'Hanau Saldırısı'

“Saldırgan Evinden Kaçabilir ve Başkalarına Zarar Verebilirdi”

Hanau Saldırısı'nı inceleyen araştırma kurumu, saldırganın evini çevreleyen polislerin hatalı olduğunu ve kaçış imkanını engellemediklerini ortaya koyuyor.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı / Değişiklikler: Perspektif

19 Şubat 2020’de Hanau şehrinde gerçekleşen ırkçı saldırı sırasında, polis güçlerinin bazı büyük hatalara imza attığı iddia edildi. Araştırma firması Forensic Architecture tarafından hazırlanan rapor, polisin saldırıdan sonraki saatlerde saldırganın evini gerektiği gibi çevrelenmediğini gösteriyor.

“Hanau Saldırısı’nda Polis ‘Başarısız’ Kaldı”

Bir polis helipkopterinin Kesselstadt’ın Hanau bölgesi üzerinde çektiği görüntülerde; Kurt-Schumacher-Platz’daki olay yeri, kısa süre öncesinde silahlı saldırının yapıldığı Arena Bar’ın önündeki koşuşturma ve suikastçının evinin bulunduğu mahalle yer alıyor.

Helikopterin aldığı kayıtlardan anlaşıldığı üzere, suçun işlendiği gecede polisler görev bölgesine geldiğinde başka aksilikler de yaşanmış. Forensic Architecture araştırma kurumunun proje yöneticisi Robert Trafford, polislerin saldırının yaşandığı gece “başarısız” kaldığını söylüyor. Görüntüleri inceleyen araştırma ekibi, binlerce sayfalık soruşturma dosyası üzerinde çalıştı.

19 Şubat 2020’de Hanau’da meydana gelen saldırıda 43 yaşındaki Tobias Rathjen, ırkçı saiklerle göçmen kökenli dokuz vatandaşı Hanau’da öldürmüş ve daha sonra evine giderek annesini ve kendisini silahla vurmuştu.

Saldırganın Evi Gerektiği Gibi Çevrelenmedi

Rapor, polisin saldırıdan sonra uzun bir süre saldırganın evinin etrafını sarmadığını veya uygun şekilde önlemler almadığını ifade ediyor. Buna göre söz konusu ev, saldırganın kim ve nerede olduğu bilinmesine rağmen polis tarafından gerektiği gibi çevrelenmemiş. Rapor, oluşan bu güvenlik açığı nedeniyle, saldırgan Tobias Rathjen’in evinden kaçma ve başkalarına da zarar verme imkanına sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Evin ve evden kaçış yolunun güvenliğini sağlamak için üç polis birimi görevlendirilmiş. Ancak, rapora göre, görevlilerin bazıları yanlış konumlandırıldı ya da konumlarını terk etti. Dolayısıyla, fail 23:21 ve sabah 00:25 saatleri arasında, yani bir saatten fazla bir süre için fark edilmeden evi terk edebilirdi. Bu süre zarfında ne evin ön kapısına ne de bahçedeki arka kapısına tek bir polis memuru konumlanmamış.

Özel Harekat Ekibi Neden Bekledi?

Polis güçlerinin bu dikkatsizliğinin eleştirilmesi gerektiğini söyleyen Trafford, polis güçlerinin kendi aralarındaki bilgi aktarımının da sorunlu olduğunu aktarıyor: Helikopterdeki termal görüntüleme kamerasının video kayıtları gecenin tamamını göstermiyor; çünkü helikopteri kullanan iki pilot, evin adresini öğrenememiş ve adres bilgisini istemelerine rağmen yanıt alamamış. Helikopter, bu bekleyiş sürerken, saldırganın evini özel olarak hedeflemeden Kesselstadt bölgesi üzerinde daire çizerek uçmaya devam etmiş. Helikopterdeki pilotlar, araçtaki polis telsizinin bozuk olduğundan şüphelenmiş.

Saldırı gecesinde ölmeyip hayatta kalanlar, çağrılan polis özel harekat ekibinin (SEK) neden saatlerce müdahale etmediğini ve saldırganın evine girmediğini öğrenmek için polise suç duyurusunda bulundu. Rapor, SEK ekibinin saatler öncesinde operasyona başlamış olması gerektiği sonucuna varıyor. SEK ekibi ise, sabah 3 sularında saldırganın evini basmıştı.

Araştırma ekibinin yaptığı ses deneyine göre; olay yerindeki güvenlik birimlerinin, saldırganın önce annesini sonra da kendisini öldürdüğü silah seslerini duymuş olması gerekiyor. SEK ekibi ise herhangi bir silah sesi duymadıklarını rapor etmişti. Forensic Architecture ekibi ise, silah atışının evin çevresinde yaklaşık 100 desibelde net bir şekilde duyulabildiği görüşünde.

Olaydan sorumlu Hessen’deki polis merkezi, 20 Şubat’ta yaptığı açıklamada, saldırganın evindeki polis operasyonunda en başta iletişim sorununa bir çözüm aradıklarını ve bir özel hareket biriminin bu süreçte operasyona hazır olarak beklediğini söylemişti:

“Evdeki işlem mümkün olan en yüksek güvenlikle ve kontrollü bir şekilde gerçekleştirildi. Mekan dışarıdan güvenlik altına alındı. Genel şartlar değerlendirildikten sonra hızlı ve dolayısıyla çok riskli bir işlem gerekli değildi.”

Hanau Saldırısı Nasıl Gerçekleşti?

Tobias Rathjen, Saldırıdan önce internette komplo teorileri ve ırkçı görüşler içeren yazı ve videolar yayınlamıştı. 43 yaşındaki saldırgan, silah atış eğitimi almış aktif bir nişancı olmakla birlikte 2012’den beri Frankfurt Diana Bergen-Enkheim Atış Kulübü’nün bir üyesiydi. Psikolojik rahatsızlık sahibi olmasına rağmen nasıl silah ruhsatına sahip olmasına izin verildiği ise hâlâ aydınlığa kavuşturulmuş değil.

19 Şubat akşamı saat 22.00 sularında “Midnight” isimli nargile bara girerek barın sahibi Sedat Gürbüz’ü yakın mesafeden başından vuran saldırgan, komşu kafe olan Café-Bar La Votre’ye de gidip orada da birkaç el ateş etti. İki barın yanında bulunan otele bıraktığı iş arkadaşıyla vedalaşan Fatih Saraçoğlu ise sokak ortasında vurularak öldürüldü. Kaloyan Velkov da burada saldırganın açtığı ateşle hayatını kaybetti.

Saldırgan kısa bir süre sonra birkaç kilometre ötedeki Kesselstadt semtine arabayla giderek bir büfeye ve bir arabaya ateş etti. Kardeşi Etris Hashemi ile futbol maçı izlemek isteyen Said Nesar Hashemi bu büfede hayatını kaybetti. Boynundan vurulan Etris, saldırıyı ağır yaralı olarak atlattı, ama kardeşinin ölüm anına yakinen tanıklık etti ve haftalarca hastanede kaldı. Saldırgan büfenin ön kısmında kendisinden sadece 40 saniye önce içeri giren Ferhat Unvar’ı, çocukları için pizza almak isteyen Mercedes Kierpacz’ı, Hamza Kurtović’i ve Gökhan Gültekin’i öldürdü. Vili-Viorel Păun ise büfenin önündeki park alanında arabasında vurularak öldürüldü. Păun’un nargile bardan büfeye kadar saldırganı arabasıyla takip ederek birçok kez polise ulaşmaya çalıştığı; ancak polisle iletişime geçemediği iddia edilmişti. (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler