya’nın karmaşık yapısına rağmen, Libya Ulusal Ordusu bölgede dikkatli bir şekilde ilerliyor, parçalanmış yerel dokuya yavaşça sızıyor; kabilelerle barışçıl müzakereler gerçekleştiriyor ve Güneydoğu’daki önde gelen aşiretlerin çoğuyla anlaşmalar yapıyor. Şimdilik, Hafter’in askerî ilerleyişini durdurabilecek Batı Libya önderliğindeki bir muhalefet ya da herhangi bir güç yok gibi görünüyor. Öte yandan yerel halk ve bölgede faaliyet gösteren kuruluşlar, Hafter’in kontrolü ele geçirmesinin, Fizan bölgesindeki üç ana kabile ve diğer Libyalılar tarafından büyük ölçüde desteklendiği belirtiliyor; zira operasyonlarla Kaddafi rejiminin çöküşünden bu yana her yere yayılan insan, yakıt ve uyuşturucu trafiğinin mevcut olduğu bölgede asayiş bir nebze de olsa yeniden tesis edilmiş görünüyor.
Libya konusunda siyaset uzmanı olan Mohamed Eljarh twitter hesabından yaptığı bir değerlendirmede şöyle diyor: “Bu, Libya Ulusal Ordusu’nun planlarını uygulamada izlediği stratejinin ana özelliğidir: Güvenliği artırarak çoğunluğun güvenini kazanmak ve farklı sektörlerin faaliyet gösterebilecekleri bir ortam sağlanmasına yardımcı olmak.”
Ancak, Kuzey Afrika uzmanı Mezran’ın da işaret ettiği gibi Libya Ulusal Ordusu’na verilen destek, Hafter’i savunmaktan ziyade, mevcut durumun (statükonun) değişmesini desteklemekle alakalı. Mezran, “Pek çok insan milisler, çeteler ve asayiş yokluğundan öyle muzdarip durumda ki düzen ve asayiş getirecek her şeyi kabul etmeye hazırlar”, yorumunu yapıyor.
Her ne kadar Hafter’in ilerleyişi kuzeyden ya da batıdan herhangi bir engelle karşılaşmamış olsa da batıya, Trablus’a ilerlemekle tehdit eden Hafter’e karşıt güçlerden misilleme ya da karşı hamle yapılması ihtimali mevcut. Yabancı yönetimlerden itiraz ya da engelleme gelmediği takdirde Hafter’in kazanması muhtemel. Fakat Petrol gelirlerine el koymak amacıyla yaptığı sonraki hamlelere Serrac yönetiminden gelebilecek güçlü bir tepki Libya savaşının uzamasına yol açacaktır.
Güneyde gerçekleşecek yeni çatışmaların, BM’nin uzun süredir hazırladığı ulusal bir konferans düzenleme planlarını alt üst etme ihtimali var. Ancak bu yılki seçimleri düzenlemesi beklenen konferansın yapılacağı tarih ve mekân ise henüz belirlenmemiş. BM ise hâlen katılımcılar ve geniş gündem konusunda mutabakat sağlamaya çalışıyor.