'Dosya: "Deprem ve Ötesi"'

“Çağımızın Krizlerini Birbirimiz Olmadan Çözemeyiz”

Almanya’da depremin etkileri çoğunluk toplumunda, günlük iletişimde ya da komşuluk düzleminde pek de hissedilmedi. Stephan Reichart deprem sonrası Almanya’da Türkiye kökenliler ile bu kökene sahip olmayanlar arasındaki dayanışmaya dair yazdı.

©twintyre/shutterstock.com

Türkiye ve Suriye’de etkileri dehşetli bir şekilde hissedilen depremin boyutları beni çok düşündürdü. Üniversite yıllarımdan tanıdığım yakın arkadaşım Ahmet Malatyalı. Kendisiyle konuştuğumda yaşanan afetin Almanya’da yaşayan Türkiye ve Suriye kökenli insanları da ne kadar derinden etkilediğini ancak o zaman anladım. Birçok medya platformunda depremlerde vefat eden kişi sayısının yüz bine yaklaşabileceği ifade edildi. Yaralıların sayısının bu rakamın çok daha fazlası olduğu ve evsiz kalan insan sayısının ise milyonları bulduğu tahmin ediliyor. Bu açıdan bakıldığında istatistiksel olarak Almanya’da yaşayan Türk kökenli her bir kişinin bu depremden kişisel olarak etkilendiği ve bölgede hayatta kalma mücadelesi veren ya da daha kötü durumda olan bir yakını olduğu söylenebilir.

Sosyal medya hesaplarımda paylaştığım bir videoda bu durumu anlattım. Bu videoda sadece bağış ve acil yardımın yetmediğini, Almanya’da yaşayan Türk ve Suriyeli dostlarımıza da özel bir özen göstermemiz ve onların acısını paylaşmamız gerektiğini ifade ettim. Bu video şu ana kadar bir milyondan fazla izlendi ve Almanya’daki Türk toplumu içinde de bu videoya özel bir ilgi oluştu. Bununla birlikte, özellikle Almanya’daki empati ve şefkat eksikliği hakkında bildirim veren üzücü birçok yorum beni oldukça derinden etkiledi. Bunu söylerken medyanın veya politikanın değil, insanların günlük ilişkilerindeki empati ve şefkat yoksunluğundan bahsediyorum.

Bu noktada son birkaç yılda neleri kaybettiğimiz açıkça görülüyor. Hepimiz kendi baloncuklarımızda ve dünyalarımızda birbirimizden ayrı olarak yaşıyoruz. İlişkilerimiz genellikle sadece yüzeysel ve artık gerçek bir derinlik kazanmıyor. Siyasi meseleler sıklıkla “Beni ve benim görüşümü desteklemiyorsan, o zaman bana karşısın” şeklinde görülüyor ve artık birbirimize gerçek bir anlayış ve ilgi göstermiyoruz. Belki de tüm trajedisine rağmen bu afette bir fırsat gizlidir?

Artık çağımızın küresel krizlerini birbirimiz olmadan çözemeyiz. Birbirimizle tekrar daha fazla ilgilenmeli, birbirimizle konuşmalı, hemen şimdi birbirimize şefkat göstermeli ve empati kurmalıyız. Fark yaratan ve aynı zamanda yeni bir başlangıcın işareti olan şeyler küçük jestlerdir.

Depremden sonraki iki hafta bilinçli bir şekilde Türk marketlerine ve restoranlarına gittim, buralarda sohbet ettim ve paramı özellikle tam da ihtiyaç duyulan yerde harcadım. Türkiye’deki deprem felaketine ilişkin podcast’ler yaptım. Videolar çekmeye ve karşılıklı anlayışı teşvik etmeye devam ediyorum. Şimdi birlikte yeni bir başlangıç yapma zamanı ve başkalarına karşı hem kendi içimizdeki hem diğer insanlardaki ön yargı ve nefretle mücadele ederek bunları ortadan kaldırmak şu anda çok daha önemli. Çünkü bu dünyada biz bir değişiklik yapmazsak bunu başka kim yapabilir ki?

Haydi, gelin bunu hep beraber başaralım!

Stephan Reichart

Essen Üniversitesinde Germanistik, Psikoloji ve Siyaset eğitimi alan Reichart moderatörlük yapmaktadır. 

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler