'Dosya: "Bağlılık ile Bağımlılık Arasında: Dijital Dünya"'

Prof. Dr. Rainer Thomasius: “Ebeveynler, Çocuklarının İnternette Ne Aradıklarını Bilmeli”

Çocuklar ve gençler internet bağımlılığına daha yatkınlar. Almanya Çocuklar ve Gençlerde Bağımlılık Sorunları Merkezi’nin (DZSKJ) tıbbi yöneticisi ve alanda aktif başka diğer derneklerde de öncü rol oynayan Prof. Dr. Rainer Thomasius ile internet bağımlılığını konuştuk.

Prof. Dr. Rainer Thomasius

Patolojik internet kullanımı ya da internet bağımlılığı kavramlarını nasıl tanımlıyorsunuz?

Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Hastalık Sınıflandırması kitabının on birinci edisyonuna giren “dijital oyun bağımlılığını” üç temel belirti üzerinden tanımlıyor: Oyun oynama başlangıcı, sıklığı, yoğunluğu ve süresinde kontrol kaybı; oyun oynamanın diğer günlük aktivitelere ve yaşam pratiklerine kıyasla giderek daha çok önem kazanması ve bu tutumun olumsuz sonuçlara rağmen 12 ay boyunca kesintisiz ya da dönemsel olarak devam etmesi; son olarak bu rahatsızlığın kişinin şahsi yaşamı, aile hayatı, okulu, eğitimi ya da mesleği gibi etkin olduğu birden fazla alanda fark edilebilir zararlara neden olması. Bu belirtiler sosyal medya bağımlılığı için de geçerli çünkü yoğun sosyal medya kullanımında da ortaya benzer sonuçlar çıkıyor. Kliniklere gelen gerçek vakalarda ise dijital oyun ya da sosyal medya bağımlılığı nadiren tek başına görülüyor; kişinin çoğunlukla farklı başka rahatsızlıkları da oluyor.

İnternet bağımlısı olan kişiler ne tür semptomlar gösteriyor? Bağımlı olan insanları nasıl tanıyabiliriz?

Semptomlar tabii ki az önce zikrettiğimiz belirtilerle birlikte görülüyor: kontrol kaybı, önceliklerin bu alana yoğunlaşması, bırakamama ve kullanım süresinin artması. Gençler ve yetişkinler tedavi için buraya bize geldiklerinde, dijital platformlarda geçirdikleri süre zaten 10 saati aşmış, hatta 12 saate ulaşmış, günlük rutinleri değişmiş oluyor. Öğlene kadar uyuyup gece geç saatlere kadar oyun oynuyor ve chat yapıyorlar. İletişim davranışları değişiyor. Ailelerinin kendilerine sınır koymasını engellemek için onlarla konuşmaktan kaçıyorlar. Sınır koyulduğu zaman depresif tutumlar gösteriyorlar. Öfkeleri artıyor ve birikiyor. Bazen büyük kavgalar, hatta şiddet içerikli müdahaleler oluyor.

Bir diğer önemli uyarı işareti çocuğun ya da gencin o zamana kadarki sorumluluklarını, boş zaman aktivitelerini ve arkadaş çevresini ihmal etmesidir. Okul notları, öğrenme yoğunluğu ve okula ilgisi; hepsi birden düşer. Sonrasında ise okuldan kaçma başlar, hatta yaşı daha büyük olanlar okula gitmeyi bırakır. Boş zaman aktivitelerini ihmal eder, eski hobileriyle ilgilenmez; özellikle spor faaliyetlerinden bütünüyle vazgeçer vs. İletişimi çoğunlukla internet ortamında kurunca gerçek sosyal temaslar da önemini kaybeder. Kendindeki değişim üzerine çok az düşünür ve sorunun farkına çok geç varır. Durumunu değiştirme motivasyonu ise neredeyse yoktur.

İnternet bağımlılığı ile birlikte görülen diğer psikolojik rahatsızlıklar neler?

Bir veya daha fazla hastalığın temel hastalığa ek olarak aynı zamanda görülmesine “komorbidite” denir. İnternet bağımlılığında komorbidite ile çok sık karşılaşırız. Hatta kliniğe gelen vakalardan, internet bağımlılığının mutlaka diğer psikolojik rahatsızlıklarla birlikte görüldüğünü çok net bir şekilde söyleyebilirim. Erkek çocuklarında anskiyete bozuklukları, fobik bozukluklar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ya da sadece dikkat eksikliği karşılaştığımız rahatsızlıklar arasındadır. Kız çocuklarında ya da genç kızlarda ise daha ziyade depresif rahatsızlıklar, borderline kişilik bozuklukları, duygu düzenleme bozuklukları görülür. Arka planda şiddet deneyimi ya da şiddete tanıklığın getirdiği erken dönem travma durumları da karşılaştığımız durumlar arasında yer alır.

İnternete neredeyse hepimizin erişimi var ama sadece bazı kullanıcılar bağımlı hâle geliyor. Bunun sebebi nedir? İnsanları internet bağımlılığına sürükleyen etkenler neler?

Bir değil birden çok etkenin birbiriyle ilişkisi söz konusu burada. Belirli bir biyolojik yatkınlık ve genetik faktörler bile etkili. Bireysel olarak bağımlılarda yüksek korku, strese karşı aşırı duyarlılık, olumsuz benlik düşüncesi ve sosyal güvensizlik görülür ve bunlar kişisel risk faktörleri olarak kabul edilir.

Ailenin durumu da çok önemli tabii. Bağımlıların ailelerinde iletişim biçiminin değersizleştirici ve aşağılayıcı olduğuna; etkileşimde sorunlar olduğuna şahit oluyoruz çoğunlukla. Bağımlılar için bu durum olumsuz sosyalleşme deneyimi demek. Ayrıca rol modeller de büyük öneme sahip, ebeveynin iletişim araçlarını kullanım alışkanlıkları gibi mesela.

Gençlerin yaşı büyüdükçe aynı yaş grubundaki akranlarının üzerlerindeki etkisi de artıyor. Aynı yaş grubundaki arkadaşları çok chat yapıyor ve oyun oynuyorsa, gençler de bunları yapmaya hevesli oluyorlar.

Bir de az önce bahsi geçen, komorbidite dediğimiz eşzamanlı psikolojik rahatsızlıklar var. Bu sosyal fobik rahatsızlıklar her hâlükarda internet bağımlılığından çok önce başlamış oluyor. İlkokula kayıt sırasında mesela bunlar fark edilebilir. Kız çocuklarında görülen depresif tutumlar ya da duygu düzenleme bozuklukları ergenlik öncesinde ortaya çıkıyor ve yoğun internet kullanımını tetikleyebiliyor. Aynı şekilde gelişim bozuklukları da örneğin sorumluluklarını yaşına göre yerine getirmede yaşadığı engeller de kişiyi aşırı kullanıma sürükleyebiliyor.

İnternet bağımlılığı ya da internet kullanımıyla ilgili rahatsızlıklar toplumda ne kadar yaygın?

Bununla ilgili bir dizi çalışma var. 12-19 yaş grubunda patolojik kullanım oranının %3-5 arasında değiştiğini söyleyebiliriz. Almanya’da bu oran 10-17 yaş aralığında 300.000 çocuk demek oluyor. Bu sayı oldukça yüksek. Örneğin esrar bağımlısı gençlerden açık ara çok daha yüksek.

Siz daha çok gençlerle mi çalışıyorsunuz? Gerçekten en savunmasız grup gençler mi?

Evet, en savunmasız grup gençlerden oluşuyor, buna şüphe yok. Bu hassas grupları kişilik özellikleri ve özel aile durumları, ayrıca ait oldukları sosyal çevre üzerinden ayırt edebiliyoruz. Olumsuz sosyal şartlarda yaşayan yahut düşük eğitime sahip ailelerde internet kullanımının daha sık olduğunu görüyoruz mesela. Ya da tek ebeveynli ailelerin diğer ailelere göre daha büyük risk altında olduğunu.

Kontrolsüz ve patolojik kullanıma yol açan internet içeriklerinden çocuklar ve gençler nasıl korunabilir? Ne tür tedbirlere ve erken müdahale önlemlerine başvurabiliriz?

Bu konuda yapılabilecek yığınla şey var. Ebeveynin rol model olmasıyla başlayabiliriz. Anne ve baba çocuğunu internet, sosyal medya ve dijital oyunları güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanmaya teşvik etmeli. Bunu yaparken de dört şeye bilhassa dikkat etmeli: Öncelikle çocuğunun interneti ne için kullandığını, internette ne aradığını bilmeli. İkinci olarak çocuğunun kullandığı internet içerikleriyle ilgilenmeli, internette günlük hayatta bulamadığı neyi aradığını anlamalı. Bunlardan başka çocuğuyla istişare etmeyi unutmayarak sınırlar koymalı, hangi alanlara erişim hakkının olduğunu ve kullanım sürelerini belirlemeli. Son olarak ebeveynin alternatifler sunması, çocuğun boş zamanlarını olumlu deneyimlerle dolduracak önerilerde bulunması çok önemli. Örneğin tüm aile için internetsiz bir gün belirlenebilir ve bu günlerde hep birlikte aktiviteler yapılabilir.

Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği bağımlılık komisyonunun da konuyla ilgili birtakım tavsiyeleri var: Okula başlayana kadar çocuklar sadece somut materyallerle öğrenmeli ve oynamalı, dijital medyayı oynamak ya da öğrenmek için kullanmamalı. Beşinci sınıftan önce akıllı telefonu olmamalı. Farklı yaş grupları için tavsiye edilen kullanım süreleri 7-10 yaş için 45 dakika, 11-13 yaş için 1 saat ve 14 yaşından itibaren 1,5 saat. Odasına bilgisayar en erken 12 yaşında alınmalı. 8 yaşın altındaki çocukların bilgisayarında internet erişimi olmamalı ve tanımadığı insanlarla internet ortamında iletişim kurmamalı. Okulda ise dersler sırasında kontrolsüz internet kullanımına müsaade edilmemeli. İletişim araçlarını etkin kullanmak elbette önemli ve her zamankinden çok daha iyi bir şekilde desteklenmeli. Fakat aynı durum elbette ebeveynler için de geçerli.

Peki çocuğu süre ya da içerik açısından koruyabilecek, sizin de tavsiye edebileceğiniz uygulamalar var mı?

Aksine, akıllı telefonlar bu anlamda pek çok imkân sunuyor bizlere. Bununla ilgili temel bilgilere www.computersuchthilfe.info adresinden ulaşabilirsiniz, bu bizim kendi sitemiz. Fakat sınırlama tek başına kâfi değil. Ebeveynlerin çocuklarının internette ne aradığını öğrenmesi, kullanma sebeplerini anlaması ve tahmin edebilmesi gerekiyor. Yani çocuğu, oğlu en çok Ego-Shooter oynuyorsa; aile çocuğunun bu oyuna neden bu kadar düşkün olduğunu anlamalı. Veya kız çocuğu sosyal ağlarda kendisini olmadığı biri olarak tanıtıyorsa aile kızının bunu gerçekten neden yaptığını öğrenmeli.

İnternet bağımlısı çocuk ve gençlerin aileleri, yakınları ya da arkadaşları onları korumak için neler yapabilir?

Rehberlik çok önemli. Bağımlı gençlerin çok erken yaşta, hiçbir yönlendirme ve kontrol olmadan internet ortamında yalnız bırakıldıklarını görüyoruz. Bağımlılık özellikle ergenliğin başlangıcında -ya da daha öncesinde- gelişen bir niteliğe sahip. Gençlerin kontrol mekanizmaları yaşlarına bağlı olarak henüz yeterince güçlenmediğinden bağımlılıkları da daha yoğun, daha dramatik ve daha hızlı bir şekilde ilerliyor. Gerçek alternatif aktivitelerin varlığı da önemli. Arkadaşlar örneğin gerçek iletişim kurmak konusunda ısrarcı olabilirler. Ailelerin rol model olarak iyi örnekler olmaları gerektiğine az önce değindik. Fakat sürecin kötüye gittiğini fark ettiklerinde de profesyonel yardım almaktan imtina etmemeliler. Ebeveynler genelde profesyonel destek almak için çok fazla bekliyorlar. Yardım aramaya başladıklarında mesela çocuk 6 ay ya da 1 yıldır okula gitmiyor oluyor. Bizim de bu sefer yerleşik bir davranışı değiştirmek, durumu tersine çevirmek için uzun bir terapi sürecine ihtiyacımız oluyor.

Almanya’da internet bağımlılığı hususunda ne tür tedavi imkânları var? Mevcut tedavi metotları ne kadar etkili?

Almanya’da çok farklı örnekler var. Burada Hamburg’da örneğin önleme ve tedavi olanakları konusunda çok donanımlıyız. Genel olarak diyebiliriz ki büyük şehirlerde tedavi imkânları kırsal bölgelere kıyasla çok daha iyi. Kırsal alanlarda tedavi imkânları kısıtlı olduğu gibi uzmanlık alanları da çok az. Uzmanlaşma bilhassa çok önemli çünkü diğer bağımlılıklara kıyasla internet bağımlılarının çok farklı profilleri oluyor. Almanya’da uzmanlaşmış danışma merkezleri, akut tedavi ve rehabilitasyon konularında çok büyük eksiklikler var. Bu tip bağımlılıkları olan çocukların ve gençlerin tedavisinde uzmanlaşmış yaklaşık 20-25 kadar çocuk ve genç psikiyatri kliniği var Almanya’da. Fakat bu sayı yeterli olmadığı gibi erken teşhis ve danışma merkezlerinin de internet kaynaklı rahatsızlıklar konusunda daha çok uzmanlaşması gerekiyor.

Korona pandemisinin internet bağımlılığı üzerinde ne gibi etkileri oldu?

Bizim yaptığımız temsil gücü yüksek çalışmalar karantina sırasında gençlerin kullanım sürelerinin %70 oranında arttığını gösterdi. Son araştırmamızı geçen yaz yaptık. Bu sırada kısıtlamaların çoğu kaldırılmıştı. Kullanım sürelerinin buna bağlı olarak gerilediğine şahit olduk. Fakat korona öncesindeki seviyelere düşmediğini de gördük. Bu demek oluyor ki hassas gruplarda patolojik kullanım oranı koronaya bağlı olarak artmaya devam etti. Tabi pandeminin kendisi de iletişim araçlarının patolojik kullanımını artıran bir risk faktörü oldu.

Kübra Zorlu

Duisburg-Essen Üniversitesi’nde Medya Bilimleri alanında yüksek lisans eğitimini tamamlayan Zorlu, Perspektif yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler