'Aşırı Sağ'

İngiltere’deki Aşırı Sağcı Şiddet: “Müslümanlar Kendini Güvende Hissetmiyor”

İngiltere'nin Southport kentinde 29 Temmuz'da 17 yaşındaki bir saldırganın 3 çocuğun öldüğü bir bıçaklı saldırı gerçekleştirmesi üzerine 30 Temmuz'da başlayan aşırı sağcı sokak olayları ülkedeki Müslümanları hedef aldı.

Fotoğraf: Ioannis Alexopoulos - Anadolu Ajansı | Değişiklikler: Perspektif

İngiltere’nin Southport kentinde 29 Temmuz’da 17 yaşındaki bir saldırganın 3 çocuğun öldüğü, 8’i çocuk 10 kişinin yaralandığı bir bıçaklı saldırı gerçekleştirmesi üzerine 30 Temmuz’da başlayan aşırı sağcı sokak olayları dalga dalga tüm ülkeye yayılıyor.

Polis, 18 yaşından küçük olduğu için kimliğini açıklamadığı saldırganın Galler’in başkenti Cardiff doğumlu olduğunu duyurdu. Ancak saldırganın kimliğinin açıklanmaması, aşırı sağcıların spekülatif sosyal medya paylaşımları ve haberlerin parçası oldu.

Saldırganın İngiltere’ye geçen sene kaçak yollarla geldiği ve isminin “Ali” olduğu yönünde haberler aşırı sağcı hesaplar ve haber siteleri tarafından paylaşıldı. Saldırganın kimliğinin 1 Ağustos’ta Axel Rudakubana olduğu ve Ruanda kökenli olduğu belirtildi.

Southport Islamic Society Camisi Taşlandı

Southport’taki saldırının bir gün sonrasında aşırı sağcı İngiliz Savunma Ligi (EDL), kentte göçmenleri ve Müslümanları protesto edecekleri iddiasıyla çağrı yaptı. Kentte toplanan aşırı sağcılar, bıçaklı saldırının yaşandığı cadde yakınlarındaki Southport Islamic Society Camisi’ni taşladı. Burada polisle de çatışan aşırı sağcılar çok sayıda polisin yaralanmasına sebep olurken bir polis minibüsünü de ateşe verdi.

Southport’taki olaylar nedeniyle 53 polis ve 3 polis köpeği yaralanırken 5 kişi de gözaltına alındı.

İngiltere’nin batı kıyısındaki Southport’ta 30 Temmuz akşamı başlayan aşırı sağcı şiddet olayları, 2 Ağustos’ta ülkenin doğu kıyısındaki Sunderland’e sıçradı. Kentteki “Masjid-e Anwaar-e Madinah” camisi dışında toplanan aşırı sağcı kalabalık, polisle arbede yaşadı. Kalabalık, kentteki bir polis karakolunu ateşe verirken bazı kamu kuruluşları da yakılmak istendi.

Yaşananlar nedeniyle 3 polisin yaralandığı kentte 10 aşırı sağcı gözaltına alındı.

Sunderland’le aynı gün Hartlepool, Liverpool, Glasgow ve Dover’de de aşırı sağcılar kent meydanlarında ve camilerin önlerinde toplandı.

Aşırı Sağcılar Sokaklara İndi

İngiltere’de Sunderland ve Southport’ta yaşanan aşırı sağcı sokak olaylarını, bu hafta sonu aşırı sağcı eylem dalgası takip etti. Bristol, Liverpool, Hull, Blackpool, Stoke-on-Trent ve Blackburn’ün de aralarında bulunduğu yaklaşık 20 İngiliz kentiyle Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’taki 4 farklı noktada aşırı sağcılar sokaklara indi.

Cumartesi günü boyunca bu kentlerde göçmenlere ait iş yerleri, camiler, polis araçları ve çevik kuvvet memurlarına saldıran 92 aşırı sağcı gözaltına alındı. Bristol’de aşırı sağcıların toplandığı bölgeye gitmeme tavsiyesi yayımlayan polis, kalabalığa atlı memurlarla müdahale etti.

Bu kentlerde, aşırı sağcılar yer yer karşıt görüşlü gruplar, dini ve ticari yapıları korumaya çalışanlarla da karşı karşıya geldi. Özellikle Hull ve Stoke-on-Trent’te iki aşırı sağcının bıçaklandığı haberi olayların şiddetlenmesine sebep olurken polis bu haberlerin yalan olduğunu duyurdu.

Blackpool ve Manchester’da eylemlerin sona ermesi çağrısı yapan polis, yeniden toplanmayı da yasakladı.

200 Kişi Camiyi Korudu

İngiltere, pazar günü de aşırı sağcı sokak olaylarına şahitlik etti. Weymouth, Middlesbrough ve Rotherham kentlerinde toplanan aşırı sağcılar yine göçmenleri ve Müslüman toplumu hedef aldı. Rotherham’da düzensiz göçmen ve sığınmacıların tutulduğu otel önünde toplanan aşırı sağcılar binaya taş ve sandalye gibi yabancı maddeler attı.

Giriş katında kırılan bir camdan binayı ateşe vermeye çalışan aşırı sağcılara polis müdahale etse de kalabalık başka yerlerden otele girmeye çalıştı.

Middlesbrough’da toplanan aşırı sağcılara karşı ırkçılık karşıtları ise “Masjid al-Madinah” adlı cami önünde toplandı. Yaklaşık 200 kişi camiyi koruma altına alırken aşırı sağcı grup yaptıkları yürüyüş sırasında bazı evlerin camını kırdı.

Bir dönerci dükkanı önündeki arabayı da yakan yüzü maskeli aşırı sağcılar, çevik kuvvet memurlarına taş ve şişe atarken içinde ateş yakılmış çöp konteynerleri polisin üzerine sürüldü.

Kentin bağlı olduğu Cleveland polisi, 14 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Aşırı sağcılar ile ırkçılık karşıtları ülkenin güneyindeki sahil kenti Weymouth’ta da karşılıklı eylem düzenledi. Polis ile karşı tarafa geçmeye çalışan aşırı sağcılar arasında arbede yaşanırken gözaltına alınanlar oldu.

“Müslümanlarla Hiçbir İlgisi Olmayan Bir Şey Müslümanların Meselesi Haline Geldi”

İngiliz gazeteci ve İngiltere merkezli “5 Pillars” adlı haber sitesinin editörü Roshan Muhammed Salih, Müslümanları hedef alan şiddet olayları ve bu şiddetin nedenlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Salih, 18 yaşından küçük olduğu için kimliği açıklanmayan saldırganın, Müslüman olmadığının belirtilmesine rağmen sosyal medyada saldırıyı gerçekleştiren kişinin “İslamcı bir göçmen olduğu” söylentisinin yayıldığını ifade ederek, şunları aktardı:

“Bu korkunç bir saldırıydı ancak kısa süre içinde internette saldırganın Müslüman olduğuna dair dezenformasyon yayıldı. Bu durum, orta yaşlı, beyaz aşırı sağcı erkeklerden oluşan büyük bir grubun Southport’taki bir caminin etrafında toplanmasına, polise saldırmasına, bir minibüsü ateşe vermesine ve ardından camiye cisim atarak, İslamofobik sloganlar atmasına yol açtı. Yani bu ülkede Müslümanlarla hiçbir ilgisi olmayan bir şey Müslümanların meselesi haline geldi.”

Dezenformasyonun çoğunlukla internetteki anonim hesaplar tarafından yayıldığını kaydeden Salih, “Bunlar İslamofobi ve Müslüman karşıtı korkuyu yaymak üzere tasarlanmış anonim hesaplar. Bu hesaplar Müslümanlar hakkında yanlış bilgi yaymak, onları terörist, şiddet yanlısı, kadın düşmanı vesaire olarak göstermek için var.” diye konuştu.

“Ülkedeki Müslüman Karşıtlığı Endişe Verici Boyutta”

İngiltere’de aşırı sağcı siyasetçiler ve bazı yüksek takipçili hesapların suçu Müslümanlara yükleyen söz konusu dezenformasyonu yaydığına dikkati çeken Salih, böylece Müslüman karşıtı şiddetin Hartlepool, Londra, Sunderland, Liverpool, Leeds ve Manchester gibi farklı bölgelere de sıçradığını aktardı.

Salih, aşırı sağcı Reform UK partisinin lideri Nigel Farage’ın “Gerçek bizden saklanıyor” açıklamasının olayları kışkırttığını belirterek, “Bu ülkede parlamentoda olduğunuzda, dava edilme korkusu olmadan istediğinizi söyleyebilirsiniz. Buna parlamento ayrıcalığı deniyor. Böylece parlamentodaki kürsüsünden Müslümanlara saldırabiliyor ve başına hiçbir şey gelmiyor.” diye konuştu.

Ülkedeki Müslüman karşıtlığının endişe verici boyutta olduğunun altını çizen Salih, “İslamofobi’nin bu toplumda sınırda olduğunu söylemek yanlış olur, tam aksine oldukça yaygın. Evet, Keir Starmer veya Rishi Sunak gibi önde gelen ana akım politikacılar, söylemlerinde açıkça İslamofobik olmayabilirler ancak başkaları İslamofobik söylemlerde bulunduğunda da hiçbir şey yapmıyorlar.” ifadesini kullandı.

“Benim Gibi Farklı Görünen İnsanları, Müslümanları Suçluyorlar”

4 milyonluk Müslüman nüfusun ülkedeki etkinliğini artırmasının, İngilizleri rahatsız ettiğini söyleyen Salih, şöyle devam etti:

“Müslümanlar kendilerini bu ülkede eşit haklara sahip İngiliz vatandaşları olarak görüyor. Kendilerini misafir işçi ya da bunun gibi insanlar olarak görmüyor. Dolayısıyla Müslümanlar, hala nispeten küçük bir azınlık olmalarına rağmen, bu ülkede daha fazla varlık göstermeye ve organize olmaya başladı. Bu iki şey aynı anda gerçekleşiyor ve toplumun çoğunluğunda tepkiye neden oluyor. Bu tepki, Müslümanlara saldırmanın oy getirdiğini gören önde gelen politikacılar tarafından da teşvik ediliyor.”

Müslümanların kasıtlı olarak hedef haline getirildiğini dile getiren Salih, “Günah keçisi arıyorlar, suçlayacak birini arıyorlar. Suçlamaları gereken hükümeti suçlamıyorlar. Ülkedeki finansörleri, bizi aşağı çeken savaşların, destekleyemeyeceğimiz ya da karşılayamayacağımız dış savaşların kaynağı olan insanları suçlamıyorlar. Benim gibi farklı görünen insanları, Müslümanları suçluyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

“Müslümanlar Bu Ülkede Kendilerini Rahat Hissetmiyor”

İngiltere’nin Müslümanlar için artık kolay bir ülke olmadığına dikkati çeken Salih, “Bu ülke, Müslüman olarak bulunmak için iyi bir yer değil. Açıkçası hayatımın çoğunu burada geçirdim. Belki 20 yıl önce Müslümanların çok daha hoş karşılandığı ve konuşmakta özgür olduğu nispeten liberal, çok kültürlü bir toplum vardı ancak şu anda bu ülkede laikliğin katı bir şekilde uygulandığı Fransız modeline doğru gidiyoruz. Müslümanların kendilerini ifade edebilecekleri alan gittikçe daralıyor.” dedi.

Salih, Müslümanların Filistin’i bile özgürce destekleyemediğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğer İngiltere fikir çeşitliliğine saygı duyan laik bir ülke olduğunu iddia ediyorsa ki öyle olduğunu söylüyor ve şiddeti teşvik etmediği sürece ifade özgürlüğüne saygı duyan bir ülke olduğunu söylüyorsa, o zaman istediğimizi söyleme hakkına sahip olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ancak şimdi kendimizi hedef alınmış hissediyoruz, birçok Müslüman bu ülkeden gitmek istiyor. Artık bu ülkede kendilerini rahat hissetmiyor, daha güvenli bir yer için yurt dışına gitmek istiyorlar.”

İngiltere’deki Müslümanların geleceği konusunda endişelerini dile getiren Salih, sözlerini, şöyle noktaladı:

“Bu ülkedeki geleceğimiz konusunda oldukça karamsarım, pek de pembe bir gelecek yok. Müslümanlar olarak kendimizi gerçekten ifade edemediğimiz Fransa’nın izinden gidiyoruz. Bu ülkede başörtüsü takıp sokakta yürüyen kadınlar saldırıya uğruyor, sözlü tacize uğruyor. Resmi nefret suçu istatistikleri bile Müslümanların diğer tüm gruplardan daha fazla hedef alındığını kesin olarak kanıtlıyor.” (P/AA)

Enise Yılmaz

Bochum Ruhr Üniversitesinde hukuk eğitimi gören Yılmaz, Perspektif’in yayın kurulu üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler