“Etnik Medyanın Geleceğini Öngörmek Çok Zor”
“Neue Zeiten”, Türkçe adıyla “Yeni Zamanlar” Almanya’da Rusça yayın yapan aylık bir dergi. 20.000 tirajla her ayın 15’inde çıkartılan ve büyük oranda reklam gelirleriyle finanse edilen dergi, kendini “Rusça yayınlanan bir Alman dergisi” olarak tanımlıyor. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Alexander Cherkasky ile konuştuk.
Almanya’da kendi ana dilinde haber yapan topluluklara ait farklı gazete ve dergiler var. “Neue Zeiten” (Yeni Zamanlar) da bunlardan biri. Derginiz hangi motivasyonla, ne zaman kuruldu?
Dergiyi 1999 yılında kurduk. Frankfurt bölgesinde Rusça neredeyse hiç medya organı yoktu, ancak çok sayıda Rusça konuşan vatandaş vardı. Dergiyi çıkartmaktaki motivasyonumuz okuyuculara Almanya’daki günlük yaşam için yararlı bilgiler sunmaktı ve hâlâ da öyle.
Biz kendimizi Rusça yayınlanan bir Alman medyası olarak görüyoruz. Bu, Rusça konuşan herkes için haber yaptığımız anlamına geliyor. Amacımız okuyuculara, yaşamın farklı alanlarından pratik bilgiler sunmak. Bu konular arasında yasal sorunlar, iş arayışı, konut piyasası ve Almanya’da hayata dair her şey yer alıyor.
Konularımız arasında siyaset de var, gündelik yaşama dair diğer ayrıntılar da… Örneğin “Bir araba kazası geçirirsem ne yapmalıyım?” gibi hukuki mevzular veya boşanma konusu, Rusya ve Kazakistan’dan aile birleşimleri, tüketicilere yönelik ipuçları, ucuz elektrik ve telefon tarifeleri, sağlık sistemiyle ilgili her şey, yaşlılara yönelik faydalı ve önemli konular, meslek eğitimi, okul sistemi, Almanya’da gezilecek yerler gibi çok çeşitli konuları işliyoruz.
Derginiz nerede ve ne sıklıkla yayınlanıyor? Dağıtımı nasıl gerçekleşiyor?
Dergi her ayın ortasında, aylık olarak çıkıyor. Almanya çapındaki tren garlarında satılıyor. Bununla beraber Frankfurt am Main bölgesinde, örneğin marketlerde ücretsiz olarak da dağıtılıyor. Ben derginin yayıncısı ve genel yayın yönetmeniyim. Serbest çalışan bir redaksiyon ekibimiz var. Yazarlarımızın her biri kendi alanlarında uzman olan kişiler.
“Amacımız İnsanların Kendilerini Evlerinde Hissetmesi”
Almanya’da yaşayan Rus uyruklu birçok insanın Almanca da konuşabildiği göz önüne alındığında Rusça yayın yapmayı neden önemli buluyorsunuz?
Bizim hedef kitlemiz 35 yaş ve üzeri. Amacımız insanların kendilerini evlerinde hissetmesi. Bu insanlar için, özellikle de eski nesil için Rusça sunulan bilgileri anlamak daha rahat ve kolay. İş alanında analitik bir bilgi söz konusu olduğunda Almanca daha karmaşıktır. Ayrıca kısa bir süredir Almanya’da yaşamakta olan insanlar, dergimiz aracılığıyla günlük yaşamlarını kolaylaştıran bilgilere kolayca erişebiliyor. Bu sayede bu yeni ülkede yönlerini bulmaları ve kendi ayakları üzerinde durabilmeleri kolaylaşıyor. Makalelere ek olarak çeşitli firmaların ilanlarını da yayınlıyoruz, bu da bir kolaylık sunuyor. Böylece Almanya’da yaşayan insanlar örneğin Rusça özel ders veren öğretmenler, Rusça konuşan bir doktor veya market bulabiliyorlar.
Derginin Okuyucu Kitlesi: 35 Yaş ve Üzeri
Rusya’daki siyasi konular hakkında da haber yapıyor musunuz yoksa sadece Almanya’daki konuları mı ele alıyorsunuz?
Kazakistan, Sovyetler Birliği, Rusya, Ukrayna gibi farklı ülkelerden gelen insanlardan oluşan ve bu insanlara Rusça hitap eden bir medyayız. Almanya’da olan her şeyle ilgileniyoruz. Köken ülkelerle ilgili konulara ise değinmiyoruz.
Ayda yaklaşık 20.000 nüsha basıyoruz. Bu yayınlarımızın yaklaşık 60.000 kişiye ulaştığı anlamına geliyor. Dergimiz basılı versiyonun yanı sıra çevrimiçi olarak da mevcut. Sosyal medyada yaklaşık 17.000 takipçimiz var ve sitemizi her gün 800 ila 1000 kişi ziyaret ediyor.
Yayınlarımızı çok farklı kesimlerden insanlar takip ediyor. Almanya’daki Rus kökenli gençler okul çağındalar. Benim kızım Almanya’ya geldiğinde 7 yaşındaydı. Şimdi 30 yaşında, Rusça konuşabiliyor ve okuyabiliyor, ancak Almanca diğer medya kanallarını tüketiyor. Dergimiz bu anlamda aslında 35 yaş ve üzerine hitap ediyor, zira genç nesil daha ziyade hem çevrimiçi medya platformları, hem de Almanca kanalları tercih ediyor.
Finansman Problemi
Almanya’da Rusça yayın yapan bir dergi olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Avantajlardan bir tanesi çeşitli, renkli bir topluluğa ulaşmamız. Hepimiz Rusça konuşuyoruz ama farklı arka planlara sahibiz. Çeşitlilik güzel bir şey. Farklı insan grupları kendilerini Almanya’da ne kadar evlerinde hissederse toplum için o kadar iyi. Bu, toplumu güçlendirir.
Etnik bir medya olarak yaşadığımız dezavantajlardan biri, finansmanın sadece reklamlardan karşılanması. Alman şirketlerini etnik pazarlama konusunda ikna etmek zor. Araba bayileri gibi farklı sektörlerle çalışıyoruz. Bizim kazanç kaynağımız, hedef kitlemiz. Bazı şirketler farklı dillerde yayın yapan medyalara sahip olmanın neden önemli olduğunu anlamıyor. Amerika’da fikir alışverişinde bulunduğum arkadaşlarım var. Oradaki şirketler için medyanın farklı dillerde olup olmaması çok da önemli değil. Çok sayıda Meksikalı varsa, İspanyolca bir medya da var. Ne yazık ki bu anlayış Almanya’da henüz yaygın değil. Almanya etnik pazarlama konusunda çok açık değil.
Bizim şu an reklam anlamında hedef grubumuz Rusça konuşan şirketler. Bunlar küçük şirketler, genellikle aile şirketleri. Mevcut ekonomik durum küçük bir şirket için çok kolay değil. Turizm sektörü, organizasyon sektörü, restoranlar, hepsi zor durumda. Bu durum derginin finansmanına da yansıyor.
Etnik medyanın paralel toplumlar oluşturduğu, insanların, Rusça ya da Türkçe kolay bilgi edinirken Almanca öğrenmeyi ihmal edeceği yönünde iddialar var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bu önyargı doğru değil. Hepimiz Almanya’da yaşıyoruz. Almanca resmî dil, her şey Almanca gerçekleşiyor. Çocuklar okulda Almanca konuşuyor. Evde ise herkes istediği dili konuşabilir. İnsanlar yaşadığı toplumda kendini güvende hissetmeli. Burada amaç tabii ki bir getto oluşturmak değil. Mesele kişinin kendisini iyi hissedebilmesi ve “Birlikte güçlüyüz” düşüncesini oturtmak. Koronavirüs salgınını ele alalım. Salgın tedbirleriyle ilgili bilgiler Almanca olarak mevcut. Birçok yaşlı insan bu bilgilere erişmekte zorlanıyor. Aşılar, korona düzenlemeleri gibi konuları Rusça yazıyor ve okuyuculara ulaştırıyoruz. Bu anlamda medyamız bir bütün olarak toplum için önemli ve böylece aslında bütün bir ülkeyi güçlendiriyor.
Etnik Medyanın Etkisi ve Geleceği
Etnik medyanın göç kökenlilerin meselelerinin siyasete taşınması konusunda nasıl bir rolü var sizce?
Maalesef siyaset üzerinde çok fazla bir etkimiz yok. Elbette eyalet düzeyinde veya yerel düzeyde bazı politikacılarla görüşmelere çalışıyoruz, ancak bu istek karşılıklı olmalı. İlgi Alman toplumundan da gelmeli. Farklı dillerde yayın yapan medya veya ilgili derneklerle konuşmayı politikacılar da istemeli. Biz kocaman bir topluluğuz. Bu topluluğu oluşturan kimseler olarak Almanya’da yaşıyor ve buradaki yaşama katkı sunuyoruz. Alman devleti de hayatın renkli olduğunu ve toplumumuzun tüm üyelerinin entegrasyon için iyi anlamda önem taşıdığını anlamalı.
Anadilini çok iyi konuşan yaşlılar bir zaman sonra bu dünyadan ayrılacak veya göç edecekler. Genç neslin Rusça bir dergiye gelecekte aynı oranda ilgi göstereceğini düşünüyor musunuz?
Göç ülkelerinde durum her zaman böyle oluyor. Almanya’da büyüyen çocukların gelecekte okuyucumuz olacağını düşünmüyorum. Ancak ülkeye yeni gelenler için bizim yayınlarımız her zaman iyi bir bilgi kaynağı olacak. Bu anlamda etnik medyanın geleceği konusunda uzun vadeli bir öngörüde bulunmak çok da kolay değil.