Dosya: "Vize Çilesi"

Çalışma Vizesi Yolunda Umut Tacirleri: “5 Bin Avroya Almanya Vizesi Hazır”

Türkiye’den Almanya’ya işçi olarak gidenlerin sayısı artarken arka planda büyüyen başka bir sektör de var: Dolandırıcılar. Perspektif, Almanya’da çalışma vizesi almak isterken dolandırılan işçileri mercek altına alıyor.

Çalışma Vizesi Yolunda Umut Tacirleri: “5 Bin Avroya Almanya Vizesi Hazır”
Almanya'ya çalışmak için gelmek isterken dolandırılan insanların sayısı artıyor. Elif Zehra Kandemir, "Avrupa'da Vize Çilesi" dosyasında çalışma vizesi almak isterken dolandırılanları yazdı. | Fotoğraf: shutterstock.com | Değişiklikler: Perspektif

Türkiye 2024 yılında Almanya’ya en fazla işçi gönderen ikinci ülkeydi. Geçtiğimiz sene Almanya’ya çalışmak için gidenlerin yüzde 8’i Türkiye’den geliyordu. Yine aynı yıl, Almanya’da sosyal sigorta kapsamına dahil olan bir işte çalışan üçüncü ülke vatandaşlarının sayısı 3,1 milyonken, bunlardan beşte biri Türk vatandaşlığına sahipti.

Sayılar Türkiye vatandaşlığına sahip çalışanların Alman ekonomisine katkısının oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Aynı sayılara göre Türkiye’den birçok işçi Almanya’da çalışmak için giderek artan bir ilgiye sahip. 2024 yılında Almanya’da çalışmak için mesleki denklik almak isteyen 6.240 kişiden yüzde 75’i Türkiye’dendi.

Bununla birlikte sayıların göstermediği başka bir gerçeklik daha var; o da Almanya’ya gelmek isteyen işçilerin yaşadığı dolandırıcılıklar.

“Meğer Yanlış Kişiyle İrtibat Kurmuşuz”

Türkiye’den Almanya’ya işçi olarak gitmek isteyenlerin yolu her zaman pürüzsüz değil. Birçok nitelikli işçinin yolu, dolandırıcılar ve umut tacirleri tarafından kesiliyor. İzmir’in Çiğli ilçesinde, 5 yıldır bir kaportacı işleten Samet Yolcu, Almanya’ya gelmek isterken dolandırılan zanaatkarlardan birisi.

100 metrekarelik küçük dükkânının önü tamir edilecek arabalarla dolu olan Yolcu, “Türkiye’deki maddi durumumdan şikâyet edersem nankörlük olur. Gelirim iyi. Ben aslında sadece çocuklara daha iyi şartlar sunmak için Almanya’ya gitmeyi kafama koymuştum.” diyor.

38 yaşındaki kaporta ustası, özellikle araçlardaki dolu hasarlarını gidermek konusunda tecrübeli. Almanya’nın nitelikli işçi açığını duymuş, mesleğini orada yapabileceğini düşünmüş ve arayışlara başlamış. Bu düşüncesini birkaç tanıdığına açınca, bir arkadaşı kendisini Almanya’da çalışan başka birisiyle tanıştırmış. “Meğer biz çok yanlış bir kişiyle irtibat kurmuşuz” diyen Yolcu için dolandırılma süreci de böyle başlamış.

Bundan sonrası, Türkiye’den Almanya’ya çalışma vizesiyle gelmek isteyen ve dolandırılan birçok kişi için aslında oldukça benzer. “Bir arkadaşın arkadaşı” olan bu kişi, Samet Yolcu’nun ve kayınbiraderinin Almanya’da çalışma vizesi alabilmeleri için bütün süreci kendisinin halledeceğini söylemiş.

İsminin “Özcan” olduğunu söyleyen bu kişi ile Samet Bey’in iletişim aylar boyunca sürmüş: “Konuşmalarımızda, bizim mesleğin Almanya’da çok kıymetli olduğunu söylüyordu. Almanya’da Mercedes servisinde çalıştığını anlatmıştı. ‘Sen bana göçük düzeltmeyi öğretirsin, birlikte iş yaparız.’ dedi.”

Sonrasında Samet Bey, kalfalık ve ustalık belgelerini, pasaport kopyalarını ve sigorta geçmişini tercüme ettirip göndermiş. “Kendisi Almanya’nın hangi şehrinde çalışıyordu bilmiyordum. Sanırım Dortmund yakınlarındaydı.” diye ekliyor.

Üstelik iletişim tamamen telefonla da olmamış. Bu “aracı kişi” İzmir’e gelip Samet Bey’le yüz yüze görüşmüş ve havale yapıldığında kesinti olmasın diye Samet Bey’den tüm işlemler için 5.000 avroyu elden almış. Bu arada vize sürecini Instagram’da vize danışmanlığı yapan bir şirketle takip ettiklerini de eklemiş.

“Almanya’ya Gidemedim, Araba da Kaldı”

Bundan sonrasını şöyle anlatıyor Samet Bey: “Aradan aylar geçti. Bu kişiden herhangi bir dönüş olmadı. Vize şirketiyle bu sefer kendim iletişime geçtim. Kendilerinin herhangi bir ödeme almadığını, benim adıma herhangi bir işlemin de yapılmadığını söylediler. Ben de bunun üzerine bu kişiyi aradım. ‘Onlar parayı elden aldıkları için öyle söylüyorlardır.’ dedi. Sonrasında ise telefonunu değiştirdi ve kendisine bir daha ulaşamadım.”

Samet Bey karakola gittiklerini, fakat hukuki süreçten bir şey çıkmayacağını düşündükleri için şikâyette de bulunmadığını söylüyor. “Bu kişinin Türkiye’ye bir daha geleceğini sanmıyorum. Verdiğim parayı geri alabileceğimi de zannetmiyorum. Bu nedenle daha fazla uğraşmak istemedim.”

Bu durumun üzerine Samet Bey, Almanya’ya gitme fikrini bütünüyle gözden geçirmiş. Almanya’da vize danışmanlığı veren diğer kişi ya da kurumlara da şüpheyle yaklaşmaya başlamış. “Kenarda birikmiş param vardı. Onunla bir araba alırım diyordum. Almanya’ya gitmek için o para gitti. Almanya’ya gidemedim, araba da kaldı.”

Kayınbiraderinin de aynı kişiye dolandırıldığını söyleyen Yolcu, “Kayınbiraderimin mesleki belgeleri olmadığı için onu Almanya’ya şoför olarak götüreceklerini söylediler. Ondan 10 bin avro istediler. Arabasını satıp 7 bin avro vermişti. Elindeki avucundaki gitti. Onun için süreç daha zor oldu.” diyor.

Yolcu, Almanya’ya çalışma vizesi ile gideceklere dolandırılmamaları içinse şu tavsiyede bulunuyor: “Bana kalırsa Almanya’ya gitmek isteyen bir kişi, önce çalışacağı yere turist vizesiyle gidip bakmalı. Herkes çok samimi konuşuyor, güven veriyor. Ama sonra dolandırıcı çıkabiliyor.”

“İşverenler ve Danışmanlık Şirketleri de Mağduriyet Yaşayabiliyor”

Almanya’nın Baden Württemberg eyaletinde insan kaynakları danışmanlığı şirketi olan Özer Yıldız, yaklaşık 4 yıldır Almanya’da çalışma vizesi alanında çalışıyor. Danışmanlık sürecinin iki hattı olduğunu söyleyen Yıldız, “Türkiye’den Almanya’ya gitmek isteyen nitelikli işgücüne danışmanlık hizmeti sunuyoruz. Almanya’daki işverenlere de insan kaynakları danışmanlığı veriyoruz.” diyor.

Şimdiye dek Almanya’ya 117 işçi gönderen Yıldız, bu süreçte birçok dolandırıcılığa da tanık olmuş. “Almanya vizesi çıkmış bir işçinin işlediği suç yüzünden hapse girmesinden, vizeleri çıktıktan sonra Almanya’ya gitmekten vazgeçenlere kadar çok farklı insanlarla bu süreçte karşılaştık. Aslında çalışma vizesi alma sürecinde tek dolandırılanlar işçiler değil. Çoğu zaman Almanya’daki işverenler ve danışmanlık şirketleri de ciddi mağduriyetler yaşayabiliyor.”

Özer Bey’e göre Almanya’ya çalışma vizesi için gelenler arasında en yaygın dolandırıcılık türü, mesleki eğitimi olmamasına rağmen belli bir meslek üzerinden Almanya’ya götürülme vaadiyle kandırılanlar:

“Bir danışanımız 4 yıllık iktisat mezunuydu. Süpermarketlerin idari işler ve ön muhasebe alanlarında çalışmıştı. Aracı firma kendisinden 6 bin avro ödeme almış ve ‘Seni kargo şoförü yapacağız’ demişler. Vize başvurusu elbette reddedilmiş, çünkü kişinin nitelikleri o iş için fazla. Biz kendisine Hamburg’taki bir süpermarkette iş görüşmesi organize ettik. Mülakat yaptılar, işverenin de kabulüyle 55 günde 81a hızlandırılmış vizesi çıktı ve ailesiyle birlikte Almanya’ya göç ettiler. Önceden verdiği 6 bin avro ise gitmiş oldu.”

Özer Bey, özellikle aracı şirketlerin vaatlerine dikkat etmek gerektiğini söylüyor. “Kişi muhasebe elemanı ama ona ‘Biz hallederiz, seni tır şoförü olarak Almanya’ya göndeririz’ deniliyor. Oysa hiçbir ülke, vize almak için C sınıfı ehliyetini 1 ay önce almış birisine tır şoförlüğü vizesi vermez.”

Birçok insana Almanya’da çalışma vizesi başvurusu çok bürokratik ve karmaşık gelse de Özer Bey’e göre asıl zorluk vizenin kendisi değil. “Almanya’da çalışmak isteyenler açısından aslında en önemli süreç iş bulmak. Mülakat süreci ve işe alım süreçleri önemli. Çalışma vizesi almak en son aşama ve belki de en kolayı. Almanya’ya gelmek isteyen birisi, mutlaka bir işyerinden kabul almalı. İşverenle mülakat yapmalı. Bu mülakatta karşısındakini, çalışma şartlarını iyi tanımalı. Düşünün, siz bir şirket sahibi olsanız, sadece CV’sine bakarak birisini hem de yurt dışından işçi olarak alır mısınız? Birçok insan mülakat olmadan, aracı firmaların ya da kişilerin sadece kağıt üzerinde bir iş sözleşmesi yollayarak birçok insanı dolandırdığına o kadar çok tanık oluyoruz ki!”

“İnsan Herkese Şüpheyle Yaklaşmaya Başlıyor”

Arama siteleri, “Almanya’da çalışma ve yaşam danışma hattı” ya da “tüm Almanya vize türleri için danışmanlık hizmeti sunuyoruz” gibi ilanlarla dolu. Son yıllarda ekonomik krizin derinleşmesiyle, Türkiye’den Almanya’ya çalışma vizesi başvuruları rekor seviyelere çıkmış durumda. Birleşik Hizmet Sendikası (ver.di) ülkede yaklaşık 2 milyonluk iş gücü açığı olduğunu duyuruyor. Özellikle inşaat, lojistik ve bakım hizmetlerinde çalışan bulmak zor. Gelinen aşamada bu artan talep, Türkiye’de birçok insanın dolandırılması için elverişli bir zemine dönüşmüş durumda.

Nerede olduğu pek de belli olmayan şirketlere ait internet siteleri, Alman bayrağının renklerine sahip logoları, arama motorlarıyla uyumlu makaleleri ve sıkça sorulan sorulara isabetli cevaplarıyla Almanya’ya gelmek isteyenlere güven pazarlıyor.

Sahte sözleşmeler, “hallederiz”ler ve hızlandırılmış dosya vaatleriyle dolu bu vize süreci Türkiye’deki sadece büyük şehirlerle de kısıtlı değil. Danışmanlık ya da aracı firmalar çoğu zaman 5 ila 10 bin avro arasında değişen ücretler talep edebiliyor. Özer Yıldız bu durumu şu şekilde anlatıyor: “Bir kaporta ustasının Türkiye’de 50 ila 60 bin TL arasında maaş aldığını düşünelim. Almanya’ya gelmek umuduyla bir insan 5 ila 10 aylık maaşını bir hırsıza kaptırmış oluyor. Bu insanlar haklarını kaba kuvvetle arayacak olsalar, başları belaya girecek. Savcılığa şikâyet etseler sürecin ne kadar süreceğini bilmiyorlar. Kişinin kendisi dolandırılmasa bile çevresinde buna benzer bir dolandırıcılık vakası yaşayan kişi, bundan sonra herkese şüpheyle yaklaşmaya başlıyor.”

Artan İşçi Talebinin Oluşturduğu İstismar Alanı

Özer Bey bu durumda özellikle imzalanan sözleşmelere dikkat edilmesi gerektiği kanaatinde. “Bir şirket ya da kişi size hizmet verecek, siz de ödeme yapacaksınız. İmzalayacağınız sözleşmede hizmetin tanımı açık açık yazıldıysa ve hizmeti alan kişi ödemesini resmî yollardan yaptıysa mahkemelerde kişinin hakkını elde etmesi mümkün. Bir şeylerin ters gitmesi durumunda kişinin hakkını arayabilmesi için aracı firmayla imzalanan sözleşmenin çok iyi okunması gerek. Fakat kişinin elinde resmî bir evrak yoksa ya da danışmanlık sözleşmesi yuvarlak ifadelerle yazıldıysa hiçbir şey ispat edemeyebilirler.”

“Şansımızı bir de Almanya’da deneyelim” demenin bedelini 5 bin avro ile ödeyen Samet Yolcu, Almanya’ya gitme fikrini bir süre için dondurmuş. “12 yaşımdan beri çalışıyorum.” diyen Yolcu’nun çocuklarına Türkiye’den daha iyi şartlar sunmak için girdiği arayış, diğer yandan Almanya’nın artan işçi talebinin nasıl bir istismar alanı oluşturduğunu da gösteriyor.

Almanya Federal Şansölyesi Friedrich Merz (CDU) iş gücü göçünü hızlandırmak istediği sinyallerini verip, “dünyanın her yerinden Almanya’da çalışacak işçiler arıyoruz” dese de, bu yolda büyüyen dolandırıcılık sektörünü engellemek pek de mümkün gözükmüyor. Zira 2024 yılında 120 bin kişiye iş gücü göçü için oturum izni veren Almanya’ya gitmek için Türkiye’de kaç kişinin dolandırıldığına dair bir veri de mevcut değil.

Bu yolculuğun sonunda hem uzmanların hem de mağdurların söylediği tek şey var: “Dikkatli olun.” Almanya’ya çalışma vizesi sürecinde, kimileri gerçekten iş buluyor, kimileri umut tacirlerinin elinde kalan son birikimlerini kaybediyor. Ve her kayıp hikâyesinin ardında aynı cümle duyuluyor: “Ben artık kimseye güvenmiyorum.”

Elif Zehra Kandemir

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ırkçılık araştırmaları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi #0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler