'Dosya: "Bağlılık ile Bağımlılık Arasında: Dijital Dünya"'

İnternet Bağımlılığı Nasıl Oluşur ve Nasıl Önlenir?

Psikolojik süreçlerle ortaya çıkan alışılagelmiş bağımlılıkların yanı sıra, internetin hayatımıza girmesiyle birlikte internet kullanıcıları için potansiyel yeni bir bağımlılık türü ortaya çıktı: İnternet bağımlılığı.

Fotoğraf: Shutterstock.com

Dijital medya kullanımı hepimizin günlük hayatında oldukça yaygın. Pratik, anlamlı ve keyifli birçok yönü olsa da internet veya akıllı telefon kullanımı çok sayıda soruna da yol açabiliyor. Burada, riskli veya zararlı kullanım biçimlerinin ilk belirtilerinin zaten mevcut olduğu sorunlu kullanım ve “internet bağımlılığı”, daha doğrusu internet kullanım bozukluğu olarak da adlandırılan, bağımlılık şeklinde bir kullanım söz konusudur. Bu gibi bir sorun söz konusu kişinin interneti ne sıklıkta, ne kadar süreliğine ve hangi durumlarda kullanacağı ile ilgili kontrolünü kaybetmiş olmasıyla karakterizedir. Çevrimiçi aktiviteler hayattaki en önemli şey hâline gelip, arkadaşlarla görüşmek, eski hobiler veya spor gibi diğer aktiviteler arka plana atılır.

Bir diğer belirti ise internet kullanımının kendisi için zarar verici olduğunu kişinin hissetmesidir, yani sorunlar zaten ortaya çıkmıştır ancak bu davranışı sınırlandırmak veya tamamen sonlandırmak artık kişinin elinde değildir. Dünya Sağlık Örgütü bilgisayar oyunlarına bağlı internet kullanım bozukluğunu (oyun bozukluğu) bir hastalık olarak kabul etmektedir. Uzmanlar sosyal ağ kullanımı, çevrimiçi alışveriş ya da çevrimiçi pornografi gibi diğer aktivitelerin de davranış bozukluğuna neden olabileceğini düşünmektedir. Dünya genelinde insanların %7’sinde internet kullanım bozukluğu olduğu ve bu oranın artacağı tahmin edilmektedir. (Pan et al., 2020)

İnternet Kullanım Bozukluğu Nasıl Başlıyor?

İnsanların interneti veya akıllı telefonları sorunlu veya bağımlı bir şekilde kullanıp kullanmadıkları ile ilgili bir dizi risk faktörü tanımlanabilir. Örneğin üzgün veya endişeli olma eğiliminde olan insanlar, internette çok fazla zaman geçirmeye ve bunun sonucunda sorunlar geliştirmeye daha yatkındır. İşsizlik veya göçmenlik geçmişi gibi diğer özellikler ve aile ile kötü ilişki de risk olarak kabul edilebilir. Bunun dışında öğrenme deneyimleri ve davranış kontrol yeteneği, internet kullanım bozukluğunun daha da gelişmesinde rol oynayan önemli hususlardandır. Çalışmalardan elde edilen bulgulara göre, bu gibi davranışsal bağımlılığın nasıl oluştuğuna dair modeller geliştirilebilir. Güncel olarak ve sıklıkla, bir bağımlılığın gelişiminde kişinin özellikleri, duyguları, düşünceleri ve eylemleri arasındaki etkileşimi açıklayan I-PACE (“Interaction of Person-Affect-Cognition-Execution”) modeli kullanılmaktadır. (Brand et al., 2019)

Model, belirli uyaranların çevrimiçi davranışı tetikleyebileceğini varsaymaktadır. Bu, cep telefonuna gelen bir mesaj sinyali gibi bir dış uyaran ya da can sıkıntısı, hayal kırıklığı veya merak gibi bir iç uyaran olabilir. Kişi çevrimiçi aktivite yoluyla, örneğin heyecan verici bir bilgisayar oyunu veya yeni beğeniler, takipçiler veya sosyal ağlardaki içerikler vasıtasıyla bir ödül almış olur. Bu ödül deneyimi kişi tarafından hatırlanır ve davranış ve beklentilerinin değişmesine neden olabilir. Bu da zamanla tetikleyici uyaranların giderek daha fazla çevrimiçi kullanımla ilişkilendirildiği anlamına gelebilir. Yani kişi can sıkıntısı ya da üzgünlük yaşadığında moralini giderek daha fazla ve zamanla sadece dijital medya kullanarak düzeltmeye çalışır. Bunu bir başa çıkma davranışı olarak benimser (mantıklı olmasa da) ve çevrimiçi davranıştan özel beklentiler geliştirir. Ödüller konusunda kazanılan her tecrübe bu mekanizmaları güçlendirerek, kısır döngüdeymiş gibi davranış kontrolünün git gide zorlaşmasına neden olabilir.

İnternet Bizi Neyle Ödüllendiriyor?

Ödüllerin özelliği uyuşturucu gibi, hızlı bir şekilde elde edilebilmeleri ve anında etki göstermeleridir. Ödüller bilgisayar oyunlarında bilinçli olarak oyuncuların uzun süre oyun başında kalmasını ve oyuna tekrar geri dönmelerini sağlamak için kullanılır. Bu ödüller ve nasıl verildikleri, oyunun bağımlı yapıp yapmayacağı riski ile de bağlantılıdır (Rehbein et al., 2021). Sadece ödül sayısı bile (avatar özellikleri, silahlar, oyun para birimi vb.) bu bağımlılığa katkıda bulunabilir. Oyun geliştiricileri genellikle öğrenme psikolojisinin prensiplerinden yararlanır. Ödüller her zaman değil, bazen verilir (aralıklı olarak yükseltme), bu da git gide daha fazla oyun oynamayı tetikler. Gerçek başarının yakın olduğuna inanmanızı sağlayan yakın başarılar olur. Oyuna devam edilmez ya da bir süre çevrimiçi olunmazsa bazı ödüller kaybedilir.

Sosyal ağlarda, ödüllendirici olarak deneyimlenen kişinin kendisine verilen tepkilerdir. Paylaşılan fotoğrafın çok sayıda insan tarafından beğenilmesi veya bir başka yazının harika bulunması sonucundaki iyi hisler. Bir toplulukta fark edilme, takdir edilme ve topluluğa ait olma duyguları. Topluluk oyun deneyimleri veya kişinin bir grupta kendi oyun performansıyla elde ettiği yüksek itibar söz konusu olduğunda bu sosyal yönler çevrim içi oyunlarda da önemli bir rol oynayabilir.

“Bir şeyleri kaçırma korkusu” anlamına gelen FoMO (“Fear of Missing Out”) olgusu da internet kullanım bozukluğunu destekleyen psikolojik mekanizmalar kapsamına girer. Bazı insanlarda bu endişe örneğin parti, kutlama veya diğer sosyal deneyimler ile de ilgili olabilir. Orada heyecan verici şeyler olabilir, herkes çok eğlenebilir ve ben bunu kaçırabilirim düşüncesi kişide hâkim olur. Çevrimiçi FoMO da buna çok benzer. Çevrimiçi olma imkânı 7 gün 24 saat mevcut olduğu için bu endişe kendini daha belirgin şekilde gösterir.

Sorunlu İnternet Kullanımı Nasıl Önlenir?

Bağımlılık modelleri ve böyle bir gelişimin psikolojik arka planı hakkında bilgi sahibi olunması, sadece bozukluğun kökenini anlamak için değil, aynı zamanda yardım ve terapilerin geliştirilmesi için de önemlidir. İnsanlar kullanım beklentileri, başa çıkma mekanizmaları veya FoMO göstererek davranışları hakkında geri bildirim alır, bunu anlayıp karşı koyabilmeyi öğrenir. Amaç, kontrolden çıkan mekanizmaları tekrar normalleştirmektir. Yani kullanım beklentilerini ve FoMO’yu tekrar daha az anlamlı hâle getirmek ve davranışları önleme veya kontrol etme yeteneğini tekrar güçlendirmek. Davranışta başarılı bir değişiklik için, kişinin bununla ilgili motivasyonunu geliştirmek veya iyileştirmek ve bir şeyleri değiştirebileceğine dair güvenini, yani kişinin kendi yeteneklerine olan inancını geliştirmek de gereklidir.

Hâlihazırda devam eden kapsamlı bir çalışmada, tam olarak yukarıda bahsedilen süreçleri dikkate alan ücretsiz bir akıllı telefon uygulaması geliştirilmiştir. “Smart@net” isimli uygulama sorunlu internet gelişmelerine karşı koyma fırsatı sunmaktadır. Daha ciddi sorunlar için kısa telefon müdahaleleri ve çevrimiçi terapi hizmeti de sunulmaktadır: SCAVIS (www.scavis.net)

Neticede bir kişide internet kullanım bozukluğu oluşmasına katkıda bulunabilecek birçok şey vardır. Bunların arasında kişinin özellikleri (kişisel özellikleri, zihinsel sağlığı, geçmiş tecrübeleri, ihtiyaçları vs.) ve çevrimiçi davranışı giderek daha önemli hâle getiren ve davranış üzerindeki kontrolü azaltan bir dizi psikolojik süreç de yer alır. Uyarma, davranış ve ödül döngüsü giderek daha bağımsız hâle geldiğinde davranış bozukluğu ortaya çıkabilir. Ancak aynı mekanizmalar kullanılarak veya motivasyon ve güvenin güçlendirilmesi ile buna karşı koyulup, sorunlu veya bağımlı internet kullanımının oluşumu engellenebilir veya düzeltebilir.

Dipnotlar

Brand, M., Wegmann, E., Stark, R., Müller, A., Wölfling, K., Robbins, T. W., & Potenza, M. N. (2019). The Interaction of Person-Affect-Cognition-Execution (I-PACE) model for addictive behaviors: Update, generalization to addictive behaviors beyond internet-use disorders, and specification of the process character of addictive behaviors. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 104, 1–10. https://doi.org/10.1016/j.neubiorev.2019.06.032

Pan, Y.-C., Chiu, Y.-C., & Lin, Y.-H. (2020). Systematic review and meta-analysis of epidemiology of internet addiction. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 118, 612–622. https://doi.org/10.1016/j.neubiorev.2020.08.013

Rehbein, F., King, D. L., Staudt, A., Hayer, T., & Rumpf, H.-J. (2021). Contribution of Game Genre and Structural Game Characteristics to the Risk of Problem Gaming and Gaming Disorder: A Systematic Review. Current Addiction Reports, 8(2), 263–281. https://doi.org/10.1007/s40429-021-00367-7

Prof. Dr. Hans-Jürgen Rumpf

Prof. Dr. Hans-Jürgen Rumpf bir psikolog ve bağımlılık konusunda bir araştırma grubunu yönetiyor. Rumpf bunun yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü’nün oyun ve kumar bozukluğu ile ilgili uzman çalışma grubuna üyedir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler