"Avusturya"

“2015 İslam Yasası Değişikliği Kriz Söylemine Hizmet Ediyor”

Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ) tarafından düzenlenen sempozyumda akademisyenler ve dinî topluluk temsilcilleri İslam Yasası'nı farklı perspektiflerden değerlendirdi.

Fotoğraf: Avusturya İslam Cemati (IGGÖ). Değişiklikler: Perspektif.

Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ)’nün, 21 Kasım 2022 tarihinde düzenlediği İslam Yasası 2015 – En İyi Uygulama Modeli mi? (Alm. Islamgesetz 2015 – Ein Best Practice Modell?) başlıklı sempozyumla, din ve örgütlenme özgürlüğü temel haklarına ve IGGÖ’nün içişlerine yönelik müdahaleler ele alındı. Sempozyumda uzman ve akademisyenlerin yanı sıra kilise ve dinî cemaat temsilcileri de hazır bulundu.

İslam Yasası Neden ve Nasıl Değiştirildi?

İslam Yasası’nın 2015’te değiştirilmesi ve 2021’de iyileştirilmesine  ilişkin tartışmalara yönelik Müslüman toplumu içinden ve dışından çeşitli eleştirel görüşler dile getirildi. Viyana Üniversitesinden Stefan Schima, İslam Yasası’nın Avusturya’nın din hukuku alanında emsali olmayan düzenlemeler ve idari ceza hükümleri içerdiğine dikkat çekti.

IGGÖ Başkanı Ümit Vural, konuşmasında mevcut zorlukları inkâr etmediğini, ancak uygun tedbirlerin Avusturya’da devlet ve dinler arasında denenmiş ve test edilmiş iş birliği modelinde, ortaklık temelinde ve yapıcı bir şekilde formüle edilmesi gerektiğini ifade etti. 1912 tarihli İslam Yasası’nın tüm Müslümanlar için ibadet özgürlüğünü garanti altına aldığını vurgulayan Vural, 2015 ve 2021 yıllarında kanunda yapılan değişikliklerin “büyük sorunlara” yol açtığının altını çizdi. 2015 itibarıyla yapılan değişiklerin o dönemdeki IŞİD ve kanlı eylemlerinin etkisi altında şekillendiğini dile getirdi:

“O dönemde kimse Müslümanlar hakkında Avusturya toplumunun doğal bir parçası olarak konuşmak istemiyordu, daha ziyade gizli bir ajandaya sahip bir paralel toplum tehlikesi olarak görülüyorlardı.”

Vural, yapılan değişikliklerin dinî cemaatin katılımı olmadan ve bir terör saldırısı bağlamında yapılmasını eleştirerek, İslam Yasası’nın “bir güvenlik polisi yasası değil, bir din yasası” olduğunu söyledi.

“Tüm Dinî Topluluklar İçin Endişe Verici”

Protestan (Evanjelik Lüteriyen) Piskopos Michael Chalupka da devletin dinlerle olan ilişkilerinde bir paradigma değişikliğine gittiğine ve İslam Yasası’na ilişkin var olan güven eksikliğine dikkat çekti. Chalupka, ayrıca, Karfreitag gününün (7 Nisan) resmî tatil olmasına son verilmesiyle, Protestan Kilisesi’nin “dahil edilmenin her zaman diyalog ve uzlaşma anlamına gelmediğini” de anladığını söyledi.

Chalupka, İslam Yasası’nı 1961 tarihli Protestan Yasası ile karşılaştırarak, bu yasada “saygı ve güven” temel tonu varken, İslam Yasası’nda “güvensizlik ve çekince işaretleri” olduğunu söyledi.

Chalupka, hem 2015 hem de 2021 değişikliklerin tüm dinî toplulukları etkileyecek bir kapsamda “endişe verici kültürel ihlalleri” içerdiğini çünkü “bir dinî topluluğa kötü davranılırsa, diğer tüm dini toplulukların aynı tutumla eninde sonunda karşılaşacağını” ifade etti.

Öneri ve Talepler Federal Hükûmete İletilecek

Sempozyuma katılım sağlayan uzmanlardan oluşan bir komisyon, sempozyumda tartışılanları bir yıl içinde değerlendirecek ve federal hükûmete somut iyileştirme önerileri sunacak. Sempozyumda ele alınan içeriğin de ayrıca yayınlanacağı belirtildi.

Vural, “Dinî bir cemaat olarak daimi görevimiz, Avusturya’daki Müslümanların anayasa tarafından güvence altına alınan din özgürlüğü çerveçesinde dinlerini yaşayabilmelerini sağlamaktır.” dedi. Yönetim Kurulu üyesi Murat Özdemir, IGGÖ’nün yasal görevini layıkıyla yerine getirebilmesi ve yabancı ülkelerden bağımsızlığını garanti altına alabilmesi için her halükarda devletten daha fazla destek alması gerektiğini sözlerine ekledi.

İslam Yasası’ndaki Değişiklikler

Avusturya’da yüz yılı aşan bir geçmişi bulunan İslam Yasası, 2015’te dönemin Sebastian Kurz liderliğindeki hükûmetin önerisiyle değiştirilmişti. Parlamentonun onayladığı mevcut yasa, İslami derneklerin ve camilerin yurt dışından finanse edilmesi uygulamasına son vermişti. Yasa aşağıdaki üç konu başlığı özelinde Avusturya Anayasası’ndaki eşitlik ilkesiyle çelişmesi nedeniyle eleştiriliyor:

• Din görevlilerinin maaşlarının ve dinî derneklerin bağış ve finansmanlarının yurt dışından temin edilmesinin yasaklanması

• Dinî içerikli derneklerin yalnızca IGGÖ çatısı altında faaliyet gösterebilmeleri ve IGGÖ çatısı altında olmayan derneklerin yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay içinde feshedilmeleri

• IGGÖ çatısındaki alt kurumların devlete ve topluma karşı pozitif bir tutum içinde olma zorunluluğunun kanunda yer alması ve böylelikle her türlü eleştirinin, yasaya aykırı kabul edilebilme ihtimali sonucu kurumun feshedilme nedeni olması.

Ayrıca, 1987 yılında Avusturya Anayasa Mahkemesi tarafından IGGÖ’nün yalnızca Hanefi mezhebine mensup olan Müslümanları temsil ettiğine yönelik sınırlandırma ortadan kaldırılmış ve IGGÖ tüm Sünni ve Şii mezheplerinin de temsilcisi olarak tanınmıştı. IGGÖ’nün Avusturya’daki Müslümanların tamamını resmî olarak temsil eden yegâne dinî cemaat oluşu, geçmişten bugüne tartışılmaya devam ediyor. (P)

bgucin

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji programından mezun olan Burak Gücin, sonrasında Heidelberg Üniversitesi’nde Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını tamamlamıştır. Ağırlıklı olarak ideoloji, kültür ve göç üzerine çalışan Gücin, Perspektif redaksiyon ekibinin üyesidir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler