'İtalya'

Meloni Hükûmeti Göç Konusundaki Acı Gerçeği Kabullendi mi?

Seçim kampanyasındaki göç politikası vaatlerini yerine getirmemekle suçlanan ve yasal göçmen alımını arttırarak U dönüşü yaptığı düşünülen İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin yeni politikası sadece İtalya'yı değil Avrupa siyasetini de etkileyebileceği düşünülüyor.

Fotoğraf: Alexandros Michailidis - Shutterstock.

Giorgia Meloni, Ekim 2022’de İtalya Başbakanı olmadan önceki seçim sürecinde göç konusundaki en yüksek sesli itirazı yapanlardan biriydi. Muhalif bir politikacı olarak, yerli İtalyanları etnik azınlıklarla “ikame etme” çabaları konusunda sert uyarılarda bulunmuş ve Akdeniz’i geçip Avrupa’ya ulaşmak isteyen göçmenleri durdurmak için bir deniz ablukası uygulama sözü vermişti.

Meloni görevde olduğu süre zarfında düzensiz göç rakamlarında keskin bir artış yaşandı. Meloni, son olarak, yasal şekilde 1,5 milyon kadar yeni göçmenin gelmesinin önünü açacak bir mevzuat getirerek belirgin bir şekilde farklı bir tercihte bulundu.

Nüfusu Azalan İtalya’nın Ekonomik Problemleri ve Meloni’nin Göç Politikası

Durgun bir ekonomiye sahip ve demografik olarak gerileyen bir ülke olarak görülen İtalya’nın nüfusu  son 10 yılda  yaklaşık 1,5 milyon kişi küçüldü. Nüfusun hızla yaşlanıyor olmasının da etkisiyle ülkenin birçok ilinde emekli nüfus, çalışan nüfusu geçmiş durumda. Bu ve diğer ekonomik göstergeler, İtalya hükûmetinin mevcut ortalama doğum oranının düşük olması sebebiyle yalnızca emeklilik sisteminin reformize edilerek orta ve uzun vadede ekonomik problemlerin giderilemeyeceğini resmen açıklamaya sevk etti.

Meloni’nin temmuz ayı başında yasal göçle ilgili çıkardığı kararname, İtalya’nın iş gücü piyasasındaki büyük boşluğu doldurmak için önümüzdeki üç yıl içinde 833.000 yeni göçmene ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Kararname, tarım ve turizm gibi sektörlerdeki mevsimlik işlerin yanı sıra tesisatçı, elektrikçi, bakım işçisi ve tamirci gibi uzun vadeli pozisyonları doldurmak için aynı dönemde 452.000 göçmen işçiye ülkenin kapılarını açmayı öngörüyor.

Politico Europe’a konuşan Milano Üniversitesinden sosyoloji profesörü ve göç uzmanı olan Maurizio Ambrosini, İtalya’da yaşayanların akrabalarını getirmelerine izin veren aile birleşimi kuralları göz önüne alındığında, “10 yıl gibi bir süre içinde bu rakamların üçe katlanarak yaklaşık 1,5 milyon göçmen getireceğini tahmin etmek kolay.” sözleriyle bu söz konusu planın uygulanabilirliğini değerlendirdi. Ambrosini, Meloni hükûmetinin önde gelen destekçileri arasında yer alan İtalya’nın girişimci kesiminin de Meloni’yi “daha gerçekçi bir politika uygulamaya ittiğini” de sözlerine ekledi.

Meloni’nin Olası U Dönüşü ve AP Seçimleri

İtalya’nın Kardeşleri Partisinin lideri Giorgia Meloni ve Lig Partisi lideri Matteo Salvini, 2022’deki seçimlerde kendilerini iktidara taşıyan ve önceliğin İtalyanlara ait olduğunu savunan bir seçim kampanyası yürütmüş ve kitlesel göçü sona erdirme vaadi parti programlarının merkezinde yer almıştı. Kampanya döneminde değerlendirmeler yapan göç ve ekonomi uzmanları, demografinin ve ekonominin kesişimindeki bu karmaşık konuların, basit seçim kampanyası sloganlarına dönüştürülmemesi ve demografik gerileme gerçeğinin reddedilmemesi konularında uyarılarda bulunmuşlardı.

İtalya medyasındaki yorumlara göre, Meloni’nin göreve gelmeden önceki coşkulu ve göçmen karşıtı retoriğini yönetici pozisyonunda olmanın beraberinde getirdiği pragmatizmle değiştirmek durumunda kaldı. Meloni’nin çıkardığı göç kararnamesi ve U dönüşü yaptığı iddiası koalisyon hükûmetinin bir parçası olan aşırı sağcı Lig Partisinin gözünden kaçmadı ve Meloni’yi bilhassa deniz ablukası vaadini gerçekleştirmemesi nedeniyle eleştirdi.

Yine Politico Europe’a konuşan, Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri Partisinin (FdI) de bağlı olduğu Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular Partisi (ECR) Eş Başkanı olan ve aynı zamanda Meloni’ye yakın bir siyasetçi olan Nicola Procaccini ise herhangi bir eksen kayması yorumlarını reddetti: “Hükûmette de daha önce savunduğumuz şeyi yapıyoruz: Bir ulusun makul miktarda göç almadan yapabileceği bir şey yoktur. Ancak bu göç az, sürdürülebilir ve yönetilebilir olmalıdır.”

2024’te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde sağ ve aşırı sağın Avrupa genelinde yükselişe geçtiği bir dönemde Meloni’nin yeni göç politikası, Avrupa’nın muhafazakar siyasi kanadı için de önemli bir rota değişikliği anlamına geliyor olabilir. Farklı araştırmalara ait seçim tahminlerinin ortalamasına bakıldığında, önümüzeki haziran ayındaki AP seçimlerinde ECR’nin parlamentodaki 720 koltuktan 90 kadarını alarak en büyük üçüncü parti olabileceği tahmin ediliyor. Sağ bloğun AP seçimlerinde elde edeceği düşünülen başarıda büyük payın AfD’nin Almanya’da yakaladığı ivmeye ve İtalya’da iktidara gelen sağ partilerden oluşan koalisyona ait olacağı öngörülüyor. Öte yandan, Avrupa Parlametosundaki en büyük grup olan merkez sağ olarak tanımlanan EPP’nin başkanı Manfred Weber’in ise Meloni’yle müzakarelere girmeye açık olduğu ve İtalya’nın Kardeşleri’ni EPP bünyesine katmayı istediği, Avrupa medyasına yansıyan haberler arasında. Siyasi analistler bir süredir EPP’nin, aşırı sağın yükselişi karşısında, seçmen desteğini korumak için daha sağ politikaları benimsemekte olduğuna da dikkat çekiyor. Meloni hükûmetinin daha ılımlı bir noktaya geldiği iddiaları, yakın gelecekte müzakareleri başlatma ve sağ politikaları benimsemekle eleştirilme konularında EPP yönetiminin elini rahatlatacak bir koz olabilir.

Akdeniz’deki Düzensiz Göç Rotası ve İtalya

Meloni düzensiz göç akınlarına yönelik sert bir tutum sergilemeye devam etse de bunun etkili olduğuna dair fazla işaret bulunmuyor. Hükûmet verilerine göre, Akdeniz’i geçtikten sonra teknelerle İtalya’ya gelenlerin sayısı bu yıl iki kattan fazla artarak 29 Ağustos itibarıyla 113 bine ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde bu sayı 53.000 seviyesindeydi.

Meloni hükûmeti, şubat ayında Cutro kasabası yakınlarındaki Calabria kıyılarında alabora olan bir tekneye yardım etmek için sahil güvenliğin görevlendirilmemesinin ardından yaklaşık 100 göçmenin boğulmasıyla eleştirilere maruz kalmıştı. Bu olaydan sonra hükûmet, dikkatini STK’lara ait kurtarma gemilerine çevirdi ve onları göçmenleri karşıya geçme riskini almaya teşvik etmekle suçladı. Ağustos başında İtalya, denizde kurtarılan göçmenleri getiren üç gemiye geçici olarak el koydu.

Meloni, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’le birlikte Tunus ile tartışmalı bir göç mutabakatına imza attı. Sivil toplum örgütlerince eleştirilen anlaşmaya göre, Tunus’a -göçmenlerin geçişini engellemeye yönelik daha sıkı önlemler uygulaması karşılığında- 1 milyar avroya yakın ekonomik yardım sağlanacak. Ancak mutabakat zaptının imzalandığı temmuz ayından bu yana deniz yoluyla İtalya’ya gelen göçmen sayısı yaklaşık yüzde 40 oranında arttı. Göç uzmanları, bu anlaşmanın Avrupa’ya gelmek isteyen insanları durdurmaya yaramayacağı, hâlihazırdaki başarısız göç politiakalarının  genişlemesine yol açacağı ve insan kaçakçılarına daha fazla koz vereceği konusunda uyarmıştı.

Son olarak 30 Ağustos’ta Meloni ve Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, bir araya gelerek, insan kaçakçılığı yapan suç ağları nedeniyle düzensiz göçmen sayısının devamlı olarak artması bağlamında iki ülke arasındaki koordinasyonu arttırma yolları hakkında görüştü. Tunus’un güney kentlerinde ikamet eden  göçmenler, fırsat buldukça teknelerle Avrupa’ya geçmeye çalışıyor. Her yıl çok sayıda Afrikalı göçmen Avrupa hayaliyle çıktıkları deniz yolculuğunda can veriyor. Uluslararası Göç Örgütün (IOM) verilerine göre, 2014’ten bu yana Libya ve Tunus’tan İtalya’ya geçmeye çalışırken 14 bini aşkın kişi öldü ya da denizde kayboldu. (AA/P)

bgucin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Ağırlıklı olarak ideoloji, kültür ve göç üzerine çalışan Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler