Engelli ve/ya Kronik Hastalığı Olan Müslümanların Ramazanı
Ramazan ayı engel tanımıyor. Ramazan'ın birçok engelli Müslüman için esenlikle geçirilmesi için bazı engellerin kaldırılması ise şart. Peki Müslüman engellilerin özellikle Ramazan ayında karşılaştığı engeller neler? Bu soruların cevaplarını birlikte aramakta fayda var.
Ramazan ayı engel tanımıyor. Ramazan’ın birçok engelli Müslüman için esenlikle geçirilmesi için bazı engellerin kaldırılması ise şart. Peki Müslüman engellilerin özellikle Ramazan ayında karşılaştığı engeller neler? Bu soruların cevaplarını birlikte aramakta fayda var.
Engelli Müslümanlar ve Oruç Yükümlülüğü
Hepimizin bildiği gibi Ramazan ayında oruç tutmak, fiziksel olarak gücü yeten tüm Müslümanlara farz. Ancak engelli olmayan bazı kişiler, engellilerin oruç tutmaktan muaf olduğunu düşünebiliyor. Bunun pek de doğru bir düşünce olmadığını tahmin edersiniz. Örneğin görme engelli bir kişinin oruç tutmamasının ne gibi bir gerekçesi olabilir? Bu açıdan toplum olarak fiziki anlamda buna gücü yeten kişilerin Ramazan ayını ihya etmeleri konusunda caydırıcı olmamalı ve bu kişileri cesaretlendirmeliyiz.
Motive edici olmak önemli olmakla birlikte, oruç tutamayan biriyle karşılaştığımızda asla yargılayıcı olmamaya dikkat etmek de önemlidir. Çünkü bir kişinin oruç tutamamasının arkasında yatan sebebi bilmek oldukça zordur, nihayetinde oruç tutmaya mani olan hastalıklar her daim gözle görülmez. Genç insanların da hasta olabileceği, hastalığın sadece yaşlı kişileri etkileyen bir durum olmadığı da unutulmamalıdır. Bu yaklaşım namazı oturarak kılan veya teravih namazını kısa kılan kişiler için de geçerli.
Yapısal Engellerin Ortadan Kaldırılması Şart
Ramazan’da hepimiz sevdiklerimizle bir arada olmanın tadını yaşıyoruz. Beraberce iftar yapıyor ve cemaatle namaz kılıyoruz. Peki, engelli kişilerin özellikle cami cemaatleri içinde bu etkinliklere erişim olanağı bulunuyor mu? Eğer bir camide merdiven gibi yapısal engeller var ise, örneğin tekerlekli sandalye kullanan kişilerin bu faaliyetlere katılması imkânsızdır. Lütfen gözümüzde şu durumu bir canlandıralım: Tüm aileniz ve arkadaşlarınızla beraber iftar yapmak ve birlikte güzel zaman geçirmek için camiye gidiyorsunuz. Ancak bariyersiz erişim mümkün olmadığı için siz onlara katılamıyorsunuz. Bu durum bariyersiz erişimin bir lüks değil, sağlanması gereken vazgeçilmez bir hak olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Bunun yanı sıra mukabelelere görme engelli kardeşlerimizin de katılabilmelerine imkân sağlamak için her camide Braille alfabesi ile yazılmış Kur’ân-ı Kerim’in tüm ciltlerinin bulundurulması gerekiyor. Zira görme engelliler için Braille alfabesi ile yazılmış Kur’ân birkaç cilt olarak hazırlanmıştır. Birkaç cilt olan bu Kur’ân-ı Kerim’in tümünün taşınması kolay değildir. Zira bu ciltlerin üst üste istiflenmemesi gerekir, aksi hâlde kabartma yazılar üzerine gelen yükle düzleşir ve yazılar okunamaz bir hâle gelir.
Kuzey Ren Vestfalya Körler ve Görme Engelliler Derneği’nin gençler kolu başkanı olarak ben ve ekibim Noel için üyelerimize Braille alfabesi ile hazırlanmış Noel takvimleri dağıtmıştık. Üyelerimiz bunu büyük bir mutlulukla karşılamıştı. Bu olumlu deneyimden yola çıkarak görme engelli çocuklara da Braille alfabesi ile hazırlanmış ramazan takvimleri sunarak onları sevindirebilmeyi hedefliyoruz.
İşitme güçlüğü çeken kişiler için, imamın namazda kelimeleri net bir şekilde telaffuz etmesi bu kişilerin namaza katılabilmeleri için çok önemli. Mukabelelerde de aynı şekilde işitme güçlüğü olan kişiler dikkate alınarak Kur’ân-ı Kerim’in daha yavaş okunmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Bu anlamda örneğin engelli kardeşlerimiz için online Kur’ân-ı Kerim okuma grupları oluşturulabilir. Bu sayede farklı yerlerde yaşayan engelli kardeşlerimiz bir araya gelerek bu imkândan faydalanabilir.
Hassasiyet Oluşturulması ve Sürdürülebilirlik
Oruç sayesinde canımızın istediğini her an yiyip içememenin nasıl bir şey olduğunu deneyimleriz. Bunu tefekkür ettiğimizde, genellikle kötü koşullarda yaşayan kardeşlerimizi düşünürüz. Ancak benim için tüm bu yiyecek ve içeceklerin yanı sıra bazı diğer nimetlerin de farkına varmamız ve bunlara engelli kardeşlerimizin de erişimi için çalışmamız ayrı bir önem taşıyor. Örneğin çok güzel ama bariyersiz erişimin mümkün olmadığı bir yere gittiğimizde buraya tekerlekli sandalye kullanan kardeşlerimizin ulaşımının mümkün olmadığının farkına varmalı ve bazı şeyleri iyileştirmek için biz neler yapabiliriz diye düşünmeliyiz.
Sonuç olarak, engelli ve/veya kronik hastalığı olan kişilerin de tıpkı diğer kişiler gibi Ramazan ayını kendileri için en verimli şekilde ihya etmek istedikleri ve bunun için bahsedilen sorunların çözülmesinin elzem olduğu söylenebilir. Bahsedilen hususlar sadece Ramazan ayı ile sınırlı olmadığından, bu kişiler ile dayanışma adına ihtiyaçlarını ciddiye almalı ve sürdürülebilir iyileştirme için birlikte çalışmalıyız.