'Fransa'

Fransa’da Çöken Sağlık Sistemi Kurtulabilir mi?

Kovid-19 salgının hâlâ etkisi süren sonuçları nedeniyle yapısal bir kriz geçiren Fransa’daki sağlık sistemi, iddia edildiği gibi çöküşün eşiğinde mi? Perspektif, bu soruya cevap aramak için sistemin karşı karşıya olduğu başlıca problemleri inceledi.

© Shutterstock.com

Fransız sağlık sistemi ağır bir hastalığın pençesinde. Hatta durumun aylardır oldukça vahim olduğunu söyleyebiliriz. Şu anki vaziyete bakılırsa çok geçmeden yoğun bakıma alınacağa benziyor. Peki, nitelikli ve adil olmasıyla tanınan bir sağlık sistemi ne oldu da bu vaziyete düştü? Bu sorunun kısa cevabı şöyle: Fransız sağlık sisteminin birbirini izleyen hükûmetler tarafından ölçüsüzce serbestleştirilmesi, Avrupa Birliği tarafından dayatılan kriterlerle ilintili yapısal kriz ve buna ek olarak Fransız sağlık kurumlarını ciddi şekilde sarsan son Kovid-19 salgınının sonuçları.

Ders Kitaplarına Konu Olacak Bir Vaka: Solunum Yolu Hastalıklarındaki Artış

Kovid-19 salgınında hastane ve kliniklerin topluca kapatılması, ülkenin sağlık politikasının hoyrat ve ama karakter gösteren bir uygulamasıydı. Daha yakın bir tarih olarak şu an içinde bulunduğumuz kış mevsimine gelindiğinde ise solunum yolu hastalıklarına yakalanan insan sayısının yeniden hızla artması, devlet hastanelerinin hasta kabul kapasitesinin ne kadar zayıf kaldığını gösterdi. Fransa’da yalnızca devlet hastanelerinde geceleri hasta kabulü devam ediyor. Özel sağlık kuruluşlarının büyük kısmı geceleri hasta kabulüne kapalı.

Kovid-19 vakalarındaki görece düşüşe karşın bu kış mevsimindeki grip salgınının önceki yıllara kıyasla çok daha saldırgan olması ve bronşiolit geçiren çocuklar nedeniyle (2 bini hastaneye kaldırıldı), acil servisler tam kapasite çalışır durumda.

Fransa’da acil servislerin koordinasyonundan sorumlu çatı kuruluş OSCOUR’un verilerine göre; geçtiğimiz sene grip ve benzeri hastalıklar nedeniyle acil servise başvuranların sayısı 12 bin 483 oldu. Bu rakam önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 84 daha fazla. Ülkenin kuzeybatı kesiminde ve Île-de-France bölgesinde bir günde yapılan her 10 bin acil servis ziyaretinden 500’ü grip vakası.

Hastalarda görülen influenza varyantları ve solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle halk sağlığı uzmanları ve yetkililer, risk altındaki kişilere grip ve Kovid-19 aşıları olmalarını tavsiye ediyor. BFM TV’ye demeç veren Paris’teki hastanelerin Tıbbi Komite Başkanı (AP-HP) Prof. Rémi Salomon, acil servislerin her yerde dolmuş durumda olduğunu, Fransa’nın 2 veya 3 hafta geriden gelerek kötü durumdaki bir başka ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki salgının seyrini takip ettiğini dile getirdi.

Acil servislerdeki doluluk, Kovid-19 salgını sürecindeki kötü yönetim nedeniyle hâlihazırda zor durumda olan sağlık personelini kalıcı olarak baskılıyor. Tıbbi personel eksikliği, hastane bölümlerinin veya kuruluşlarının geçici olarak kapatılmasına bile neden oluyor. Bu durum, hastane yönetiminin gece acil servisini üç ay süreyle kapatma kararı aldığı Cavaillon kasabasında da geçerli. Avignon ve Cavaillon hastanelerinin müdürü Pierre Pinzelli, France 3 kanalına verdiği demecinde bunun gerekçesini şöyle açıkladı: “Bugün mevcut personel gücümüz artık acil servisi günde 24 saat açık tutmamıza izin vermiyor.”

Acil servisin açık bırakıldığı hastanelerde ise bekleme süreleri ekstrem seviyelere varmakta. Mesela Bourges kentinde hayati bir aciliyeti olmayan durumların ortalama bekleme süresinin 25 saat olduğu kaydedildi.

İlaç Kıtlığı Fransa’da da Yaşanıyor

Önceki yıllara kıyasla daha istisnai başka bir gelişme ise Fransa’da bazı ilaç türlerine yönelik yaşanan kıtlık. Tedarik edilemeyen ilaçlar arasında ateş düşürmek ve ağrı kesmek (grip veya Covid-19 vakalarına yönelik) için kullanılan parasetamol bazlı ilaçlar (Doliprane, Efferalgan, Dafalgan) var.

Fransa İlaç Sendikaları Federasyonu (FSPF) Başkanı Philippe Besset, Notre Temps adlı tıp dergisine yaptığı açıklamada parasetamol, amoksisilin, kortikosteroidler gibi kış hastalıklarına yönelik temel materyallerin temini konusunda hâlâ bir belirsizlik yaşandığını aktarıyor. Besset, grip salgınının yavaşlamasıyla birlikte bir iyileşme umduklarını da belirtiyor. Başta amoksisilin olmak üzere antibiyotiklerin tedarik zincirinde de problemler var.

“Böbrek nakli hastaları için gerekli olan vücudun yeni organı reddetmesini engelleyen bir ilaç olan betalacept eksikliği var. Bu son derece ciddi bir durum.” diye uyarıyor Catherine Simonin. Organ nakli yapılmış hastaların bu antirejeksiyon ilacından yararlanamaması ve bir kıtlık olması durumunda bazı hastalar yeni organlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacak.  Aynı darboğazın prostat kanseri tedavisinde kullanılan intravezikal BCG için de geçerli olduğu belirtiliyor.

Fransız Ulusal İlaç Güvenliği Ajansı (ANSM) ise ilaç kıtlığının 2023’ün üçüncü çeyreğine kadar süreceğini ön görüyor ve uyarıyor: “Tüm ilaç sınıfları, stokların bitmesi veya tedarik sıkıntılarıyla karşı karşıya. Temin edilememesi halk sağlığı riskine yol açabilecek ilaç türlerinden (MITM) 3 tanesi daha fazla risk altında. Bunlar antienfektifler, sinir sistemi ilaçları ve kardiyovasküler sistem ilaçları.”

İlaç darboğazının nedenleri arasında Kovid-19’un başlangıcından bu yana parasetamol gibi bazı ilaçların tüketiminin üç katına çıkması görülüyor. Fakat üretim kapasitesi, bu artan tüketime henüz ayak uydurabilmiş değil. ANSM, eczanelerin son iki yıldır bu ilaçları ucu ucuna temin edebildiğini, talebin düşük olduğu dönemlerde stoklarını yenileyebildiklerini aktarıyor.

1 Eylül 2021’den bu yana Fransa’daki ilaç şirketleri, tedavi süreci açısından önemli olan tüm ilaçlar (MITM) için iki aylık bir güvenlik stoku oluşturmakla yükümlü. Mevcut durumda bu önlemin gerçekleştirilebilmesi için 4 aylık stok anlamına gelen iki kat rezerv yapılması gerek. Bu nedenle stokların şu anki ihtiyaçlarla uyumlu hâle getirilmesinde bir gecikme söz konusu.

Analjezikler, antibiyotikler ve ateş düşürücülerin (parasetamol, ibuprofen) tedariğinde sadece Fransa’da değil, tüm Avrupa genelinde büyük sıkıntılar yaşanıyor. 26 Avrupa ülkesinde ilaç kıtlığı özellikle çocuklara yönelik ilaçları etkilemiş durumda.

Medicines for Europe’nin jenerik ilaçlar direktörü Adrian van den Hoven, yine de grip ve solunum sinsityal virüsü (RSV) enfeksiyon oranının azalması hâlinde antibiyotik pazarının bir ay içinde normale dönebileceğini belirtiyor.

Halkın Hangi Kesimleri Sağlık Krizinden En Fazla Etkileniyor?

Fransa’da sağlık hizmetlerine erişimi kesilenler listesinin başında yabancılar ve 18 yaşından küçükler geliyor. Yalnızca vatandaş olanlara ve oturum izni sahiplerine yönelik sağlık kartı uygulamasının yürürlüğe girmesiyle birlikte zaten sağlık sisteminin kapısı yabancı ülke vatandaşlarının büyük kısmına kapatılmıştı.

Fransa’da hasta kabul merkezleri bulunan Médecins du Monde adlı STK, sağlık sorunları olan kişiler üzerinde bir çalışma gerçekleştirdi. Bu kabul, bakım ve yönlendirme merkezlerinde (Caso) bakılan 15 bin 355 kişinin yüzde 97’si yabancı uyruklu insanlar. Bu grubun 2020’ye kıyasla bin kişilik bir hacim artışı da söz konusu. Bu merkezlerde kabul edilenlerin yüzde 53’ü ise resmî statüsü olmaksızın Fransa’da yaşamaya devam eden kişilerden oluşuyor. Caso bünyesinde tedavi görenlerin yüzde 68’i erkek, yüzde 51’i ise 18 ila 34 yaş arasındaki kişilerden oluşuyor.  Bu insanların neredeyse tamamı evsiz ve bu durum sağlıklarına mal oluyor. Dil engeli ve bürokratik süreçlerdeki zorluklar da onları sağlık hizmetlerine erişimden uzak tutan diğer faktörler.

Konuyu haberleştiren France Info, aynı durumun 18 yaşından küçükler için de geçerli olduğunu kamuoyunun dikkatine sunuyor. 2021 yılında yine Médecins du Monde tarafından muayene edilen reşit olmayan hastaların yüzde 87,2’sinin yasal haklara sahip olmasına rağmen sağlık hizmetlerine erişimi olmadığı ya da ilaç masraflarının karşılanmadığı saptanmış. Médecins du Monde, sistemin karmaşıklığının ve sağlık sistemine yönelik bilgi eksikliğinin bu güvencesizliğe yol açtığını düşünüyor.

Hizmetlere erişimdeki bu tablo Kovid-19’a karşı aşılanma sürecine de yansıdı. Toplam nüfusun aşılanma oranı yüzde 89,3’ken güvencesiz durumda olup en az bir doz aşı olabilenlerin oranı yüzde 75 seviyesinde kaldı. Fransa Halk Sağlığı Kurumu, tam aşı olanların oranlarının toplam nüfusta yüzde 87,3, güvencesiz durumdaki insanlarda yüzde 72,7 düzeyinde olduğunu ifade ediyor.

Acil servis kapasiteleri dolmuş bazı hastaneler, sağlık hizmetlerine erişimi olmayanları kabul etmeyi reddetse ya da tedavi sürecini tamamlamasa da hasta adına kayıt açıp söz konusu kişiyi borçlandırıyor. Diğer bir deyişle muayene olmayan ve tedavi görmeyen kişiye reçete yazılıyor ve masraflarını kendi üstleniyor. France Info bu durumu “büyük güvencesizlik içindekiler için acil servisin son çare” hâline geldiğini belirterek aktarıyor.

Personel eksikliği hamile kadınların sağlık durumunu da zora sokmakta. Yine Nantes kentindeki kadın hastalıkları ve doğum servisleri, yalnızca hamileliğin beşinci ayından itibaren tehlikeli durumdaki hamile kadınlara yönelik hizmet verebiliyor. Personel yetersizliği sebebiyle bu tanımın dışındaki hastalar kabul edilmiyor.

Acil Servislerdeki Ücret Tarifesi

Sağlık hizmetlerine erişimdeki bir başka endişe kaynağı ise Ocak 2022 itibarıyla acil servis hastaları için sabit bir fiyat uygulamasına geçilmiş olması. Acil servise yapılan ziyaret başına 19,61 avroluk tek bir ücret, acile gelmesine rağmen hastaneye yatış gerekmeyen ve tamamlayıcı sağlık sigortası olmayan kişilerden talep ediliyor. Bu ödeme gereksinimi, toplumun en yoksullarının önüne koyulmuş bir başka engel niteliğinde.

Médecins du Monde, “Bu sabit ücretin talep edilmesi zaten tedavi ve bakım alamayan, hiçbir sağlık hakkına sahip olmayan ya da hakları kısıtlanmış kişileri etkiliyor ve muhtemelen eşitsizlikleri daha da arttıracak.” sözleriyle bir durum değerlendirmesi yapıyor. STK’ya göre bu durum tamamlayıcı sağlık sigortasına sahip olmayan, kırılgan ve korunmasız konumdaki üç milyon kişiyi kapsamakta. Bu insanlar arasında işsizler, emekliler ve serbest meslek sahipleri de var.

Sağlık hizmetlerine erişimdeki bu kötüye gidişi tersine çevirmek ve çalışma koşullarında, ücretlerinde ve personel seviyesinde iyileştirmeler elde etmek amacıyla sağlık çalışanları, bir eylem kararı aldı. Sağlık çalışanları, ulusal sendikaların (CGT, Force Ouvrière) ve özel sektördeki doktorların çağrısına yanıt vererek 10 Ocak’ta Fransa genelinde bir grev başlattı. Bu grevin sonuçlarını hep beraber göreceğiz. Bu geniş katılımlı grevin, 2023 başı itibarıyla Macron yönetimini dengeleyebilecek yeni ve belirleyici bir sosyal güç dengesinin kurulmasına vesile olabileceği düşünülüyor.

Fouad Bahri

Fransa’da İslam konusunda uzmanlaşmış bir gazeteci ve yazardır. Mizane.info haber sitesi ve Mizane.TV kanalında Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapmaktadır.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler