'ENAR'

“Koronavirüs Irksal ve Etnik Azınlıkları Daha Sert Vurdu”

Irkçılığa Karşı Avrupa Ağı’nın (ENAR) Kovid-19’un ırklaştırılmış topluluklar üzerindeki etkisinin kanıtı, kalıcı eşitsizliklere ve ırkçılığa değinilmesi gerektiğinin önemini vurguladı.

13 Mayıs 2020 admin
Fotoğraf@shutterstock

Avrupa’da faaliyet gösteren Irkçılığa Karşı Avrupa Ağı’nın (ENAR) koronavirüs salgınının ırklaştırılan topluluklarınüzerindeki etkisi hakkında topladığı verilere göre hükümetler Avrupa’daki etnik ve ırksal azınlıkların temel haklarını ihlal ediyor.  

Temel Hakların İhlalini Gösteren İnteraktif Avrupa Haritası

ENAR sağlık, barınma, istihdam, ırkçı şiddet ve söylemler, ırkçı fişleme ve polis şiddeti gibi bir dizi konuda ırkçı ayrımcılığa maruz kalan grupların temel haklarının ihlalini inceleyen interaktif bir Avrupa haritası hayata geçirdi.

Kaydedilen vakalarda, koronavirüs salgınının işgücü ve konut piyasasında veya polis gibi devlet kurumlarında mevcut yapısal ırkçılık ve eşitsizlikleri güçlendirdiği görülüyor. Bu bağlamda salgının bazı grupları daha sert vurduğu gözlemleniyor. Mevcut kanıtlar ayrıca ırksal ve etnik azınlıkların koronavirüsten ölme olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

ENAR Başkanı Karen Taylor, Hastalık hepimizi etkiliyor ve hepimiz, kimseyi geride bırakmamadan, ihtiyacımız olan bakıma ve desteğe sahip olmalıyız. ifadelerini kullandı. Taylor sözlerine şöyle devam etti: “Hükümetler pandemiye verdikleri yanıtlarda ırk ayrımcılığına maruz kalanların daha büyük risk taşıdıklarını ve ihtiyaçlarını kabul etmeli ve pandeminin etkisinin en şiddetli yanına maruz kalmamaları için önlemler almalıdır.”

Mülteci ve Romanlar Hijyenik Önem Alamıyorlar

ENAR’ın basın açıklamasında yer alan önemli bulgular arasında istihdam, barınma, ırkçı fişleme ve polis şiddeti, ırkçı şiddet ve söylemler, sağlık sistemine erişimin engellenmesi ve son olarak temel hizmetlere erişimin engellenmesi de yer alıyor.

Kovid-19’un yayılmasının ilk aylarından bu yana, özellikle Asya kökenliler çevrimiçi ve çevrimdışı ırkçı söylemlerin kurbanı olarak etkileniyor ve virüsün Avrupa’da yayılmasıyla suçlanıyor. Buna ek olarak ırkçı söylemlerle Yahudiler, Müslümanlar, Romanlar ve göçmenler de virüsün yayılmasından sorumlu tutuluyor. Ayrıca ENAR’a göre bu topluluklarınpolis tarafından orantısız bir şekilde durdurulduğunu ve arandığını gösteren kanıtlar bulunuyor.  

Mevcut ırkçı ayrımcılık ve yapısal engeller nedeniyle, ırksal ve etnik azınlıkların düşük ücretli ve güvencesiz işlerde çalışıyor olma olasılığı da daha yüksek. Bu nedenle, ENAR azınlıkların virüse yakalanma ve maddi sıkıntıyla karşı karşıya kalma riski karşısında uyarıyor.

Pek çok mülteci ve Roman’ın su, gıda ve sıhhi tesisat gibi temel hizmetlere erişimin olmadığı kamplarda son derece tehlikeli şartlarda yaşadığı biliniyor. Yunanistan’ın Midilli Adası’ndaki 3.000 kişilik tesiste 18.000 kişinin yaşadığı Moria Sığınma Kampı sakinleri için karantina önlemlerinini uygulamak neredeyse imkânsız. ENAR Avrupa hükümetlerinin ikamet durumu, ırk, uyruk ve dilden bağımsız olarak herkese kaliteli sağlık hizmeti ve temel hizmetlerin sağlanmasını savunuyor. Ayrıca belgesiz göçmenlerin sınır dışı edilmesi ve alıkonulmasının durdurulmasını ve sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması da talepler arasında yer alıyor. (eh)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler