'"Engellerin Ötesinde"'

“Toplumu Engelli İnsanlarla Birlikte İnşa Etmek Gerek!”

Perspektif, Avrupa toplumlarında genellikle görünmez olan Müslüman engellilere platform açtığı “Engellerin Ötesinde” serisi kapsamında kendisi engelli olan ya da engelli yakını olan bireylerle konuşuyor. Almanya’da bilgisayar programcısı olarak çalışan ve doğuştan görme engelli olan Ali Rıza Çiftçioğlu ile konuştuk.

30 Mayıs 2023 admin
Bilgisayar programlamacısı olarak çalışan Ali Rıza Çiftçioğlu, Almanya'da yaşıyor.

“Engellilik” kelimesini nasıl tanımlarsınız? Bu sizin kullanmayı tercih ettiğiniz bir kavram mı?

Bana göre engellilik kelimesinin manasını ikiye ayırmakta fayda var. Birincisi “engellilik” ifadesinin akademik veya bilimsel manası. Kısaca bu kavram, zihinsel veya fiziksel işlevleri tam yerine getirmemek anlamına geliyor. İkincisi ise bireyin kendisini tanımlaması. Örneğin ben kendimi engelli olarak görmüyorum. Aslında engel ne zaman başlıyor biliyor musunuz? Engelli olmayan insanlar bize karşı sorumsuz, ön yargılı ve duyarsız davranmaya başladıkları zaman.

Bize engelinizden bahseder misiniz? Bu engel sizin için günlük hayatta ne anlama geliyor?

Doğuştan beri bütünüyle görme engelliyim. “Retinitis pigmentosa” diye adlandırılan ve görme engeline yol açan bu hastalığın nedenleri hâlâ bilinmiyor. Doğuştan olması hasebiyle ve görmenin ne anlama geldiğini tecrübe etmediğim için bu durum beni menfi etkilemiyor. Gören bir insan nasıl hayatını idame ettiriyorsa ben de aynı şekilde ettiriyorum.

Kimsenin bilmediği bir süper gücünüz ya da insanları şaşırtan bir tarafınız var mı?

Engelli bir insan ne yaparsa yapsın, insanlar zaten şaşırıyorlar. Maalesef toplumda öyle bir algı, hatta ön yargı var. Ben bilgisayar mühendisiyim ve çalışıyorum. Bu bile şaşırmalarına yetiyor. İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) bünyesinde görme engelli kişilere Kur’ân-ı Kerîm eğitimi veriyorum. Bu da insanların şaşırdığı başka bir özelliğim.

ali rıza çiftçioğlu engellerin ötesinde2

Ali Rıza Çiftçioğlu, görme engelli öğrencilere Kur’ân-ı Kerîm eğitimi veriyor.

Şimdiye dek kendinizi en güçlü ve en zayıf hissettiğiniz yerler nereler? Buraları nasıl dönüştürmek isterdiniz?

İnsanlar bana baktıklarında ilk önce engelimi “görüyorlar.” Benim engelim her zaman ön planda. Bu beni zayıf hissettiriyor. Engeli olmayan insanların nasıl farklı meziyetleri varsa, benim de meziyetlerim var. Her insanın nasıl müspet, menfi yanları varsa, benim de müspet, menfi yanlarım var. Ben Müslüman bir insan olarak var olmak istiyorken görme engellimin bütün bunların önüne geçmesi beni güçsüz hissettiriyor.

Öte yandan elhamdüllilah kimseye muhtaç olmadan çalışmak, dinimi yaşayabilme çabası ve eşim ile kızım beni güçlü hissettiriyor.

Engellilik konusunda “tabu” kavramlarınız hangileri?

Bence engelli kişilerin kendi ailelerini kurma konusunda çok büyük bir tabu ve ön yargı var. Engelli kişilerin evlilik yapma ve/veya çocuk sahibi olmak gibi gayet tabii isteklerinin olması toplum ve aileler tarafından görmezden geliniyor.

Engeli olmayan bir bireyin hangi davranışı sizin için kabul edilmezdir?

Ben yanlarında yokmuşum gibi davranmalarından, beni yok sayma ve görmezden gelme gibi davranışlardan rahatsızlık duyuyorum. Bana değil de yanımda bulunan eşime benim hakkımda soru sormaları gibi… Bunlar çok basit sorular da olabiliyor. Mesela bir restoranda, “Beyefendi ne yemek ister?” gibi soruları yanımdaki kişiye yöneltebiliyorlar.

Bir diğeri de insanların bana sormadan yardım etmeleri. Yardım etmek güzel bir şey ama önce bana sorulmasını tercih ederim. Belki o an ben bana yardım edilmesini istemiyorum veya kendim işimi hallediyorumdur.

Hangi konuda empati ve anlayış çağrısında bulunmak istersiniz?

“Empati” kelimesini doğru bulmuyorum. “Engelli insanlarla empati duyalım” şeklinde genel bir çağrı ve beklenti var. Eğer siz engelli değilseniz veya engelli bir aile yakınınız yoksa, engelli insan ile veya engelli aile yakınıyla nasıl empati duyabilirsiniz? Bazı programlarda denk geliyoruz, normalde gören insanların gözünü bir nesne ile bağlayıp, mesela yemek yemeyi denettiriyorlar. Bana göre bunlar empatiyi tetikleyecek eylemler değil. Önemli olan engelli insanları var olan bir topluma “entegre” etmek değil, toplumu onlarla birlikte inşa etmek. Engelli insanları “farklı” veya “ikinci sınıf” insan olarak görmeyin!

Yaşadığınız şehirde değişmesini istediğiniz şeyler nelerdir?

En çok rahatsızlık duyduğum şey kaldırımda yürürken önüme bir engelin çıkması. Mesela kaldırıma bırakılan scooterler, çöpler veya yanlış park edilmiş araçlar…

Düzenli gittiğiniz camide ya da Müslüman camia içerisinde değişmesini istediğiniz şeyler nelerdir?

Önyargıların kalkmasını çok istiyorum. Nasıl görenlerin Allah’a karşı sorumlukları varsa, bizler de sorumluluk sahibiyiz. Bu nedenle camilerimizin erişebilir olması gerek. Bir camiye girdiğimde kıblenin hangi tarafta olduğunu bulabilmem için öncelikle duvarlara dokunarak mihrabı bulmam gerekiyor. Abdesthanelerin daha geniş ve daha kolay erişebilmesini isterdim.

Müslüman camiasında ise düşünce ve fikirlerin değişmesini önemsiyorum. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) engelli sahabelere nasıl davranmış, onları nasıl istihdam etmiş, onları nelerden muaf tutmuş, nelerden sorumlu kılmış, bunları araştırıp çözümlerin Müslüman camiada uygulanmasını isterdim.

Karşılaştığınız zorlukların yapısal olarak kaldırılması için önerileriniz neler?

Bir bilgisayar mühendisi olarak internet sitelerinin ve telefon uygulamalarının erişebilir olması hayatımı ve görme engelli insanların hayatlarını önemli oranda kolaylaştıracaktır.

Şimdiye dek sizi en çok etkileyen anekdotu bizimle paylaşır mısınız?

Kızım 4 yaşında. Doğduğundan itibaren bu duruma alışık olması ve hiçbir ön yargısının olmaması beni her seferinde yeniden etkiliyor.

İnsanların sizin hakkınızda yanlış düşündüğü 3 şeyi söyler misiniz?

Hızlı yürürüm. Kendi işimi kendim halletmeyi ve başka şehir ve ülkeleri ziyaret etmeyi çok severim. Maalesef insanlar görme engelli bir insanın yavaş hareket ettiğini veya başkasına muhtaç olduklarını zannediyorlar. Görmememe rağmen başka bir şehir veya ülkeye gitmemi, oraları ziyaret etmemi garipsiyorlar.

Engelli bireylere ya da engelli bireylerin yakınlarına tek bir çağrıda bulunacak olsaydınız, ne söylerdiniz?

Lütfen kendi ayaklarınızın üzerinde durun! Toplumda var olup toplumu inşa edin!

admin

Lisans eğitimini Münster Üniversitesinde Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerinde çift anadal olarak tamamlayan Kandemir, Duisburg-Essen Üniversitesinde sosyoloji yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir. Ağırlıklı çalışma alanları göç sosyolojisi ve ulusaşırı Türk toplulukları olan Kandemir Perspektif dergisi editörüdür.

Yazarın diğer yazıları
Bu yazıyla ilgili yorumunuzu paylaşabilirsiniz. Bunu yaparken Yorum Kurallarımızı dikkate alın lütfen.
Yorum adedi#2

*Tüm alanları doldurunuz

  • Yaşar Çiftçioğlu
    2023-05-30 22:02:57

    Böyle bir Evladım Olduğu için Kurur duyuyorum. Allahım herkese Böyle Hayırlı Evlat nasip Etsin

  • Sema elekci
    2023-05-30 21:45:38

    Tebrik ederim Allah razı olsun emeğinize sağlık muhteşem 🌹 Toplumumuzun engellere karşı malesef yaklaşımları duyarsız bazende kırıcı bir okadarda üzücü bilinçsizce olduğunu düşünmek istemiyorum yoksa derinden yaralıyor bizleri ümmü mektum ailesinden selamlar

Son Yüklenenler