'Dosya: "Bağlılık ile Bağımlılık Arasında: Dijital Dünya"'

“Telefonuma Uzun Süre Bakmadığımda Eksik Hissediyorum”

Her yaş aralığındaki insan için hayatının vazgeçilmez bir parçası hâline gelen internet ve sosyal medya tüm dünyayı, özellikle de genç nesli etkisi altına almış durumda. Bazı durumlarda bağımlılıktan da bahsediliyor. Avrupa’dan üç gençle dijital yaşamları hakkında konuştuk.

@PK Studio / Shutterstock

Dijital Çağ’ın başlaması internet, tablet ve akıllı telefonların yaygın olarak kullanılmaya başlanması ve buna bağlı olarak da sosyal ağların hızlı bir şekilde hayatın bir parçası olması demektir. Bu bağlamda bahsedilen ve zaman zaman şikâyetlerde bulunulan dijital bağımlılık, gelinen noktada bireyleri yalnızlaştırmış, kişisel atalet ve özgüvensizlik gibi bazı problemleri tetiklemiş durumdadır. University College London (UCL) psikoloji bölümü öğrencisi 21 yaşındaki Hilâl Karaduman şöyle söylüyor: “Birkaç dakika veya belirli bir süre telefona bakmadığımda bir şeyler kaçıyormuş gibi hissediyorum. Sanki o an hayattan kopmuş gibi oluyorum.”

Günde ortalama 10 saat veya üzeri internet ve sosyal medya kanallarını kullandığını anlatan Karaduman, bu durumun kendisini çokça rahatsız ettiğini de ekliyor. Ancak bakmamaktan da kendini alamıyor. En çok Instagram ve WhatsApp uygulamalarını kullanan Karaduman, kendi hayatıyla ilgili paylaşım yapmak, takip ettiği kişilerin ne yaptığını görmek ve iletişimde kalmak için bu platformları kullanıyor.

Günümüzde bazen internet kesintileri olabiliyor veya sık kullanılan uygulamalara erişim bir süreliğine kesilebiliyor. Karaduman böyle durumlarda kitap okuyup çevresindeki insanlarla vakit geçirdiğini söylüyor.

“İnternetsiz Bir Ortam Düşünemiyorum”

Karaduman her ne kadar çevrimdışı zamanlarda “normal hayata” dönüş yapsa da internetin yaşamı için zorunlu olduğunu düşünüyor. En basit örneği, artık bütün veri alışverişinin WhatsApp üzerinden yapılması. “Durum böyleyken telefonsuz veya internetsiz bir ortam düşünemiyorum.” Belirli bir süre telefona bakmadığında bir şeyler kaçırdığını düşünen Karaduman, hislerini şöyle anlatıyor: “Telefonuma uzun süre bakmadığım anlarda hayattan kopmuş gibi oluyorum, eksiklik hissediyorum.” Karaduman kendine internetten uzak zaman aralıkları ayırmaya çalışıyor ancak düzenli olarak uygulayamıyor ve internetsiz yaşayabileceğini düşünemiyor.

İnternet ve sosyal medya kullanımının olası zararlarının bilincinde olan Karaduman, bağımlılık yapması, çok vakit öldürmeye teşvik etmesi, yalnızlaştırması, özgüveni zedelemesi ve iyi ya da kötü her şeye özendirmesi gibi zararlarından bahsediyor. “Beni gündelik sorumluluklarımdan alıkoyacak dereceye geldiği an ve sağlık problemleri oluşturmaya başladığında internet kullanımı zararlı diyebilirim.” Karaduman çocuk sahibi olduğu zaman onların doğru internet kullanımını sağlamak için profesyonellerden destek alarak bir yol çizmeye çalışacağını söylüyor.

“Beş Dakika Bakıp Çıkacağım Dediğim Sosyal Medya Hesaplarında Saatlerimi Harcadığım Oluyor”

Hollanda’da stajyer avukatlık yapan 24 yaşındaki Serhat Kesmen dijital platformlarda çok vakit harcadığının farkında. En sık olarak Instagram ve YouTube platformlarını kullanan Kesmen, Instagram’a insanların gün içeresinde neler yaptıklarını, nereleri gezdiklerini görmek için girdiğini söylüyor. YouTube’da ise genelde günlük vloglar ve gezi videoları izliyor. Zaman zaman vakit kontrolünü kaybettiğini söyleyen Kesmen şunları dile getiriyor: “Ancak öyle bir an geliyor ki sadece beş dakika bakıp çıkacağım dediğim sosyal medya hesaplarında saatlerimi harcadığım oluyor. Bu durum benim istemim dışında oluyor. Ve beni çok rahatsız ediyor.”

“Günlük İşlerimiz Bile Artık İnternetsiz Yürümüyor”

Hayatın önemli bir parçası hâline gelen internet ve sosyal medya kullanımı tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi döneminde de ön plana çıktı. Bu süreçte haberleşmeden eğitime, rutin işlerden dijital toplantılara, spordan konsere pek çok alanda yürütülen faaliyetlerin dijital ortamda yapılmaya başlandığına değinen Kesmen’in internette günde on saat kadar vakit harcadığı günler oluyor. Ancak sadece bir şeyler izlemek veya takipte kalmak için değil, toplantılar, WhatsApp aramaları ve yazışmalar bu süreye dâhil. Kesmen: “Bu tamamen yaşamımızın bir parçası hâline geldi. Günlük işlerimiz bile artık internetsiz yürümüyor.”

“İnternet Olmasaydı SMS veya Arama ile İletişim Kurmaya Çalışırdım”

Almanya’da perakende satış elemanı olarak çalışan Ebru Bektaş, dijital dünyanın toplumsal ihtiyaçların giderilmesi konusunda önemli bir yer teşkil ettiğini söylüyor. Bektaş günde altı saat kadar internet ve sosyal medya kullanıyor, aile ve arkadaşlarıyla vakit geçiriyor: “Onlarla iletişim kurmak adına telefonu/interneti kullanıyorum. Şayet internet olmasaydı SMS veya arama ile iletişim kurmaya çalışırdım.” İnternetin yaşamı için zorunlu olmadığının altını çizen Bektaş, dijital cihazlara çok bağlı olduğunu düşünmüyor: “İnternet ve telefon olmadan da yaşarım.”

“Sosyal Hayattan Uzaklaşmak Bazı Sorunları Ortaya Çıkarabilir”

Telefonu uzun bir zaman kullanmanın zararlı olabileceğine, günde yarım saatten fazla ve uyku öncesi telefon kullanımının mavi ışıktan dolayı uyku bozuklukları, baş ağrısı, göz bozuklukları ve radyasyona maruz kalma gibi zararlara yol açabileceğine dikkat çeken Bektaş, elinden geldiğince boş zamanlarında telefona/sosyal medyaya bakmak yerine sosyal hayatına odaklanmaya çalışıyor. Bektaş, “Arkadaşlarımla gezmeyi, yürüyüş yapmayı, resim çizmeyi, kitap okumayı tercih ediyorum. Aksi takdirde sosyal hayattan uzaklaşmak, aile içerisinde bozukluklar ve psikolojik sorunlara yol açabilir.” diyor.

Üç gencin aktardıkları dijital cihaz ve uygulamaları yoğun olarak kullandıklarını ama aynı zamanda aşırı kullanımın zararlı olabilme potansiyelinin de farkında olduklarını gösteriyor.

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler