'NSU Cinayetleri'

Habil Kılıç: NSU Terör Örgütünün 4. Kurbanı

Habil Kılıç, Münih’in Ramersdorf semtinde işlettiği manav dükkanında Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü tarafından vahşice katledildiğinde henüz 38 yaşındaydı. Başına isabet eden iki kurşunla hayatını yitiren Kılıç evli ve bir çocuk babasıydı. Irkçı cinayete kurban giden Kılıç’ı anıyoruz.

Habil Kılıç Almanya’ya, Münih’te yaşayan eşinin yanına 1988 yılında geldi. İlk olarak bir nakliye firmasında daha sonra da Münih pazarında çalışmaya başladı. İş çıkışlarında ise eşinin işlettiği manav dükkanına giderek ona yardım ediyordu. Dükkanı açmalarının üzerinden henüz bir sene geçmişti ki, Habil Kılıç 29 Ağustos 2001 çarşamba günü, dükkana giren ırkçı teröristler tarafından kafasına sıkılan iki kurşunla katledildi. Kılıç öldüğünde 38 yaşındaydı ve NSU terör örgütünün 4. kurbanı olarak kayıtlara geçti.

Cinayet Günü

Habil Kılıç cinayet günü Münih Bad-Schachener Sokağı 14 numarada bulunan manav dükkanında yalnızdı. Eşi Pınar Kılıç kızları ile birlikte tatil amaçlı Türkiye’de olduklarından bu sürede dükkanın kapalı kalmaması için işyerinden izin almıştı. Eşinin yokluğunda dükkanı kendisi açan Habil Kılıç, her sabahki gibi tezgahın arkasına geçti. İlk müşteriler de gelip gitmeye başlamıştı. Saat 10:35 ve 10:50 suları arasında Federal Savcılığa göre katilleri aşırı sağcı teröristler Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt dükkana girdi. Büyük olasılıkla Kılıç, üzerine ateş açılan silahı dahi görmeye bile fırsat bulamadan önce yüzüne sonra kafasının arkasına ateşlenen iki kurşunla yere yığıldı. Habil Kılıç’ı yerde kanlar içerisinde yatarken bulan Nuray K. adlı müşteri, Kılıç’ı o an dükkana gelen postacıya bırakarak sadece 100 metre ileride bulunan polis karakoluna koşup yardım istedi.

Olay yeri incelemelerinde herhangi bir mermi çekirdeğinin bulunmaması katillerin silahı bir poşetin içine sarmış olabileceğini gösteriyordu. Habil Kılıç da tıpkı NSU terör örgütü tarafından katledilen ilk 3 kurban Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru ve Süleyman Taşköprü gibi Çeska 83 tipli tabanca ile vurulmuştu. Adli tıp uzmanlarına göre Kılıç vurulduktan sonra en fazla birkaç dakika hayatta kalabilirdi ve hastaneye sağ varması imkansızdı.

Cinayet Sonrası Ailenin Yaşadıkları

Federal Kriminal Dairesi’nin yürüttüğü olay yeri incelemeye dair raporlardaki tanık ifadelerine bakıldığında, katillerin, Habil Kılıç’ı öldürdükten sonra bisikletleriyle olay yerinden uzaklaştıkları anlaşılıyordu. Ancak polis bu iki şüphelinin peşine düşmek yerine cinayetin bir mafya hesaplaşması olduğu düşüncesiyle tüm dikkatini Habil Kılıç’ın olası “çete bağlantılarını” araştırmaya vermişti. Kılıç sanki bir çete üyesiymiş gibi, PKK, Bozkurtlar, Uyuşturucu ve Şans Oyunları ile alakasının olup olmadığı araştırıldı. Hatta bir kan davasından dolayı katledilmiş olabileceği ihtimalini bile göz önünde bulunduran Federal Kriminal Dairesi, cinayetin arkasında aşırı sağcı bir motifin yatabileceği olasılığı üzerinde yine hiç durmadı.

Pınar Kılıç ise eşinin öldürüldüğü haberini aldığında büyük bir şok yaşadı. Eşini “Çok iyi bir insan, dürüst bir adamdı” şeklinde tarif eden Kılıç, eşinin neden mafya işleriyle bağdaştırıldığını anlayamamıştı. Habil Kılıç cinayeti duruşmasındaki ifadesinde cinayet sonrası süreçte, evlerinin polis tarafından arandığını ve eşyalarının kullanılmaz hâle getirdiğini belirten Pınar Kılıç, o süreçte Alman polisinin Türkiye’ye kadar gidip eşi hakkında akrabalarını bile sorguladığını sözlerine ekledi. Eşinin vefatından sonra, manav dükkanını devredip oturdukları evi değiştiren Kılıç, yeni işinde de polis tarafından ortaya atılan iddialar sonrası çıkan dedikodular neticesinde çok sıkıntı yaşadığını ifade etti. “Çok güçlü olmak zorundasınız, ama insan bir zaman sonra çöküyor.” diyen Pınar Kılıç uzun yıllar boyu psikolojik destek alarak ayakta durmaya çalıştı.

Habil Kılıç’ın kızı Deniz, babası katledildiğinde henüz 12 yaşındaydı. Okul çıkışlarında sık sık annesinin yanına manav dükkânına gider ve arkada bulunan bir odada ödevlerini yapardı. Okulların tatil olması hasebiyle annesiyle iki haftalığına Türkiye’ye giden Deniz, babasıyla en son cinayet sabahı telefonda konuşmuştu. Pınar Kılıç eşi hakkında oluşturulan algı sonrası insanların kendilerine şüpheyle yaklaştıklarını, hatta kızının okuduğu okuldan katillerin Habil Kılıç’ın kızının da peşinde olabileceği ve okula saldırabilecekleri gerekçesiyle okul müdürü tarafından okuldan gönderildiğini aktardı.

Emekli Adli Araştırmacı Josef Willing: “Hatalıyız”

Habil Kılıç cinayetinin faillerinin ortaya çıkarılması için Federal Kriminal Dairesi tarafından görevlendirilen ve aynı zamanda yine NSU kurbanı Thoros Boulgarides cinayetinde de soruşturmayı yürüten Josef Willing, NSU davası kapsamında tanık olarak ifade verdi. Willing, polisin hatalı olduğunu ve gereksiz yere yanlış yönde araştırma yaptığını kabul etti. Emekli adli araştırmacı, duruşmada cinayet sonrası olay yerinde çekilen fotoğrafları hakim, avukatlar ve kurban yakınları ile paylaşarak “Kesinlikle çok profesyonel bir infazdı” şeklinde ifadesini sürdürdü. Ayrıca Willing, “Neden daha önceki üç cinayette de olduğu gibi, katillerin aşırı sağcı olabilme ihtimalinin üzerinde durulmadığı” sorusuna, ise “O yönde bir işaret” olmadığı için, böyle bir ihtimal üzerinde durmadıkları yanıtını verdi.

Alihan Alıcı

Hacettepe Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nde eğitimini sürdüren Alihan Alıcı, göç sosyolojisi alanında çalışmalar yürütmektedir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler