'IAEA'

İran-İsrail Gerilimi Nedeniyle Nükleer Güvenlik Rejimi Sınavda

Orta Doğu’da tansiyon, İsrail’in İran’daki nükleer tesislere düzenlediği saldırıyla yeni bir boyuta taşındı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), tarafsızlık ve meşruiyet testinden geçerken, küresel nükleer güvenlik rejimi derin bir krizle karşı karşıya.

Viyana'daki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı binası. Fotoğraf: Massimo Parisi - Shutterstock.

2025’in haziran ayı, Orta Doğu’daki nükleer güvenlik açısından bir dönüm noktası oldu. 13 Haziran sabahı İsrail’in İran’daki nükleer tesislere ve askeri altyapıya yönelik gerçekleştirdiği saldırı, yalnızca İran’ın egemenliğini ihlal etmekle kalmadı, aynı zamanda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) himayesindeki denetim mekanizmalarını ve bölgesel istikrarı ciddi anlamda tehdit etti. İsrail’in “Rising Lion” olarak isimlendirdiği saldırı, İran’ın Şah dönemindeki bayrağına bir gönderme yaparak, saldırının yalnızca nükleer altyapıyı değil, aynı zamanda İran’daki rejimi hedef alan sembolik bir yönü de olduğunu gösteriyor.

Bu gelişmeler, IAEA Yönetim Kurulunun (Board of Governors) 9-13 Haziran tarihlerinde gerçekleştirdiği olağan toplantısında İran’a karşı kabul edilen 12 Haziran tarihli kararın hemen ardından geldi. 13 Haziran’da İsrail’in saldırısıyla bölgede tansiyon aniden yükseldi, durum 16 Haziran Pazartesi günü düzenlenen olağanüstü toplantıyla IAEA gündemine taşındı. Toplantının Rusya ve İran Dışişleri Bakanlıkları tarafından özel olarak talep edilmesi de bu gelişmenin küresel diplomatik ağırlığını ortaya koyuyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) Özel Toplantısının Önemi

IAEA Yönetim Kurulu tarafından yapılan bu özel oturum, iki temel bağlamda kritik öneme sahipti:

  1. Hukuki ve normatif boyut: İsrail’in İran’daki nükleer tesislere düzenlediği saldırılar, NPT (Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması), IAEA Tüzüğü ve BM Şartı’nın açık ihlali olarak değerlendirildi. Bu bağlamda, saldırıların hem uluslararası hukuk açısından meşruiyeti hem de IAEA’nın tarafsız güvenlik rejimi ciddi şekilde tartışmaya açıldı.
  2. Kurumsal itibara yönelik sınav: IAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, toplantıda yaptığı açıklamada, Ajans’ın teknik ve tarafsız misyonuna zarar verebilecek her türlü saldırının, sadece İran’a değil, tüm uluslararası nükleer güvenlik sistemine yönelik bir tehdit olduğunu vurguladı. Grossi, Ajans’ın profesyonel ve teknik diyaloğunun daha da gecikmeden başlatılması gerektiğinin altını çizdi.

Saha Gelişmeleri: İran-İsrail Karşılıklı Saldırıları

IAEA toplantısının hemen öncesinde İsrail ve İran arasında başlayan sıcak çatışma, toplantının aciliyetini daha da artırdı. 14 Haziran 2025 sabahı itibariyle iki taraf karşılıklı olarak hava saldırılarına başladı. İsrail’e yönelik İran füzeleri Rishon Lezion gibi yerleşim birimlerini vururken, İsrail de Tahran, Tebriz, Şiraz, Natanz ve Fordo’daki hedefleri bombaladı.

IAEA Başkanı Grossi’ye göre uranyum zenginleştirme tesisi Natanz’ın yer üstü bölümü kısmen imha edildi. İran kaynakları ise saldırılarda sivillerin, bilim insanlarının ve Devrim Muhafızları komutanlarının yaşamını yitirdiğini açıkladı. Bunlar arasında Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ve Hava Kuvvetleri Komutanı Emir Ali Hacızade gibi isimler yer aldı. İran medyası ayrıca nükleer fizik alanında çalışan üst düzey bilim insanlarının da evlerine yapılan saldırılarda hayatını kaybettiğini duyurdu.

IAEA Toplantısında Öne Çıkan Tutumlar

IAEA’nın 16 Haziran’daki özel toplantısında küresel aktörlerin tepkileri dikkat çekiciydi. ABD ve AB, söylemsel denge kurmaya çalışsa da fiilen İsrail’e destek verdi. AB, her iki tarafa da itidal çağrısı yaptı; ancak İsrail’in saldırılarını doğrudan kınamadı ve İran’ın nükleer faaliyetlerinden “derin kaygı” duyduğunu belirtti. ABD, İsrail’in kendini savunma hakkını güçlü şekilde destekledi; İran’ın nükleer silah edinmesine asla izin verilmeyeceğini ve bölgede istikrarsızlığa yol açan davranışlarından sorumlu olduğunu ifade etti. E3 ülkeleri (Almanya, Fransa, İngiltere), İran’ın yüzde 60’a varan uranyum zenginleştirmesini NPT’ye aykırı buldu, ancak İsrail’in saldırılarına değinmedi. Rusya, saldırıları uluslararası hukukun ağır ihlali olarak nitelendirdi. Çin tüm taraflara itidal çağrısı yaparken IAEA’nın tarafsızlığına vurgu yaptı.

BM Güvenlik Konseyi Ne Diyor?

Rusya, Birleşmiş Milletler Antlaşması ve uluslararası hukukun ağır bir ihlali olarak değerlendirdiği İsrail saldırısını şiddetle kınadı. Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Büyükelçisi Vassily Nebenzia, “İsrail’in askeri macerası bölgeyi büyük çaplı bir savaşın eşiğine getiriyor,” dedi ve özellikle nükleer tesislerin hedef alınmasının radyolojik riskleri artırdığına dikkat çekti. ABD ise İsrail’in kendini savunma hakkını destekleyerek, İran’ın nükleer silaha sahip olmasına asla izin verilmeyeceğini vurguladı.

İsrail’in Amacı: Sadece Nükleer Program mı, Yoksa Rejim Değişikliği mi?

İsrail’in saldırılarının yalnızca nükleer kapasitesini değil İran’ın askerî ve siyasi liderliğini hedef alması, bu operasyonların daha geniş bir stratejiye dayandığını göstermektedir. İran’ın yönetim kademesinde yer alan çok sayıda önemli ismin suikastla öldürülmesi, askeri üsler, radarlar, füze üretim merkezleri ve hava savunma tesislerinin hedef alınması, İsrail’in İran’ın liderlik kapasitesini yok etmeyi ve istikrarsızlık yaratarak rejimi zayıflatmayı amaçladığını düşündürmektedir.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun “İran halkı özgürlüğü için ayağa kalkmalı,” yönündeki açıklaması da, açıkça İran’daki rejim karşıtı çevreleri harekete geçmeye teşvik etmektedir. Ancak İran’daki milliyetçi refleksler ve sistem karşıtı muhalefetin halk nezdinde meşruiyet eksikliği, bu stratejinin başarıya ulaşmasını zorlaştırabilir. Ayrıca Netanyahu’nun bu saldırısında sadece dış politika değil, iç siyasi ihtiyaçlar da belirleyici oldu. 12 Haziran 2025 tarihinde parlamentoya düşme riskiyle karşı karşıya gelen koalisyon, aşırı dindar partilerin muhalefeti üzerine hükümeti dağıtma oylaması geçirdi—karşı oyların galip gelmesiyle kriz hafifletildi. Ancak iç huzursuzluk azalmadı: yolsuzluk davaları, Gazze savaşında ilan ettiği hedeflere (özellikle Hamas’ı yok etme vaadi) ulaşamaması, sokağa taşan protestolar ve zoraki bedelli askerlik tartışmaları Netanyahu’nun konumunu zayıflattı. İran saldırısı, hem yükselen ulusal bir dayanışma yaratmayı hem de AB-ABD’yi desteğe çekerek Netanyahu’nun siyasi geleceğini korumayı amaçlayan bir strateji olarak değerlendirilebilir.

Nükleer Dengenin Geleceği ve Çıkmazlar

Orta Doğu’da nükleer caydırıcılık dengesi daha da kırılgan bir hâl almış durumda:

  • İsrail, NPT’ye (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (Non-Proliferation Treaty, NPT) taraf olmamasına rağmen denetlenmiyor.
  • İran baskı altında ve askeri saldırılara açık.
  • Bu asimetri, bölgedeki diğer aktörleri de nükleer yönelime sevk edebilir.

IAEA toplatısının sonunda herhangi bir karar tasarısı sunulmadı. Bu, taraflar arasındaki uzlaşı eksikliğinin ve uluslararası sistemin zayıf reflekslerinin bir göstergesi oldu. IAEA, uluslararası hukukun ve teknik tarafsızlığın teminat altında kalması için kararlı bir tutum sergilemeliydi, zira İsrail tarafından vurulan tesisler, IAEA denetim mekanizması olan safeguards (güvenlik tedbirleri) kapsamındaydı ve IAEA’nın yetki alanına dahildi. Diplomatik çözüme yönelik çabalar yeniden canlandırılmazsa, nükleer silahların yayılmasını önleme rejimi sarsılabilir ve bölge, onarılamaz bir istikrarsızlık döngüsüne girebilir.

Perspektif’le Avrupa gündemini günlük takip etmek ister misiniz? Perspektif bültenine kaydolun, Avrupa'daki gelişmeler e-posta kutunuza gelsin.

 

    Büşra Öztürk

    Londra Üniversitesi Hukuk bölümünden mezun olan Büşra Öztürk, Viyana Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamladı. İkinci yüksek lisansını aynı üniversitede iletişim alanında tamamlayan Öztürk, Birleşmiş Milletler Viyana Ofisi (UNOV) Orta Doğu Masasında ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatında (AGİT) araştırmacı olarak çalıştı. Öztürk, şu anda da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansında (IAEA) Orta Doğu araştırmacısı olarak çalışmaktadır.

    Yazarın diğer yazıları
    Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
    Yorum adedi#0

    *Tüm alanları doldurunuz

    Son Yüklenenler