'Ayrımcılık'

Fransa’da Üniversite Başvurularında Kimler Ayrımcılık Mağduru?

Fransa'da üniversitelere yapılan yüksek lisans başvurularındaki olası ayrımcılık vakalarını araştıran bir çalışma, özellikle Kuzey Afrika kökenli başvuru sahiplerinin dezavantajlı olduğunu ortaya koyuyor. 

Fotoğraf: @Hadrian - Shutterstock.

Fransız üniversitelerinde yüksek lisans eğitimine erişim konusunda ön yargılar ve ayrımcılık söz konusu mu? Daha önce detaylı olarak cevabı aranmamış bu soruya yönelik, bir araştırma ekibinin girişimiyle büyük bir “deneysel” kampanya yürütüldü. Gustave Eiffel Üniversitesi’ne mensup Sylvain Chareyron, Louis-Alexandre Erb ve Yannick L’Horty’nin yürüttüğü çalışma için 19 üniversite ve 607 yüksek lisans programı mercek altına alındı ve 2 bine yakın e-posta gönderildi. Bu e-postalar aracılığıyla iki kriter gözetildi: Yüksek lisans başvurularında engelli olmak ya da Kuzey Afrika kökenli olmak bir dezavantaj mı?

Kurgusal Adayların Ağzından E-postalar Yazıldı

Öğrenci seçim süreçlerinde ön yargıların rol oynayıp oynamadığını soruşturmak için süreçte etki sahibi olan kilit kesimler hedef alındı. Başvuran öğrenci adaylarının hepsine doğrudan ulaşmak olanaksız olacağı için her biri birkaç yüz öğrenciden sorumlu olan idareciler ve program sorumluları hedef alındı. Bu plan çerçevesinde, her birine birbiriyle özdeş 3 ayrı e-posta gönderildi. Bu e-postalarda sorumlu kişilere -gerçek hayatta olduğu gibi- programın içeriği, dersleri, kayıt süreçleri ve şartları hakkında bilgi alma talepleri iletildi.

Gönderilen 3 e-postanın birbirlerinden ayrışan tek unsuru, göndericilerin farklı kurgusal kimlikleriydi. Bir e-postanın sahibi tekerlekli sandalye kullanan bir aday olarak kurgulanırken, ikinci adaya Fransız ve diğerine ise Mağrip kökenli bir ad verildi. Radio France’a konuyla ilgili demeç veren Yannick L’Horty, bedensel engele sahip olduğunu belirten öğrencilere yönelik belirgin bir muamele farklılığı tespit etmediklerini söylüyor. Diğer taraftan, Mağrip kökenli kurgusal adaylarlara ve Fransız kökenli kurgusal adaylara dair tutumlar arasında belirgin bir fark gördüklerini ve Mağrip kökenli gruba yönelik cezalandırmayı andıran bir tutumun söz konusu olduğunu belirtiyor. L’Horty, Mağrip kökenli adayların sorularını ileten e-postaların daha az yanıt aldığını ifade ediyor.

Program Türlerine Göre Tutum Farklılığı

Bütün kategorilere bakıldığında; Mağrip kökenli kurgusal adayların yanıt alma oranının yüzde 12 daha düşük olduğu görülüyor. Bu tutumu karşılaştırmak amacıyla iş gücü piyasasına bakıldığında ise; Mağrip kökenlilerin iş başvuru süreci için gönderdikleri e-postalara cevap alma oranının yüzde 25 daha düşük olduğu gözlemleniyor. Belli yüksek lisans kategorilerine ayrı ayrı bakılacak olursa; en çok talep gören hukuk programlarında bu fark yüzde 30’a varıyor. Fen bilimleri yüksek lisans programlarında ise yanıt almama farkı yüzde 20 seviyesinde.

Radio France’a konuşan Fransa‘daki üniversite rektörlerinin temsil edildiği France Universités organizasoyunun başındaki Manuel Tunon de Lara, bu çalışmanın tutarlılığı ya da metodolojisini tartışmak yerine bu konu üzerine oluştuduğu farkındalığa odaklanmanın önemli olduğu fikrini savunuyor:

“Eşitlik ve çeşitlilik prinsipleri baltalandığında, elbette bundan endişe duymalıyız. Bu bulguları yok edemeyiz. Bu çalışmanın tespit ettiği risk faktörleri üzerinde nasıl çalışacağımızı bulabilmek için belki de takipte kalmamız gerekiyor.”

Bireysel İnceleme Yerine Kolektif Değerlendirme

Araştırmacılardan L’Horty’nin dikkat çekmek istediği bir husus ise, bir programın ne kadar cazip olursa o kadar seçici olduğu ve bundan ötürü ayrımcılık riskinin artması. Başvuru değerlendirmelerinin, bir heyet tarafından değil sorumlu bireyler tarafından incelenmesi da bu riski daha da artıyor.

Araştırma ekibi, çalışmanın bulgularını 7 Haziran’da Yüksek Öğrenimde Ayrımcılık ve Eşitlik Gözlemevi (ONDES) çatısı altında öğrenci birliklerinin de katıldığı bir basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı. Öğrenci Dernekleri Federasyonu (FAGE) Başkan Yardımcısı Laurine Chabal, bu çalışmanın ayrımcılık hakkındaki mevcut görüşleri ve tanıklıkları doğruladığı görüşünde. Chabal,”Yüksek lisans programına girerken ayrımcılık mağduru olduklarını düşündüklerini söyleyen öğrencilerden ifadeler almıştık. Fakat sorunun boyutunu tam olarak değerlendirmek zordu. Bu çalışma, bu konuda ilerlememizi sağlayacaktır. Üniversite eğitiminin bu toplumsal hareketliliğe imkan veren rolünü yerine getirmesi gerekiyor. Ben, özellikle engelli adaylara dair elde edilen sonuca daha çok şaşırdım çünkü birçok engelli öğrenci bize bu konudan şikayetçi olarak geliyor. Muhtemelen onlar çok daha önceden ayrımcılıkla karşılaşıyorlar.” (P)

Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler