Korona Krizi ve Avrupa’daki Müslüman Cemaatin Geleceği
Kovid-19 sonrası bireysel yaşamlardan küresel düzene kadar birçok şey değişecek. Batı Avrupa’daki Müslüman cemaatler de ciddi değişimlerle karşı karşıya. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda ve Birleşik Krallık’tan Müslüman temsilciler Kovid-19 sonrası Müslüman cemaate dair gelecek tahminlerini sıraladı.
Korona krizi Avrupa’da yaşayan Müslümanların cemaat hayatını da olağanüstü bir şekilde etkiledi. İnsanların evlere kapanması, camilerde vakit ve cuma namazlarının kılınmaması, hafta sonu dinî eğitim gibi faaliyetlerin sonlandırılması, bu salgının Avrupa’daki Müslüman cemaati nasıl değiştireceği ve dolayısıyla kriz sonrasında cami eksenli dinî hayatın nasıl şekil alacağı sorusunu akla getiriyor.
Camilerin kapalı olması, masraflarını yardım ve bağışlarla finanse eden camiler için ciddi bir sorun teşkil ediyor. Bu sorunun kalıcı hale gelmesi bazı camileri kapanma noktasına kadar götürebilecek ciddi sıkıntılara neden olabilir. Öte yandan cami faaliyetlerinin sanal platformlara aktarılması, bir yandan Müslüman topluluğun şeffaflaşmasına katkıda bulunurken diğer yandan Müslüman-cami ilişkisi bağlamındaki alışkanlıkları dönüştürücü bir etkide bulunabiliyor. Hollanda, Almanya, Belçika, Fransa ve İngiltere’de Müslümanları temsil eden kurumlarda görevli olan bazı isimler bu gelişmelerle ilgili farklı izlenimlere sahip.
İmamların Maaşları ve Cemiyetlerin Giderleri
Hollanda İslam Federasyonu (NIF) Kurumsal İletişim Başkanı Kenan Aslan, Hollanda’da camilerin finansman sorunuyla ilgili yaşanan sorunların zamanla giderileceğini ve bu nedenle de gelecekte kalıcı bir sorun yaşanmayacağını düşünüyor. Aslan‚ “Cemiyetlerimizde en önemli gider kalemini imamların maaşları oluşturuyor. Tabii kirada olan cemiyetler için kira masrafını da göz önünde bulundurmak lazım. Ciddi sorun, inşaat halinde olan ve cami finansmanı için kredi alan camilerde yaşanabilecektir. Diğer yandan camilerde ibadet ve faaliyetlere ara verilmesi nedeniyle elektrik ve su gibi giderlerde bir düşüş söz konusu. İlerleyen aylarda düzenlenecek yardım çalışmalarıyla finansman sorunu aşılacaktır. Biz de sorumluluk taşıyan kişiler olarak oluşabilecek maddi sıkıntıyla alakalı ilgili resmî kurumlarla görüşüyor, var olan imkânları araştırıyoruz.” değerlendirmesinde bulunuyor. Korona krizindeki olumlu gelişmeye de dikkat çeken Aslan, “Bu süreçte Müslümanlar adına sevindirici olan gelişme, ezanların dışarı okunabilmesidir. Kriz sonrasında bunun kalıcı olacağını düşünüyorum.” diyor.
Belçika’da faaliyet gösteren 300 caminin çok büyük bir kısmı masraflarını cemaatin desteğiyle karşılıyor. Resmî olarak tanınan 95 caminin imamlarının maaşları ve camilerin bazı giderleri ise devlet tarafından karşılanıyor. Belçika İslam Temsil Kurulu (Moslimexecutieve) Başkanı Mehmet Üstün, özellikle bu camilerle ilgili durumun daha sevindirici olduğu görüşünde. “Ancak bu konuma sahip olmayan ve imam maaşını kendi imkânlarıyla karşılayan camilerin gelecekte sorun yaşayacağı aşikar. Bu durumda bu camilerin imamları ile olan sözleşmesini feshedebilecekleri zor günler yaşanabilir.” diyen Üstün, bu sorunlarla karşı karşıya olan Belçika’daki Müslüman cemaatin koronavirüs krizi sonrası geleceğiyle ilgili şu aşamada net bir yorumda bulunmak için daha çok erken olduğu görüşünde.
Üstün Belçika’daki korona krizi karşısında Müslüman cemaat ilgili şu bilgileri aktarıyor: “Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Belçika’da da camilerde ibadetlere ara verilmesi nedeniyle cami eksenli sosyal ilişkiler tamamen sanal ortama geçti. Böylelikle zaten hayatımızda var olan sanal ortam şimdi günlük yaşantımızın tamamen merkezine yerleşmiş oldu. Toplantılar, vaaz ve sohbet gibi etkinlikler bu ortamlarda canlı yayınlarla yapılıyor. İnsanların manevi hayatlarını bir şekilde zenginleştirmek gayesi ile bu tür uygulamaların şu anda ilgi gördüğünü söyleyebiliriz. Bunun dışında imamlarımız nöbetleşe olarak camilere gidip camilerin eksikliğinin giderilmesi için vakit ezanlarını okuyor, namazları yalnız başlarına kılıyorlar.
“Uzun Vadede Camilerle Olan Bağımız Güçlenecek”
İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Eğitim Başkan Yardımcısı Dr. Hakan Aydın, yaşanan krizin Müslümanlar üzerinde maddi ve manevi çok büyük etkisinin olduğunun altını çizerek, bu krizin uzun vadede İslami kuruluşlar ve camilerle bağın güçlenmesine neden olacağını ifade ediyor. Bu noktada Aydın, “İnsan elindeki nimetin değerini yokluğunda anlar. Uzun bir süre camiye, cumaya gidememek, bayram namazlarını camilerde kılamamak, Müslümanlarda camilere karşı büyük bir özlem oluşturdu. Bu nedenle sonraki süreçte camilere olan aidiyet daha da güçlenecektir.” yorumunda bulunuyor.
Almanya’nın bazı şehirlerinde ezanın hoparlörle okunabilmesiyle ilgili de, “Müslümanların kamusal alanda daha fazla görünür olmasına neden olan bir yeniliği yaşıyoruz. Normal şartlarda bir şehirde ezanın dışarı okunabilmesiyle ilgili karar mekanizması aylar, hatta yıllar sürebiliyor. Ancak içinde bulunduğumuz kriz döneminde yerel yönetimlerden bir-iki saatte izin alınabiliyor. Dolayısıyla Avrupa’daki Müslümanlar bu ezanlar vesilesiyle kamuda daha fazla görünür oluyor ki, bu herkes adına sevindirici bir trend. Aslında bu konuda Müslümanlar sorumluluklarını daha fazla yerine getirseler, eminim çok daha güzel olaylar vuku bulacaktır.” değerlendirmesinde bulunuyor. Aydın ayrıca farklı İslami cemaatler arasında ortak faaliyetlerin arttığını ve bunun da gelecekte kalıcı işbirliğini beraberinde getireceğini gözlemliyor.
Hakan Aydın camilerin finansman sorunuyla ilgili farklı boyutlar olduğu görüşünde: “Borcu olmayan camilerin fazla endişesi yok. Çok ciddi meblağlarda borcu olan camilerse şu an itibarıyla zor bir duruma düştüler. İlkbahar ve yaz dönemleri aynı zamanda camiler için gelir kaynağı olan kermesler dönemidir. Dolayısıyla cuma namazlarının dışında kermes gelirleri de olmayacak. Bu nedenle çevrimiçi ve telefon yoluyla insanlara ulaşıp yardım talebinde bulunan cemiyetlerin olduğunu biliyoruz. Böyle zor bir durumda kuruluşların genel merkezlerinin şubeler için harekete geçmesi gerekiyor. Nihayetinde yaşanan bu zorluk aşılamaz değil. Bunun aşılması için de Müslüman cemaatin elinden gelen yardımı vereceğini, bu sıkıntıların çok büyük hasarlara vesile olmadan atlatılacağını düşünüyorum.”
“Gelecek Tahmininde Bulunmak Çok Zor”
Fransa İslam Konseyi (CFCM) Genel Sekreteri Fatih Sarıkır, Fransa’da koronavirüsün yayılmasına karşı alınan önlemleri göz önünde bulundurarak Fransa’daki Müslümanları çok zor günlerin beklediğini, özellikle de camilerin gelir kalemleri noktasında ciddi bir belirsizliğin söz konusu olduğunu ve bu durumun gelecekte nasıl bir seyir alacağının pek tahmin edilemediğini belirtiyor. Sarıkır, “16 Mart’tan bu yana Fransa’da her yer kapalı. Bu ülkede bulunan 2500’ün üzerinde cami de doğal olarak kapalı. Sözleşmesiz imamlar mağdur olmaya başladılar bile. Birçok cami yurtdışından gelen imamını geri gönderdi. Fransa’daki camilerin büyük bir kısmı cuma namazlarında topladıkları yardımlarla masraflarını karşılayabiliyorlar. Bu imkânın ortadan kalkmasıyla birlikte kaynak sorunu yaşanmaya başladı. Bazı camiler bunu aşmaya yönelik online sistem ile yardım toplamaya çalışıyor. Fakat bu alternatif cuma namazlarında toplanan yardımın yerini doldurmaz. Öte yandan örneğin Arap kardeşlerimizin camilerine her Ramazan ayında yaklaşık 300-400 imam Fas veya Cezayir gibi ülkelerden gelirdi. Önümüzdeki Ramazan ayında bu imamlar gelmeyecek. Bütün bu gelişmeler Fransa’daki Müslümanları çok zor bir duruma sokuyor ve gelecek için tahminlerde bulunmamızı epey zorlaştırıyor.” diyerek gelecek adına oluşan belirsizliğe işaret ediyor.
Britanya Müslüman Konseyi (MCB) Ulusal Meclisi Üyesi Ufuk Seçgin ise korona salgınıyla mücadele de Müslümanların çok ciddi katkıları olduğu görüşünde: “Müslüman doktor ve hemşirelerin yaptıkları çalışmalar, camilerin yerelde yürüttükleri yardımlaşma projeleri bu açıdan verebileceğimiz iki örnek. Tüm bunlar İslam’a yönelik ilgiyi artırabilir ve Müslüman toplumun imajını olumlu yönde değiştirebilir. Bunun dışında koronavirüsü nedeniyle artan ölü sayısını dikkate aldığımızda akla ilk gelen husus, Müslüman mezarlıklarına daha çok ihtiyaç olacağıdır. Bu ihtiyacın karşılanmasıyla gelecekte Müslümanların temel bir sorununa yönelik uzun vadeli bir yatırım yapılmış olacak.”
Cami çalışmalarının finanse edilmesi konusunda Avrupa’daki Müslümanların yurt dışına yapılan bağışları azaltarak, öncelikle bulundukları ülkelerdeki projelere yoğunlaşabileceğini söyleyen Seçgin, krizle oluşan fırsatlara da dikkat çekiyor: “Buna ek olarak devletin derneklere verdiği imkânlardan faydalanma yöntemleri geliştirilebilir ve ayrıca uzun vadede camilerin cuma namazında toplanan bağışlardan bağımsız şekilde idare edilmesi için alternatif finans mekanizmaları oluşturulabilir.‘‘
Tüm bu yorumlar bir taraftan Avrupa’daki Müslüman cemaatin iç içe olduğu sorunlar yumağının reel boyutuna ilişkin kesitler sunarken diğer taraftan geleceğe dair belirsizliği de gözler önüne seriyor. Ama sadece bununla kalmıyor. Bu süreçte Müslüman mezarlıklarının artması, ezanın dışarıya okunması veya koronavirüsle ortak mücadelede dayanışma gibi bazı olumlu adımlar gelecek adına fırsatlar da sunuyor. Bu fırsatların kalıcı olup olmadığını zaman gösterecek.