'Dosya: "Anaokulunda Müslüman Çocuklar"'

Okul Öncesi Mahremiyet Eğitimi ve Anaokulları

Batı Avrupa’da Müslüman ailelerin anaokulu çağındaki çocuklarıyla ilgili en büyük endişelerinden biri mahremiyet eğitimi. Anaokullarında çocukların mahremiyet konusunda hassas olması için mahremiyet eğitiminin önce evde başlaması gerekiyor.

Fotoğraf: Shutterstock.com

Mahremiyet eğitimi temiz ve haramlardan korunmuş, sağlıklı ve öz güvenli evlatlar yetiştirmek için kişilik gelişiminin mihenk taşını oluşturmaktadır. Bir yandan sağlıklı kişisel gelişim, diğer yandan her türlü istismardan korunma mekanizmaları geliştirmek için çocuk gelişiminde mahremiyet eğitimi oldukça önemlidir.

Mahremiyet eğitiminde sevgi ve güven duygusu temel ihtiyaçtır. Çocuklar ebeveynlerine güvenmeye ihtiyaç duyarlar. Bebeklikte beslenme ve temizlikle gelişmeye başlayan güven duygusu, küçük çocuklukta korunma duygusunun gelişimiyle korkuların giderilmesine vesile olur.

Ebeveynler mahremiyet eğitimine 3 yaş civarında çocukların cinsel bölgelerine ve farklılıklara meraklı oldukları dönemlerde başlayabilirler. “Alt bölgen senin özel bölgen. Oraya başkası bakamaz ve dokunamaz. Ayrıca kimse de seni zorla öpemez.” gibi mesajlar önemlidir.

Burada esas olan, konuyu çocuğa tabii bir süreçte, abartmadan, çocuğa endişe vermeden, korku ve olumsuz hisler yüklemeden doğal bir seyirde aktarmaktır. Bu sürecin en uygun zamanı çocukların bedensel olarak kas kontrolü becerilerini geliştirdikleri, tuvalet eğitimi aldıkları vakittir. 

Evde ve Anaokulunda Tuvalet Alışkanlığı

Çocukların anaokulunda sağlıklı ve mahremiyete uygun bir tuvalet alışkanlığı sergileyebilmeleri için önce evde bu eğitimi almaları gerekir. Ebeveynler anaokuluna başlamadan çocuklarını tuvalete götürüp tüm süreci tek tek çocuklarıyla uygulamadırlar. “Önce pantolonumuzu, sonra iç çamaşırımızı indiriyoruz. Sonra klozeti ortalayarak oturuyoruz. Ve ihtiyacımızı gideriyoruz, rahatlıyoruz. Cinsel bölgemizi temiz olması ve mikroplardan, hastalıklardan korunması için suyla temizliyoruz. Şimdi de gerektiği kadar tuvalet kâğıdı alıp popomuzu kuruluyoruz. Başardıkkk!” gibi bir üslupla bu eğitim evde verilebilir.

Bu süre içinde verilmek istenen tüm mesajların yukarıda örneklendiği gibi tekrar edilmesi gerekir. Başkasının yanında soyunmamak, tuvalete tek başına gitmek ve başkasıyla; arkadaşı bile olsa kimseyle birlikte tuvalete gidilmemesi, yardıma ihtiyaç duyduğunda anne ve babasına söyleyebilmesi, pantolonunu ve iç çamaşırını sadece tuvalette aşağı indirebilmesi Müslüman ailelerde çocuğun öğrenmesi gereken konulardır. Bu mesajları mahremiyete önem veren ailelerin çocuklarına anaokulu öncesinde vermesi gerekir. Bu tuvalet eğitimi verildikten sonra çocuk anaokulunda, ilkokulda veya herhangi bir yerde tuvalete giderken yalnız olmayı prensip edinecektir.

Bu dönemde, “Sadece evimizin tuvaleti temizdir, diğer kurumların tuvaletleri pistir/mikropludur, orada hastalık kapabilirsin” gibi yanlış ifadeler veya çocuğun kas gelişimini henüz kontrol edemediği süreçte ya da oyuna dalıp tuvalete yetişemediğinde ebeveynlerin gösterdikleri aşırı tepki, hatta cezalandırma, çocuğun anaokulunda ihtiyaç gidermede ve ana okuluna alışmada zorlanmasına yol açmaktadır. Bazı çocuklarda bu nedenle anaokuluna gitmek istememek gibi problemler de oluşmaktadır. Üç yaşında bir kız çocuğu ana okuluna başladığında, annesinden “orada tuvaletler pistir” sözünü duyduğu için, öğle saatlerinde arkadaşlarıyla oynamayı ve su içmeyi bırakıp, bir masada kıvranarak annesinin kendisini almayı beklediğine şahit olmuştum.

Anaokulunda Giyinme ve Soyunurken Mahremiyet

İdeal olan ana okuluna yeni başlayacak bir çocuğun tuvalet eğitimini evde kendi ebeveynlerinin terbiyesi altında tamamlamış olmasıdır. Ayrıca daha anaokuluna başlamadan çocuklarımızın kendi ihtiyaçlarını görebilecek şekilde yetiştirilmesi gerekir. Çocuğun kıyafetlerini kendi giyebilme becerisine sahip olması önemlidir. Ebeveynlerin çocuklarına sabırla bu becerileri öğrenmede refakat etmeleri gerekir. “On saat giyinemedin! Ne kadar yavaşsın!” gibi cümleler çocuğun özgüvenini kırar ve onu daha da yavaşlatır. Kendi kıyafetlerini kendi giyebilen bir çocuk, anaokulunda da mahremiyetini en baştan korumuş olacaktır. Bu dönemde önemli olan çocuğa kendisinin rahatlıkla giyip çıkarabileceği kıyafetlerin sunulmasıdır. 

Son zamanlarda artış gösteren istismar olaylarından dolayı çocuğun kimliğini, öz değerini koruma bağlamında mahremiyet konusunda Batı Avrupa’da eğitim kurumlarında da olumlu adımlar atılmıştır. Örneğin Almanya’da belediyelere bağlı anaokullarında tüzük gereği bir çocuğun koridorda, başka ebeveynlerin, mutfak görevlisinin veya yabancı şahısların yanında soyunup giydirilmesi kesinlikle yasaktır. Çocukların bahçede mayolu iken, uyurken veya ağzı yüzü yemek bulaşığı iken resminin çekilmesi yasaktır. Yaz dönemlerinde bahçede havuza girileceği zaman veya beden eğitimi için çocukların üstlerini değiştirmeleri gerektiğinde ya gruplarında ya da kapıları örtük kabinlerde kıyafetlerini değiştirmeleri gerekmektedir. Burada kendi başına giyinip soyunma becerisine ve bu becerisini hızlı şekilde uygulayabilecek kıyafetlere sahip olan çocuklar mahremiyetlerini koruyabilecektir. Kendi fikrini dile getirebilen ve özgüvenli yetişmiş bir çocuk, “Ben yan odada giyinmek istiyorum.” dediğinde eğitmen tarafından ciddiye alınmalıdır. Bunun için de ebeveynler çocuklarını özgüvenli yetiştirip, fikirlerini ifade etme konusunda onları yüreklendirmelidir.

“Ben Mahremiyet Konusunu Önemsiyorum”

Anaokulunda beş yaşlarındaki bir çocuğun bir odada yalnız giyinme taleplerinin geri çevrilmemesi gerekir. Anaokuluna yeni başlayan ve kendi başına giyinmekte zorluk çeken daha küçük yaşta çocukların da “Ben herkesin içinde soyunmak istemiyorum” talebinin karşılanması gerekir. Burada alternatif olarak, yeterli eğitmen gurupta mevcutsa, diğer çocukların giyinme işlemleri bittikten sonraya bu çocuğa yardımcı olunması mümkündür.

Ebeveynler çocuklarını anaokuluna yazdırmaya gittiklerinde, “Anaokulunuzda çocukların öz kimliklerini ve öz değerlerini korumada nasıl uygulamalarda bulunuyorsunuz?” sorusunu muhakkak sormalılar. Böylelikle “Ben mahremiyet konusunu önemsiyorum” mesajı anaokulu yetkililerine baştan verilmiş olur. Bunun haricindeki diğer konuları zamanı geldiğinde grup eğitmeniyle randevu talep ederek konuşmak en uygunudur. Kapıda konuşulan konular önemini yitirir, talepleriniz ciddiye alınmaz ve baştan çözüm yolu aranmadan kapatılabilir. Eğer grup eğitmeniyle iletişim ilerlemiyorsa, müdüre konu arz edilmelidir. Ebeveyn olarak sizi rahatsız eden konularda müdürle de çözüm bulunamıyorsa, belediyenin anaokulu sorumlularına da müracaat edilebilir. Burada önemli olan etkin, olumlu iletişim yolunu takip etmek ve çözüm odaklı olmaktır.   

Çocuklar Allah’ın bizlere bahşettiği en kıymetli varlıklardır. Onları bilinçli Müslümanlar olarak yetiştirmek bilgi ve emek gerektirir. Ailelerin mahremiyet eğitiminde bunları aklından çıkarmamasında fayda vardır.

Emine Aslan-Bilgin

Köln Yüksekokulu’nda Sosyal Pedagoji ve Sosyal Hizmetler bölümünü bitiren Aslan-Bilgin 13 yıl Köln Belediyesi’nde anaokul eğitmenliği yapmıştır. 

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Diğer Gündem Yazıları

Son Yüklenenler