'Almanya'

“İslamcı Aşırıcılık” ve “Siyasal İslamcılık”la Mücadelede Devlet Fonları

Almanya’da Hristiyan Demokratlar, hükûmetin “İslamcı aşırıcılık” ve “siyasal İslamcılık”la yeterince mücadele etmediği görüşünde. Buna karşılık Federal hükûmetin bir soru önergesine verdiği cevap, farklı bir resim ortaya koyuyor.

©Dmitry Demidovich/shutterstock.com

Almanya’da Hristiyan Demokrat CDU/CSU meclis grubu, 2022’nin temmuz ayında federal hükûmete bir soru önergesi iletti. Bu önergede Almanya’da şiddet içeren “İslamcı aşırıcılık ve siyasal İslamcılık” ifadeleri geçiyor ve bu konularla ilgili araştırma, önleme ve bu fenomenle mücadele konularına dikkat çekiliyordu. CDU/CSU meclis grubu, Anayasayı Koruma Dairelerinin raporlarına dayandırdığı yüksek güvenlik riski oluşturan “İslamcı aşırıcılık” fenomeninin son zamanlarda hükûmet tarafından ikinci plana atıldığını ileri sürüyordu. Bu minvalde, “şiddete dayalı ve siyasal İslamcılık” konusunun bir sonraki İslam Konferansında veya son aylarda gündeme gelen Demokrasiyi Teşvik Yasası (Alm. “Demokratiefördergesetz”) hazırlıklarında ayrıca ele alınmayacağından endişe duyduklarını belirtiyorlardı. Federal hükûmetin bir sonraki İslam Konferansında Müslüman ve İslam düşmanlığına daha ağırlıklı odaklanması bekleniyor. CDU/CSU grubuna göre ise federal hükûmetin aşırıcılıkla mücadeleye tek taraflı bir şekilde odaklanması bir eleştiri konusu. Hristiyan Demokratların verdiği soru önergesi, bu nedenle “aşırıcı İslamcılık” alanındaki finanse edilen önleme ve araştırma projeleri hakkında hükûmetten bilgi almak istiyor.

Aşırıcı Fenomenlerle Mücadeleye 4 Milyon Avro

Hristiyan Demokratların soru önergesine federal hükûmetin verdiği cevap ise incelemeye değer: Federal Hükûmetin verdiği cevaba göre 2022 yılında Federal Katılım Programı (Alm. “Bundesprogramm für Teilhabe”) kapsamında ve Federal İçişleri Bakanlığı (BMI) bütçesinden 25 farklı kurum ve derneğe yaklaşık 4 milyon avroluk fon sağlandı. Finanse edilen kurumlar aşırıcı fenomenler üzerinde çalışıyorlar ve radikalleşmenin önlenmesi konusuna yöneliyorlardı. Diğer alanlara kıyasla, federal hükûmet son üç yılda BIM bütçesinden Antisemitizmle mücadelede 48 projeye yaklaşık 5 milyon avro ve aşırı sağ ile mücadelede altı projeye 690 bin avro tutarında fon sağladı. 2021 senesinde BIM, Müslüman düşmanlığına karşı iki projeye, Müslümanlara yönelik düşmanlık konusunda bağımsız uzmanlar ekibine ve kapasite geliştirme alanındaki bir projeye 230 bin avro fon sağladı. Bakanlık Müslüman düşmanlığı ile mücadelede kurulan uzman ekibini 2022 senesinde yaklaşık 470 bin avro ile destekleyecek.

Ayrıca Almanya’da “İslamcı Aşırıcılığa karşı Ulusal Önleme Programı”nın (Alm. “Nationales Präventionsprogramm”) bir parçası olarak son üç yıldır 200’den fazla projeye yaklaşık 75 milyon avro fon sağlanıyor. Bu program 2021 bütçe yılının sonunda sona erdi. Programın devamı planlanmıyor, ancak önleme programından sağlanan fonlarla başlatılan projeler ilgili daire ve kurumlar tarafından fonlanmaya devam edilecek.

Her Türlü Aşırıcılık Karşıtı Mücadeleye Destek Fonları

Soru önergesi, diğer federal bakanlıkların dinî güdümlü aşırıcılıkla mücadele alanındaki projelerin fonları hakkında da bilgi veriyor. Örneğin son üç veya dört sene zarfında, 20’ye yakın proje Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı (BMBF) tarafından, 8 proje ağırlıklı olarak yurtdışında Federal Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı (BMZ) ve 39 proje Federal Dışişleri Bakanlığı (AA) tarafından finanse ediliyor.

“Demokratie Leben!” finansman programı çerçevesinde, her yıl demokrasiyi teşvik etme ve aşırıcılıkla mücadele alanında projeler yürüten farklı dernek ve kurumlara da fon sağlanıyor. Federal hükûmetin sunduğu listeye göre son üç yılda her yıl ortalama 60 ila 70 projeye fon sağlandığı belirtiliyor. Ancak, tüm projeler Hristiyan Demokratların söylemiyle “aşırıcı İslamcılık”la kısıtlı değil. Bazı projeler daha kapsayıcı ve sağ veya sol aşırıcılık gibi her türlü aşırıcılığı kapsıyor.

Soru önergesinden elde edilen bir diğer bulgu, “İslamcı aşırıcılık” ve diğer fenomenler hakkında yapılan çeşitli bilimsel araştırmaların fonlanmasıyla alakalı. 2019’dan bu yana “İslamcılık” ve “İslamcı terörizm” üzerine 28 milyon avro tutarında yaklaşık 100 araştırma finanse edildi. Aynı dönemde, 2 milyon avroyla aşırı sağ alanında on iki bilimsel çalışma desteklendi. 2020’den bu yana Müslüman düşmanlığı alanında yedi bilimsel proje için yaklaşık 7 milyon avro ve Antisemitizm üzerine 28 çalışma için de yaklaşık 7 milyon avro fon sağlandığı açıklandı. 2019’dan bu yana yaklaşık 100 milyon tutarında 26 tane farklı aşırıcı fenomeni kapsayan araştırma için fon sağlanmış durumda.

Çarpık Güvenlik Algılarından Vazgeçmek

Özetle, Almanya’da sözde “İslamcı aşırıcılık” olgusunun son üç yılda en çok öne çıkan fenomenlerden biri olduğu gözlemlenebilir. Ancak 2021’den bu yana Müslüman düşmanlığı olgusunun da gündeme geldiği dikkat çekiyor. Her hâlükârda Müslüman düşmanlığıyla mücadele kategorisinde listelenen projelerin ve proje fonlarının miktarı “İslamcı aşırıcılık” olgusu ile karşılaştırılamayacak derecede az. Federal hükûmet koalisyon sözleşmesinden hareketle demokrasiyi güçlendirmek ve aşırıcılıkla mücadele etmek için genel bir strateji geliştirmeye çalışıyor. Bunu yaparken bütüncül ve fenomenler arası bir yaklaşım izleyeceklerini belirtiyorlar. Bir yandan siyasi eğitim ve önleyici tedbirlerle, diğer yandan tehlikeleri gözetim yoluyla önlemeyi amaçlıyorlar. Bu bağlamda, hükûmet kendi ifadeleriyle “İslamcı aşırıcılığa” karşı araştırma, önleme ve mücadele alanına gereken önemi vermeye devam edeceğini taahhüt etmiş durumda.

Hristiyan Demokratların soru önergesinde ileri sürdüğü iddia, federal hükûmetin aşırı sağcılık ve İslam düşmanlığıyla mücadeleye daha fazla ağırlık verdiği yönünde olsa da, sayıların bu iddiayı desteklemediği açık. Muhalefet içinde hükûmetin genel itibarıyla aşırıcılıkla mücadele yönetimini suiistimal edecek, hatta iktidar değişikliği durumunda tersine çevirebilecek sesler olduğunu unutmamak gerek. Bu nedenle, geçmişten ders almak ve çarpık güvenlik algılarına dayanmak yerine, dinî aşırıcılık olgusunun tamamen ihmal edilmemesi daha sağlıklı ve gerçekçi olacaktır.

Enes Bayram

Enes Bayram, lisans eğitimini Duisburg-Essen Üniversitesinde, yüksek lisans eğitimini ise Köln Üniversitesinde Siyaset Bilimi alanında tamamlamıştır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler