Evde Uygulanan Dijital Eğitim, Eşitsizliği Artırıyor

Almanya’da çocuk bakım merkezleri ve okullar, koronavirüsün yayılmasını engellemek için mart ayının ortalarından beri kapalı. Okulların açılış tarihi ise henüz belli değil. Çocuklar ve gençler, öğretmen ve ebeveynler büyük zorluklarla karşılaşırken, bu durum eğitimdeki sosyal eşitsizliğin artmasını tetikliyor. Mevcut salgında mültecilerin çocukları ve yeni göçmenler dezavantajlı durumda. Alman Vakıfları Uyum ve Göç Bilirkişi Konseyi (SVR) üyesi ve gelişim psikoloğu Prof. Dr. Birgit Leyendecker, söz konusu ailelerin bu durumda özel desteğe ihtiyacı olduğunu söylüyor.

“Bunun Üstesinden Gelmemiz Lazım”

Almanya’da okulların kapanmasına alternatif çözüm olarak evde okul eğitimini destekleyen birçok yenilikçi dijital platformlar kullanılıyor. Ancak ailelerin bunları kullanabilmesi için uygun teknik donanıma sahip olmaları gerek. Sosyal açıdan dezavantajlı birçok ailede, birkaç aile üyesine ise bir bilgisayar veya telefon düşüyor.

Sosyoekonomik açıdan dezavantajlı olan aileler genellikle şehirlerin daha az gelişmiş bölgelerinde, küçük alanlarda yaşıyor. Bu ailelerde çocukların rahat ders yapabilmeleri için uygun ortam yok. Okulların kapanmasının hem yerel hem de göçmen çocuklar ve ergenler arasındaki eğitim fırsatlarındaki eşitsizliği daha da artırdığını söyleyen Leyendecker, bunun üstesinden gelinmesi gerektiğini ifade ediyor.

Örneğin aileleri dil eksikliği nedeniyle çocukların derslerine yardımcı olamıyorlar ise, bu çocuklar zorluklarla karşılaşabiliyor. Leyendecker durumun mülteci ve sosyal olarak dezavantajlı göçmen ailelerden gelen çocuklar için daha zor olduğu görüşünde: “Bu çocuklar özel desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Okulda sırf örgün eğitim almakla kalmıyor, aynı zamanda duygusal destek de alıyorlar. Eğitimciler, bu çocuk ve aileleriyle özellikle bu süre zarfında yakından ilgilenmeli. Onları yalnız bırakamayız.”

Çocuklara Yardımcı Olabilmek İçin Gerekenler

SVR yaptığı yazılı açıklamada, bu durumu en iyi şekilde atlatabilmek için aşağıdaki yaklaşımların yardımcı olabileceğini bildiriyor. Açıklamada, genel olarak dijital öğrenme platformları geliştirilirken, sosyal açıdan dezavantajlı durumların oluşmasını engellemek için ebeveynler için çok dilli açıklamaların da dahil edilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.

SVR, öğretmenler ve okul sosyal görevlilerinin ailelerle düzenli olarak iletişimde olması gerektiğini ve telefonla yardım sunmaları gerektiğini açıklıyor. Ayrıca makul bir mesafede okul alanında çocuklarla konuşmak ve onlara eğitim malzemeleri vermek için buluşulabileceği de tavsiyeler arasında. Gençlik Daireleri’nin salgından bağımsız olarak, özellikle kriz zamanlarında zor durumda olan ailelere ulaşmak için yeterli personel bulundurması da önerilerden biri.

Okullar açıldığında, tekrar gerekli eğitim seviyesine yetişmeleri için sosyal açıdan dezavantajlı çocuklara özel destek verilmesi ve öğretmenlerin farklı dil konuşan eğitimli ebeveynlerin potansiyelini kullanması gerektiği de SVR’nin talep ettiği konulardan biri. (kz)