'Seçimler'

Geçmişten Günümüze Seçim Beyannamelerinde Yurt Dışındaki Türkler

Türkiye’de 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kaldı. Yurt dışında yaşayan Türkiye kökenlilerin gözü de seçimle ilgili gelişmelerde. Peki partilerin 1960’tan 2020’ye kadarki beyannamelerinde yurt dışındaki Türklere yönelik vaat ve yaklaşımları nasıldı?

Fotoğraf: Murni / Shutterstock.com

Siyasi partiler seçimlere girerken seçim beyannameleri hazırlayarak kamuoyuna iktidara geldikleri takdirde uygulayacakları politikaları ve bu politikaların dayandığı vizyonu ve prensipleri ilan etmektedirler. 1960 yılından günümüz seçimlerine değin siyasi partilerin hazırladıkları seçim beyannamelerinde “yurt dışındaki Türklerin” ne şekilde ele alındığı önemli bir sorudur. Bu yazı tam da bu sorudan hareket ederek 1960’lı yılların başından itibaren siyasi partilerin yurt dışındaki Türklere nasıl yaklaştıklarını, nasıl anladıklarını, ne tür vaatlere sahip olduklarını ve bu konulara beyannamelerinde ne kadar ve nasıl yer verdiklerini ele alacaktır. Bu tespiti yapmak için 1960-1980, 1980-2000 ve 2000-2020 olmak üzere üç dönem üzerinden seçim beyannameleri incelenmiştir. Bu dönemler Türk siyasetindeki kırılmaları işaret ederken diğer taraftan kısmen de olsa yurt dışındaki Türk toplumunun evrelerini genel olarak ifade etmektedir.

1960-1980 Dönemi

Siyasi partilerin 1960-1980 arasındaki seçim beyannameleri yurt dışındaki Türkler çerçevesinde incelendiğinde partilerin yurt dışındaki Türkleri daha çok döviz, işçi tasarrufu, kalkınma, sanayileşme bağlamında; 1980’lere doğru ise eğitim, kültür ve din gibi temalar içerisinde ele aldıkları dikkat çekmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Adalet Partisi (AP), Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin (CKMP) 1965 seçim beyannamelerinde yurt dışındaki Türklerin döviz tasarrufundan faydalanmak istenildiği ve bu tasarrufların Türkiye’nin kalkınma ve sanayileşmesinde kullanılmak istenildiği açıkça görülmektedir. CHP’nin 1965 seçim beyannamesindeki, “Yurt dışındaki işçilerin tasarruflarının sanayileşmeye yöneltilmesi için tedbirler alınacaktır.” ifadesi ile AP’nin “memleketin döviz rezervlerini takviye eden, dış ülkelerde çalışan Türk işçilerinin gönderdiği döviz kaynakları üzerinde önemle durulacaktır.” ifadeleri buna örnektir.

1969’daki genel seçimler için hazırlanan seçim beyannamelerine bakıldığında bir önceki seçimlere benzer konuların yurt dışındaki Türkler bağlamında gündeme geldiği söylenebilir. Güven Partisi (GP), CHP ve AP’nin seçim beyannamelerinde yurt dışındaki Türklerin işçi dövizleri, tasarrufların Türkiye’ye aktarılması, kalkınma ve sanayileşme konuların ön plana çıktığı görülmektedir. Bununla beraber bu dönemde siyasi partilerin genel eğilimi olarak yurt dışındaki Türklerin yurda döndüklerinde çalışma sahaları için tedbir alınacağı belirtilmektedir. Bu dönemde AP ilk defa yurt dışındaki Türklerin kültürünün korunması gerektiğine beyannamesinde değinmiştir.

1973 yılına gelindiğinde seçim beyannamelerinde yurt dışındaki Türklere yönelik daha somut ifadelerin olduğu görülür. Böyle bir dönüşümün gerçekleşmesinde yurt dışındaki Türklere sunulan aile birleşim hakkının etkili olduğu düşünülebilir. Bu dönemde özellikle Milli Selamet Partisi’nin (MSP) seçim beyannamesinde yurt dışındaki Türkler hakkında somut tedbirler dile getirmesi önemlidir. MSP beyannamesinde önce yurt dışındaki Türklere gereken ilginin gösterilmediğini ifade ederek hangi alanlarda çalışmaların yapılması gerektiğini sıralaması bu döneme kadarki seçim beyannamelerinde rastlanılmamış bir örnektir. Bununla beraber MSP aynı beyannamesinde yurt dışındaki Türklerin “dert ve meseleleriyle meşgul olacak teşkilatı” genişleteceğini ifade etmiştir. Yine bu dönemde siyasi partilerin beyannamelerinde kalkınma, sanayileşme ve döviz tasarrufları önemli bir yer işgal etse de millî kültürü korumak gibi ifadelerin de üzerinde durulduğu söylenebilir. Ayrıca AP ve Demokrat Parti’nin (DP) seçim beyannamesinde yurt dışındaki Türklere yönelik “yabancı, zararlı akım ve ideolojilerin propagandaların” önleneceğini ifade etmiştir. Bununla beraber DP’de bu dönemki seçim beyannamesinde yurt dışındaki Türklere yönelik “dinî ihtiyaçları, askerlik hizmetleri, pasaport, doğum ve ölüm belgeleri” gibi farklı konular hakkında somut adımlarına değinmiştir. Bu dönemde ön plana çıkan en önemli konu ise CHP’nin seçim beyannamesinde yer alan ve ilk defa dile gelen yurt dışındaki Türklere oy hakkı tanıyacağını ifade ederek “onları Türk siyasetinde ağırlığı olan bir unsur hâline getireceği” ifadesidir.

1977 genel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) beyannamesinde yurt dışındaki Türkler hakkındaki sorunlara vurgu yaparak geniş bir teşkilatın kurulması gerektiğini vurgulamaktadır. Bunun yanında yurt dışındaki çocukların eğitimi için Türk öğretmen ve imamların seferber edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Benzer şekilde bu dönemde MSP de yurt dışındaki Türklerle ilgilenilmek üzere din görevlisi, öğretmen, müşavir ve tercüman gönderilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. MSP bir önceki seçim beyannamesine benzer ifadelere bu dönemde de yer vererek yurt dışındaki Türkler hakkında yapılması gereken somut adımlar üzerinde durmuştur.

1980-2000 Dönemi

1980’li yıllardaki seçim beyannamelerine bakıldığında 1983’teki ve 1987’deki çoğu siyasi parti yurt dışındaki Türklerin bu zamana kadar sadece döviz olarak görüldüklerinden şikayet edip eleştirse de bu partilerin kendi beyannamelerinde de bu grubun döviz getirilerinden faydalanmak istediğini gösteren birçok ifade bulunmaktadır. Örneğin bu dönemde iki farklı ucu temsil eden  Milliyetçi Çalışma Partisi ve Demokratik Sol Parti 1987 seçim beyannamelerinde yurt dışında çalışan yurttaşların Türkiye’de yapacakları ortak yatırımları destekleyeceklerini belirten ve dövizi Türkiye’ye çekmeyi amaç edinen ifadelere yer vermektedir.

Milliyetçi Çalışma Partisi 1987 seçim beyannamesinde “gurbetçi vatandaşların” yurt dışında kültür emperyalizmine maruz kaldığını ve vasıfları ne olursa olsun hem iş piyasasında hem de toplumsal anlamda ikinci sınıf insan muamelesine tabi olduklarını belirterek devletin bu konuda acil önlemler almasını gerektiğine değinmiştir. Demokratik Sol Parti (DSP) özellikle 1987 seçim beyannamesinde “yurt dışındaki işçilere” Türkiye’de tanınan oy hakkının yanlış, sakıncalı ve ancak belirli tarihler arasında gümrük kapılarına gelenlerin oy kullanabilmesinden dolayı yetersiz olduğunu belirterek yeni bir formül sunmuştur.

DSP seçim beyannamesinde “yurt dışındaki işçilerin” bulundukları ülkelerden Türkiye’ye oylarını gönderebilmelerini sağlayan bir düzenleme vaat etmiştir. Aynı beyannamesinde DSP “yurt dışındaki Türk işçi çocuklarının” dil ve kültürlerini koruyabilmeleri için gerekli bilgi ve yayınlarla onları donatacaklarını vurgulamıştır. DSP askerlik konusunda da bir vaatte bulunarak askerlik için ödenecek tutarı makul ve taşınılabilir ölçülere indireceğini belirtmiştir. Hatta Türkiye’ye belirli bir miktarın üzerinde dövizi resmî kanallardan göndermiş olan işçilerin çocuklarının askerlik için herhangi bir ücret ödemelerine gerek olmadığını belirtmiştir. DSP’nin bu önemli beyannamesindeki en dikkat çeken ifade ise “Göçmenler ve Yurt Dışındaki Türkler Bakanlığı”nın kurulacağını ifade etmesidir. DSP bu bakanlığın, “yurt dışındaki işçilerimin sorunlarıyla, yatırımlarıyla, çocukların eğitimiyle ve yurda döndüklerinde iş bulabilmeleri veya kurabilmeleriyle, uyum sağlayabilmeleriyle” görevli olacağını belirtmiştir.

