'Gazze Şeridi'

İnsani Krizdeki Gazze Şeridi’ndeki Son Durum ve Öncesi

Gazze Şeridi'nde uzun yıllardır süren ablukanın yol açtığı sorunlar, son çatışmalarla birlikte bir felakete dönüştü. Yardım koridoru çağrısında bulunan uluslararası toplumun acil insani sorunlara nasıl müdahele edeceği netleşmiş değil.

Fotoğraf: Anas-Mohammed - Shutterstock.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres,11 Ekim’de yaptığı açıklamada İsrail ve Filistin’deki sivillerin korunması gerektiği ve uluslararası insani hukuka saygı gösterilmesi gerektiği mesajını vermiş ve abluka altındaki Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırılması gerektiğini belirmişti: “Yakıt, gıda ve su dahil hayati önem taşıyan malzemelerin Gazze’ye girmesine izin verilmeli. Şu anda hızlı ve engelsiz insani yardım erişimine ihtiyaç duyuyoruz.”

Önüzmüdeki günlerde İsrail’in kara harekatıyla hedef alacağı söylenen Gazze, dünyada nüfus yoğunluğunun en yüksek seviyede olduğu bölgelerden biri. Daha kötüleşmesi muhtemel durumun vehameti karşısında “Abluka altında olan bu alandan çıkmak isteyen kişiler nasıl çıkacak?” ve “BM bir insani koridor oluşturulması üzerinde çalışmalar yürütüyor mu?” ve benzeri akla ilk gelen sorular, basın mensuplarınca Birleşmiş Milletler’e soruldu. 

“İnsanların Yaşamlarını Sürdürememesinden Endişeliyiz”

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, 12 Ekim’deki günlük basın toplantısında, “Gazze’de İsrail hava saldırıları nedeniyle yerinden edilenlerin sayısı 263 bine ulaştı. İsrail Başbakanı (Binyamin) Netanyahu da Gazze halkına ‘tüm alanlarda güçlü bir şekilde hareket edeceğiz, buradan ayrılın’ çağrısı yapmıştı.

“Biz insani koridor oluşturulmasını istiyoruz.” diyen Dujarric, BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland ve BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini’nin Kahire’de Mısır hükûmetiyle bir araya geldiğini kaydetti.

Dujarric, BM’nin Mısır’ın Gazze’ye yardım için Refah Sınır Kapısı’nı açık tutmaya çalışacağına ilişkin kararını memnuniyetle karşıladığını belirterek, “İnsani yardımın ulaştırılması için ilave adımlara yol açmasını umuyoruz. Su, hastaneler için yakıtın tedariki gibi konular ve temel olarak insanların yaşamlarını sürdürmesiyle ilgili çok çok çok endişe duyuyoruz.” dedi.

“Gazzelilerin kitlesel göç ve geri dönememeleri ihtimalleri hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna ise Dujarric, gelecek hakkında yorum yapamayacağını ifade ederek, “Sivillerin korunması gerekiyor. Hâlihazırda birçoğu yerinden edilen Gazzelilerin kitlesel göçüne tanık olmak istemiyoruz.” diye konuştu.

Gazze’de Son Durum

Filistin Sağlık Bakanlığı, tüm dünyaya Gazze’deki hastanelere acil sağlık desteği sağlama çağrısında bulundu. Abluka altındaki Gazze Şeridi’nde hastanelerin yatak kapasitesinin dolmak üzere ilaç ve akaryakıtın ise tükenmekte olduğu açıklandı. Han Yunus kentinde yer alan Nasser hastanesindeki doktorlar, İsrail saldırıları sonucu yaralılarının tedavisi için zor şartlar altında mücadele ediliyor.

Telefon bağlantısıyla New York Times’a konuşan UNRWA’nın Gazze’de bulunan medya danışmanı Adnan Abu Hasna, Gazze’nin devam eden çatışmaların ortasında korkunç bir insani krizle boğuştuğunu bildirdi. İsrail’in misilleme olarak düzenlediği hava saldırıları nedeniyle çatışmaların büyük hasara yol açtığını aktaran Abu Hasna, su ve elektrik gibi temel hizmetlerin kesilmesi ve hastanelerin yakıt sıkıntısıyla karşı karşıya kalması çok sayıda insanın hayatını tehlikeye atmış durumda. İsrail ve Mısır tarafından uzun süredir uygulanan, temel malzeme ve gıdaların tedariğini sınırlayan ve insanların Gazze’ye giriş çıkışını kısıtlayan abluka nedeniyle daha da durumun daha da kötüleştiğini hatırlattı.

UNRWA, yayınladığı yazılı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze’deki 1 milyon sivilin bölgeyi terketmesini talep ediyor oluşunu ve bunun için de 24 saat süre vermesini dehşet verici olarak tanımladı:

“İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki 1 milyondan fazla sivilin 24 saat içinde taşınması yönündeki çağrısı dehşet verici. Gazze, hızla cehennem çukuru hâline geliyor ve çöküşün eşiğinde.”

Gazze Şeridi’nde 420 binden fazla insan yerinden edilmiş durumda ve 270 bin kadar kişi UNRWA tesislerinde barınmaya çalışıyor. Birleşmiş Milletler’in bir bilgilendirme yazısına göre, iki milyondan fazla insana ev sahipliği yapan Gazze ve Batı Şeria’deki 10’dan fazla BM kuruluşunda çoğu Filistinli mültecilerden oluşan 17.000 personel çalışmakta.

“Kriz Tamamen İsrail’in Resmî Politikasının Sonucudur”

2022 yılında Uluslararası Af Örgütü, B’Tselem ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi diğer iki büyük insan hakları örgütüne katılarak tüm Filistinlilerin insanlığa karşı işlenen bir suç olan apartheid’i oluşturan bir baskı sistemi altında yaşadığını belirterek bu durumu kınamıştı.

B’Tselem kısaltmalı Filistin’deki insan hakları ihlalleri hakkında bilgilendirme faaliyetleri yapan İsrail merkezli sivil toplum kuruluşunun on olarak Şubat 2023’te güncellediği abluka hakkındaki durum değerlendirmesinde İsrail’in politika ve eylemlerinin mevcut durumu nasıl ortaya çıkardığı incelenmekte.  1989’dan beri faaliyette olan B’Tselem’in değerlendirme metni, Gazze Şeridi’nin doğal nedenlerle hiçbir ilgisi olmayan bir insani krize sahne olduğunu tespit ediyor: “Bu kriz tamamen insan yapımıdır ve doğrudan İsrail’in resmî politikasının bir sonucudur.”

İsrail, Gazze Şeridi’ne 1990’larda başlayan ve İkinci İntifada’dan (1987-1993) sonra sıkılaşan bir abluka uyguladı. B’Tselem’e göre, İsrail’in sınır kapıları, deniz ve hava sahası da dahil olmak üzere Gazze üzerindeki sıkı kontrolü, yaklaşık iki milyon sakini aşırı yoksulluk ve insanlık dışı koşullara maruz bıraktı. Değerlendirmede, bu durumun insanların ve temel gıda ve malzemelerin temininde ciddi şekilde kısıtlayarak yaşam standartlarında keskin bir düşürdüğü vurgulanıyor: Yüksek işsizlik ve gıda güvensizliği nedeniyle Gazze ekonomisi çökmüş durumda. Su kirli, elektrik arzı sınırlı ve sağlık hizmetleri yetersiz.

İsrail, ayrıca Gazze’de çok sayıda askeri operasyon başlatarak önemli kayıplara ve yıkıma neden oldu ve durumu daha da kötüleştirdi.  Ayrıca, İsrail’in silahsız protestoculara karşı gerçek mermi kullanması nedeniyle çok sayıda Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden oldu. B’Tselem, İsrail’in bu olayları yeterli bir şekilde soruşturmadığını ve uluslararası eleştirilerere kulak asmadığını da vurguluyor.

Gazzelilerin tanıklıklarını da derleyen B’Tselem’in saha araştırmacılarına göre, Gazzeliler bugün dünyanın birçok bölgesinde görülmeyen insanlık dışı koşullarda ve sefalet içinde bir yaşama mahkum edilmiş durumda. (AA/P)

bgucin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Ağırlıklı olarak ideoloji, kültür ve göç üzerine çalışan Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler