Tell Mama: “Birleşik Krallık’ta İslam Karşıtı Saldırılar Arttı”
Birleşik Krallık’ta İslam karşıtlığı ve ayrımcılık konularında çalışmalarıyla bilinen Tell Mama’nın son raporuna göre İslam karşıtı saldırıların hedefinde kadınlar var.
İngiltere’de faaliyet gösteren Tell Mama isimli ayrımcılıkla mücadele kuruluşunun son yayınladığı rapora göre 2016’da ülkedeki İslam karşıtı vakalar yüzde 47 arttı.
İslam Karşıtı Saldırı Kurbanlarının Çoğu Kadın
Rapora göre saldırıların büyük bir kısmı Müslüman kadınlara karşı yapılıyor. Rapor edilen 642 vakada kurbanların yüzde 56’sının kadın olduğu belirtiliyor. Öte yandan, İslam karşıtı vakaların faillerinin yüzde 66’sı erkek, yüzde 69’u ise beyaz kökenli erkek. Kurbanların etnik kökenleri ise değişiyor.
Kasım ayı başında yayınlanan rapora göre ülkede Müslüman kadınların saldırıya uğramasında tesettür tek etken değil. Başörtüsü, çarşaf veya burka giymeyen kadınların da İslam karşıtı saldırılara hedef olduğunun altı çiziliyor.
Saldırılardaki Artış Endişe Verici
Birleşik Krallık’ta Müslümanlara yönelik saldırılar son yıllarda dikkat çekici biçimde artıyor. Camilere yönelik saldırıların ikiye katlandığı ülkede sadece mart-temmuz ayları arasında 110 saldırı gerçekleştirildi. Bir önceki yılın verilerine kıyasla saldırıların iki kat arttığı ortaya çıkmıştı. Camilerin yanı sıra Müslümanlara ait evler, toplantı mekânları, kültür merkezleri de İslam karşıtı saldırıların hedefinde bulunuyor.
Tell Mama’nın kayıtlarına göre Birleşik Krallık’ta 22 Mayıs’taki Manchester saldırısının ardından Müslümanlara yönelik 141 nefret suçu işlendi. Kuruluş, kendilerine gelen şikayetlerde de 5 katlık artış yaşandığını bildirdi.
Özellikle Brexit sonrası İslam karşıtı vakalarda bir sıçrama yaşandığını belirten Tell Mama’ya göre 7 kişinin hayatını kaybettiği Londra köprü saldırısı da İslam karşıtı manipülasyonlara kapı aralamıştı.
Tell Mama: “Şikayet Mekanizmalarının İşletilmesi Şart”
Perspektif’e konuşan Tell Mama Direktörü Iman Atta, nefret suçlarının ancak basın ve sivil toplum tarafından takip edildiği ve sonucunda yeterli kanıtların bulunduğu zaman daha etkin bir şekilde cezalandırıldığını belirtiyor. Cezaların duruma ve zamana göre değişiklik gösterebildiğini savunan Atta, Müslüman cemaatlerin bu gibi olayları resmî kanallara ulaştırması gerektiğini vurguluyor.
10 Ekim’de hükûmet tarafından etnik ayrımcılığa dönük kapsamlı bir raporun yayımlandığı Birleşik Krallık’ta Başbakan Theresa May, eşitsizlik ve ayrımcılıkla daha etkin mücadeleye kararlı olduklarını açıklamıştı. Ancak kategorileri “siyah”, “beyaz”, “Asyalı”, “melez” ve “diğer” şeklinde belirlenen raporda Müslümanların uğradığı ayrımcılıklara dair verilere ulaşmak mümkün olmuyor. (meb)