1991 yılındaki seçimlerde yurt dışındaki Türklere seçim beyannamesinde en kapsamlı şekilde yer veren parti, Refah Partisi’nin (RP) seçim beyannamesidir. RP “yurt dışındaki işçilerin” emekli olmalarının temini, dövizli askerliğin sabit ve asgari düzeyde tutulması, Avrupa’da Türk çocuklarının eğitim ve öğretimini sağlayacak bir üniversitenin ilgili ülkelerin desteğiyle kurulması gibi vaatlerde bulunmuştur. Bu dönemde de aynı şekilde yurt dışındaki Türklerin yatırımları (değişmeyen) bir konu olarak gündemdedir. RP 1991 beyannamesinde “Yurtdışı Emek Bank” isminde bir banka kuracağını vaat ederek bankanın garantisi altında “yurt dışında çalışan işçilerin” yatırımlara ortak edileceğini ve kesin dönüş yapan işçi veya aile fertlerine iş imkânı sağlayacağını vurgulamıştır. Doğru Yol Partisi (DYP) ise 1991 seçim beyannamesinde yurt dışındaki Türkler bağlamında çocukların eğitimi, kesin dönüş yapanların uyumu gibi birçok sorun için devletin ayrı bir organizasyona sahip olması gerektiğini ifade etmiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi 1995 seçim beyannamesinde, devlet bakanlığı statüsünde “Yurt Dışı İşçileri Müsteşarlığı” kuracağını vurgulamıştır. MHP aynı zamanda yurt dışındaki vatandaşlarımızın önemli bir çoğunluğunu oluşturan çocuk ve gençlerin Türk millî, manevi ve kültürel değerlerine korumak ve sürdürmek için Türk evleri ve kültür merkezleri açacağını ifade etmiştir. RP de 1995 seçim beyannamesinde “yurt dışındaki vatandaşlarına” sahip çıkacağını belirtmiştir.

DSP önceki seçim beyannamesine benzer şekilde 1995 seçim beyannamesinde de oy hakkına işlerlik kazandıracağını belirtmiştir. Bunun yanında Almanya’da 2 milyona yakın yurttaşın bulunduğunu belirterek bunların sadece işçi olmadığını aynı zamanda girişimci ve işveren olan bu insanların girişimciliklerinin hem destekleneceğini hem de Türkiye’ye de ışık tutması için iletişim ağları kuracağını belirtmiştir.

Fazilet Partisi ise 1999 seçim beyannamesinde “yurt dışında çalışan işçilerin” tasarruflarının ekonomiye kazandırılması için alternatif bankacılık sistemlerine önem vereceklerine ve çok ortaklı şirketlerin kurulmasına destek vereceklerini belirtmiştir. Bu dönemde Demokrat Türkiye Partisi (DTP) seçim beyannamesinde siyasal partilerin yurt dışında faaliyette bulunabilmelerine olanak tanıyacağını ve yurt dışında oturan vatandaşların seçme ve seçilme hakkıyla izin veren uyum yasaları çıkartacağını ifade etmiştir. Ayrıca DTP diğer siyasi partilerin ifadelerine benzer olarak “yurt dışındaki vatandaşların” sorunlarının çözümü için müsteşarlık kuracağını vurgulamıştır.

2000-2020 Dönemi

2000’li yıllardan sonraki seçim beyannamelerinde önceki beyannamelere kıyasla yurt dışındaki Türklerin daha kapsamlı yer aldığı rahatlıkla görülebilir. 2002 yılında siyasi partilerin yayınladıkları seçim beyannamelerine bakıldığında çoğu partinin beyannamelerinde yurt dışındaki Türklere önemli ölçüde yer verdikleri ve somut öneriler geliştirdikleri görülmektedir. Birçok parti, yurt dışındaki Türklere sadece ekonomik yönleriyle değil; kültür, siyasal katılım, vatandaşlık gibi konu başlıkları altında yer vermiştir. Bu dönemde neredeyse her parti yurt dışındaki vatandaşların oy kullanabilmesi için gerekli kanuni ve idari düzenlemeyi yapacağını belirtmiştir.

Büyük Birlik Partisi (BBP) bu dönemki seçim beyannamesinde Batı Avrupa’da yaşayan Türk nüfusunu “iki dilli iki vatanlı ancak tek dinli” şeklinde tarif ederek bu insanların iktisadi ve kültürel birikiminin önemine değinmiştir. Bununla beraber BBP yurt dışındaki Türklerin şimdiye değin döviz nedeniyle hatırlanmalarını eleştirerek hem bulundukları ülkede hem Türkiye’de layık oldukları ilgi ve itibara kavuşacaklarını vaat etmiştir.

2002 seçimi için hazırlanan seçim beyannamelerinde yurt dışındaki Türklere somut önerilerle beyannamesinde yer veren iki siyasi parti dikkat çekmektedir. Bunlar CHP ve DSP’dir. CHP beyannamesinde yurt dışında yaşayan yurttaşların Avrupa Birliği (AB) ile en değerli köprüyü oluşturduğunu ifade etmiştir. Bunun yanında “çifte vatandaşlık, seçme ve seçilme hakkı, bulundukları ülkeden oy kullanabilme hakkı, çocukların Türkçe öğrenimi, eğitim ataşeliklerini etkinleştirmek, emeklilik, pembe kart ve Başbakanlık Yurt Dışında Yaşayan Vatandaşlar Danışma Kurulunu katılımcı bir yapıya kavuşturmak” gibi somut konular seçim beyannamesinde yer almıştır. DSP önceki seçim beyannamelerine benzer şekilde yurt dışındaki Türklere geniş olarak yer vermiştir. “Oy hakkının tanınması, Pembe Kart, dövizli askerlik, yurt dışındaki çocukların eğitim ve öğretim, din ve eğitim müşavirliklerin kadroların kalitesini arttırmak ve bulundukları ülkeden oy kullanma hakkı” gibi konular DSP’nin bu dönemki seçim beyannamesinde büyük yer tutmuştur.

Diaspora Kavramı İlk Defa Bir Seçim Beyannamesinde

MHP 2007 seçim beyannamesinde yurt dışındaki işçi dövizlerinden gerekli derecede faydalanılamadığını ve bu dövizlerin ülke ekonomisine yeterince katkısı olmadığını vurgulamıştır. Bunu aşmak adına ise yurt dışında yerleşik Türk iş adamları ile iş birliğini arttıracağını bu dönemki beyannamesinde ifade etmiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve CHP de buna benzer şekilde iş adamları ile ilişkiler geliştireceklerini ifade etmiştir. Buna ek olarak AKP bu dönemki beyannamesinde Avrupa’da yaşayan vatandaşların yeterli seviyede din hizmeti ve din eğitimi alması için yeni projeleri hayata geçireceğini belirtmiştir. Bu dönemde dikkat çeken önemli bir nokta ise ilk defa bir siyasi partinin beyannamesinde diaspora kavramını kullanmasıdır. AKP bu dönemki beyannamesinde Türk diasporası kavramını kullanarak “Türk dünyasına yönelik çalışmaları akraba topluluklar ve dış Türkler alanında da zenginleştireceğini” ifade ederek diaspora kavramını daha çok Türk dünyası özelinde bu dönemde kullanmıştır.

CHP ise bu dönemki beyannamesinde “seçme ve seçilme hakkı, acil çözüm birimi oluşturmak, ortak eylem planı hazırlamak, pembe karta etkinlik kazandırmak, yurt dışındaki çocukların Türkçe öğrenmeleri için alt yapı oluşturmak ve yurt dışında Türkçe TV yayınlarını desteklemek ve teşvik etmek” gibi somut hususlara değinmiştir. Ayrıca CHP yurt dışındaki Türklerin ortak yatırım şirketleri mağduru olmaları sonucunda oluşan olumsuzlukların giderileceğini belirtmiştir.

AKP 2011 beyannamesinde AB ile ilişkilerde yurt dışındaki Türklerin önemini vurgulamıştır. Bunun yanında yurt dışındaki vatandaşların konsolosluk hizmetlerinin iyileştirileceğini, yurt dışında Türk ve Müslümanların karşılaştıkları ırkçılık, ayrımcılık ve Müslüman düşmanlığı ile mücadele edileceğini belirtmiştir. Bununla beraber AKP “yurt dışında yaşayan vatandaşları” kastederek asimilasyona karşı çıkıp entegrasyonu desteklediklerini ifade etmiştir. Bundan dolayı da yurt dışındaki vatandaşların Türkiye ile olan bağına, diline ve kültürüne önem verdiğini belirtmiştir. Bu dönem önemli bir nokta ise 2010 yılında kurulan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) olmuştur. AKP bu duruma beyannamesinde de yer vererek yurt dışındaki vatandaşları hiçbir zaman yalnız bırakmadığını ve bundan sonra da bırakmayacağını belirterek onların ihtiyaçlarını karşılamaya ve sorunlarına çözüm bulmayı amaç edindiklerini vurgulamıştır.

2015 seçim beyannamelerinde ön plana çıkan ortak bir ifade neredeyse her siyasi partinin Türkiye’ye geri dönenlerin uyumu noktasında destek olacaklarını ifade etmesi ve siyasal katılımla ilgili çeşitli vaatlerin yer almasıdır. Vatan Partisi bu dönemki beyannamesinde yurt dışında işsizlikle boğuşan vatandaşların Türkiye’deki çalışma taleplerine olumlu yanıt vereceğini, çifte vatandaşlığın tanınması için çabalayacağını, yurt dışındaki vatandaşların tecrübe ettikleri ırkçılık, ayrımcılık ve kültürel baskılara karşı yurttaşların haklarını koruyacağını ve yurt dışındaki genç kuşakların milli kültüre katkıda bulunmaları ve Avrupa’nın demokratik uygarlığıyla buluşmaları için kültür kurumları örgütleyeceğini belirtmiştir.

MHP, bu dönemki beyannamesinde önceki beyannamelerine benzer şekilde yurt dışındaki Türk iş adamları ile iş birliğini artıracağını, yurt dışındaki vatandaşların hak ve hukukun koruyacağını, bulundukları ülkede karşılaştıkları sorunları uluslararası hukuk ve devletlerarası ilişkiler çerçevesinde girişimde bulunacağını, ücret ve çalışma saatlerinde, iş kurmada, aile bütünlüğünün tesis edilmesinde o ülke vatandaşlarıyla eşit muameleye tabi olması için seferber olacağını ve askerlik, yurda uyum, ülke bağlarını koruma, gençlerin kültürünü koruma ve sürdürme gibi alanlarda sosyal, sportif ve kültürel gelişmeler sağlayacağını ifade etmiştir. Bununla beraber MHP bu dönemde, Türk dünyası ve yurt dışındaki Türklerin koordinasyonu ile ilgili kurumları çatısı altında toplayarak “Türk Dünyası Bakanlığı” kurulacağını vurgulamıştır.

DSP önceki seçim beyannamelerindeki ifadelerin benzerini 2015 beyannamesinde de yer vererek yurt dışı seçim çevresi oluşturacağını, böylelikle yurt dışındaki vatandaşların kendi aralarında milletvekili seçebilmeleri için şimdilik 7 milletvekili çıkarabilecek bir sistem geliştireceğini belirtmiştir. Bunun yanında DSP bu seçimlerde yurt dışındaki vatandaşların etkin oy kullanabilmeleri için gümrük kapılarında ve Türklerin yoğun olarak yaşadıkları ülkede (hukuki engel bulunmaması hâlinde) konsolosluklarda oy kullanabilmelerinin sağlanacağını vurgulamıştır. Ayrıca DSP ilk defa 1987 seçim beyannamesinde dile getirdiği “Göçmen ve Yurt Dışı Türkler Bakanlığı” kurulacağı vurgusunu tekrarlamıştır.

CHP de DSP’ye benzer şekilde yurt dışındaki yurttaşların sorunlarının TBMM’ye daha etkin şekilde taşınması için yurt dışı seçim bölgeleri oluşturacağını ifade etmiştir. CHP, her 300 bin seçmene bir milletvekili düşecek şekilde yurt dışındaki yurttaşların TBMM’de 10 milletvekili ile temsil edileceğini sağlayacağını ifade etmiştir. Bunun yanında bu dönemki beyannamesinde CHP yurt dışında ihtiyaç duyulan alanlar için öğretmen ataması yapacağını, atamalarda ise Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli eğitmenlere öncelik vereceğini, eğitimlerine Türkiye’de devam etmek isteyen gençlere kolaylık sağlayacağını, Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde yurt dışındaki yaşayan insanların katkı ve desteğini alacağını, çifte vatandaşlık hakkı için mücadele edeceğini, askerlik konusunda çeşitli düzenlemeler yapacağını, emeklilerin yurt dışından getirdikleri araçların Türkiye’de daha uzun kalmasını sağlayacağını ve gümrük kapılarındaki sorunları kurumsal tedbirlerle gidereceğini içeren çeşitli ifadeleri bu dönemki seçim beyannamesinde yer vermiştir.

2015 seçim beyannamesinde AKP, yurt dışındaki Türkler için ayrı bir başlık ayırmıştır. Bu başlık içerisinde ise “neler yaptık” ve “neler yapacağız” olacak şekilde iki alt başlıkta yurt dışındaki Türklere yönelik politikalarını ve vaatlerini ifade etmiştir. AKP, YTB’yi kurduğunu ve bu kurum ile yurt dışındaki yaşayan Türk vatandaşların sorunları ve faaliyetlerin finansmanı ile yakından ilgilendiğini belirtmiştir. Yine bu dönemde AKP ilk kez 2014’te yurt dışında ikamet eden vatandaşların Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bulundukları ülkede oy kullanmalarını sağlayarak anayasal bir hakkın yerine getirilmesinin yanında anavatana aidiyet bağlamında da önemli bir adım attığını belirtmiştir. Bunun yanında AKP; kültürü korumak ve sürdürmek, eğitim, vatandaşlık gibi alanlarda çeşitli gelişmeler yaptığını ifade etmiştir. AKP ayrıca bu dönemki beyannamesinde “yurt dışında yaşayan vatandaşların kültürel aidiyetlerini koruyacağını, STK’ların daha etkin hâle getirileceğini, topluma aktif katılım kapasitesini arttıracağını, vatandaşlık haklarının kullanımının güçlendireceğini, üniversiteler bünyesinde Diaspora Araştırma Merkezleri kuracağını, yurt dışındaki vatandaşların Türkiye’ye yerleşmeleri durumunda olası entegrasyon sorunlarına karşı programlar geliştireceğini, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile mücadele edeceğini” vurgulamıştır.

CHP 2018 beyannamesinde yurt dışındaki Türkler hakkında 2015 beyannamesine benzer ifadeler kullanmıştır. Bunlar “eğitim ataşesi ve öğretmen atamaları, Türkiye’ye dönmek isteyen gençlerin yıl kaybına uğramamalar için gerekli düzenlemelerin yapılması, çifte vatandaşlık, yurt dışı seçim çevresi, konsolosluk hizmetlerini iyileştirmek, askerlik” gibi konulardır. Ayrıca CHP bu dönemki beyannamesinde YTB’nin yurt dışındaki tüm dernek ve kuruluşları eşit mesafede olmasını ve verilen desteklerin adil dağıtılacağını belirtmiştir.

Tersine Beyin Göçünü Teşvik Vaatleri

İYİ Parti ise yurt dışında yaşayan Türklerin sorunlarıyla yakından ilgileneceğini belirtmiştir. Bu bağlamda seçmen sayısına göre yurt dışı seçim bölgeleri oluşturacağını belirtmiştir. Ayrıca İYİ Parti “Beyin Göçü Programı” uygulayacağını böylelikle yurt dışında yaşayan bilim insanlarının araştırmalarını Türkiye’de sürdürebilmeleri amacıyla fırsatlar yaratarak tersine beyin göçünü destekleyeceğini belirtmiştir. Vatan Partisi ve Büyük Birlik Partisi ise önceki seçim beyannamelerine benzer ifadelerle yurt dışındaki Türkleri andıkları söylenebilir.

AKP 2018 seçim beyannamesinde, önceki seçim beyannamesine benzer vaatlere yer vermiştir. Bu dönemki seçim beyannamesinde, neler yapacağız başlığı altında “ayrımcılık, ırkçılık ve İslam düşmanlığına karşı etkin mücadele, STK’ları daha etkin hâle getirmek, diaspora alanındaki araştırmaları desteklemek, yıllık diaspora buluşmaları, yurt dışındaki vatandaşların ihtiyaç duyduğu alanlarda üniversitelerde bölüm açmak, göç tarihini yansıtan göç müzesi kurmak, yerinden istihdam edilen din görevlilerin sayısını arttırmak, üniversitelerde diaspora gençlerine ayrılan kontenjanı iki katına çıkarmak” gibi bazı vaatler ön plana çıkmıştır.

Yurtdışı Başkanlığı Oluşturma Vaadi

Saadet Partisi de 2018 beyannamesinde AKP’ye benzer şekilde geniş bir şekilde yurt dışındaki Türklere yer vermiştir. Cenazelerin ücretsiz olarak Türkiye’ye taşımak, kimsesiz çocuk ve yaşlılara bizzat ilgilenerek gerekli alt yapıyı oluşturmak, meslek diplomalarını tanımak, çift dilli okulların açılmasını teşvik etmek, helal gıda ve kesim ile ilgili çalışmaları devlet olarak desteklemek, emeklilik, askerlik, çifte vatandaşlık ve mavi kart gibi konularda düzenlemeler yapmak Saadet Partisi’nin 2018 beyannamesinde yer alan bazı ifadelerdi. Saadet Partisi de yurt dışı seçim bölgesini oluşturacağını belirtmiştir.

Ayrıca Saadet Partisi bu dönemki beyannamesinde Dışişleri Bakanlığı’na veya Başbakanlık’a bağlı olmak kaydıyla “Yurtdışı Seyahat ve İkamet Güvenliği Başkanlığı veya Müdürlüğü” kuracağını ifade etmiştir. Bu kurum yol güzergahı üzerinde “Sıla Yolu Dinlenme Tesisleri” kurarak yurt dışındaki vatandaşların  petrol alma, konaklama, helal yemek, araba tamir ve mescit imkânları sunacaktır. Ayrıca bu tesislerde konsolosluk personelleri de olacak ve gerekli bilgilendirmelerde bulunacaktır.

Sonuç

Bu yazının yazıldığı günlerde, 14 Mayıs 2023’teki seçimler için henüz siyasi partiler seçim beyannamelerini yayınlamış olmasa da yedi siyasi partinin Ocak 2023’te ilan ettiği “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” ve bazı siyasi partilerin sosyal medyada yurt dışındaki Türkler bağlamındaki vaatleri ilan etdilmiştir. Bunlar içerisinde CHP’nin Yurt Dışı Örgütlenme Birimi tarafından yurt dışındaki Türklere yönelik; seçim çevresi sistemi, sağlık, emeklilik, otomatik bilgi paylaşımı, konsolosluk hizmetleri ve eğitim gibi çeşitli alanlarda yapılacak vaatlerin sıralandığı görülmektedir.

1960’tan günümüze seçim beyannamelerini inceldiğimiz bu yazıda yurt dışındaki Türklerin Türkiye’nin değişen gündemine göre çeşitli şekillerde yer aldığı söylenebilir. Örneğin 1980 darbesinin ardından siyasi partilerin ve hükümet programlarının güvenlik odaklı ifadeler içermektedir. Siyasi partilerin önemli bir kısmı yurt dışındaki Türklere seçim beyannamelerinde yer vermesine rağmen aynı partinin hükümet olduğunda gerekli özeni hükümet programına yansıtmadığı veya yansıtamadığı söylenebilir. Bunun yanında birçok siyasi parti beyannamesinde farklı dönemlerde de olsa yurt dışındaki Türklere yönelik önemli vaatlerinden birinin yurt dışındaki Türklere yönelik politikalar geliştirecek bakanlık düzeyinde bir kurumun kurulacağına değinmesidir.

M. Mustafa İyi

Orta Doğu Teknik Üniversitesi sosyoloji bölümünde lisans eğitimini tamamlayan İyi, ardından Georg-August Göttingen Üniversitesi ve Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi sosyoloji bölümünde yüksek lisans eğitimini Almanya’daki Türk diasporası üzerine yapmıştır. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi sosyoloji bölümünde doktora çalışmasına devam eden İyi, aynı bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır. Avrupa ve Almanya’daki Türk diasporası üzerine araştırma ve incelemelerde uzmanlaşmakta olan İyi, iyi düzeyde Almanca ve İngilizce bilmektedir.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#0

*Tüm alanları doldurunuz

Son Yüklenenler