'Ramazan 2024'

Çevre Dostu Ramazan; Ama Nasıl?

Ramazan ayı kapımıza dayandı. Kimi zaman ruhuna uygun olmayan şekilde israfla anılan bu kutsal ayı kendimiz ve çevremiz için kalıcı bir dönüşüme vesile kılmak adına neler yapabiliriz?

©Shutterstock.com

Dünyamız yorgun. Çevre kirliliği onu içinden çıkılmaz bir duruma sürüklüyor. Greenpeace’ye göre okyanusları yaşamla dolu, enerjisi dağlardan akan kaynaklar kadar temiz, herkesin onurlu, güvenli ve mutlu yaşayabileceği bir dünya hayalini gerçekleştirmek, eğer el ele verirsek hiç de zor değil. Günümüz modern dünyasının en hayati sorunlarından biri ise çevre kirliliği ve onun yaşamımız üzerindeki sonuçları.

“Bismillah” diyerek her ramazan bir yenilenmeye niyetleniyoruz. Her ramazan yine ve yeniden kendimizi iyi yönde biraz daha dönüştürecek niyetler ederek küçük de olsa bireysel anlamda bir değişimi filizlendiriyoruz. Peki yeryüzünün halifesi olarak gönderilen insan, kendisine emanet verilen bu dünya için ne yapabilir? Sürdürülebilirlik, doğayı korumak ve ona karşı ahlaki ilkeler geliştirmek konusunda birey olarak neler yapabiliriz? Manevi olarak ruhumuzu ibadetlerle süslediğimiz ramazan ayında, içinde yaşadığımız fiziki dünyamızı hangi ibadetlerle tezyin edebiliriz?

Bu ramazanı maneviyatımız kadar çevre bilincimizi de yüksek tutarak, çevreye mümkün mertebe zarar vermeden ve hatta onu onararak nasıl geçirebiliriz sorusuna gelince; ilk olarak şüphesiz bu konuda farkındalık oluşturmak gerekiyor. Malcolm X’in de dediği gibi, “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir uyanık yeter!” Bu yüzden ilk etapta çok büyük bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirmeyi beklemeden, ufak ama kararlı adımlarda işe başlayarak öncelikle farkındalık oluşturmalıyız. Çevre kirliliği meselesinin mahiyetini daha iyi anlayabilmek adına araştırmalar yapabiliriz; konu hakkında hâlihazırda bilgisi olanlar başkalarının bilgilenmesine vesile olabilirler. Bunu yapmak için meseleyi gündemde tutmak son derece önemli. Bu minvalde bireysel olarak yapabileceklerimizin yanı sıra camii imamlarımız ve eğitmenlerimizin de sohbetlerinde bu konuyu gündemlerine almaları elzem.

Yeşil İftar

Ramazan ayını çevreye duyarlı bir şekilde nasıl ihya edebiliriz sorusu daha önce de Müslümanlar tarafından çokça gündeme getirilmiş. Bu düşünceden hareketle örneğin ramazan ayında NourEnergy e.V. insiyatifinde başlatılmış olan “Green Iftar” yani “Yeşil İftar” konsepti mevcut. Gerek kurumsal, gerekse bireysel olarak neler yapılabileceği konusunda çeşitli tavsiyeler üretip bunları sürekli geliştiren “Green Iftar” ekibinin formüle ettiği ve kısaltması GIG olan “Green İftar Goals” başlıklı 9 temel hedef de bu anlamda bize ilham verebilir. Bu hedefleri kısaca özetleyecek olursak:

  • Yemek yaparken basit ve az malzeme kullanımıyla sade ve sürdürülebilir bir yaşam tarzını teşvik etmek.
  • Daha fazla bitkisel gıda tüketimine yönelerek çevresel etkileri azaltmak.
  • Kaynakların bilinçli ve tasarruflu kullanımı ile çevreye duyarlı bir yaklaşım benimsemek.
  • Yerel üretim mahsulü ve mevsimine uygun gıda ürünlerini tercih etmek.
  • Tayyib ve helal olarak nitelenen gıdaları tercih ederek sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek.
  • Tek kullanımlık ürünlerin kullanımını azaltmak ve mümkün olduğunca az ambalajlı ürünleri tercih etmek.
  • Fazla olanı paylaşarak israfın önüne geçmek.
  • Çevre dostu davranışları ve yaşam tarzını yaşayarak anlatmak ve başkalarına da örnek olmak.
  • Parasal yardım, kuyu açma, ağaç dikme veya eğitim verme gibi farklı türlerde sadaka-i câriye vererek insanlığa sürekli ve kalıcı bir fayda sağlamak.

Çevre Dostu Bir Ramazan Geçirmek İçin Tavsiyeler

Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren Bahu Trust’ın hazırladığı ve “Ummah for Earth”in yanı sıra Greenpeace tarafından da desteklenen “A Guide to an Eco-Conscious Ramadan” rehberi ve içindeki 10 çevre dostu ramazan tavsiyesi de bu anlamda yararlanılabilecek diğer bir kaynak. Rehberde sıralanan tavsiyeler ise şöyle:

Sürdürülebilir Beslenme: Ramazan boyunca sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterirken aynı zamanda sürdürülebilir bir yaşam tarzını da benimsemeliyiz. Organik ve yerel ürünleri tercih ederek doğal kaynakların korunmasına destek olabiliriz. Ayrıca, tek kullanımlık ambalajlar yerine geri dönüştürülebilir veya tekrar kullanılabilir ambalajları tercih etmeliyiz. Unutmayalım ki bize örnek olarak kendi içimizden gönderilen güzel Peygamberimiz sade ve gösterişsiz sofralarda yemek yerdi.

Su Kullanımını Azaltmak: İftar ve sahur arasında bol su içmek sağlığımız için önemlidir, ancak su tüketimini bilinçli bir şekilde yapmalıyız. Musluk suyu kullanımını tercih ederek su kaynaklarını koruyabilir ve su tasarrufu sağlayabiliriz. Tabii su kaynaklarını korumanın ve suyu bilinçli kullanmanın Müslümanlar açısından önem arz eden bir diğer konu ise abdest. Peygamber efendimiz abdest için küçük bir çömleğin içini dolduracak kadar su kullanırdı. Bizler de ramazana girerken su vanalarımızı kısarak yavaş akan, az miktarda suyla abdest almayı alışkanlık hâline getirebiliriz.

Enerji Tasarrufu: İftar hazırlıklarında ve iftar sonrası temizlik işlemlerinde enerji tasarrufu sağlamak için gereksiz ışıkları kapatmalı, elektrikli aletleri verimli bir şekilde kullanmalı ve gereksiz elektrik tüketimini önlemeliyiz. Bu şekilde doğal kaynaklarımızı koruyarak çevreye daha az zarar verebiliriz. Aynı zamanda gerek Kur’an okumalarımız, gerekse eğitici içerikler için dijital cihazlarımızı kullanmak yerine evimizdeki mushaf ve basılı kitaplardan istifade edebiliriz.

Atık Yönetimi: İftar ve sahur öğünlerinde kullanılan ambalajları geri dönüşüme gönderebilir ve organik atıkları kompost yaparak doğal gübreye dönüştürebiliriz. Kullanılmış yağları geri dönüşüme göndermek için uygun bir şekilde depolayarak su kaynaklarının kirlenmesini engelleyebiliriz. Ve en temel önlem: Gerçekten tüketebileceğimiz miktarda alışveriş ve yemek yapabilir, böylece israfa engel olabiliriz.

Toplu Taşımayı Tercih Etmek: İftar davetlerine veya sonrasında teravih namazı için camiye giderken mümkünse toplu taşımayı kullanabilir veya yakın mesafelerde ise yürüyerek giderek hava kirliliğini azaltmaya katkıda bulunabiliriz. Araç kullanımını minimumda tutarak çevreye olan etkimizi en aza indirebiliriz. Unutmayın ki en iyi tercih size en yakın camidir.

Sadaka ve Yardımlaşma: Ramazan ayının manevi atmosferini çevremizdeki insanlara yardım ederek ve sadaka vererek artırabiliriz. Bizim atık ve ihtiyaç dışı olarak sınıflandırdığımız eşyaları ihtiyacı olan birine verebilir veya onun bir eşyası ile takas edebiliriz. Her zaman “yeni” almak yerine, daha önce değerlendirilmiş ve kendi hikayesi olan kullanılmış bir eşyayı tercih edebiliriz.

Bu önerileri uygulayarak ramazan ayını çevre bilinciyle ve çevreye zarar vermeden geçirebilmek mümkün. Küçük adımlarla büyük değişiklikler yapabileceğimizi unutmayalım. Ramazan ayı, hem manevi olarak, hem de çevreye duyarlılık açısından fırsatlar sunan bir zaman dilimi. Belki de en önemlisi: Ziyafet karakteri taşıyan sofralar yerine, yalın ve sade sofralar tercih edelim ki, manevi olarak gösteriş putlarımızı yıkıp ramazanı ruhuna uygun bir atmosferde yaşayalım. Öyle ki farkındalıklarımız bizi kalıcı değişimlere götürsün.

Elif Kılıç

Ludwig-Maximilian Üniversitesinde Sosyoloji alanında yüksek lisans yapan Kılıç, İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) Güney Bavyera Bölgesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) Kurumsal İletişim Başkanıdır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler