'NSU Cinayetleri'

Halit Yozgat: NSU Terör Örgütünün 9. Kurbanı

Halit Yozgat 6 Nisan 2006’da doğduğu sokakta babasıyla işlettiği internet kafede kafasına isabet eden iki kurşunla hayatını kaybettiğinde henüz 21 yaşındaydı. NSU’nun bilinen 10 kurbanından 9.su olan Halit Yozgat’ı anıyoruz.

Halit Yozgat 1985 yılında Almanya’nın Kassel şehrindeki Holändische Straße’de dünyaya geldi. Baba İsmail Yozgat 1970 yılında, Türkiye’den Almanya’ya yoğun işçi göçünün yaşandığı bir dönemde Almanya’ya gelmiş, ardından da ailesini yanına aldırmıştı. Dedesinin adını taşıyan Halit Yozgat ailenin tek erkek çocuğuydu. 2003 yılında 18 yaşını doldurduğunda halihazırda Alman vatandaşıydı Halit. Arkadaşları ve tanıdıkları tarafından sessiz sakin ve dindar bir insan olarak tanınıyordu. Vurulduğu sene doğup büyüdüğü Holländische Straße’de 82 numaralı binanın giriş katında babasının desteğiyle bir internet kafe açmıştı. Gündüzleri kafede çalışıyor, öğleden sonraları ise kafeyi babasına teslim ederek akşam okuluna gidiyordu.

Cinayet Günü

6 Nisan 2006 Perşembe, sakin bir bahar günüydü. Halit annesi Ayşe Yozgat’a para vererek ertesi gün doğum günü olan babası İsmail Yozgat’a bir hediye almasını, hediyeyi ise babasıyla birlikte seçmelerini istemişti. Öğleden sonra anne ve babası hediye almaya giderken Halit kafede kaldı ve her zaman olduğu gibi okul saatine kadar ödevlerini yaparak görevi devretmek için babasının kafeye dönüşünü beklemeye başladı. Kendisine oğlundan bir doğum günü hediyesi olarak alet takım çantası seçmişti baba İsmail Yozgat. Biraz geciktiğinden oğlu Halit’i kafenin kapısında bekler vaziyette bulmayı umuyordu, ancak Halit ortalıkta görünmüyordu. Saat 5’i henüz dakikalar geçe internet kafeye döndüğünde içeri girer girmez kasanın olduğu masanın üzerindeki kan damlalarını gördü. Sonrasında ise masanın arkasında yerde kanlar içinde yatan oğlunun cansız bedenini fark etti. Duruşma salonunda olay günü oğlunu ilk gördüğü anı şöyle anlatıyordu acılı baba: “‘Halit oğlum ne oldu sana?’ diye sordum, cevap vermedi. Kollarıma aldım, ona baktım ve yavaşça yere koydum.” Sonrasında yardım istemek üzere panikle dışarı çıkan baba polis ve sağlık ekiplerinin olay yerine varmasının ardından sorgu için emniyete götürüldüğünü aktarıyor.

Ailenin Cinayet Sonrası Yaşadıkları

Oğulları cinayete kurban giden Yozgat ailesini sonrasında çok sıkıntılı bir süreç bekliyordu.  Oğullarının öldürülmesinden iki gün sonra defin işlemleri için Türkiye’ye giden aile orada birçok suçlamayla karşılaşacaktı. Cenaze sebebiyle Türkiye’de kaldıkları 10 günlük süre zarfında, Almanya’da da dedikodular ve söylentiler başlamıştı. Polisin cinayette bir uyuşturucu mafyası bağlantısı olabileceği tezi, aile ve çevresini Halit Yozgat’ın uyuşturucu ile bağlantısı olup olmadığı hususunda sorgulamaları, aile ve çevresinin uzun süre polis tarafından izlenmesi, Yozgat ailesinin kendilerini sosyal hayattan çekmesine sebep olmuştu. Baba İsmail Yozgat o dönemi, “5 buçuk sene dışarı çıkmadık, herkes bize kötü gözlerle bakıyordu. Oğlumun neden ve kimler tarafından öldürüldüğünü, sebebinin uyuşturucu ya da mafya ile bir bağlantısı olup olmadığını soruyorlardı.” diye özetliyor.  Türkiye’de de kimse onunla konuşmuyordu. Ailecek geçirdikleri bu zor dönemde yaşadıklarını kaldıramayan İsmail Yozgat kalp krizi geçirecekti.

Olay Yerinde Bir Anayasayı Koruma Muhbiri

Halit Yozgat cinayetinde birçok kez adı geçen Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı muhbiri Andreas Temme olay günü internet kafede bulunduğu tespit edilen 6 müşteriden biriydi. Cinayet sonrası Andreas Temme hariç tüm müşteriler görgü tanığı olarak ifade vermek üzere polise başvurdu. Temme’nin olay günü orada olduğu ise ancak internet kafedeki bilgisayarlarda yapılan meşakkatli incelemeler sonucu ortaya çıktı.

Cinayetin işlendiği sırada olay yerinde olduğu tespit edilen Andreas Temme verdiği ifadede o gün tesadüf olarak orada bulunduğunu ne bir silah sesi duyduğunu ne de tezgâha para koyup çıkarken yerde kanlar içinde yatan Halit Yozgat’ı gördüğünü belirtti. Polise tanıklık için başvurmaması ile ilgili olarak Temme, olay günü internette arkadaşlık sayfalarında gezinip başka kadınlarla sohbet ettiğini ve bunu eşinin öğrenmesini istemediği için polise ifade vermeye gitmediğini ileri sürdü.

Baba İsmail Yozgat ise Temme’nin iddia ettiğinin aksine onu tanıdıklarını, internet kafenin daimî bir müşterisi olduğunu ve normalde her gün internet kafede iki saate yakın vakit geçirdiğini belirtti. Cinayet sırasında internet kafede olmasına rağmen tanıklık için polise gitmemesine neden olarak üç ihtimalin olduğunu savunan İsmail Yozgat “Ya Temme cinayeti işleyenleri gördüğü halde susuyor, ya onları oraya o getirdi, ya da cinayeti kendisi işledi. Bunlardan başka da bir ihtimal yok” diyor. Hakkında çıkan iddialar sonrası Hessen Anayasayı Koruma Teşkilatı’ndaki (Verfassungsschutz) işine son verilen Temme’nin cinayetten bir saat sonra aşırı sağ gruplar içinde muhbirlik yapan Benjamin G. ile 11 dakikalık bir konuşma yaptığı tespit edilirken her iki isim de konuşmanın içeriğini hatırlamadıkları hususunda ısrar ediyor. Andreas Temme’nin 9 Mayıs 2006 yılında gerçekleştirdiği telefon görüşmelerinden ise Halit Yozgat cinayetinden olay gerçekleşmeden önce haberdar olduğu güçlü ihtimali ortaya çıkıyor. Ayrıca bilgisayarlarda yapılan incelemede Temme’nin cinayet işlenmeden az önce internet kafeye giriş yaptığı ve cinayetten hemen sonra olay yerini terk ettiği anlaşılıyor. 1,90 boyundaki Temme’nin çıkışta parayı oldukça alçak olan masanın üzerine bırakırken masanın hemen arkasında yerde yatan Halit Yozgat’ı görmediği iddiası ise inandırıcı bulunmadı.

Dava Süreci ve Karara Dair Hayal Kırıklığı

2016 yılında Münih’te görülen NSU davasının 296. duruşmasında mahkeme Halit Yozgat’ın NSU terör örgütü tarafından canice öldürüldüğüne kanaat getirirken, Andreas Temme’nin olay yerinde olup bunu kişisel nedenler ve görevi gereği saklamış olmasının “mantıklı, inandırıcı ve anlaşılır” olduğuna hükmetti.  

Buna karşılık Halit Yozgat davasında ailenin avukatlığını yapan Doris Dierbach “Thüringen’den iki kişinin Kassel’e bir internet kafe işleticisini öldürmek için yer ile alakalı hiçbir ön bilgi sahibi olmadan geldiklerini düşünmek için insanın çok fazla hayal gücüne sahip olması gerekiyor.” sözleriyle iki tetikçinin olay yeri ve kurban hakkında bilgi sahibi olan biri(leri)nden yardım almış olması gerektiğine vurgu yapıyor. Doğup büyüdüğü kasabada “Küçük Adolf” lakabıyla tanınan ve pek çok aşırı sağcı çevrelerle yakın ilişkisi olan Temme’nin olay günü ve saati orada olmasının asıl nedeni ise hala gizliliğini koruyor.

Bir duruşma sırasında Beate Zschäpe‘ye yönelerek “Başını yastığa koyduğunda nasıl uyuyorsun? 11 sene geçti ve ben hala uyuyamıyorum. Basınızı yastığa koyduğunuzda beni ve benim uyuyamadığımı hatırlayın.” diyen acılı anne Ayşe Yozgat “Siz bir kadınsınız. Ben Halit Yozgat’ın annesi olarak konuşuyorum sizinle. Tüm olaylara bir açıklık getirmenizi diliyorum. Kadın olduğunuz için, kadınların birbirini anladığını düşünüyorum.” sözleriyle seslenecekti sanığa. Baba İsmail Yozgat ise duruşma salonunda oğlunu kendi elleriyle toprağa verdiğini anlatırken, sık sık sanık sıralarına dönerek “Benim oğlumu neden öldürdünüz? O size ne yaptı? Bizim hakkımızı nasıl ödeyeceksiniz? Benim kuzumu neden öldürdünüz?” diye soracaktı.

Ayşe Yozgat 11 Temmuz 2018’de 438. duruşmanın ardından karara bağlanan, ancak cinayetlerin arka planını ve istihbarat bağlantılarını açıklığa kavuşturmayan dava süreci ve karar karşısında mahkemeye “Arılar gibi çalıştınız ama bal üretemediniz.” diyerek verilen karara duydukları tepkiyi dile getirdi.

1 Ekim 2012’de Kassel’de isimsiz bir meydana ve bir otobüs durağına adı verildi Halit Yozgat’ın. Baba İsmail Yozgat oğlunun doğduğu ve öldüğü sokağın adının da bir gün “Halit Caddesi” olarak değiştirileceğini umut ediyor.

Hatice Çevik

Hochschule-Niederrhein’da yüksek lisans İletişim Tasarımı öğrencisi ve illüstratör olan Hatice Çevik Perspektif redaktörlerindendir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler