'DOSYA: Avrupa'da Nikâh'

Evliliğin Araçsallaştırılması: Sahte Evlilikler

Sahte evlilikler kişilerin belli çıkarlar doğrultusunda gerçekleştirdiği, bir destek ve sorumluluk taşımayan evlilikler olarak ortaya çıkmaktadır. Bu evlilikler birçok sorunu beraberinde getirmektedir.

Fotoğraf: ©Ascannio/ Shutterstock.com | Değişiklikler: Perspektif

Almanya’daki yasa koyucunun, evlilikten ne anlaşılması gerektiği ve iki kişinin evliliğe hangi gerekçelerle girmesi gerektiği konusunda belirli bir görüşü bulunmaktadır. Zira kişilerin amaçları evlilik fikrinden saptığı takdirde yapılan evlilik kanun önünde “sahte evlilik” olarak sayılır. Bu yazıda sahte evliliğin hangi şartlarda oluştuğu ve bu tarz bir evliliklerin eşler için hangi sonuçları doğurduğu ele alınacaktır.

Bazen sahte olarak adlandırılan evlilikle gerçek evlilik arasında net bir ayrım yapmak zor olabiliyor. Almanya’daki sahte evlilikler genelde resmî olarak geçerli olan, ancak eşlerin bir destek ve sorumluluk birliği amacıyla değil, arka planda şahsi olarak evlilikten yasal bir avantaj sağladıkları evliliklerdir. Fakat bu durum bazı dezavantajları da beraberinde getirmektedir. Para için sahte evlilik yapan bir kişi, bu evliliğin anlaşmalı bir evlilik olduğu açığa çıkmadığı sürece yasal olarak tanındığını ve bir dayanışma ortaklığına girilen normal bir evlilikle aynı etkilere sahip olduğunu göz önünde bulundurmalıdır. Örneğin evlilik sonrası nafaka hakkı doğabilir.

Yetkili idari makam tarafından yapılan kontroller veya üçüncü kişilerin sahte evliliği bildirmesi nedeniyle sahte evlilik ortaya çıkarsa, bu genellikle sahte evliliğin ilk adımda iptal edilmesiyle sonuçlanır. Birlikte yaşamaya dayalı evliliğin aksine, anlaşmalı evliliğin sona ermesinden sonra nafaka, kazançların eşitlenmesi ve benzeri haklar yok olur. Başlangıçta anlaşmalı bir evliliğe girişen eşler, daha sonra bir destek ve yaşam topluluğuna girerek bunu “gerçek” bir evliliğe dönüştürebilir.

Anlaşmalı Evlilik

Yasalara göre anlaşmalı evlilik yoluyla oturma izni alınması mümkün değildir. Bu karar, Alman İkamet Yasasının (Alm. “Aufenthaltsgesetz”) 27. maddesinin, 1a fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre anlaşmalı evlilik olması durumunda aile birleşiminin sağlanmayacağını belirtilmektedir. Aynı kural bir eşin evliliğe zorlanması durumunda da geçerlidir. Temelde sahte evlilik cezai sorumluluğa tabi değildir. Cezai sorumluluk sadece diğer şartların oluşmasıyla gerçekleşir. Anlaşmalı evlilik sadece bir yabancının Almanya’da kalabilmesi için yapılmışsa, bu özellikle yabancılarda kaçakçılık suçunu oluşturabilir.

İkamet Yasasına göre, bir kişinin Almanya’da yasal olarak ikamet etmesi için yanlış veya eksik bilgiler kullanılması, ceza gerektiren bir suç unsurudur. Bu durumda üç yıla kadar hapis veya para cezası verilmektedir. Anlaşmalı bir evlilikle ilgili yanlış bilgi, Alman Ceza Kanununa göre beş yıllık bir zamanaşımına tabidir. Dolayısıyla beş yıl sonrasında ceza kanunu kapsamında bir yaptırım uygulanmaz.

Federal İdare Mahkemesi İçtihat Hukukuna göre sahte evlilik, evliliğin herhangi bir biçimde bir evlilik ortaklığı kurma amacına hizmet etmediği, ancak başka bir amaca, özellikle yabancı eşe ikamet hakkının verilmesi amacına hizmet ettiği fikrini barındırmaktadır. Almanya’da oturma izni almanın yasal dayanağı oldukça sınırlı olduğundan, yabancılar ve Almanlar arasında anlaşmalı evlilik, oturma izninin yasal olarak verilmesi için yasal gereklilikleri yerine getirmek için kullanılan bir yol. Bu işin doğası gereği resmî makamlara bildirilmeyen anlaşmalı evliliklerin sayısının çok yüksek olması muhtemel bir durum. Zira resmî makamların gerçek evlilik görüntüsüne sığınmış sahte evliliklerde neler olup bittiğini kontrol etmesi oldukça zordur. Göçmenlik makamları sahte bir evliliği ortaya çıkarırsa, oturma iznini geriye dönük olarak iptal eder. Bu, yabancının hiç oturma izni almamış gibi kabul edilmesi ve bu nedenle kısa zamanda ülkeyi terk etmesi gerektiği anlamına gelmektedir.

Başka bir ifadeyle problemi şöyle özetleyebiliriz; normal şartlarda yabancı eş, çalışması ve diğer birkaç şartı yerine getirmesi durumunda iki yıllık evlilik birlikteliğinin ardından kendi başına süreli oturum hakkı elde edebilir ve ülkede kanunlara uygun bir şekilde kalabilir. Üç yıllık evlilikten sonra, yabancı eş daimi oturma izni alabilir. Sahte evliliklerde bu şartlar yerine getirildiği takdirde amaca ulaşılmasından dolayı hemen boşanma davası açılır ve evlilikler genellikle boşanma ile sonuçlanır.

Ancak gerçek sorunlar bundan sonra başlayabilir. Bir eş iki yıl evlilikten sonra boşanma davası açtığı takdirde, istisnai durumlar haricinde, eşinden bir yıldır ayrı yaşadığını mahkemeye kanıtlaması gerekir. Aile mahkemesinin boşanma davası kayıtlarında böyle bir ifade yer aldığı takdirde göçmenlik makamları evlilikteki birlikte yaşama süresinin sadece bir yıl boyunca sürdüğünü belirleyebilir ve bu durum oturum hakkı açısından olumsuz netice doğurur. Aile hakimleri düzenli olarak ayrılık yılı tespitini yalnızca eşlerin beyanlarına bağlı olarak yapıp ön koşulları kontrol etmezken, göçmenlik makamları davaları ele alırken eşlerin verdiği bilgileri temel alır. Böylece iki yıllık birlikte yaşama süresinin aile mahkemesi tarafından reddedilmesi hâlinde, yabancı eşin oturma izninin iptaline ve yasal ikamet statüsünün olmaması nedeniyle Almanya’dan ayrılmak zorunda kalmasına yol açabilir.

Evlilik Birliğine Dair Şüpheli Durumlar

Göçmenlik makamları olası bir anlaşmalı evlilik hakkında kendi araştırma ve soruşturmalarını yapmakta özgürdür. Böyle bir sahte evlilik incelemesine yol açan şüpheli faktörlerden bazıları eşler arasındaki büyük yaş farkı, ikinci bir evin ve ikinci adresin olmasıdır. Bununla ilgili Alman Anayasa Mahkemesinde görülen bir davayı örnek olarak sunabiliriz: Buna göre davacı evlenmeden önce Almanya’da kalıcı bir oturma hakkı elde etmek için uzun bir süre uğraştı, polisten saklanarak sınır dışı edilme tehdidinden kaçmayı denedi; ancak sonuçta sahte evlilik gerekçesiyle davayı kaybetti (bkz. Alman Anayasa Mahkemesi, 5 Mayıs 2003 tarihli kararı – 2 BvR 2042/02).

Şüpheli bir durum ortaya çıktığında göçmenlik makamları bazen sahte bir evliliğin varlığına dair başka göstergeler olup olmadığını kontrol eder. Göçmen Bürosu personelinin, eşlerin ortak bir kayıt adresi vermiş olmalarına rağmen aynı apartman dairesinde oturmadıklarını veya eşlerden birinin sadece ara sıra o adrese geldiğini gözlemlemesi, oturma izninin uzatılmasını veya iznin verilmesini tehlikeye atmaktadır. Böyle bir şüphe durumunda komşulara veya arkadaşlara, hatta çocuklara bile bunun gerçek bir evlilik mi yoksa sadece sahte bir evlilik mi olduğu sorulabilir.

Sahte evlilikte eşler arasında bir anlaşmazlık varsa, yabancı uyruklu eşin ilişkisinin sahte evlilik niteliğinin göçmenlik makamlarına bildirilmesi sonucunda kişinin oturma izni iptal edilebilir. Bu durumda uzun yıllar boyunca verilmiş olan oturma izinleri dahi daha sonra iptal edilebilir. Bu durum zaman zaman eşler arasındaki son derece onursuz olan karşılıklı şantaj durumlarını ortaya çıkarmaktadır. Zira sahte bir evlilik yaptığını kabul eden Alman vatandaşı olan eş bile bu davranışından dolayı cezai kovuşturma kapsamına girebilir.

Evlilik için parasal veya mali bir avantaj sağlanmışsa, alacağı ceza bu sahte evliliğin ‘satın alma fiyatına’ dayanabilir. Bu arada, bu tür evliliklerin “fiyatları” muhtemelen çok farklıdır; birkaç paket sigaradan, açıkça ahlaksız yükümlülüklere, süresi veya evlilikten bağımsız oturma izni almak için ayda 500 Euro ödemelere kadar, değişik bedeller ödenmektedir.

Yabancı uyruklu eşin sahte bir evlilik gerekçesiyle sınır dışı edilmesi veya vatandaşlığa kabulün iptal edilmesi özellikle söz konusu eşin hayatını olumsuz şekilde etkiler. Bu konuyla ilgili 9 Eylül 2003 tarihli Federal İdare Mahkemesinin kararını örnek gösterebiliriz. Leipzig’deki Federal İdare Mahkemesi resmî makamları aldatma yoluyla oturma izni alan bir Türk vatandaşı çalışanın oturma hakkı kazanamayacağına karar verdi. Bu davranışından dolayı Alman ceza kanununa göre cezalandırılıp cezalandırılmadığı ve önceki ikamet izinlerinin iptal edilip edilmediğinin de bir önemi yoktur.

Kısacası kişilerin hukuki düzenlemeleri atlayabilmek için nikahı araçsallaştırması birçok probleme neden olmaktadır. Zira burada araç olarak kullanılan kurum evlilik müessesidir. Bu durumda ortaya çıkan sahte evlilikler gerek kanunlar açısından gerekse ahlaken uygun olmayan eylemlerdir. Kişi sahte evlilik yoluyla şahsi çıkar sağladığını düşünürken hem toplumun en önemli birimi olan aile yapısına zarar vermekte, hem kendi geleceğini tehlikeye atmakta hem de ahlaki olarak nahoş bir durumun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Muhammed Işık

Almanya Bochum Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olan Işık, şu anda Duisburg’taki hukuk ofisinde ağırlıklı olarak aile ve ceza hukuku alanlarında çalışmaktadır. Işık aynı zamanda Kuzey Ren Vestfalya İslam Dini Cemaati (IRG NRW) başkanı olarak görev yapmaktadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#1

*Tüm alanları doldurunuz

  • Zeynep Türer
    2023-02-05 21:22:24

    Iyi akşamlar Işık bey,benim büyük bir sorunum var,bana sahte bir evlilik yapıldı ve iki kere polise şikayette bulundum,ve Ausländerbehörde haber verdim hemen tabiki suçlu bir duruma düşmek istemedim.Şahıs Fetöcü ve Almanyada adresi tespit edilemiyor, lütfen bana yardımcı olursanız çok sevinirim.Benim sahte imzamı kullanarak nüfus dairesine evli olduğumuz görünüyor lütfen bana yardımcı olun.Ben nasıl bir hakka sahibim ve nasıl kurtulabilirim ben evlenmek istiyorum ama o şahısın yüzünden evlene miyorum lütfen yardımcı olun.Çok zor bir durumdayım kendisi burda kaçak duruyor ve benim oturumdan faydalanmak istiyor.

Son Yüklenenler