'Fransa'

Abaya Yasağı Ayrımcılık mı, Yoksa Laiklik Göstergesi mi?

Fransa’da abaya yasağı eylül ayında yürürlüğe girdi. Öğrenciler okullardaki abaya yasağının aşırıya kaçtığı görüşünde. Hukukçular ise yasağın laikliğe hizmet etmediğini düşünüyor. Yasağın arka planı ve eleştirileri araştırdık.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı.

Fransa’da 2004 yılında laiklik yasalarına aykırı olduğu gerekçesiyle ilk ve orta dereceli tüm kamu okullarında, başörtüsü dâhil tüm dinî simgelerin kullanımı yasaklandı. 2023 yılında ise ülkedeki laiklik esaslarına dayanan yeni bir kılık-kıyafet tartışması daha gündeme oturdu: Kamu okullarında Müslüman öğrencileri ilgilendiren abaya yasağı. Aylar süren tartışmalar sonucunda, bu sene okulların açıldığı 4 Eylül’den itibaren devlet okullarında abaya yasağı yürürlüğe girdi.

Abaya, Orta Doğu’da köklü bir geçmişe sahip olan bir tesettür giyimi parçası. Genellikte siyah renkte, tek parça ve omuzlardan bileklere kadar inen uzun bir parça şeklinde tasarlanan bu kıyafet Arapçada “elbise” anlamına geliyor. Başı kapatmayan, fakat uzun ve bol bir elbise olan abayanın yasaklanması ise farklı bir tartışmayı beraberinde getiriyor.

“Siyasi Ajitasyon Laiklik İlkesine Hizmet Etmiyor”

Strasburg’da faaliyet gösteren Avukat Bahar Ceviz’e göre yasak, özellikle Müslüman kadın ve kızların ifade ve din özgürlüğünü sınırlamanın yanı sıra okulda ırk, din veya cinsiyet temelli ayrımcılığa uğrama riskini de arttırıyor. “Fransa’da abaya etrafındaki siyasi ajitasyon laiklik ilkesine hizmet etmiyor.” diyen Ceviz, öncelikle laiklik ilkesini doğru anlamak ve tanımlamak gerektiği görüşünde:

“En temel tanımıyla, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak tarif edilen laiklik ilkesi; toplum içinde yaşayan her birey için din ve vicdan hürriyetini teminat altına alan bir ilke aslında. Fransa’da 2004 yılında çıkan yasada devlet okullarında derslere dinî simge ve objelerle girilmesi zaten yasaklanmıştı. Yani eğer abaya dinî nitelikte bir giysi ise zaten kanunun getirdiği yasağın kapsamına giriyor. Değilse, yasak yalnızca öğrencinin onu giyerek dinî bağlılığını görünüşte göstermesi durumunda geçerli olmalı. Bu durumda estetik nedenlerle abaya giyilmesi durumunda serbest olması gerekir.”

Ceviz’in söylediklerinden hareketle dinî sembol yasağı, giyilen kıyafetin dinî bağlılığı ifade edip etmemesiyle yakından ilgili. Bu kapsamda Fransa Danıştayı daha önceden bir öğrencinin saçını kapatan bir bandana takması ile ilgili karar alırken öğrencinin davranışını göz önünde bulundurmuştu.

4 Eylül’de abaya yasağına ilişkin yürütmeyi durdurma talebiyle üç sendika (Sud Education Paris, La Voix Lyceenne ve Le Poing Levé Lycée) Danıştaya başvurmuştu. 7 Eylül’de Danıştay, mevzuatın okullarda öğrencilerin dini aidiyetini gösteren bir simge takmalarını veya kıyafet giymelerini yasakladığını vurgulayarak, okullardaki abaya yasağının devam etmesine karar vermişti.

“Abaya İle Sıradan Elbise Arasındaki Farkı Bilmiyorlar”

Avukat Ceviz’e göre abaya ya da erkek entarisi olan kamis gibi kıyafetlerin giyilmesi, bu kıyafetleri giymenin nedeni gözetilmeksizin yasaklandı. Ceviz bu yasağa şu eleştiriyi getiriyor: “Abaya giymenin doğrudan dinî bir bağlılık ortaya koyduğu düşünülerek yasak konuldu. Bence 2004 tarihli yasanın tam olarak uygulanmasına dair şüpheler, bireysel özgürlükleri koruma yararına olmalıydı. Mevcut hâliyle, laiklik ilkesine aykırı olarak dinler arasında bir ayrım yapılması riski mevcut.”

Fransa’da başörtüsüyle devlet okulunda eğitim görmek mümkün değil. Başörtüsü takmaya devam etmek isteyen Müslüman kızların önünde ise sadece iki seçenek var: Özel bir okula gitmek ya da evde eğitim almak. 2021 yılında ülkede 8.000’den fazla Katolik okuluna karşılık yalnızca 60 özel Müslüman okulu bulunuyordu. Ülkedeki ilk Müslüman okul ise 2001 yılında açıldı.

Fransa’da lise öğrencisi olan Aisha ise abaya yasağını anlaşılır bulmayan öğrencilerden birisi. “Okulda dinî sembollerin görünür olmasının neden bir sorun teşkil ettiğini merak ediyorum.” diyen Aisha’ya göre herkes inandığı dinin sembollerini gösterme özgürlüğüne sahip olmalı. Abaya yasağı ise daha farklı sembolik bir mesaja sahip: “Fransa’da siyasilerin bizi artık hiçbir şekilde anlamadığını düşünüyorum. Damgalanıyoruz ve farklı muameleye maruz kalıyoruz. Okul idaresinin uyarıları arttı. Abayayı bir kenara bırakın artık herhangi bir elbise bile giyemiyoruz. Çünkü çoğu okul idaresi abaya ile sıradan elbiseler arasındaki farkı bilmiyor.”

Medine Tezcan

Uluslararası Londra Üniversitesinde Siyasal Bilimler ve Uluslarası İlişkiler eğitimini tamamlayan Medine Tezcan, İsveç Genç Müslümanlar (SUM) Derneğinin başkan yardımcılığını yapmıştır. Tezcan, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler