"Ev Okulu"

Fransa Müslümanları İçin Yeni Bir Alternatif: Ev Okulları

Fransa’da ev okulları ya da evde öğretim, özellikle Müslüman aileler nezdinde sıkça tercih edilen bir model. Fakat bu modeli tercih edenlerin karşı karşıya kaldığı sorunlar da var.

Fransa’da okula gitmek zorunlu değil. Ülkede eğitimle ilgili zorunluluk yalnızca 6 ila 16 yaşları arasında eğitim almayı kapsıyor. Fransa kanunları, belirli şartlarla eğitimi ailenin gerçekleştirmesine ya da evde öğretime izin veriyor. Bu durumda bazı raporlama yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ve altı yaşından itibaren çocuğun yıllık kontrollerden geçmesi şart.

Fransa’ya zorunlu ve ücretsiz eğitimi getiren kanunların babası sayılan 19. yüzyıl Fransız devlet adamı Jules Ferry’den bu yana ülkede eğitim zorunlu ve ücretsiz. Çocuklar her sene milli eğitim müfettişlerinin ölçmesi gereken bir “temel bilgi, beceri ve kültür temeline” eriştikleri sürece, her ebeveyn çocuğu için uygun olduğunu düşündüğü eğitim türünü seçebilir.

Fransa’da 2015 yılında, yaklaşık 25 bin öğrenci okula gitmedi ve bu tarz evde öğretim modellerinden faydalandı. Zorunlu eğitim gören 8.1 milyon çocuk arasında bu rakam belki komik görünebilir. Ancak evde öğretimi tercih edenlerin sayısı ülkede sürekli artıyor. Geçtiğimiz yıllarda bu rakam iki katına çıktı ve Fransa Eğitim Bakanlığını alarma geçirdi. Eğitim Bakanlığı bu trendi endişeyle karşıladığı açıklamasını yaptı.

Fransa’da ev okulu modelini seçme nedenleri ailelere göre değişiyor: Bu nedenler arasında çocuğun kendine has ritminin gözetilmesi (biyolojik ritim ve her çocukta farklılık gösteren öğrenme ritmi), alternatif pedagoji tercihleri, okul sistemine olan güvenin yitirilmesi, sağlık sebepleri, erken yaş ve ebeveynlerin aktivitelerinin okul takvimine uymaması gibi sebepler var.

Fransa’daki Müslümanlar Da Ev Okulunu Tercih Ediyor

Fransa’daki Müslümanlar ise, evde öğretim tercihini farklı sebeplerden dolayı yapıyorlar. Fransa’da etnik istatistik kaydı tutmak yasak olduğundan, elimizde rakamlar mevcut olmasa da Müslümanların evde öğretime gösterdikleri ilgi, Fransız nüfusun geri kalanıyla aynı oranda gibi görünüyor.

Fateh Kimouche de ev okulu uygulayan ebeveynlerden biri ve oldukça da mutlu bir baba. Al Kanz sitesinin kurucusu olan Kimouche, Perspektif’e, kendisinin ve eski eşinin dört çocuğuna evde eğitim vermeyi nasıl seçtiğini anlatıyor: “Çocuklarımızı okula göndermeyi asla düşünmedik. Her şeyden öte, okul sisteminden memnun değiliz.”

Fateh Kimouche tezini Felsefe alanında yazmış. Eşi de ekonomi okuluna gitmiş ve dört dil biliyormuş. Profillerinden, kendilerinin Fransa okullarında üst düzey eğitim aldıkları görülüyor. Ne var ki, Fateh Kimouche eğitim sistemine dair düşüncelerini şöyle anlatıyor: “Okul sisteminin eksikliklerinin farkındaydık. İsviçre’de mezun oldum ve Torino’da tezimi yazdım. Fransız sisteminin hem zengine hem de fakire hayatta ilerleme fırsatı sunduğunu gördüm. Okul gerçekten de mesleki başarıya olanak sağlıyor. Ancak kişiyi geri de bırakabiliyor.”

Çocuklarına dersleri eski eşinin verdiğini söyleyen Kimouche, “Evde tüm öğretim işini her gün organize eden, çocuklara öğretim veren de o oldu.” diyor. Kimouche’ye göre çocukları, geleneksel okul sisteminin yok edeceğini düşündükleri bazı doğal karakteristik özelliklere sahip.

Aurore ise, Fas kökenli bir Fransız’la evli. İslam’ı seçen Aurore, her iki kızının da evde öğretim görmesine karar vermiş. Büyük kızının dikkat ve öğrenme bozukluklarından oluşan atipik bir profili var. Aurore, öğretmenlerin bu alanda gerekli bilgi ve tecrübesi olmaması durumunda, okul hayatının kızı için bir felaket olduğunu düşündüğünden, kızını okula göndermeyi reddetmiş. Kızlarının atipik profilleri olmasaydı da onları ev okulunda eğiteceğini söyleyen Aurore şöyle diyor: “Çocuklarımdan ayrılmak istemedim. Kızlarım çok sosyal, spor aktivitelerine katılıyorlar, konserlere, seralara ya da sirk gösterilerine gidiyorlar. Bu bir lüks aslında; çok seyahat ediyoruz ve çok fazla okul dışı aktiviteye katılıyoruz.” Aurore kendini kızlarının eğitimine adamış. Öyle ki, kızlarına daha iyi destek olabilmek için üniversitede eğitim bilimleri fakültesine yeniden başlamış.

Fransa’da evde eğitimi tercih eden diğer bir Müslüman da Assia. O da aynı sebeple bu tercihi yapmış. Otuzlarında olan Assia, kızı biraz büyüyünce onu okuldan almaya karar vermiş. Çünkü oldukça yetenekli kızı okulda kendisini rahat hissetmemiş. Assia, eşiyle birlikte kurdukları şirkette çalışıyor; bu da Assia’ya kızlarının evde öğretim sistemine göre iş takvimini düzenlemesine olanak sağlıyor: “Çok seyahat ediyoruz ve okul temposu yüzünden kısıtlanmak istemiyoruz.”

Müslüman Ebeveynlere Yönelik Artan Şüphe

Dinî yaşamlarını sürdüren bu Müslüman ebeveynlerin ev okulu modelini tercih etmelerinin nedenleri farklı farklı. Öte yandan bu ebeveynlerin tamamı için çocuklarını evde eğitime tabi tutmalarının sebebi, çocuklarına en iyisini sunmak istemeleri ya da belirli bir yaşam temposunu takip etmeleri ile ilgili. Ne var ki eğitim otoriteleri evde öğretimi tercih eden Müslüman ebeveynlere karşı artan bir şüphe duyuyorlar.

Bu şüpheyi özellikle zorunlu eğitim denetimlerinde görmek mümkün. Evde eğitim gören çocuklar, akademik denetim kurulundan bir personelle yılda bir defa görüşmek zorundalar. Hane halkında bir ya da birden fazla çocuk için evde öğretimi tercih eden ailelerin tamamı bu personelle görüşüyor. Görüşmeye genellikle bir ya da daha fazla kişi, genellikle de öğretmenler katılıyor. Bu randevunun amacı, çocuğun zorunlu eğitim sonunda diğer çocuklarla birlikte ortak temellere ulaşıp ulaşmadığını denetlemek. Test iki bölümden oluşuyor: İlki denetimci ile ebeveynler arasında bir mülakat, ikincisi ise çocuğun seviyesini ölçme amaçlı çocuğa verilen küçük egzersizler.

Öte yandan bir gerçek, Müslüman ebeveynlerin evde öğretim tercihlerinin sorgulanmasına yol açıyor: Fransa’da okullar da laiklik mücadelesinin birer merkezi hâline gelmiş durumda. Örneğin haziran ayında Laiklik Üzerine Çalışan Akiller Konseyi okullarda dağıtılmak üzere bir sekülerizm el kitabı bastırdı. 80 sayfadan fazla olan bu el kitabı, önceden yürürlükte olan 30 sayfalık “Laiklik Kitapçığı”nın (Fr. “Livret Laïcité”) yerini aldı. Laiklik Kitapçığı, Fransa Eğitim Bakanlığınca bastırılan, okulda uygulanması gereken laiklik ilkelerini açıklayan küçük bir kitapçıktı. Yeni basılan kitap okul müdürleri, ulusal ilkokul müfettişleri, kamu eğitimi üyeleri, pedagojik ve eğitim ekipleri için tasarlanmış olsa da, hükümleri öğrencilere yönelik. Kitabın profili daha ziyade bir “kanun hatırlatıcısı” ve “ailelerle diyaloğa giriş” niteliğinde.

Cumhuriyet Değerlerine Duyarlılık Testi

Okullar laiklik mücadelesinin merkezi oldukça, evde öğretim modelleri de özellikle Müslüman ebeveynler söz konusu olduğunda bu açılardan sorgulanmaya başladı. Bu anlamda Fransa İslamofobi ile Mücadele Derneği’nin (CCIF) dikkat çektiği küçük Marjane’nin şaşırtıcı vakası incelemeye değer: 11 yaşındaki Marjane evde öğretim görüyordu. Milli Eğitim Departmanı tarafından talep edilen iki denetimden sonra, Marjane’nin ertesi yıl okula kayıt yaptırması istendi. Denetimcilere göre, Marjane “Cumhuriyet değerlerine çok duyarlı değil”di. Peki neden? Marjane “Güzel ve Çirkin” (Fr. “La Belle et la Bête”) isimli ünlü Fransız masalına gayet çocuksu bir şekilde bakıyordu. Denetimci, Marjane’in utangaç yanıtlarından, küçük kızın Güzel’in Çirkin ile evlenmeye zorlanmasının ve “kadının erkeğe boyun eğmesinin” normal olduğunu düşündüğü sonucuna vardı. Kısacası 11 yaşındaki Marjane, zoraki evlilik taraftarıydı! Marjane, insanların kökenine dair olan bir diğer soruya yaratılışçı ve evrimci olmak üzere iki teoriyle cevap verdi. Ayrıca, basit bir dille, ikinci teorinin, yani insanın maymundan geldiğini söyleyen teorinin yanlış göründüğünü belirtti.

Fransa İslamofobi ile Mücadele Derneği (CCIF) konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: “İşte burada da ön yargı apaçık bir şekilde görülüyor. Denetimciye göre, bu 11 yaşındaki kız, sırf Müslüman bir ailede yetişti diye eleştirel mantığını kullanamaz.”

Fransızcasının iyi oluşu, kreatif bir karaktere sahip olması, resim yapması ve keskin matematik zekasına rağmen, denetimciler Marjane’in bilgi düzeyine değil de, zoraki evlilik ve yaratılış teorisine odaklandı. Marjane’nin verdiği cevaplar, Cumhuriyet değerleriyle uyuşmuyor gibi görünüyordu. Marjane’nin annesi ise, denetimcilerin vatandaşlık, kanunlar ve Cumhuriyet’in ilkelerine saygı konularında herhangi bir soru sormadığını belirtiyor.

Karakolda Yapılan Eğitim Denetimleri

2016’da başka bir vakıa da Mulhouse’de gerçekleşti. Evde öğretimi seçmiş olan Müslüman ebeveynler denetim için emniyet müdürlüğüne çağrıldı; yani polis sorgulamalarının yapıldığı yere. Oysa eğitim denetimleri genellikle evde ya da çocukların getirildiği yerel okullarda gerçekleşiyordu.

Mulhouse’de karakola çağrılıp denetlenen ve sonrasında Perspektif’e konuşan aileler, yine de denetimlerin gayet iyi geçtiğini söylüyorlar. Örneğin başörtüsü takan Aurore, iki kızının eğitim denetiminde herhangi bir ön yargılı tavra şahit olmamış. Tek hayıflandığı nokta ise denetimcilerin, kızlarının psikolojilerine hitap edebilecek eğitimden yoksun olmalarıymış.

Fateh Kimouche, evde öğretimi tercih eden Müslüman ailelere yönelik bu yaklaşımın tehlikelerine işaret ediyor: “Bu durum, bir Cumhuriyetçilik baskısına dönüşebilir. Bizimle görüşmeye gelen denetimcinin merhametine kalmış durumdayız. Eşim tesettürlü, şimdiye kadarki tüm denetimler ve raporlar gayet olumlu idi ve çocuklarımızın akademik bilgi birikimlerinin haricinde hiçbir soru sorulmadı. Ama yine de dikkatliyiz. Bu denetimler belki aşırıcı fraksiyonları önlemeye hizmet ediyor; ancak bunda da sınırı aşmamak gerek.”

Hassina Mechaï

Cezayir kökenli Fransız gazeteci Mechaï, hukuk yüksek lisansı yapmış ve uluslararası ilişkiler ile Afrika ve Orta Doğu ilişkileri konusunda uzmanlaşmıştır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler