'NSU Cinayetleri'

Theodoros Boulgarides: NSU Terörünün 7. Kurbanı

Theodoros Boulgarides 15 Haziran 2005 tarihinde Münih’te işlettiği çilingir dükkanında başına aldığı üç kurşunla katledildi. Boulgarides, NSU’nun bilinen 7. Kurbanıydı. Theodoros Boulgarides’i saygıyla anıyor ve yakınlarına sabırlar diliyoruz.

Theodoros Boulgarides @Facebook değişiklikler: Perspektif

11 Haziran 1964 yılında Yunanistan’ın Triandafyllia köyünde dünyaya gelen Theodoros Boulgarides 9 yaşında Almanya’nın Münih şehrine göç etti. Lise ve meslek eğitimini burada tamamlayan Boulgarides, Siemens’te çalışırken Yvonne Hanım ile tanışıp evlenmiş. 20 senelik evliliğin ardından ayrılmış olsalar da iki çocuk anne babası olan Boulgarides’lerin iletişimi hiç kopmamış; öyle ki Yvonne Boulgarides kendisinden hala “eşim” diye bahsediyor. En son ölümünden 4 gün önce doğum gününü tebrik etmek için aradığında konuştuğunu belirtiyor eski eşiyle.

1973’ten beri yaşadığı Münih’te uzun yıllar Alman tren yollarında kondüktör olarak çalışan Theodoros Boulgarides, 1 Haziran 2005’te Münih Trappentreustraße’de ortağı  Wolfgang F. ile birlikte bir çilingir dükkanı açmıştı. Açılıştan tam 2 hafta sonra 15 Haziran 2005 Çarşamba günü, otuz iki yıldır yaşadığı mahallede işlettiği dükkânında NSU teröristleri Uwe Mundlos und Uwe Böhnhardt tarafından başına sıkılan 3 kurşunla vahşice katledildi. Boulgarides henüz 41 yaşındaydı.

Cinayet Günü

Olay günü dükkâna giren teröristler tezgâhın arkasında bulunan Theodoros Boulgarides’in başına plastik bir poşet içerisinde taşıdıkları ve daha önceki cinayetlerde kullandıkları Ceska 83 marka tabanca ile 3 el ateş ettiler. Boulgarides’in cansız bedenini dükkânda ilk bulan ona telefonla ulaşamayınca meraklanarak dükkâna gelen ortağı Wolfgang F. oldu. Ortağı,  şahit olarak çağırıldığı duruşmada Boulgarides’i barışçıl ve güvenilir bir insan olarak tanımlıyordu. Polisin cinayet sonrası soruşturmasında kendisine sürekli maktul hakkında kumar bağımlısı olup olmadığı yönünde ısrarlı sorular yönelttiğini ifade eden Wolfgang F. mahkemede polisi ırkçı cinayete kurban giden Boulgarides’e iftira atmakla suçlayacaktı.

Ailenin Yaşadığı Zor Süreç

Boulgarides’in sağcı teröristlerce katledilmesinin ardından eski eşi Yvonne Boulgarides, olay yaşandığında henüz 15 ve 18 yaşlarında olan kızları Mandy ve Michalina, ve Boulgarides’in erkek kardeşi yıllarca polis tarafından şüpheli muamelesi gördü. Polis, daha önceki NSU cinayetlerinde olduğu gibi Boulgarides soruşturmasında da cinayetin kurbanın olası bir suç bağlantısı ile alakalı olarak işlenmiş olabileceği ihtimali üzerine yoğunlaşarak yabancı düşmanlığı motifini dikkate almadı. Senelerce tüm aile, akraba ve arkadaş çevrelerinin şüpheli ve itham dolu bakış ve tutumlarına maruz kalarak dışlandı.

Eski eşinin ölümünün ardından Yvonne Boulgarides, çalıştığı iş yerinin şefinin bir başka çalışana kendisi hakkında, “böyle karışık işleri olan bir aile belki de yıllardır beni de dolandırıyordur.” dediğini duymuş. Cinayet sonrası yaşadığı bu zor süreçte işini kaybeden Yvonne Boulgarides, daha sonra yaptığı 90 iş başvurusuna da ret cevabı almış. 2011’de avukatı Türk asıllı Yavuz Narin’i tanıyıp olayın iç yüzüne vakıf olana kadar yıllarca kendi içinde eşinin polisin iddia ettiği gibi farklı bir hayat sürüp sürmediğini sorgulamış.

Dava Sonrası Cevapsız Bırakılan Sorular

NSU terör örgütü davası ile ilgili davadan daha fazlasını beklediğini belirten Yvonne Boulgarides birçok sorunun da açıkta bırakıldığına inanıyor. “Benim için bu dava üstünkörü yapılmış bir ev temizliğine benziyor. Ancak titiz bir çalışma için altına çok fazla şeyin süpürüldüğü halıların da kaldırılması gerekiyordu.” yorumunu yapıyor.

Eski eşinin neden insan kaçakçılığı ve uyuşturucu satıcısı olmakla itham edildiğini ve Anayasa Koruma Teşkilatı’nda dosyaları imha eden memurların neden devlet tarafından korunduğunu soruları hala cevaplanmayı bekliyor.  Kederli eş “Eğer devlet organları işini dürüstçe ve sorumluluk bilinciyle yapsalardı kaç kurban bugün hayatta olacaktı?” diye sorarak “İhmalkârca veya kasten tüm bu cinayetlerin işlenmesine imkân veren diğerleri neredeler?” şeklinde mahkemeye seslenmişti.

Boulgarides, “Eşim kızlarının genç kadınlar olduğunu görmeyi, onları kendi eliyle evlendirmeyi ve torunlarının doğduğunu görmeyi çok isterdi.” diyerek yaşadıkları derin acıyı dile getiriyor.

Meltem Kural

Lisans eğitimini Martin Luther Üniversitesinde Tarih ve İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümlerinde tamamlayan Kural, Londra Üniversitesi SOAS’ta (School of Oriental and African Studies) Yakın Doğu Çalışmaları alanında yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Kural, Perspektif dergisinin online editörlüğünü yapmaktadır.
Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler