Bosna Hersek’teki Yeni Seçim Yasası Hırvat Milliyetçileri Güçlendirebilir
Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt'in, ülkede seçim akşamı "Bonn yetkilerini" kullanarak dayattığı seçim yasasının, Hırvat milliyetçilerin elini güçlendireceği ifade ediliyor.
Christian Schmidt, Bosna Hersek’te 2 Ekim’de yapılan genel seçimlerin akşamında, sandıkların kapanmasının ardından yazılı açıklama yayımlayarak, ülkede temmuzdan bu yana tartışmalara ve hatta siyasi krize neden olan seçim yasasını “işlevsellik” paketi adı altında “dayattığını” açıkladı.
Bosna Hersek’te devlet başkanını dahi görevden alma yetkisi bulunan Schmidt’in, tüm siyasi aktörler seçim sonuçlarına odaklanmışken bu hamleyi yapması dikkat çekerken, Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi, konuyla ilgili yerel bir televizyona açıklamalarda bulundu.
Schmidt, “işlevsellik paketi”nin, ülkedeki iki entiteden biri olan Bosna Hersek Federasyonu’nu (FBIH) kapsadığını ifade ederek “Neden bu kararları aldım? Bosna Hersek Federasyonu’ndaki engelleri aşmak için. Seçim süreci ve sonuçlarına etki etmek istemediğim için bu kararları, seçim sonuçlarından önce almam gerekiyordu. Diğer türlü seçim sonuçlarını etkilemeye çalıştığıma dair bir kanı oluşabilirdi.” dedi.
“AB Yolunu Açtığıma İnanıyorum”
Schmidt, seçim yasasına ilişkin oluşan belirsizliği gidermek için başkent Saraybosna’da bir basın toplantısı düzenledi. Bosna Hersek’in iki entitesinden biri olan Bosna Hersek Federasyonu’nda (FBIH) 4 yıl hükûmet kurulamadığını belirten Schmidt, “Amacım; bu sefer bunun olmamasıydı. AB’ye girmek isteyen bir ülkede bunun temeli de oluşturulmalı. Seçimden kısa süre sonra hükûmetin kurulabilmesi için gerekli koşulları sağladım.” ifadesini kullandı.
Schmidt, Bosna Hersek’te 1992-1995’te yaşanan savaşı sonlandıran Dayton Barış Antlaşması’nın ülkede üç kurucu halk, iki entite ve bir devlet meydana getirdiğine işaret ederek, “Böylesi farklılık içerisinde herkesin aynı haklara sahip olabilmesi ancak AB üyeliğine bağlıdır. Sadece parti temsilcileri karar vermemeli, bundan vazgeçmeliyiz.” diye konuştu.
Gelecek dönemde sanatçı ve gençlerle de görüşmeyi planladığını aktaran Schmidt, “Aldığım kararlarla Bosna Hersek’in AB yolunu biraz olsun açtığıma inanıyorum.” dedi.
Schmidt, Bosna Hersek’teki seçim yasasına ilişkin Hırvatistan tarafından “görüştüklerine” dair yapılan itirafı değerlendirmek istemeyerek, kararları kendi başına aldığını kaydetti.
Schmidt’in Aldığı Kararlar Neyi Kapsıyor?
Schmidt’in aldığı kararların neticelerinin ne olacağı belirsizliğini korurken, Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR) kararlara açıklık getirmek için yazılı açıklama yayımladı. Ofis, Schmidt’in, kararları hükümeti kurma sürecini kolaylaştırma hedefiyle aldığını, yasama ve yargı mekanizmalarının kötüye kullanılmasının engellenmek istendiğini savundu.
Kararların, seçim sonuçlarıyla hiçbir şekilde ilgisinin bulunmadığı belirtilen açıklamada, “2 Ekim’de alınan kararlar seçim reformunun bir parçası değildir. Seçim reformu, uluslararası sorumluluğun yerine getirilmesi ve seçim sürecindeki ayrımcılığım kaldırılması için hâlâ gereklidir.” ifadesine yer verildi.
“İşlevsellik paketi” olarak adlandırılan kararlar kapsamında, Bosna Hersek Federasyonunu Halklar Meclisindeki kurucu halkların (Boşnak, Hırvat, Sırp) delege sayısı 17’den 23’e çıkartılırken, Federasyon’daki 10 kantonda çoğunlukla Hırvatların yaşadığı bölgelerden temsil sayısı artmış olacak.
Halklar Meclisindeki sandalye sayısını 58’den 80’e çıkartan Schmidt’in bu kararının, ülkedeki Hırvat milliyetçisi parti olan Hırvat Demokrat Birliğinin (HDZ) lehine olduğu ifade ediliyor. HDZ’nin temsil hakkının güçlenmesinin önünü açan bu kararla, gelecek dönemde Hırvatların birçok konuda söz sahibi olabileceği iddia ediliyor.
“Zamanlaması Zekice”
Bosna Hersek’teki seçim yasasını “aylarca derin ve gizlice” görüştüklerini itiraf eden Hırvatistan da alınan kararları büyük memnuniyetle karşıladı. Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovic, Schmidt’in Bosna Hersek’teki Hırvatların varlığını korumanın ne kadar önemli olduğunun bilincinde olduğunu savunarak “Bunu da aldığı kararla gösterdi. Zamanlamanın zekice olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Schmidt aynı zamanda, Hırvatistan’daki siyasi krizin yüzeye çıkmasına neden olurken, Plenkovic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Zoran Milanovic arasındaki “tartışma”nın giderek büyüdüğü görülüyor.
Milanovic, Schmidt’in tutumunu eleştirerek “Siyasi anlamda Hırvatistan’a müebbet hapis verildi ve ne yazık ki biz bunu kutluyoruz. Bu karar Hırvatistan dış politikası için bir felakettir. Düşmanca bir davranış.” değerlendirmesinde bulundu.
