'Hollanda'

Hollanda’da Camilere Yönelik Meclis Soruşturması Sona Erdi

Hollanda Temsilciler Meclisi’nin “özgür olmayan ülkelerden” finansman alan camilere yönelik 10-20 Şubat 2020 tarihleri arasında yürüttüğü meclis soruşturması süreci tamamlandı. 

Hollanda Temsilciler Meclisi’nin “özgür olmayan ülkelerden” finansman alan camilere yönelik soruşturması tamamlandı. Soruşturmaya cami temsilcileri ve uzmanlık görüşü vermeleri için araştırmacılar ve kamu kurumlarında çalışan ve konu hakkında bilgi verebilecek bazı memurlar çağrıldı. Dokuz üyeden oluşan komisyon, soruşturmaları sırasıyla üyeler arasında görev dağılımı yaparak yürütürken her soruşturmada iki komisyon üyesi çağrılan kişiye sorularını yöneltti.

Soruşturmanın ana konusunu Körfez ülkelerden finansman alan Selefi camiler oluştursa da, soruşturmada Hollanda Türk toplumu, Türk kökenlilerin Türkiye’ye karşı aidiyet duyguları, Türkiye’nin yurt dışında yaşayan Türk kökenlilere yönelik söylem ve politikaları ve Hollanda Diyanet Vakfı’nın yapılanmasına ilişkin konular da gündeme geldi. Soruşturmada komisyon, yurtdışı finansmanının “problemli davranışlara” yol açıp açmadığı sorusu üzerinde duruldu.

Hollanda İstihbarat Başkanı’ndan “Paralel Devlet” İddiası

Komisyonda görüşü alınan Hollanda İstihbarat Dairesi Başkanı D. Schoof, bazı Selefi camilerin Körfez ülkelerinden finansman aldıklarını iddia ederek ikinci nesil selefilerin birinci nesle kıyasla daha eğitimli olduklarını ve stratejik davranabildiklerini söyledi. Uzun vadede de bu grubun Hollanda hukuk devletine aykırı bir paralel toplum oluşturmayı amaçladığını iddia etti. Camilerde aşırıcı Selefi akımların arttığı ve radikal Selefilerin camideki ılımlı cemaat üzerinde baskı uyguladıkları yönündeki açıklamalar, Al Wasatie Camisi temsilcileri tarafından da dile getirilmişti.

Terör uzmanı R. Sandee ise Türkiye’nin yurt dışına imam göndermesinin arkasında siyasi ve dini bir strateji yattığını savunarak, Türkiye’nin Avrupa’daki Türk toplulukları ve diğer Müslümanları kendi hakimiyeti altına almak istediğini ileri sürdü. Sande, Avusturya’da ATİB imamlarının Türkiye hükümetine muhalif olan Türkleri ispiyonladığı örneğini de öne sürmüş ve Hollanda hükümetinin fazla iyi niyetli davranmasını eleştirmişti.

Soruşturmanın Hukuki Bir Dayanağı Yok!

Soruşturmada en dikkat çeken açıklama, Finansal Uzmanlık Merkezi’nde (FEC) proje lideri M. Rijssenbeek’ten geldi. FEC; Hollanda Başsavcılığı, Hollanda Polisi, Vergi Dairesi, Mali İstihbarat ve Araştırma Servisi (FIOD) gibi finansal sektörde denetim yetkisi olan kurumların içinde bulunduğu bir işbirliği platformudur. Rijssenbeek, FEC’te yapılan “terör finansmanı ile mücadele” çalışmalarının yasal bir dayanağı olduğunu, fakat 2017 yılında siyasi bir talep ile başlatılan “istenmeyen yurtdışı finansmanı” pilot projesinin yasal dayanağı olmadığını kabul etmiş ve “istenmeyen yurtdışı finansmanının” ceza hukukunda karşılığı olmadığını, bu alanda yapılan çalışmalar için hukuki bir çerçeveye ihtiyaç duyulduğunu belirtmişti.

Meclis soruşturması kararı, 2019 Şubat ayında Türk kökenli milletvekillerinin kurmuş olduğu DENK partisi haricinde Temsilciler Meclisi’ndeki bütün siyasi partiler tarafından kabul edilerek alınmıştı. Meclis soruşturması, katılımın yasal olarak zorunlu olmasından ve ifade vermeden önce yemin etme zorunluluğun olmasından dolayı Hollanda’nın siyasi sisteminde meclisin hükümeti denetleme görevi kapsamında sahip olduğu en ağır yöntem olarak değerlendiriliyor. (p)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler