Hollanda, Cami Yöneticilerini Mecliste Sorgulamayı Tartışıyor
Hollanda'da camilerin yurt dışı finansmanına dair tartışmalar devam ediyor. Hollanda hükümeti, yurt dışı finansmanın yasaklamayacağını, fakat kısıtlamak için imkanları araştırmaya devam edeceklerini açıkladı.
Hollanda‘da camilere yurt dışından yapılan finansman desteği ile ilgili tartışmalar sürüyor. Hükümet kanadından yapılan açıklamada, yurt dışı yardımların kesilmesinin söz konusu olmadığı ancak yardımları kısıtlamak için çalışmaların devam ettiği kaydedildi. Hükümetin açıklaması, Temsilciler Meclisi’ndeki siyasi partiler tarafından ise yetersiz bulundu. Finansman ile yurt dışındaki sorunların Hollanda’ya taşınıp Müslüman toplulukları olumsuz etkileyeceği gerekçesini öne süren bazı siyasi parti temsilcileri, cami yöneticilerini doğrudan sorguya çekmek için “meclis tarafından sorgulama yöntemi” çağrısında bulundular.
Partiler Oylama Sürecini Hızlandırma Kararı Aldı
Reformcu Devlet Partisi (SGP) ve Sosyalist Parti (SP), daha önce 30 Mayıs 2018 tarihinde Temsilciler Meclisi’nin, bir komisyon oluşturarak yurt dışı finansmanı alan Müslüman kuruluşları meclise çağırıp doğrudan sorgulayabilmesi için oylama yapılmasını talep etmişti. Camilerin yurt dışı finansmanına yönelik tartışmaların tekrar gündeme taşınmasıyla beraber partiler oylama sürecini hızlandırma kararı aldı. 5 Mart 2019 tarihinde yapılması beklenen oylamaya Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi (VVD), Hristiyan Demokrat Parti (CDA), Demokratlar 66 (D66) ve İşçi Partisi’nin (PvdA) de destek vermesi bekleniyor. Söz konusu partilerin 5 Mart’ta öneriyi kabul etmesi halinde yeterli çoğunluk sağlanmış olacak.
Şimdiye Kadar Sadece Bir Defa Kullanıldı
Sorgulama yöntemi (parlementaire ondervraging), Hollanda’da yeni bir yöntem olup şimdiye kadar sadece bir defa kullanıldı. Meclis çoğunluğunun öneriyi kabul etmesi durumunda, çağırılmak istenen cami yöneticilerinin zorunlu olarak sorguya katılması ve yemin ederek ifade vermesi gerekecek.
Daha önce Hollanda devleti, Müslüman kuruluşlar ile yurt dışı finansmanını gözetim altında tutmak için bir sözleşme imzalamak istemiş, fakat sözleşmenin sadece Müslüman kuruluşları kapsamasının ayrımcı olması sebebiyle Müslüman kuruluşlar, diğer dini ve sivil toplum kuruluşlarının da bu sözleşmeye dahil edilmesini şart koşmuştu. Bu durum sürecin uzamasına ve henüz bir anlaşmanın sağlanamamış olmasına neden olmuştu.
Sadece Müslüman Kuruluşlara Getirilmek İstenmesi Eleştiriliyor
Finansman kısıtlanmasının sadece Müslüman kuruluşlara getirilmek istenmesi, ülkedeki hukukçular tarafından da eleştiriliyor. Utrecht Üniversitesine bağlı Kültürler Arası Hukuk Profesörü Tom Zwart, hükümetin 11 Şubat’taki açıklamasının, demokratik hukuk düzenine zarar verebileceği uyarısında bulundu. Açıklamada doğrudan hedef alınmamasına rağmen kastedilenin Müslüman kuruluşlar olduğunun çok anlaşılır olduğunu söyleyen Zwart, hükümetin kendi oluşturduğu kaidelerin hukuki açıdan ne derece uygulanabilir olduğunun da sorgulandığını aktardı. İtirazlardan birinin, “özgür olmayan ülkelerden” finansman almanın derneklerde “problemli davranışa” yol açabileceği ihtimaline karşı önlem alınmak istenmesi olduğu kaydedilirken, profesör Zwart, söz konusu ‘problemli’ veya ‘istenmeyen’ davranışın ceza hukukunda karşılığı olmadığını dile getirdi.(hh)
