'Avusturya'

Avusturya’da “Terör Operasyonu” Mağduru Psikolojik Destek Alacak

Avusturya’da "terör" bahanesiyle düzenlenen operasyonda, polisin orantısız şiddetine maruz kalan Müslüman ailenin 12 yaşındaki küçük çocuğu Mustafa A., baskın nedeniyle uyku bozukluğu gibi ciddi psikolojik sıkıntılar yaşadığını, hala o gece yaşananların gözünde canlandığını söyledi.

28 Aralık 2020 admin
Fotoğraf: Shutterstock.com / Değişiklikler: Perspektif

Avusturya’nın başkenti Viyana’da “terörle mücadele” bahanesiyle 30 Müslüman aktivist ve akademisyenin evine yapılan baskınlarda, bu kişilerin aile bireylerinde polisin başvurduğu orantısız şiddetin ciddi izleri kaldı. Polis şiddeti mağdurlarından edinilen bilgilere göre, 10’un üzerinde çocuğun ciddi travmalar yaşadığı ve psikolojik destek aldığı ortaya çıktı. Operasyon kapsamında, evlerine baskın yapılan 30 kişinin ise banka hesapları bloke edildiği için yaklaşık 2 aydır bu ailelerin ciddi ekonomik sorunlar yaşadığı öğrenildi.

12 Yaşındaki Çocuk Polisin Hedefinde

Yaklaşık 30 yıldır Avusturya’da yaşayan H.A.’nın 12 yaşındaki oğlu Mustafa A., operasyon ve sonrasında yaşadıklarını anlattı. Mustafa, baskının gerçekleştirildiği gece annesinin yanında uyuduğunu belirterek, şiddetli bir gürültünün yanı sıra “Kimse kıpırdamasın, eller yukarı” gibi agresif bir ses tonunda bağrışmalar duyduğunu aktardı. Ancak ilk başta kabus gördüğünü düşündüğünü dile getiren Mustafa, daha sonra gözlerini biraz araladığında annesinin hızla yataktan atlayarak diğer odaya gittiğini görünce kabus olmadığını anladığını ifade etti. Uyku mahmurluğundan kurtulmaya çalıştığı sırada karşısında baştan aşağı siyah giyimli, elinde uzun namlulu silah bulunun bir kişi gördüğünü anlatan Mustafa, ilk anda odasına giren özel komandoyu tanımlayamadığını, baskından bir hafta önce Viyana’da yaşanan terör saldırısı nedeniyle teröristlerin kendilerine zarar vermek için evlerine girdiğini düşündüğünü vurguladı. 

“Hedef Kişiden Beni Mi Kastediyor?”

Mustafa, daha sonra odasında duran ve kendisine silah doğrultan kişinin polis olduğunu fark ettiğini belirterek, şöyle devam etti: “Polis, elindeki telsizden dışarıya ‘hedef kişi görüldü’ dedi, ben de kendi kendime ‘hedef kişiden beni mi kastediyor?’ diye düşündüm. Hala durumu tam olarak kavrayamamıştım. Odadaki polis yatağın altına, sağa sola bakınca bu sefer evimizde bir teröristin saklandığını, yatağın altında teröristin olduğunu düşündüm ve daha çok korktum. Silahını bana doğrultmuş polisle birkaç dakika odada kaldık, daha sonra benim 12 yaşında olduğumu ve korktuğumu fark etti, ben de o esnada korkmamaya gayret ederken içimden de sessizce ‘Bismillah’ diyordum. Sonra bir kadın yanımıza geldi ve bana ‘her şey yolunda, kaygılanmana gerek yok, özel komandonun güvenlik nedeniyle odada bulunduğunu’ söyledi.”

Yaklaşık 20 Polisle Baskın

Komandonun odalarına girdiği sırada annesinin hızla yan odada bulunan astım hastası büyük ağabeyinin yanına gittiğini söyleyen Mustafa, astım nöbeti geçirmesinden korktuğu için annesinin onu koruma güdüsüyle yanına gittiği kaydetti. Mustafa A. iki polisle bekledikleri sırada yan odadan gelen bağrışmalara şahit olduğunun altını çizerek, “Annem, ağabeyim için ‘oğlumu vurmayın’, ağabeyim de ‘annemi vurmayın’ diye bağırıyordu. O esnada kendi kendime, ‘neler oluyor? Biz nasıl bir kötülük yapmış olabiliriz ki, bunlar yaşanıyor?’ diye düşündüm.” dedi. Evlerinde yaklaşık 20’nin üzerinde polisin bulunduğunu belirten Mustafa, babası polis tarafından dışarı çıkartılana kadar annesi ve kendisini bir odada, abğabeylerini ise başka bir odada tuttuklarını aktararak, “Bu esnada babamın elleri havada, arkasında silahlarını ona doğrultmuş 2 ya da 3 polisle gardıroba doğru gittiğini ve orada üstünü değiştirdiğini gördüm.” diye konuştu.

“Operasyondan Sonra Sıklıkla Uyku Bozukluğu Yaşadım”

Mustafa A. babası götürüldükten sonra ağabeylerinin de polis eşliğinde bulundukları odaya getirildiğini, kendi aralarında Arapça konuşulmasına izin verilmediğini, aksi takdirde “herkesin farklı odalara götürüleceği” tehdidinde bulunulduğunu söyledi. Polislerin evlerinin her köşesini didik didik aradığını, bütün aile bireylerinin telefonlarının incelendiğini, babasına ait elektronik cihazlara el konulduğunu dile getiren Mustafa A, operasyon esnasında kırılan dış kapılarının hep açık tutulduğunu komşularının içeride yaşananları kısmen de olsa gördüklerini aktardı. Mustafa, baskının olduğu gün okula gittiğini, eve döndüğünde babasını evde görünce sevindiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: “Operasyondan sonra sıklıkla uyku bozukluğu yaşadım, yaşananlar gözümün önüne geliyordu, bağrışmaları, sesleri hala duyuyorum. Evimizin her tarafını dağıtmışlardı. Evdeki kir ve dağınıklık 2-3 günde halledilecek gibi değildi. Neden bütün bu olanların yaşandığını, sebebin ne olduğunu bilmiyorduk. Bu da sinirlerimizi bozuyordu. Neden zile basmamışlardı, bunları düşündükçe yaşananları çok saçma buluyorum.”

“Korkudan Dudaklarımı Isırmaya Çalışıyordum”

Yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle psikoloğa gitmek zorunda kaldığını belirten Mustafa A., “3 kere psikoloğa gitmek zorunda kaldım. Psikolog, yaşadıklarımı unutmam veya üstesinden gelebilmem için bana bazı metotlar öğretti, konuşmalar yaptık. Faydalı ve en iyi metotlar dahi olsa hala yaşadıklarımı unutamıyorum.” dedi. Mustafa A. baskın sırasında yaşadıklarının etkisinden uzun süre kurtulamadığını yineleyerek, “Üst katımızda oturan komşularımızın yürüdükleri sırada aşağıya gelen ses ya da bir gürültü duyduğumda, ya da saatin alarmını duyduğumda hemen o anı hatırlıyorum ve korkudan dudaklarımı ısırmaya çalışıyordum. Olaydan sonraki bir hafta boyunca bu durum devam etti.” diye konuştu.

Ne olmuştu?

Avusturya’da “terör yapılanması oluşturmak, teröre finansal destek, organize suç oluşumu ve kara para aklamak” suçlamalarıyla 9 Kasım’da 60 adrese yönelik yapılan ve “Luxor Operasyonu” adı verilen polis baskınlarında, 30 Müslüman aktivist ve akademisyen gözaltına alınarak sorgulanmış, daha sonra serbest bırakılmıştı.
Polisin kamuoyunun yakından tanıdığı kişilere orantısız güç kullanması ve terörist muamelesi yapması, toplumun çeşitli kesimlerinin tepkisine yol açmış, çok sayıda sivil toplum kuruluşu, gazeteci ve yazar konunun ivedilikle aydınlatılması çağrısında bulunmuştu. (AA,P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler