'Fransa'

Ayrılıkçılık Yasasının Gölgesinde Fransa’da Kapatılan Camiler

Fransa’da, geçtiğimiz ağustos ayında kabul edilen “ayrılıkçılık” yasasının ardından camiler başta olmak üzere ülkedeki İslami kurum ve dernekler İçişleri Bakanlığının sıkı kontrollerine tabi tutuluyor.

Fotoğraf: Andrzej Lisowski Travel/shutterstock.com | Değişiklikler: Perspektif

Fransa’da kimsenin pek sorgulanmadığı cami kapatma serisinin sonuncusu ekim ortasında gerçekleşti. Resmî açıklamaya göre Allonnes Camii’ne radikalleşme gerekçesiyle kapatma işlemi başlatıldı. Fransız makamlarına göre bu camide verilen vaazların içeriğinde ve Kur’an kurslarında silahlı cihadın, şehit olmanın ve terörün meşrulaştırılmasından şüpheleniliyordu.

Yürütülen idari prosedür caminin kapatılmasıyla sonuçlandı. İbadethaneyi yöneten iki derneğin yetkilileri, sosyal ağlarda yayımladıkları bir açıklama ile kapatma kararına çok hızlı bir şekilde tepki gösterdi. Yetkililer, yapılanı bir “yaftalama politikası” olarak değerlendirerek, “yanlış ve sorumsuz suçlamaları” kınadı. İki derneğin de “her zaman iyilik yapma peşinde olduğunu ve İslam’ı orta yol üzere tatbik ettiğini” belirten yetkililer, cami cemaatinin “haksızlığa uğraması ve damgalanmasından” büyük üzüntü duyduklarını ifade ettiler. Ayrıca bu idari karara mahkemede itiraz edeceklerini duyurdular.

Fransız basınında çıkan haberlere göre, camiyi yöneten iki derneğin yanı sıra, bu iki yapıyı yöneten sekiz kişinin mal varlıkları donduruldu.

Mans yakınlarındaki Allonnes Camii’nin yöneticileri olan Al Qalam Derneği ve Allonnes Orta Yol Derneği (l’association allonnaise pour le Juste Milieu -AAJM), kendilerini şu ifadeler ile savundu: “İçişleri Bakanlığı tarafından Al Qalam derneği, AAJM derneği, bunların bünyesinde görev yapan yöneticiler ve imamlara yönelik ciddi suçlamalar mevcut. Ancak Allonnesli bu dernekler ve yöneticileri her zaman hayır için çalışmış ve orta yol İslam’ı tebliğ etmişlerdir.”

Devlet daireleri ise kapatmadan önceki gün yayımlanan bir basın açıklamasında söz konusu cami hakkında topladıkları bilgilere dair bazı detaylara yer verdiler. Açıklamada, “Radikal İslamcı harekete mensup veya ona yakın kişilerin uğrak yeri olan bu ibadethanenin vaazları ve faaliyetleri silahlı cihada, şehitliğe, terör eylemlerine, şiddete, nefret ve ayrımcılığa yönelimin yanı sıra şeriatın kurulmasını meşrulaştırmaktadır.” denildi.

Camilere Yönelik Yeni Denetimler

Bu kapatma kararının çeşitli emsalleri bulunuyor. İçişleri Bakanı Darmanin, Mart 2021’den itibaren “ayrılıkçılık” şüphesi bulunan 89 camiye denetim gerçekleştirileceğini duyurmuştu. Bu açıklamadan sonra çok hızlı bir şekilde, Île-de-France bölgesinde bulunanlar başta olmak üzere onlarca ibadethane kapatıldı.

Bu idari kapatmalar “Cumhuriyet ilkelerine saygıyı pekiştiren” kanuna dayandırılıyordu. Bu kanun metninin 44. maddesi, nefret veya şiddete teşvik olarak değerlendirilen yorum, fikir veya faaliyetlerin yapıldığı ibadet yerlerinin iki ay süreyle kapatılmasına ilişkin bir prosedür öngörüyor. İçişleri Bakanı’nın gündeme getirdiği 33 ayrı bölgede yer alan 89 camiden 17’si daha önce kapatılmıştı. Bunlardan 14’ünün kapatılmasına gerekçe olarak güvenlik standartlarına uyulmaması gösterildi. Ayrıca Samuel Paty cinayetinden çok kısa bir süre sonra Pantin’in kuzeyinde bulunan bir cami daha kapatılmıştı.

İçişleri Bakanlığı cumhuriyet ilkelerine saygıyı pekiştiren yasasının ya da daha yaygın olarak bilinen adıyla “ayrılıkçılık” yasasının yürürlüğe girmesinden sonra tüm bu ibadet yerlerinin “yeni denetimlere” tabi olabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Gerald Darmanin’in ifadelerine göre Fransa’da 2 bin 500 cami mevcut; yani idari denetime tabi olabilecek 2 bin 500 ibadethane bulunuyor.

Kapatmaların Çoğu “Güvenlik” Gerekçeli

Camilerin kapatılması için öne sürülen gerekçeler ise çeşitlilikleri bakımından oldukça şaşırtıcı. Île-de-France bölgesinde kapatılan on cami için Fransız makamları tarafından üç farklı gerekçe gösterildi. İçlerinden 7’si güvenlik standartlarına uyulmaması nedeniyle kapatıldı. Bunların yeniden açılması için güvenlik standartlarına uyması şart koşuldu. Bobigny Camisi “adli veya idari işlemler” bağlamında kapatılırken, Pantin’deki cami ise Samuel Paty’nin öldürülmesinin ardından “terörist faaliyetlerle bağlantısı” olduğu gerekçesiyle kapatılmıştı.

Mevcut vaziyete bakıldığında, kapatılma kararlarının çoğunluğunun camilerde verilen vaazlarla ilişkili değil, halka açık kuruluşlar için şart koşulan güvenlik standartlarının yerine getirilmemesi ile ilgili olduğu söylenebilir. Bu durumda, bazı Müslüman derneklerin ibadet yeri olarak kullanmak için belediyelerden bina talep ettiklerinde karşılaşılabilecekleri zorlukları da tartışmak gerekiyor.

Fransa’da tahminen 1,25 milyon Müslüman, yaklaşık 2 bin 500 ibadet yerinden birini düzenli olarak ziyaret ediyor. Camilerin kapladığı alan yaklaşık 300 bin metrekareye tekabül ediyor. Bazı Müslüman dernek yöneticileri, cemaatin daha iyi bir şekilde karşılanabilmesi için bu alanın iki katına çıkarılması gerektiğine inanıyor.

Dinî Statüsü Elinden Alınan Dernekler

Ayrılıkçılık yasası devlete, derneklerin dinî niteliklerini tanımama veya mevcut olan “dinî dernek” niteliğini geri çekme olanağı sunuyor. Fransız Haber Ajansı’ndan (AFP) edinilen bilgiye göre, Temmuz 2021’de Seine-Saint-Denis valisi, “kamu düzenini bozmak” suçlamasıyla Noisy-le-Grand Camii’ni yöneten Müslüman derneğin “dinî niteliğini” geri çekti. Dernek başkanı söz konusu kararı “baskı yöntemi” şeklinde niteleyip kınamış ve konuyu mahkemeye taşıyarak tepki göstermişti.

Bu konuda derneğin neyle suçlandığına da değinelim. Vali vermiş olduğu kararın gerekçesi olarak cami imamının “Batı karşıtı dinî propaganda” yaptığını ve Fransa’nın “kâfirler ile dolu olduğu” gibi ifadeler kullandığını iddia etti. Vali tarafından sunulan bir diğer gerekçe ise söz konusu derneğin başkanının Ekim 2020’de Samuel Paty’nin öldürülmesinden sonra hükûmet tarafından feshedilen Müslüman STK BarakaCity’yi sosyal medyada desteklemiş olmasıydı.

Noisy-le-Grand Müslümanları derneği kararın ardından idari mahkemeye başvurdu. Mahkeme ise dernek başkanının kişisel Facebook hesabından yaptığı paylaşımlarda, “açıkça polemik bir tonda, Müslümanlara karşı kamu yetkilileri, özellikle mahkemeler ve güvenlik güçleri tarafından desteklenen sistemik ayrımcılığın varlığını onaylamayı amaçladığı” sonucuna vardı.

Tüm bu vakalarda ortak olan tek şey, Emmanuel Macron tarafından kınandığı iddia edilen ve önlenmesi için yasa çıkarılan “ayrılıkçılık”. Bu yasa, tarafsızlık (dinî sembol kullanılmaması) yükümlülüğünün kamu hizmetleriyle iş birliği yapan özel kuruluşları da içine alacak şekilde genişletilmesi, derneklerin ve fonlarının denetiminin güçlendirilmesi, evde eğitimin kısıtlanması ve hatta bekaret sertifikalarına ve çok eşliliğe karşı mücadele gibi kararlar içeriyor.

Hassina Mechaï

Cezayir kökenli Fransız gazeteci Mechaï, hukuk yüksek lisansı yapmış ve uluslararası ilişkiler ile Afrika ve Orta Doğu ilişkileri konusunda uzmanlaşmıştır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler