Suriyeliler ve Türk Vatandaşlığı: Türkiye’nin Vatandaşlık Politikası Şeffaf mı?
Türkiye’deki göçmenlerin vatandaşlık kazanmalarıyla ilgili tartışma son zamanlarda gündemde. Bu tartışma, aynı zamanda şeffaf vatandaşlık politikalarının neden önemli olduğunu da ortaya koyuyor.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 20 Ağustos 2022 tarihinde Twitter hesabında, Temmuz 2022 tarihi itibariyle yaklaşık 1,5 milyon Suriyeli sığınmacıya vatandaşlık verildiğini iddia etmişti. Özdağ’ın bu iddiasına İçişleri Bakanlığından açıklama gecikmedi. İçişleri Bakanının açıklamasına göre Türkiye’de toplamda 211 bin Suriyeliye vatandaşlık verilmiş, bu kişilerden reşit olan 120 bin Suriyeli Türkiye’deki seçimlerde oy kullanma hakkı elde etmişti. Bakan tarafından yapılan açıklamada bu kişilerin Türk vatandaşlığını ne şekilde kazandığına dair bir beyan olmasa da bahsedilenlerin büyük çoğunluğunun istisnai yolla Türk vatandaşlığına geçtiği tahmin edilebilir.
Bu örnekte de görüldüğü üzere yabancıların vatandaşlık ve oy kullanma hakkı bilhassa göçmenler ve göçmen kökenliler bağlamında sıklıkla gündeme gelen konular arasında. Göçmenler açısından bulundukları ülkede yabancılıktan “vatandaşlığa” doğru gelişen süreçte, geçicilikten ev sahibi devletin hak ve yükümlülüklerine tabii olunacağı bir “kalıcılığa” dönüşüm vardır. Ayrıca bir ülkenin vatandaşı olmak, göçmenlerin yalnızca yasal vatandaşlık statüsü aracılığıyla resmî haklardan ve korumalardan faydalanmalarına değil, aynı zamanda vatandaşlık statüsü aracılığıyla ulusal ölçekte siyasi topluluğa üye olmaları anlamına da gelmektedir (Wallace Goodman, 2010). Bu açılardan göçmenlere yönelik vatandaşlık politikaları, politikacıların ve siyasi partilerin rasyonellikten ziyade popülist saiklerle yaklaştığı bir konu olagelmiştir.
Türk Hukukunda Vatandaşlık
Türkiye’nin vatandaşlık politikalarına tekrar dönersek, Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi şartlarda kimlerin vatandaşlık hakkını elde edebileceği, hangi hâllerde kişilerin vatandaşlıktan çıkarılacağı 5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanununda (TVK) düzenlenmiştir. Mevzubahis kanuna göre Türk vatandaşlığı, doğumla veya sonradan elde edilebilmektedir. Yetkili makam kararıyla genel yoldan Türk vatandaşı olmak isteyen bir yabancının, Türk Vatandaşlığı Kanununda belirtilen şartları taşıması gerekmektedir. Ancak istenen şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye kesin bir hak sağlamamaktadır. Buna göre; başvuruda bulunan yabancının başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz beş yıl ikamet etmesi, Türkçe konuşabilmesi, millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engelinin bulunmaması gibi toplamda sekiz şartı sağlaması gerekmektedir. Ayrıca Türk hukuku çifte vatandaşlığı 1981 yılından itibaren kabul etmektedir.
İç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin “mülteci” olması, Türkiye’nin Cenevre Sözleşmesi’ne (1951) koyduğu coğrafi çekinceden dolayı sadece Avrupa Konseyi’ne üye devletlerden gelen kişilerin mülteci olarak kabul edilmesi nedeniyle mümkün değildir. Ancak her ne kadar diğer uluslararası koruma yöntemlerinden olan şartlı mültecilik açısından hukuken mümkün olsa da bu statü için ilgili makamlara başvuru bir gerekliliktir. Suriyelilerin göçü ise kitlesel bir göç olduğu için tabii olarak şartlı mültecilik yerine böylesi toplu nüfus hareketlerine yönelik öngörülmüş olan “geçici koruma” statüsü tercih edilmiştir. Türk vatandaşlığının sonradan kazanılması yetkili makam kararı, evlat edinilme ya da seçme hakkının kullanılması yolları ile olur (Türk Vatandaşlığı Kanunu m. 9). Geçici koruma altındaki Suriyelilerin Türk Vatandaşlığı Kanunun 11. Maddesinde düzenlenen genel başvuru yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmaları Geçici Koruma Yönetmeliği (m. 25) gereği mümkün değildir. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin önünde Türk vatandaşlığına geçiş noktasında şu seçenekler kalmaktadır: Evlilik, evlat edinme ve istisnai yollarıyla Türk vatandaşlığı kazanma. Serdar’ın (2022) çalışmasında (Gazete Duvar, 2018; aktaran Serdar, 2022) ve TÜİK verilerinin (TÜİK, 2021) gösterdiğine göre evlilik ve evlat edinme yoluyla Türk vatandaşlığına geçebilecek kişi sayısı oldukça sınırlıdır. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin Türk vatandaşlığına geçişinde en çok kullanılan yöntem istisnai yolla Türk vatandaşlığı kazanma usulüdür.
İstisnai Yolla Türk Vatandaşlığı Kazanılması
Türk Vatandaşlığı Kanununun 12. maddesinde düzenlenen “İstisnai yolla Türk vatandaşlığının kazanılması” usulü; millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hâli bulunmamak şartıyla, genel yolla Türk vatandaşlığının kazanılmasında aranılan diğer şartlara bakılmaksızın bakanlık teklifi, Cumhurbaşkanın kararıyla (2018’den itibaren hükûmet sistemindeki değişiklikten önce Bakanlar Kurulu kararı gerekliydi) Türk vatandaşlığının kazanılmasıdır. Bu istisnai usul, “özel nitelikteki” yabancıların genel yolla Türk vatandaşlığı usulündeki şartlar (TVK m. 11) aranmaksızın Türk vatandaşlığını daha kolay elde edebilmesini sağlar. Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü veya diğer ilgili kurumlar, Türk vatandaşlığını elde eden kişi sayısını diğer OECD veya AB ülkelerinin aksine paylaşmamaktadır (Serdar, 2022). Şeffaf olmayan bir yönetim anlayışının tezahürü olarak vatandaşlık alan kişi sayısının ve hangi usulle aldıklarını öğrenmenin tek kaynağı İçişleri Bakanının dönem dönem yaptığı keyfî açıklamalardan ibarettir. İçişleri Bakanı’nın yaptığı güncel açıklamaya göre Türkiye’de 211 bin Suriyeliye vatandaşlık verilmiştir ve bu kişilerden reşit olan 120 bin kişi seçimlerde oy kullanacaktır (Şimşek, 2022). Mevzubahis açıklamada da Türk vatandaşlığına geçenlerin hangi usulle (istisnai, evlilik vb.) geçtiğine dair bir beyan yoktur.
Suriyelilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ile alakalı düzenleme yapmak siyasal olarak onların kalıcılığının kesin kabulü anlamına geleceği için siyasi iktidar tarafından regüle edilmemektedir. Bunun yerine siyasi iktidar, Suriyelilerin Türk vatandaşlığını kazanmasına yönelik toplumdaki karşıtlıktan dolayı toplumsal kabulü sağlamak ve Suriyelileri topluma entegre etmek sorunlarının politik yükünü sırtlamamak veya ertelemek yolunu tercih etmiştir. Bu yönüyle istisnai yolla Türk vatandaşlığı kazanılması bu alandaki sorunların daha otoriter bir biçimde yönetildiği ortaya koymaktadır. Oysa artık Türkiye’de Suriyelilerin kalıcı olduğu gerçeği ile yüzleşilmesi ve Türk vatandaşlığına geçişleri noktasında kural bazlı bir politika içeren süreler oluşturulmalıdır. Kamuoyunda “Suriyelilere vatandaşlık verildi” minvalindeki haberlere yüksek dozajda ırkçı motifler taşıyan tepkiler verilmesinde bu hukukilik ve şeffaflıktan uzak politikaların etkisi yadsınamaz. Dünya genelinde yükselişe geçen aşırı sağ ideoloji ve göçmen karşıtlığının, Türkiye’de yaşanan ekonomik ve sosyal bunalımların ilave etkisi ile üzücü neticelere yol açmaması için hem aşırı sağcı siyasi söylemlere tepki gösterilmeli hem de otoriter ve şeffaf olmayan politikalardan vazgeçilmelidir.
Kaynakça
Gazete Duvar. (2018, Mart 20). 24 bin 500 kişi Türk vatandaşlığından çıktı [Text]. https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/03/20/24-bin-500-kisi-turk-vatandasligindan-cikti; Gazete Duvar. https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/03/20/24-bin-500-kisi-turk-vatandasligindan-cikti
Serdar, A. (2022). An illiberal inclusion? The AKP’s politics of exceptional citizenship. https://scholar.google.com/citations?view_op=view_citation&hl=en&user=nSuoiOUAAAAJ&citation_for_view=nSuoiOUAAAAJ:mVmsd5A6BfQC
Şimşek, B. (2022, Ağustos 24). Suriyelilerin Türkiye’de vatandaş olma ve oy kullanma koşulları neler? BBC News Türkçe. https://www.bbc.com/turkce/articles/c1rereyd30ro