'Birleşik Krallık'

İşçi Partili Küskünler İçin Andrew Feinstein’in Adaylığı Ne Anlama Geliyor?

Birleşik Krallıkta 2024 Genel Seçimleri yaklaşırken İşçi Partisi lideri Keir Starmer’e aynı bölgeden rakip olarak yetişmekte gözüken Andrew Feinstein kim ve Starmer’in Gazze tutumu nedeniyle partiye küsen seçmenler Feinstein’in adaylığına nasıl bakıyor?

©Steve Eason/ Flickr.com

Birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Birleşik Krallık’ta da bazı siyasetçiler Gazze’de yaşananlar karşısında sergiledikleri tutumla insan hakları konusunda sınıfta kalmakla eleştiriliyor. Bunlardan biri de Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak’ın yanı sıra ülkede ana muhalefet partisi olan İşçi Partisinin Başkanı Keir Starmer.

Birleşik Krallık İşçi Partisi Lideri Starmer, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik ayrım gözetmeyen yoğun hava bombardımanına başladığı 2024 Ekim ayında LBC Radyosuna verdiği bir röportajda, İsrail’in Gazze’nin elektriğini ve suyunu kesmekte “hakkı olduğunu” söyleyerek seçmenlerinin ve parlamentodaki İşçi Partili milletvekillerinin büyük tepkisini çekmişti. Bu yetmezmiş gibi İşçi Partili üst düzey bir ismin, Starmer’in tutumu nedeniyle istifa eden meclis üyeleri sayesinde partinin “pirelerden kurtulduğunu” söylemesi bardağı taşıran son damla olmuştu.

İşçi Partili Birleşik Krallık Gölge Bakanı Wes Streeting’in 7 Ekim’den bu yana Gazze ile ilgili yaptığı yorumlar da parti seçmenlerini kızdırdı. Streeting 2024 Ekim ayında LBC Radyosuna verdiği mülakatta Filistin yanlısı gösterileri eleştirmiş ve şimdi “megafon diplomasisi değil, sessiz diplomasi” zamanı diyerek tepki çekmişti.

Streeting, Sky News’e verdiği bir röportajda ise Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasını “dikkat dağıtıcı” olarak nitelendirmiş, yine başka bir platformda İşçi Partisi’nin Birleşik Krallık’ın Yemen’e yönelik askeri saldırılarına destek verdiğini açıklamıştı. Streeting birçok Filistin yanlısı aktivist tarafından İşçi Partisi lideri Sir Keir Starmer’ın Gazze’de yaşananlar karşısında benimsediği İsrail yanlısı tutumun sözcüsü olarak görülüyor.

Kim Bu Andrew Feinstein?

Parti yönetiminde söz konusu tutum nedeniyle son zamanlarda İşçi Partisinin seçmen kitlesinde parti başkanlığı için yeni bir alternatif arayışı yaşanıyor. Alternatifler olarak ismi ön plana çıkan Andrew Feinstein, Güney Afrika doğumlu ve Güney Afrika siyasetinde aktif rol almış bir isim. Auschwitz’den kurtulmuş Yahudi bir ailenin çocuğu olan Feinstein, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde bulunduğu dönemde apartheid hükûmetine karşı aktif mücadele etti. 1994’deki ilk serbest ve demokratik seçimlerde ANC (African National Congress) adaylığı ile parlamentoya seçildi ve 2001 senesine kadar görevini sürdürdü. Nelson Mandela’nın danışmanlığını da yapmış olan Feinstein, 2001 senesinde ANC’nin imzalamış olduğu bir silah anlaşmasında yolsuzluk olduğu gerekçesiyle istifa edip görevinden ayrıldı. Bunun ardından hayatına bugün hâlâ yaşadığı Londra’da devam eden Feinstein, yolsuzluk ve silah ticareti ile ilgili kitaplar kaleme aldı ve çeşitli belgesel çalışmalarına imza attı. Kendisini “sosyalist bir Yahudi, ırkçılık karşıtı ve pasifist” olarak tanımlayan Feinstein, Gazze’deki insanlık krizi ile ilgili protestolarda da aktif şekilde yer alıyor. Bunların yanı sıra soykırım çalışmaları ile ilgili Auschwitz Enstitüsünde ders veriyor ve Corruption Watch UK adlı organizasyonun başkanlığını yürütüyor.

Starmer’in İşçi Partisini soykırım yanlısı ve neoliberal bir partiye dönüştürdüğünü söyleyen Feinstein, Starmer’in İsrail’e vermiş olduğu koşulsuz desteği ve ateşkes çağrısını reddetmesini eleştiriyor. Feinstein eski adı Twitter olan X sosyal medya platformunda paylaştığı bir mesajında, Starmer’in niçin Birleşik Krallık tarafından İsrail’e silah satışını durdurma eyleminde bulunmadığını ve Uluslararası Adalet Divanının (UAD) İsrail’in soykırım yaptığına dair bulgularına neden kayıtsız kaldığını sorguluyordu.

Starmer’in bu sene gerçekleştirilecek olan genel seçimlerde seçilmesini engelleme çağrısında bulunan Feinstein, 2024 sonbaharında gerçekleştirilmesi planlanan genel seçimlere bağımsız aday olarak katılmayı planlıyor. Starmer’ın İşçi Partisi başkanlığından tasfiyesini amaçlayan Organise Corbyn-Inspired Socialist Alliance (OCISA) grubu, Feinstein’i, Starmer’i Holborn ve St. Pancras seçim bölgesinde yenilgiye uğratacak potansiyel başkan aday olarak kabul ediliyor. Öte yandan, Feinstein’in seçim bölgesindeki sosyalist gruplar ile rakip çıkarmamaları yönünde istişarelerde bulunmaya başlamış olduğu belirtiliyor. Starmer, İsrail’in Filistin politikasıyla ilgili selefi Jeremy Corbyn’den tamamen farklı, İsrail yanlısı bir profil çiziyor. Starmer’in Corbyn’i 2020 senesinde “antisemitik söylemleri önemsizleştirmekten” ötürü partiden ihraç etme kararı parti içinde bir kırılma anı olarak değerlendirilebilir.

Starmer’in 2017 senesinde takriben 27 bin (yüzde 64) oy ile başarıyla seçilmesini tamamen Corbyn’nin İşçi Partisindeki liderliğine borçlu olduğunu söyleyen Feinstein, Starmer’i kaçmayacağı her münakaşada yenilgiye uğratabileceğini söylüyor. Starmer’in parti liderliği için kampanya yürüttüğü dönemde, Corbyn’e yönelik övgü dolu sözleri sadece selefinin oylarına talip olduğu için sarf ettiğini düşünenler, Corbyn’in partiden ihraç edilmesiyle birlikte bu düşüncelerinde haklı çıktıklarını savunuyorlar. Bununla birlikte Corbyn sempatizanları kendilerini tabiri caizse kandırılmış hissetmekle birlikte, Starmer’in bu yaptığını da unutmamış görünüyorlar ki, bu durum bir dahaki genel seçimlerde Starmer’in kaderini belirleyebilecek bir faktör olabilir.

Starmer’e karşı son derece iddialı olan Feinstein için sosyal medya da yoğun bir ilgi ve destek gözlemleniyor. OCISA’nın çağrısı ile Feinstein’in seçim kampanyasına maddi destek sağlamak üzere bir öğle vaktine kadar kısa bir sürede internet üzerinden 19 bin sterlin para toplandı. X platfomu üzerinden #voteFreinstein etiketine olan ilgiden de Freinstein’e desteğin günden güne arttığı anlaşılıyor. Feinstein ve Starmer’in aday olmayı planladıkları, Londra’nın kuzeyindeki Holborn ve St Pancras seçim bölgesinde 2021 verilerinden elde edilen rakamlara göre nüfusun yüzde 16’sının Müslüman olduğu biliniyor. Söz konusu Müslüman nüfusun oy tercihinin hangi adaydan yana olabileceği de merak edilenler arasında. Aynı siyasi cenahtan varsayılan iki adayın hangisinin seçimlerden başarıyla çıkacağına ise buradaki Müslüman seçmenin iradesi ciddi şekilde etki edebilir.

Gazze’deki Dram Sandıklara Nasıl Yansıyacak?

Son dönemlerde Birleşik Krallığın Gazze’de yaşanan insanlık dramı karşısında İsrail’e askeri destekte bulunmaya devam etmesi ve ateşkes çağrılarını defaatle reddetmesi Birleşik Krallık’ta özellikle de Londra’da birçok kişi tarafından protesto edildi ve edilmeye devam ediyor. Ülkedeki Müslümanlar arasında da tepkiye neden olan bu tutumun bu sene gerçekleştirilecek olan genel seçime de etki etmesi bekleniyor. Öyle ki Labour Muslim Network tarafından gerçekleştirilen bir ankete göre Birleşik Krallık’taki Müslümanların yüzde 60’ı gelecek seçimlerde İşçi Partisini seçeceğini belirtiyor. Buna göre partiye verilen desteğin yüzde 86 olduğu 2019’daki seçim sonuçlarına nazaran mevcut durumda yüzde 26’lık bir azalma ile Birleşik Krallık’taki Müslümanların İşçi Partisine giden oy oranlarının düşüşe geçtiği gözlemleniyor. Birleşik Krallık merkezli kamuoyu araştırma şirketi Savanta’nın kamuoyu yoklamasına göre ise ülkedeki Müslümanların genel seçimdeki kararlarında partilerin İsrail-Gazze savaşı konusunda aldıkları pozisyon ve izledikleri siyaset belirleyici olacak.

Müslüman toplum nezdinde Feinstein’e olan yoğun ilginin ana sebebi İsrail-Gazze savaşına karşı olan tutumu ve söylemleri. Muhafazakâr partiden ziyade çoğunlukla İşçi Partisini seçen Müslümanlar, mevcut durumda partide kendi duruşlarının temsil edilmediğini düşünerek yeni bir lider arayışına girdiler.

Feinstein sol gelenekten gelen biri olarak yıllarca İşçi Partisine oylarını vermiş, ancak partinin geldiği son durumu beğenmeyenlerin imdadına yetişmiş gibi görünüyor. Feinstein’in bu hamlesinden sonra uzun senelerdir İşçi Partisi aktivisti olan Sophia Naqvi partinin kendisini temsil etmediğini söyleyerek İşçi Partisini terk etmişti. Naqvi ardından, nüfusun yüzde 32’sini Müslümanların teşkil ettiği Newham ilçesindeki bir yerel mecliste İşçi Partisi’nin adayı Aktharul Alam’a karşı seçimi açık ara kazanmıştı. Bir başka bağımsız aday da Ilford North seçim bölgesinden çıktı.

2021 verilerine göre nüfusunun yüzde 31,3’ü Müslüman olan Ilford North seçim bölgesinden Filistin yanlısı bağımsız aday Leanne Mohamad İşçi Partisinin bölgedeki adayını yenilgiye uğratmak istiyor. Bu gelişmeler İşçi Partisine küskün seçmenler arasında yeni bir dalga başlamış görünüyor. Çeşitli bölgelerde İşçi Partisinin adaylarını yenilgiye uğratmak için seçimlere katılmak isteyen bağımsız adaylarda gözle görülür bir artış yaşanıyor ve öyle anlaşılıyor ki İşçi Partisinin mevcut tutumunda bir tepki olmadıkça da artmaya devam edecek.

Şimdi Ne Olacak?

İşçi Partisi, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonu ve bu operasyonu gerçekleştiriş şekliyle ilgili başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası pek çok kuruluş tarafından İsrail’in savaş suçu işlediğine dair eleştirilerine kulak tıkayarak İsrail’in kendini savunma hakkını kullandığı tezini sürdürmeye devam etti. Ateşkes çağrılarını iktidardaki Muhafazakar Parti ile ittifak içinde reddeden parti, bu tutumu nedeniyle yıllardır partiye oy veren başta Müslümanlar olmak üzere kemik seçmen olarak tanımlanabilecek partililerin öfkesini üzerlerine çekti. Bu da İşçi Partisi için gelecek seçimlerde ciddi bir oy potansiyelini kaybedebileceği anlamına geliyor.

Feinstein eğer parti içinden kopmaları ve Birleşik Krallık çapında hükûmet ve İşçi Partisinin Gazze’de muhtemel bir ateşkese karşı çıkan tutumu nedeniyle oluşan öfkeyi doğru şekilde değerlendirebilirse popülaritesini artırabilir. Lakin sene sonu gerçekleştirilmesi planlanan genel seçimlerde Starmer’in yenilgiye uğrayıp uğramayacağı konusunda aylar öncesinden bir yorum yapmak zor. Eğer ki Starmer’in zamanında seçilmesinde selefi Corbyn’e göstermiş olduğu yakınlığın bir etkisi var ise, bu seçimde Corbyn’e sempati besleyenlerin, siyasi görüş ve yaklaşım olarak Corbyn’e Starmer’den daha yakın olan Feinstein’i seçmeleri daha yüksek bir ihtimal gibi görünyor. Müslümanların İşçi Partisine olan güvenlerinin sarsıldığını da göz önünde bulundurursak bu durumun partiye Corbyn’den sonra aynı çizgide yeni bir lider arayışındaki seçmenin tercihini Feinstein’in lehine şekillendireceği öngörülebilir.

Fakat şu da bir gerçek ki, İşçi Partisi Müslümanların yanı sıra farklı inanç grupları tarafından da destekleniyor. Starmer’in kendisini Corbyn yanlısı olarak gösterdiği 2019 yılındakinden farklı olarak, bu sene gerçekleşecek olan seçimler öncesi Corbyn yanlısı parti seçmenlerinin öfkesini üzerine çekmiş olduğunu unutmamak lazım. Buna ek olarak İsrail’in Gazze’deki askerî operasyonu karşısında takındığı tavırla partiyi savaş karşıtlığı gibi değerleriyle de çatışmaya sürükleyen Starmer’in bugünki tutumu göz önünde bulundurulduğunda seçmenini ikna etmede zorlanabileceği sonucuna varılabilir. Önümüzdeki aylarda hangi adayın galibiyet veya mağlubiyet ihtimalinin güçleneceğini ve partiye duyulan hayal kırıklığının ne dereceye ulaşacağını hep birlikte gözlemleyeceğiz.

Abdullah Sultan Fatih Oruç

Lisans eğitimini Duisburg-Essen Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi alanında tamamlayan Abdullah Sultan Fatih Oruç, Lancaster Üniversitesi’nde Diplomasi ve Dış Politika yüksek lisans eğitimine devam etmektedir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler