“Yunanistan’ın Sığınmacıları Türkiye’ye Geri İttiği İddiaları Araştırılmalı”
Yunan polisinin, ülkeye gelen göçmenleri Türkiye'ye geri ittiği iddiaları gündemde. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, Yunanistan'ın sığınmacıları Türkiye'ye geri ittiğine ilişkin tüm iddiaların araştırılması gerektiğini, bu uygulamanın yasak olduğunu belirtti.
Yunan güvenlik birimlerinin, Yunanistan’a giriş yapıp iltica başvurusu yapmak isteyen sığınmacıları botlara bindirerek Meriç nehrinden Türkiye’ye geriye götürdüğü iddiaları gündemde. “Geri itme” (İng. “push back“) olarak adlandırılan bu uygulama, devletlerin göçmenleri, onların bireysel şartlarını dikkate almadan ve sığınma başvurusu yapmalarına fırsat tanımadan zorla bir sınırdan diğerine göndermeleri anlamına geliyor.
Deutsche Welle‘nin mayıs ayında yayınladığı bir habere göre Yunanistan’da özellikle Afganistan, Pakistan ve Kuzey Afrika ülkelerinden gelen bekar, genç erkeklerin polis tarafından “geri itme” işlemine maruz kaldığı bildiriliyor. Aynı haberde belirtildiğine göre Yunan polisi, bazı mülteci kamplarını basarak, sığınmacıları belgelerini kontrol etmek amacıyla karakola götürüyor. Ardından ise gözaltına alınan sığınmacılar Türkiye’ye geri gönderiliyorlar.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, Avrupa Parlamentosunun (AP) Sivil Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komitesine (LIBE) hitap etti. AB Komisyonunun üye ülkelerin hukuk ihlallerini soruşturma yetkisi bulunmadığına dikkati çeken Johansson, “Yunanistan sınırında sığınmacıların geri itildiğine ve ihlallere ilişkin çok sayıda rapor bulunuyor. Geri itmeler AB hukukuna aykırıdır. Avrupa sınırlarımızı, değerlerimizi ihlal ederek koruyamayız.” diye konuştu.
“İnsan Hakları İhlallerini Denetlemek İçin Yeni Mekanizmaya İhtiyaç Var”
Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı’nın (FRONTEX) sınırda önemli bir rol oynadığının altını çizen Johansson, ancak insan hakları ihlallerini denetlemek için yeni bir mekanizmaya ihtiyaç duyulduğuna işaret etti. Johansson, “Yunanlı yetkililerden tüm yasadışı faaliyetleri takip etmelerini ve gerekli soruşturmayı yürütmelerini talep ediyorum. Herkese iltica hakkı verilmeyebilir; ama herkese değerlerimize uygun bir şekilde muamele etmeliyiz.” dedi.
Diğer taraftan AP’deki farklı siyasi gruplardan söz alan birçok milletvekili, Yunanistan’ın sığınmacılara muamelesinin kabul edilemez olduğunu, derin endişe duyduklarını ve AB Komisyonu’nun harekete geçmesi gerektiğini savundu.
AB ve Refakatsiz Mülteci Çocuklar
Yunanistan adalarında kalan 14 yaş altı, hasta ve kız çocuklarını koruma altına almak Almanya’nın gündemindeydi. Daha önce AB girişimi çerçevesinde refakatsiz 12 çocuk Lüksemburg’a ulaşmıştı. AB Komisyonu refakatsiz mülteci çocukları almak için gönüllü olan üye ülkeler arasında Belçika, Bulgaristan, Fransa, Hırvatistan, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Portekiz, Lüksemburg ve Litvanya ile İsviçre var.
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, Yunanistan devlet kanalında, “Biz siyasi olarak takip edilen insanlara yeni bir başlangıç imkânı sunuyoruz.” demişti. Aynı zamanda Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer (CSU) mülteci çocukların gelişine binaen, “Korona krizinin beraberinde getirdiği zorluklara rağmen ilk refakatsiz mülteci çocukları karşılayabildiğimiz için mutluyum. Biz, Avrupa’daki dayanışmanın somut sinyalini veriyoruz. Avrupalı partnerimizin de taahhütlerini şimdi mümkün olan en kısa zamanda uygulamaya koyacağını varsayıyorum.” ifadelerini kullanmıştı.
Johansson, Yunanistan’daki refakatsiz mülteci çocukların AB ülkelerine dağıtılması anlaşması kapsamında yarın 25 çocuğun Portekiz’e, çarşamba günü de 25 çocuğun Finlandiya’ya getirileceğini duyurdu. Johansson, AB’nin aynı zamanda hasta çocukların aileleriyle birlikte üye ülkelere dağıtılması için çalışmaların yürütüldüğünü aktardı. (AA, P)