Bosna Hersek’teki siyasiler seçim yoğunluğu nedeniyle Schmidt’in kararına henüz tepki vermezken, Devlet Başkanlığı Konseyi Hırvat üyeliğine yeniden seçilen Zeljko Komsic, kararı “HDZ’nin zaferi” olarak nitelendirdi.
Yüksek Temsilci Schmidt’in ülkede yeni bir seçim yasası “dayatacağına” dair iddialar daha önce de ortaya çıkmıştı. Temmuzda iddiaların krize dönüştüğü Bosna Hersek’teki yeni seçim yasasının Hırvatların işine yarayan ancak Boşnakların haklarını elinden alan bir durum ortaya koyacağı bir kez daha tartışılmıştı.
Boşnakların tepkisiyle karşı karşıya kalan Schmidt, seçimlerin bütünlük içerisinde gerçekleşmesi için “şeffaflık paketi” adı altında teknik değişimler getirdiğini açıklamıştı.
Hırvatlar Seçim Yasası Reformu Talep Etmişti
Bosna Hersek’te 1992-1995’te yaşanan savaşı sonlandıran Dayton Barış Antlaşması gereği ülkede Boşnak, Hırvat ve Sırp üç kurucu halk bulunuyor.
Devletin en üst mevkisi Devlet Başkanlığı Konseyi üyelerinin biri Boşnak diğeri Hırvat halkından olmak üzere iki üyesi ülkenin iki entitesinden biri olan Bosna Hersek Federasyonu’ndaki (FBIH) vatandaşlar tarafından, üçüncü üye ise Sırp Cumhuriyeti (RS) entitesinde yaşayan vatandaşlar tarafından seçiliyor.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Hırvat Üyesi Komsic’e karşı 2018 seçimlerinde kaybeden HDZ Bosna Hersek lideri Dragan Covic, Komsic’in FBIH’deki Boşnakların oylarıyla seçildiğini iddia ederek ülkede yeni bir seçim yasası reformu talebinde bulunmuştu.
Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da, Avrupa Birliği (AB) delegasyonu eşliğinde başlatılan seçim yasası reformu müzakereleri, Boşnak ve Hırvat partileri arasında uzlaşı sağlanamadığı için sonuç alınamadan sona ermişti.
Seçimlere Düşük Katılım
Bosna Hersek’te 3 Ekim’de yapılan genel seçimlerde, resmî olmayan sonuçlara göre, Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Denis Becirovic, Hırvat üyesi Zeljko Komsic ve Sırp üyesi Zeljka Cvijanovic olmuştu.
Seçimlere 90’ı siyasi parti, 17’si bağımsız aday ve 38’i koalisyon olmak üzere 145 siyasi unsur katılmış, Merkez Seçim Komisyonu (CIK), seçime katılımın yüzde 50 olduğunu açıklamıştı.
“AB Yolundaki Reformalara Odaklanılmalı”
AB, Bosna Hersek’teki seçimin genel olarak rekabetçi ve iyi organize edilmiş bir ortamda yapıldığını belirterek, tüm tarafları sorumluluk almaya ve AB üyeliği hedefine odaklanmaya çağırdı.
Açıklamada, seçimlere vatandaşların kamu kurumlarına karşı güvensizlikleri ve etnik olarak bölücü söylemlerin damga vurduğuna dikkat çekildi.
AB’nin Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt’in seçim günü Bosna Hersek Federasyonu Anayasası ve Bosna Hersek Seçim Yasası’nda değişiklik yapma kararını dikkate aldığının aktarıldığı açıklamada, “Yürütme yetkileri yalnızca, onarılamaz hukuka aykırı eylemlere karşı son çare olarak kullanılmalı.” hatırlatması yapıldı.
AB Konseyi, 23 Haziran’da Bosna Hersek’e aday statüsü vermeye hazır olduğunu belirtmiş, bu amaçla Komisyonun belirlediği 14 temel önceliğin uygulanması hakkında rapor vermeye davet etmişti.
Bosna Hersek’te OHR ve Yüksek Temsilci
Dayton Barış Antlaşması’nın getirdiği karmaşık siyasi yapının yanı sıra ülkede yine Dayton ile oluşturulan OHR ihtiyaç durumunda yasa çıkartabilecek yetkiye sahip.
OHR, uluslararası toplum adına Bosna Hersek’te barış anlaşmasının uygulanmasını denetliyor. Yüksek Temsilcilik aynı zamanda ülkede faaliyet gösteren uluslararası kurumların etkinliklerini koordine ediyor.
Birleşmiş Milletlere (BM) her yıl Bosna Hersek’teki gelişmeler ve sorunlarla ilgili rapor sunan Yüksek Temsilci, “Bonn yetkileri” olarak bilinen geniş yetkilere sahip. Yüksek Temsilci, Devlet Başkanlığı Konseyinin üyeleri dahil olmak üzere ülkede barışın uygulanmasına engel olan kişileri görevden alabiliyor, ihtiyaç durumunda yasa çıkartabiliyor.
Barış Uygulama Konseyinin (PIC) sahip olduğu olağanüstü yetkiler, 1997’de Almanya’nın Bonn kentinde yapılan toplantıyla “Bonn yetkileri” adıyla OHR’ye verildi. Görevini 12 yıldır sürdüren eski Yüksek Temsilci Valentin Inzko ise 23 Temmuz 2021’de yine “Bonn yetkilerini” kullanarak “soykırımın inkarının cezalandırılmasına ilişkin yasa” çıkartarak Boşnakların uzun zaman beklediği bir karara imza atmıştı. (AA, P)