"Ali Mete"

IGMG Genel Sekreteri Mete: “Haksızlık Kimden ve Kime Yönelik Olursa Olsun Haksızlıktır”

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete DIE ZEIT gazetesinin sorularını yanıtladı. Mete, İsrail ve Filistin meselesinde yaşanan son gelişmelerin gölgesinde Almanya'da Müslümanların üzerinde kurulan baskıyı eleştirerek, "Bizler için haksızlık, kimden gelirse gelsin, kime yöneltilirse yöneltilsin her zaman haksızlıktır." dedi.

IGMG Genel Sekreteri Ali Mete

7 Ekim’de Hamas’ın saldırısıyla birlikte yeniden gerilimin tırmandığı Filistin-İsrail cephesinde, son olarak 16 Ekim’de Gazze Şeridi’ndeki El-Ehli Baptist Hastanesi’nin bombalanması sonucu yüzlerce insan hayatını kaybetti. Uluslararası toplumun gündemine oturan bölgedeki bu son gelişmelerin yankıları Hamas’ı terör örgütü olarak tanıyan ve İsrail’e koşulsuz desteklerini dile getiren Avrupa Birliği ülkelerine yoğun biçimde yansıdı.

Yakın geçmişinde Yahudilere yönelik işlenen korkunç soykırım itibarıyla Almanya’da bu konudaki tartışmalar daha yoğun ve hassas bir zeminde yaşanıyor. Ülkedeki İslami dinî cemaatler ve dernekler, Hamas’ın İsrail’e yönelik terör saldırılarına mesafe koymada geç kalmakla ve bu konuda tereddüt etmekle itham ediliyor.

İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Ali Mete, Almanya’nın önde gelen gazetelerinden DIE ZEIT‘da Yeşiller Partili milletvekili Lamya Kaddor ile ortak olarak yaptığı söyleşide İslami bir dinî cemaat olarak IGMG’nin konuya yaklaşımına dair soruları yanıtladı. Mete, Hamas tarafından gerçekleştirilen saldırıyı eleştirerek, “Şiddet ve terörün her türlüsünü reddediyoruz. Dinî bir topluluk olarak bizler için haksızlık, kimden gelirse gelsin, kime yöneltilirse yöneltilsin her zaman haksızlıktır.” dedi.

Mete aynı zamanda mevcut duygusal durum ve ortamın konunun nesnel bir düzlemde tartışılmasını güçleştirdiğini ve bunu anladığını belirtti. Almanya’daki pek çok insanın İsrail’de tanıdıkları ya da akrabaları ve bu ülkeyle güçlü bir tarihi ilişkileri olduğunu, aynı şekilde bölgenin ve Filistin’in de Müslümanlar için önem taşıdığını vurguladı.

“Müslümanlar Üzerinde Baskı Kuruluyor”

Ali Mete, Yeşiller Partili milletvekili Lamya Kaddor’un ithamlarına da cevap verdi. Kaddor’un Müslüman derneklerin terörü kınamakta geç kaldıklarını belirtmesi üzerine Mete, Müslümanların ve Müslüman kuruluşların her terör saldırısı sonrası şiddeti ve terörü reddettiklerini ve desteklemediklerini açıklamak zorunda bırakılmasını eleştirerek, “Müslümanlara her terör saldırısı sonrası sürekli terörle aralarına mesafe koyduklarını belirtmeleri için baskı uygulanıyor ve bunu şahsen çok rahatsız edici buluyorum. Terörist destekçisi değiliz ve SPD lideri Lars Klingbeil’in de kısa süre önce belirttiği gibi Hamas ve Filistinliler birbirinden ayrı tutulmalı.” dedi.

Mete ayrıca kendisine ulaşan Müslüman gençlerin “Neden bir şey söylemek zorundayım? Neden Almanya’daki diğer dinî cemaatlerin üyelerinden bu talep edilmiyor?” diye sorduklarını aktardı. Mete, kendilerini Almanya ile güçlü bir şekilde özdeşleştiren Müslümanların bu çabasının çoğunluk toplumu tarafından görülmediğini kaydetti.

Yeşiller Partisi’nden Cem Özdemir gibi siyasetçilerin, “İslami derneklerle tüm işbirliğimizi teste tabi tutmak zorundayız.” sözlerini de hatırlatan Mete, bunun sorunlu bir yaklaşım olduğuna dikkat çekti. IGMG’nin yaklaşık 400’ü Almanya’da olmak üzere 600’den fazla camiyi temsil eden bir çatı kuruluşu olduğunu ve güncel bir meseleye dayanarak İslami cemaatlerin bir anlamı olup olmadığı sorusunu gündeme getirmenin ve Alman toplumuna sundukları katkının sorgulanmasının adil olmadığını ifade etti.

“Müslüman Karşıtlığı Yahudilere, Yahudi Karştlığı Müslümanlara Zarar Veriyor”

“Almanya’daki Müslümanlar arasında antisemitizmin bazı biçimlerinin genel nüfusa kıyasla daha yaygın olduğu” ve bununla mücadele edilip edilmediği sorusuna cevaben Mete, İslami dinî cemaatlerin her türlü şiddet ve radikalizme karşı bir siper görevi gördüğünü belirterek şöyle konuştu:

“Biz kendimizi orta yolu benimseyen bir topluluk olarak görüyoruz. Bu Kur’an’î bir kavramdır. Bu aynı zamanda kişinin ırkçılığı ve antisemitizmi savunamayacağı anlamına gelir. Uzmanlar radikalizmin camilerden kaynaklanmadığını teyit ediyor. Elbette Kur’an’ı yanlış yorumlayanlar da var, ancak biz özellikle gençlik ve eğitim çalışmalarımızda buna karşı önlemler alıyoruz.” dedi.

Müslüman karşıtı ırkçılığın Yahudilere de zarar verdiğini ve bunun tam tersinin de geçerli olduğunu söylediklerini kaydeden Mete, her iki topluluğun da Almanya’da azınlık olduğunu ve her ikisinin de ırkçılık ve düşmanlıkla mücadele etmek zorunda kaldığını ifade etti.

Mevcut söylemin gerçeği çarpıttığına ve tüm olumlu gelişmeleri göz ardı ettiğine değinen Mete, Aşağı Saksonya Şurası ve oradaki Yahudi cemaatinin Orta Doğu’daki savaşla ilgili ortak bir bildiri yayınladıklarını hatırlatarak, Müslüman temsilciler tarafından Yahudi cemaatlerine çeşitli ziyaretlerin gerçekleştirildiğini aktardı.

Mete tüm bu tartışmalarda Filistinlilerin durumunun da göz ardı edilmemesinin önem arz ettiğini belirterek, “İnsani bir felaket kapıda. Uluslararası hukuka saygı gösterilmeli ve sivil halka yönelik toplu cezalandırma yapılmamalı.” şeklinde konuştu. (P)

bgucin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Ağırlıklı olarak ideoloji, kültür ve göç üzerine çalışan Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler