Fransa’da, “Ayrılıkçı” Yasa Tasarısında Müslümanlara Yönelik Yasaklar Genişletildi
Senato'da kabul edilen tasarıya özellikle sağcı senatörlerin önerisiyle Müslümanlara ve özellikle başörtülü kadınlara yönelik daha da "kısıtlayıcı" maddeler eklendi.
İslam karşıtlığına yasal zemin kazandıracağı gerekçesiyle eleştirilen “ayrılıkçı” yasa tasarısında Müslümanlara yönelik yasaklar genişletildi. Tasarı, Ulusal Meclis’in ardından Senato’da 109’a karşı 208 oyla kabul edildi. Tasarı ikinci kez Meclis’te oylanacak.
İslam karşıtı uygulamalarla sık sık gündeme gelen Fransa, bu kez çerçeveyi daha geniş tutarak “siyasal İslam” ve “İslamcı ayrılıkçılıkla” mücadele kisvesi altında ülkedeki Müslümanları daha da baskı altında tutacağı gerekçesiyle eleştirilirken, merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisinin (LR) çoğunlukta olduğu Senato’daki oylamada tasarıya Müslümanlara ve özellikle başörtülü kadınlara yönelik daha da “kısıtlayıcı” maddeler eklendi.
Tasarı çerçevesinde Senato’da yapılan tartışmaların merkezinde başörtüsünün yer alması dikkati çekti. Senato’da tasarıya, okul gezilerinde öğrencilere refakat eden annelerin ve 18 yaşından küçük kız çocuklarının kamuya açık alanlarda başörtüsü takmalarını, havuzlarda tesettür mayo giyilmesini yasaklayan maddelerin eklenmesine karar verildi.
Belediye başkanlarına belediyedeki nikah merasimlerinde Fransa ile Avrupa Birliği (AB) bayrağı dışındaki yabancı ülkelerin bayraklarını bulundurmayı yasaklama yetkisi verilmesi, resmî spor müsabakalarında başörtüsünün yasaklanması, ülkede yaşayan ve “Cumhuriyet’in ilkelerine açık şekilde karşı çıkan” yabancılara oturum belgesi verilmemesi veya mevcut olanların yenilenmemesi ile üniversite koridorlarında ibadetin yasaklanması Senato’da tasarıya eklenmesine karar verilen diğer maddeler oldu.
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin’in Strasbourg Belediyesinin kentte Fransa İslam Toplumu Milli Görüşe (CIMG) bağlı Eyüp Sultan Camisi’nin inşaatı için para yardımı kararına ve CIMG’nin Albertville özel okul açmasına karşı çıkmasının ardından Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un isteğiyle tasarıya Senato’da iki madde eklendi. Bu iki madde, belediyelere ibadethanelere yapılacak maddi yardımların valilere 3 ay önceden bildirilmesi zorunluluğu getiriyor ve valilere Fransa‘ya “düşman” yabancı ülkelerin desteklediği özel okulların açılmasını engelleme yetkisi veriyor.
“Otoriter Bir Tasarıdır”
Fransa‘da sosyoloji alanında yaptığı çalışmalarla bilinen Science Po Aix-en-Provence Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raphael Liogier, konuya ilişkin, “Ayrılıkçı yasa tasarısı, Fransız devletinin cumhuriyet prensiplerinden ayrışmasıdır. Bu tasarı, bizi cumhuriyetten uzaklaştırıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Tasarıyla dinlerin ve özellikle İslam’ın “Fransa Cumhuriyeti’yle” sorunu olmadığını göstermesi gerektiğini belirten Liogier, Senato’da kabul edilen maddelere tepki göstererek şunları söyledi: “Yasa tasarısı, toplumları hedef alan ve otoriter bir tasarıdır. Devlet demokrasiden çıktı. Demokrasi sadece çoğunluk olmak anlamına gelmiyor, aynı zamanda azınlıklara zulmetmemektir. Keyfi bir şekilde alınan kurallara göre davranmayanlara zulmediliyor. Havuza sebebi ne olursa olsun istediği mayo ile gelmesini yasaklamak keyfi karardır. Genç kızların sokaklarda ve kamuya açık alanlarda başörtüsünü takmasını yasaklamak skandaldır. Bu, cumhuriyetin prensiplerine, anayasaya ve kamusal özgürlüklere aykırıdır.”
“Bu Maddeler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin İçtihatlarına Aykırı”
Üniversitelerin koridorlarında ibadetin yasaklanmaması gerektiğini ifade eden Liogier, “Bu maddeler Ulusal Meclis’te kabul edilmese bile Senato’nun bu maddeleri onaylaması çılgınlık. Bu maddeler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ve bu mahkemenin içtihatlarına aykırıdır.” dedi. Bu maddelerin kabul edilmesinin popülizmin güçlendiğini gösterdiğini kaydeden Liogier, ülkede siyasetçilerin Fransız kimliğinin zarar gördüğü düşüncesine kapıldıklarını ve Müslümanların bunun mağduru olduğunu söyledi. Liogier, bunların 2022’deki cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik atılan adımlar olmasını şaşırtıcı bulmadığını belirterek, “Benim için şaşırtıcı olan, bu tür eylemlerin oy getirmesi ve siyasetçilerin bunu anlamış olmasıdır. Bu, kamuoyunun görüşünün ne olduğunun işaretidir.” dedi. Liogier, siyasetçilerin Fransız toplumunun oyunu alabilmek için bu tür adımları attığını vurguladı.
“Fransa‘da daha fazla oy almak istiyorsanız azınlıklara ve özellikle Müslümanlara ayrımcılık uygularsınız. Fransız seçmenlerin durumu endişe verici. Fransız kamuoyu (bu maddelerden) yana.” diyen Liogier, bu durumun endişe yarattığını belirtti. Liogier, şunları söyledi:”Bu maddeler (Ulusal Meclis’te) kabul edilirse benim için Fransa artık (Alman filozof Jürgen) Habermas’ın tanımladığı demokrasi değil. Herkesten maske takmasını istediğimiz bir dönemde havuzda istediğimiz mayoyu giyememek, sokakta ve kamuya açık alanda başörtüsü takamamak saçmalık olur. Üşüdüğü için şal takan birisine hiçbir şey denilmeyecek ama Müslüman başörtüsü takarsa durdurulma olasılığı var. Bu inanılmaz şey. Bu ülkede bunu yaşayabileceğime inanmazdım.”
Tasarı Ne İçeriyor?
51 maddeden oluşan tasarı ile ele alınan başlıca konular arasında da, kamu hizmetinde tarafsızlık ve cumhuriyet değerleri ile prensiplerine uygunluk, çok eşlilik ve zorla evlendirme, uzaktan eğitimin kısıtlanması, özel okulların durumunun gözden geçirilmesi, derneklerin hem faaliyet hem finansal anlamda denetlenebilir olması yer alıyor.
Tasarı herhangi bir kişiye karşı şiddete teşvik eden veya cinsiyeti nedeniyle ayrımcılık yapan dinî derneklerin kapatılmasını mümkün kılıyor. Kamu görevlilerine dinî gerekçeyle tehdit, şiddet ve hakaret edenlerin 5 yıl hapis ve 75 bin avro ile cezalandırılmasına, bu eylemi gerçekleştiren yabancının ise süreli veya süresiz sınır dışı edilmesine imkan veren tasarı, Müslüman dahil dinî derneklere yurt dışından 10 bin avro üzerinde bağış yapılması halinde bunun kaynağının açıklanmasını, bu kurala uyulmaması halinde 3 bin 750 avro ceza uygulanmasını öngörüyor.
Tasarıda, derneklerin denetiminin artacağı, bu denetimin idari, mali ve faaliyet içeriği alanında olacağı belirtiliyor. Tasarıya göre 3-16 yaş arası çocuklara örgün eğitimi zorunlu kılıyor ancak sağlık veya istisnai durumlar söz konusu olduğunda devletin izniyle evde eğitim seçeneğini serbest bırakıyor.
Sosyal medyada bir kişinin hayatını riske atacak şekilde aile, özel ve iş hayatına ilişkin bilgileri paylaşana 3 yıl hapis ve 45 bin avro ceza öngören tasarıda, hayatı tehlikeye atılan kişinin memur, 18 yaşından küçük ve seçilmiş olması hâlinde söz konusu hapis cezasının 5 yıla çıkacağı belirtiliyor.Tasarı, çok eşlilik ve zorla evlendirme ile tıbbi zorunluluk halleri dışında bekaret raporunun yasaklanmasını öngörüyor.
Dinî Dernekler 5 Yılda Bir Kontrol Edilecek
Bir kişiye karşı kin veya nefretin teşvik edildiği cami ve ibadethanenin 2 ay süreliğine kapatılacağı ifade edilen tasarıya göre ayrımcılık, nefret, şiddet veya terör eylemlerine teşvik ettiği gerekçesiyle ceza alan kişilerin ibadet yerlerinde bulunması yasaklanabilecek. Tasarıda, Fransız yasalarına göre kurulan her derneğin Fransa‘nın ilke ve değerlerine, özellikle insan onuruna saygı, kadın ve erkek eşitliği ilkesi, nefretin reddi ve toplum düzenine saygılı olacağını beyan etmek zorunda olduğu, bunu beyan etmeyen ve “ayrılıkçı” faaliyetlerde bulunan derneklerin devletten hibe alamayacağı ifade ediliyor.
Ülkede kurulan özel okullarda aykırı unsur tespit edilmesi hâlinde kapanmasının, belirtilen eksiklerin giderilmemesi hâlinde ise okulun yetkilisine bir yıl hapis ve 15 bin avro para cezası verilmesinin öngörüldüğü tasarıya göre, dinî derneklerin de 5 yılda bir “dinî niteliğe haiz olduklarının” devlet tarafından onaylanması gerekiyor. Bu durumda birçok dernek, yurt dışından düzenli finansman aldığı ve yurt dışından gelen insanları çalıştırdığı için “kamu düzenine” aykırı olduğu gerekçesiyle onay alamayabilir.
Tasarıya dinî dernekler bünyesinde siyasi toplantı yasaklarına, siyasi propaganda yapılması ve afişler asılması yasağı da eklendi. Ayrıca dinî derneklere ait binalarda herhangi bir ülkenin seçimleri için oy kullanılmasının yasaklanmasını öngören tasarıya göre, dinî olmayan derneklerin halka açık yerlerde ibadet yapabilmesi için tüzüğe ilgili ibadetin eklenmesi gerekiyor, aksi halde dernek ceza alacak. Örneğin, dinî olmayan bir dernek bayram namazı kıldırırsa ve bu tüzüğünde yoksa veya tüzüğüne bayramlarda halka açık namazı eklemiş ancak yanında Kur’an kursu da verirse ceza alacak. Tasarıda, terör suçundan hüküm giyen kişilerin 10 yıl süreyle dinî derneklerde yönetici olmasının engelleneceği belirtiliyor. (AA, P)