'Kovid-19'

Almanya’da Okullar 4 Mayıs’ta Açılacak, Aileler Tedirgin

Almanya’da federal hükümet ile eyaletler, okulların 4 Mayıs’ta kademeli olarak açılmasını kararlaştırdı. Peki aileler salgın esnasında çocuklarını okula gönül rahatlığıyla gönderir mi? Bu sorunun cevabını ailelerle konuştuk.

16 Nisan 2020 admin

Almanya’da okullar koronavirüs tedbirleri kapsamında mart ayının ortasından beri kapalı. Ülkede koronavirüs önlemleri gevşetilecek. Okulların 4 Mayıs’ta kademeli olarak açılması bekleniyor. Nisan ayının sonunda eyaletlerdeki sorumlular, okullarda hijyen tedbirleri eşliğinde derslerin nasıl planlanacağı le ilgili bir konsept hazırlayacaklar.

Ülkede sıkı salgın tedbirlerinden normale dönüş, Leopoldina Bilimler Akademisi’nin yayınladığı tavsiyelere dayanıyor. Geçtiğimiz hafta Lepoldina araştırmacıları Almanya’da okulların mümkün olan en kısa sürede yeniden açılması gerektiğini ifade etmişti. Raporda yüksek yaş grubundan öğrencilerden başlayarak bir “okula dönüş” planı ön görülmüştü.

“Küçük Bir Çocuk Akşama Kadar Maske Takamaz”

Bilim insanları ve siyasetçiler okulların 4 Mayıs’ta açılacağı sinyalini verse de aileler tedirgin. Köln şehrinde yaşayan Esma Atalay bunlardan biri. Atalay, 8 yaşındaki oğlunun okulunda sosyal mesafe kurallarına dikkat edilebileceğine inanmıyor: “Çocuklar yan yana oturuyorlar. Sınıf mevcudunu azaltsalar, teneffüse çıktıklarında çocuklar birlikte oynayacaklar. Çocukların aralarına iki metre mesafe koyacaklarını düşünmek gerçekçi değil. Çocuklara ne kadar anlatırsan anlat, hemen unutup oyuna dalıyorlar.”

Kendisi de özel bir kurumda Almanca öğretmenliği yapan Atalay şimdiden okula dönüşle ilgili alternatifler düşünmeye başlamış. Bu alternatifler arasında maske dikmek ve çocuğunu okula maskeyle göndermek de var. Ama Atalay bunların çözüm olmayacağı görüşünde: “Küçük bir çocuğun sürekli maske takması mümkün değil. Bir çocuk okulda saatlerce ağzında maskeyle oturamaz.”

Atalay, ailesinde kronik hasta olmadığını, aile büyüklerinin tamamının da Türkiye’de olduğu için aslında büyük bir endişe yaşamadıklarını söylüyor. Bununla birlikte koronavirüsün yalnızca kronik hastaları ya da yaşlıları etkilemediği de biliniyor. Tam da bu nedenle herkesin hijyen kuralları ve sosyal mesafe kurallarına uyması gerekiyor. Atalay okulda katı hijyen kuralları olsa bile çocukların bunlara uyacağını düşünmüyor: “Hijyen kurallarına uymak her çocuk için mümkün değil. Benim oğlum bu konularda çok da titiz sayılmaz. Ellerini yıkamayı unutuyor mesela. Bu yüzden okullar açıldığında onu okula gönül rahatlığıyla gönderemeyeceğimi biliyorum.”

“Aklım Sürekli Kızımda Kalacak”

Üç çocuk annesi Rahime Mete’nin en büyük kızı, 6. sınıfa gidiyor ve Akdeniz ateşi hastalığına sahip. Mete kızının hastalığı nedeniyle okulların başlamasını hiç istemediğini söylüyor. “Salgın tamamen ortadan kalkmadan okullar başlarsa aklım sürekli kızımda kalacak. Acaba birinden ona virüs bulaşmış mıdır? Virüs kızıma bulaşırsa hastalığı atlatır mı? Ateşi çıktığı her an sürekli beynimi kemiren soru işaretleri olacak.” diyen Mete Almanya’da okulların hijyenik açıdan gerekli standartları yerine getirmediği görüşünde: “Kızımın okulu, kapı kolları, masalar her şey çok eski ve kirli görünüyor. Buraların düzenli dezenfekte edilmesi gerek. Her akşam okulların dezenfekte edileceğini sanmıyorum.”

Almanya’da her eyaletin Sağlık Bakanlığı’nın enfeksiyon hastalıklarının yayılımını engellemek için bir hijyen planı var. Bu plan okullarda da uygulanıyor ve düzenli olarak güncelleniyor. Fakat bu planda okulda temas edilen her yüzeyin düzenli olarak dezenfekte edilmesi gibi bir iş kalemi bulunmuyor.

Mete, salgınla birlikte annelerin ek bir stres yaşayacağı: “Bir anne kendisi rahat olacak ki, çocuğuna gerekli eğitim desteğini verebilsin. Kızım okuldan gelince elini yıkadın mı, okulda nerelere dokundun gibi sorular soracağımı biliyorum. Bu aramızda stresli bir durum doğuracak.”

Mete ailesi için okula ulaşım konusunda da değişiklikler olacak gibi görünüyor. Önceden Rahime Hanım’ın kızı okula trenle giderken, şimdi kızını okula kendisinin götüreceğini söylüyor. “Otobüsle okula gitmesi, salgın esnasında bir alternatif değil. Bu durumda kızımı okula götürmek için diğer çocukları da organize etmem gerekecek.”

“Okullarda Sosyal Mesafe Uygulaması Gerçeğe Uygun Değil”

Almanya’da okullar açıldığında alınacak hijyen tedbirleri hakkında çeşitli düşünceler var. Örneğin sınıflarda en fazla 15 öğrencinin olması, üst sınıfların önce başlaması, yaşı küçük olan öğrencilerin okulda daha geç başlaması düşünülüyor.  

Spiegel’e konuşan Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW) Başkanı Ilka Hoffmann’a göre bu durum “gerçeğe uygun değil.” Birçok ilkokulda sınıfların büyük olmadığını söyleyen Hoffmann, 15 kişilik bir sınıfta 2 metrelik mesafenin sağlanamayacağını ifade ediyor. 

Okullarda 2 metrelik güvenlik mesafesinin korunması gibi tedbirlerden bahsedilse de, bu tedbirlerin gerçekleştirilebilmesi hayli zor. Aileler özellikle okul koridorunda ya da bahçede çocukların gereken mesafeyi sağlayamamalarından endişe ediyor.

“Vaka Sayısını Takip Edeceğim”

Öte yandan koronavirüs tedbirlerinin gevşetilmesi konusu sadece okullarla sınırlı değil. Çocuğu kreşe giden ailelerde de benzer sorular hâkim. Almanya’nın kuzeyinde, Sachsen-Anhalt eyaletinden Tuba Kayabaşı, 4.5 yaşındaki oğlunun kreşe dönüşüyle ilgili bir korkusunun olmadığını dile getiriyor. Kadın-doğum branşında asistan doktorluk yapan Kayabaşı, eyaletteki Kovid-19 hasta sayılarını düzenli takip ediyor. Sachsen –Anhalt Eyaleti, Almanya’da hastalığın en az yayıldığı eyaletlerden biri. Eyalet genelinde toplamda 1.260 hasta varken, ölü sayısı şimdiye dek 28. Tuba Hanım, kendi yaşadığı şehirde sayının daha da az olduğunu vurguluyor: “Bizim yaşadığımız bölgede sadece 20 vaka görüldü. Bu bölgede vaka sayısı az, o nedenle Almanya’nın diğer şehirlerine kıyasla burada daha durgun bir havanın hakim olduğunu söyleyebilirim. 

Kayabaşı yine de kreşler açıldığında oğlunu göndermek konusunda acele etmeyeceğini söylüyor: “Açılır açılmaz oğlumu kreşe götürmem. Ama vaka sayısını takip edeceğim. Vaka görünmemeye başlarsa, o zaman kreşe başlama konusunda da tereddüt etmem.”

Tuba Hanım, zaten eyalet hükümetinin de vakalar devam ederken kreşleri açmayacağını söylüyor. Kreş yönetimine de hijyen kuralları konusunda güveni tam: “Ailelerin tedirgin olması, biraz da kendi şartlarıyla ilgili. Bizim kreşimizde çok fazla çocuk yok. Öğretmenler çocukların ellerini yıkaması gibi konularda çok hassaslar. Kreşi kalabalık olsaydı belki tereddüt ederdim ama hijyen kurallarını kontrol altında tutabiliyorlar. Bunları göz önünde bulundurduğumda endişelenmek için ek bir sebep göremiyorum.”

admin

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ulusaşırı Türk toplulukları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler